Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/292 E. 2021/10 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
Esas No : 2018/292
Karar No : 2021/10

İhbar Olunanlar : 1-

2-

Dava : Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Telif Haklarının İhlalinin
Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat
Dava Tarihi : 09/08/2018
Karar Tarihi : 21/01/2021
Gerekçeli Kararın
Yazıldığı Tarih : 21/01/2021
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Telif Haklarının İhlalinin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat istemli davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dilekçeleriyle özetle; davacı yan ile dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti.’nin 25.04.2017 tarihinde … Reklâm Filmi Müziği Sözleşmesi imzaladığını, bahsi geçen sözleşme uyarınca …A.Ş. şirketi bünyesinde üretilen, … ürününün reklâm müziği olarak kullanılması için “…-Kahvaltıya Size Gideceğiz.” isimli reklâm filminin müziği olarak müvekkili tarafından bir eser meydana getirildiğini, bahsi geçen müzik eserinin, müvekkili tarafından MSG’ye …. numarası ve… ile kaydının gerçekleştirdiğini, 25.04.2017 tarihinde yine MSG tarafından hak sahipliği muvafakatnamesi düzenlendiğini, ihtilafa konu reklam filmi için davalı yanın, dava dışı … Reklâmcılık İletişim Hiz. Tic. A.Ş. ile imzalamış olduğu Reklâm Hizmetleri Sözleşmesi çerçevesinde söz konusu eseri kullandığını; başka bir anlatımla davalı şirketin, dava dışı … ile reklâm hizmet sözleşmesi akdettiğini, … Reklâmcılık İletişim Hiz. Tic. A.Ş.’nin de reklâm filminin müziği için dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti. ile sözleşme imzaladığını, dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti.’nin de eser sahibi müvekkili ile reklâm filminin müziğinin oluşturulması için yukarıda bahsi geçen sözleşmeyi yaptığını, dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti. ile yapılan sözleşme uyarınca eser sahibi müvekkili tarafından eserin 30 ve 45 sn’lik orijinal versiyonlarının reklam filminde kullanılmak üzere hazırlandığını ve dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti.’ne teslim edildiğini, söz konusu olayda müvekkiline ait esere ilişkin telif hakkının … Çikolata ve Tarım Ürünleri San. ve Dış. Tic. A.Ş. tarafından haksız bir şekilde ihlâl edildiğini, eser sahibinden izin alınmadan eserin değiştirilerek 26 saniyelik bir versiyonunun hazırlandığını ve değiştirilmiş haliyle ulusal yayın yapan televizyon kanallarında umuma sunulduğunu, … televizyon kanalından alınan bir reklâm arası kesitinin 06-31 saniyeleri arasında da görüleceği üzere müvekkili tarafından ortaya konulan eserin, müvekkilinin izni olmaksızın kesilerek ve değiştirilerek yayınlandığını, dolayısıyla müvekkilinin yazılı izni olmaksızın bir değişikliğin olduğunu, dolayısıyla söz konusu olay açısından FSEK kapsamında telif hakkı ihlâlinin olduğunu, davalı tarafça 21.12.2017 T.’inde yapılan ihtarda, davalı tarafın; reklâm filmi hizmeti aldığı …-… Reklâmcılık İletişim Hiz. Tic. A.Ş. ile bahsi geçen reklâm filminin 30 ve 45 saniyelik versiyonları, bilahare 26 saniyelik versiyonu için 1 yıl süre ile kullanılması karşılığında anlaşma yaptığının, 26 saniyelik versiyon için besteciden izin alınmadıysa bunun dava dışı … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti. ve … arasındaki sözleşmenin ihlâli olduğunun belirtildiğini; ancak davalı tarafın, eser sahibinden izin alınmaksızın eser üzerinde değişiklikler yapıldığı için telif hakkı ihlâli gerçekleşen bir eseri umuma ileten taraf olduğu için sorumluluğunun doğacağını, taraflar arasında e-posta yazışmalarının eser üzerindeki ihlâlin varlığını tespit eder nitelikte olduğunu, davalı tarafça diğer muhataplara gönderilen ihtarnamede, müvekkili tarafından hazırlanan müziklerin söz konusu reklâmlarda kullanılması nedeni ile ortada bir telif hakkı ihlâli varsa, Fikir ve Sanat Eseri Kanunu çerçevesinde bundan birinci derecede hukuki ve cezaî açıdan kendisinin sorumlu olacağını belirttiğini, belirtildiği üzere, telif hakkı ihlâlinin gerçekleştiğini, ancak buna rağmen müvekkiline maddi zararını karşılayacak herhangi bir ücretin ödenmediğini, FSEK m. 68/1’de belirtildiği gibi, hak sahibinden yazılı izin alınmadan eseri umuma iletenlerin bu kanun kapsamında tazminat ödemekle yükümlü olacağını, FSEK m.70’te manevi hak ihlâli halinde tazminat istenebileceğinin düzenlendiğini; söz konusu olayda müvekkilinin birçok hususta mağdur edildiğini, müvekkilinin, yurtiçi ve yurtdışında itibarlı bir besteci olduğunu, ilgili işlerin reyting ve sosyal medya izlenme oranlarına bakıldığında müvekkilinin yaptığı işlerin etkisinin ortada olduğunu, bu sebeple, ihtilafa konu olayın, müvekkilinin ileride alabileceği potansiyel iş kaybına sebep olduğunu, tüm bu açıklanan sebeplerle, Türkiye’nin ve dünyanın en büyük reklâm ajansı firmalarından biri olan … ve Türkiye’nin en tanınmış reklâm film yönetmenlerinden biri olan ve birçok reklâm yapım firmalarıyla çalışan … ile karşı karşıya kaldığı da göz önüne alınarak potansiyel iş kaybının ve bir manevi zararının olduğunun aşikâr olduğunu, ayrıca bu hususun müvekkilinin yaptığı işi vaktinde ve eksiksiz teslim etmesine rağmen gerek Türkiye, gerekse yurt dışındaki hem … reklâm firmasının, hem de … firmasının potansiyel işlerinden de (…, ….vs.) mahrum kalma riskini doğurduğunu, müvekkilinin yaptığı işlerin bir sonraki işlere referans olduğunu, bu sebeple müvekkilinin gerek …, gerek …, gerekse … firmasıyla bir daha çalışamama riskiyle karşı karşıya bırakıldığını, söz konusu olayda, davanın açıldığı tarihte müvekkilinin uğradığı zarar tam ve kesin olarak belirlenemediği için müvekkilinin yaşadığı maddi ve manevi zararın bir nebze olsun karşılanabilmesi için işbu belirsiz alacak ve tespit davasının açılmasının zorunluluğunun hasıl olduğunu, ifade ederek, eser sahibi müvekkilin telif hakkı ihlalinin tespitine, davalı ile müvekkili arasında bir sözleşme bulunmadığından, davalının eseri yayınlamasından kaynaklı ürünün satışından elde ettiği yıllık gelirin %3’ü üzerinden lisans emsal ücreti belirlenerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 4.000,00.-TL maddi tazminata ihlâl tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 1.000,00.-TL manevi tazminata ihlal tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, 12/11/2020 tarihli dilekçesi ile 19.953,00.-TL maddi (telif) tazminatı için lisans süresinin dolmasından sonraki internet kullanımları açısından ihlal tarihi olan 25.04.2018 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline, 10.000,00.-TL manevi tazminatı için lisans süresinin dolmasından sonraki internet kullanımları açısından ihlal tarihi olan 25.04.2018 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … firmasına ihbar edilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin, sürme çikolata kategorisinde “…” markaları kakaolu fındık kreması ürünün ithalatçısı ve … Grup’un Türkiye’deki şirketi olduğunu, müvekkilinin, Reklâm Verenler Derneği başta olmak üzere pek çok saygın dernek ve kuruluşun da üyesi olduğunu, … Reklâmcılık ve İletişim Hizmetleri Tic. A.Ş. isimli dava dışı şirketin, … yaratıcı reklâm ajansı olduğunu, ana sorumluluklarının, …’nın pazarlama faaliyetlerinde kullanılan materyallerin (TV reklâmı, radyo jingle’ı, açık hava görseli, her türlü afiş, poster vb.) tasarlanması ve üretilmesi olduğunu, … ile müvekkili arasında imzalan sözleşme uyarınca materyallerin fikir geliştirme ve tasarımının … tarafından, üretiminin ise genellikle diğer reklâm ajanslarınca yapılmakta olduğunu, … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti. isimli firmanın ise …’nun uyuşmazlık konusu … Trust reklâm kopyasının ve daha birçok başka projenin üretimi için çalıştığı şirket olduğunu, dava konusu reklâm filminin tüm fikri ve kullanım haklarının, müvekkili tarafından … isimli firmadan FSEK gereğince hiçbir telif hakkı ihlâli bulunmadığı beyan ve taahhüdü ile alındığını ve tüm ödemelerin bu şirkete yapıldığını, müvekkili şirketin ve … arasındaki sözleşme gereğince de FSEK kapsamında doğmuş veya doğacak olan uyuşmazlıklardan müvekkilin sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin, …’nun sözleşme konusu edimlerin ifası tahtında hangi alt yüklenicilerle sözleşmesel veya fiili işbirliği içine girdiği hakkında bilgi sahibi olmadığını, bu hususta bir muvafakati ve onayının da olmadığını, bu sebeple davanın … Reklâmcılık ve İletişim Hizmetleri Tic. A.Ş.’ne ve … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin yerleşim yeri “… Beşiktaş/İstanbul” olduğundan huzurdaki davanın açılmış olduğu Mahkeme’nin yetkisiz olduğunu, yine huzurdaki davada müvekkilinin açıklanan şekilde bir fikri hak ihlâlinin de bulunmadığını, davacının da dava dilekçesine göre USA’da mukim olduğunu, davalının, … ile arasında akdedilen Sözleşme’nin 18. maddesi uyarınca yetkili yer mahkemesinin İstanbul Mahkemeleri olarak düzenlendiğini, müvekkili ile ihbar olunan … arasındaki Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca da uyuşmazlıkların çözümü için yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Adliyesi olarak düzenlendiğini, buna göre, huzurdaki davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, huzurdaki davanın müvekkili bakımından husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının, davasına dayanak gösterdiği, dava dilekçesinin ekindeki “4 Films … Reklâm Müziği Bütçe Sözleşmesi”ne müvekkil şirketin taraf olmadığını, işbu sözleşme kapsamında davacı ile dava dışı … firması arasında, reklâm müziğinin yapımı ve eserin kullanım haklarının 1 yıl süre ile devri konusunda mutabakata varıldığını, huzurdaki davada, söz konusu reklâm müziğinin davacının devrinden/izninden farklı olarak yani sözleşmeye aykırı şekilde kullanıldığı iddia edilerek tazminat talebinde bulunulmuşsa da sözleşmenin tarafı müvekkili olmadığından işbu taleplerin müvekkiline yöneltilmiş olmasında haklı ve hukuki dayanağın bulunmadığını, zira müvekkilinin her nevi kullanımının ihbar olunması talep edilen dava dışı şirketlerle arasındaki sözleşmelere dayandığını ve bunlara uygun olduğunu, … …. reklâm filmi müziğinin, davacıya sözleşme yoluyla sipariş verilerek dava dışı … tarafından görsel çekimleri ve prodüksiyonu gerçekleştirilen bir eser olduğunu, müziğin bu görsellerin üzerine sadece … reklâmında kullanılmak üzere ve bu amaçla sınırlı şekilde hazırlandığını, bu anlaşmadan doğan ticari ücretlendirmeler ve koşulların imzalanmış olan sözleşmede belirtilmiş olduğunu; buna dair tüm sorumluluğun … isimli firmaya ait olduğunu, müvekkili tarafından reklâmın kullanım haklarının, … firmasından ve yasal haklarının ödenmesi suretiyle alındığını, müvekkilinin, davacıya karşı dava dışı … ile birlikte bir borç altına girmediğini, kefil olmadığını, davacıya herhangi bir taahhütte bulunmadığını; özetle, somut olayda ticari işlerde davanın kendilerine ihbar edilmesini talep ettikleri dava dışı şirketlerle müvekkili arasında ticari teselsül karinesinin oluşmadığını, bu sebeple davanın, husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaatin bulunmadığını, dava konusu talebin, manevi hak ihlâline dayandığını, talebin ise mali hak ihlâlinde tazminat hesabına dair hükme dayandırıldığını, davacının dava ve talebinin bu bakımdan da kabul edilemez olduğunu, bir an aksi düşünülse bile bu defa da FSEK m. 68/1’e göre davacının, dava dilekçesinde dayanak olarak göstermiş olduğu sözleşme bedelinin en çok üç katını talep edebileceğini, davacı ile ihbar olunanların arasında akdedilen sözleşmede lisans bedelinin belli olduğunu, bu miktarların tespiti oldukça kolayken huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaatin bulunmadığını, diğer yandan manevi tazminat talebinin belirsiz veya kısmi alacak davasına konu edilemeyeceğinin aşikâr olduğunu, dava konusu eserin, üzerinde değişiklik yapılmadan, sadece kısaltılarak kullanıldığını ve buna ilişkin sözleşmede yer alan kullanım bedellerinin ayrıca ödendiğini; davanın esas bakımından da reddinin gerekeceğini, müvekkilinin kendi medya stratejileri, … ile arasındaki sözleşme doğrultusunda dava dışı … firmasından reklâmın kısa versiyonunu talep etmesi üzerine, başta yapılan reklâm görüntülerinin kısa hallerinden oluşan bir kısa versiyonunun oluşturulduğunu, bu versiyonun ayrıca bedelleri ödenmek suretiyle kullanım haklarının müvekkiline devredildiğini, müzik için yeni bir çekimin yapılmadığını, yeni ya da başka bir ürün kullanılmadığını veya müziğin değiştirilmediğini, işlenme yapılmadığını, kötüleştirilmediğini, itibarsızlaştırma vasfında bir müdahalenin söz konusu olmadığını, yapılan değişikliğin reklâm ve yayın tekniğinin gerektirdiği zorunlu bir değişiklik olduğunu, reklâmın yayınlandığı zaman diliminde yayıncı kuruluşun reklâm sıra, süre ve listesinin elverdiği reklâm süresinin yarattığı yayın süresinin teknik ve yasal bir zorunluluğu sonucu süre düzenlemesine gidildiğini, burada süresi düzenlenenin reklâm olduğunu, davacının eseri olmadığını, reklâm süresinin ilgili reklâm yayını zamanının ve reklâm yayınına dair yasal ve teknik zorunlulukların etkisiyle kaçınılmaz olarak revize edilmesinin gerektiğini, bunun bir sonucu olarak reklâm kısaltılınca, reklâmın müziğinin de kısa versiyonunun kullanıldığını, bunun teknik ve yasal bir zorunluluk olduğunu, reklâmın bitmesinin, fakat müziğin 4 saniye daha devam etmesinin mümkün olmadığını, nitekim reklâm sektöründe, bu tür süre düzenlemelerinin oldukça yaygın ve olağan olduğunu, yapılan değişikliğin davacının eserini ne kötüleştirdiğini, ne de itibarsızlaştırdığını, bu açıdan bakınca davacının ne bir mali hakkının ne de manevi bir hakkının ihlâl edildiğinden bahsedilemeyeceğini, aksine müvekkilinin reklâm bütçesi ve tanınmışlığı sayesinde oldukça sık, uzun ve kısa versiyon yayınları yapılan reklâm sayesinde davacının tanınırlığının, bilinirliğinin, tercih edilirliğinin arttığını, bu sayede davacının iş kaybına değil, iş artışına uğradığını, mali ve manevi zarara değil kazanca eriştiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının dava açmak için oldukça uzun bir süre sessiz kalıp sonrasında huzurdaki davayı ikâme etmesinden ötürü huzurdaki davayı ikâme etme hak yetkisini kaybettiğini, davacının, müvekkilden son bir yıllık gelirinin %3’ü kadar tazminat istemişse de, ihlâl iddiasının dahi bir yıllık zamana dahil olmadığını, müvekkilin tüm satış ve cirosunun da davacının eserinin sonucu olmadığına göre, bunun %3’ünü talep etmenin de makul, mümkün olmadığını, bahse konu reklâmın, önceki reklâmın kendi içerisinden montajlanarak hazırlanmış, bir kısa versiyon olduğunu ve reklâm ajansı tarafından hazırlandığını, Dava dışı … ile davacı arasındaki sözleşmenin D/2 maddesine göre; “Aynı özgün müzik eseri aynı reklâm filmi için farklı sürelerde kesilip/editlenip kullanılmak istenirse (Kısa Versiyon İnternet, Uzun Versiyon Tv vs.) Lisans Alan (Firma) tarafından ya da eser sahibi tarafından da kesilirse telif bedeli film ve mecra başına 4.000 TL + stopaj + kdv olarak ücretlendirileceğini”, bu maddeye istinaden dava dilekçesinde iddia olunan şekilde izinsiz bir kullanım veya esere tecavüzün söz konusu olmadığını, davacının, bedellerin ödenmesi koşuluyla müzik eserinin kesilmesini/editlenmesini sözleşme ile açıkça kabul ettiğini, ifade ederek, dosyanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, davacı tarafın taleplerini dayandırdığı sözleşmenin tarafı müvekkili olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, dava konusu alacak belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davası olarak açılan davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının Mahkemece kabul edilmemesi halinde, davanın … Reklâmcılık ve İletişim Hizmetleri Tic. A.Ş.’ne ve … ve Org. Yay. Tic. Ltd. Şti.’ne ihbarına ve yapılacak yargılama sonucunda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Rekl. İlet. Hiz. Tic. A.Ş. vekili cevaplarında özetle; dosya davalısı ile müvekkili arasında reklam hizmetleri sözleşmesi yapılarak “…” isimli reklam filminin hazırlandığı, daha sonra dava dışı … ve Org. Yay. San. Tic. Ltd. Şti. vasıtası ile bu reklam filminin müziğinin davacıya hazırlatıldığını, müvekkilinin reklam müziği yapımı ile ilgili kusuru veya sorumluluğu bulunmadığını, davacı ile dava dışı … ve Org. Yay. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan “.. Reklam Müziği Bütçe Sözleşmesi” nin B maddesi ile davacının eserinin reklam filminde kullanımı ile ilgili olarak 4.000 TL + Stopaj + KDV telif bedelinin belirlendiğini, bu sözleşme ile eserde değişiklik yapılması yetkisinin verildiğini, dolayısıyla davacının haksız olduğunu, davacının, 25.04.2017 tarihli muvafakatname ile eserin 1 yıl süreyle sözleşme kapsamında kullanılmasına yazılı onay verdiğini, davacının eserinin kısa versiyonunun davacıya ödenen ücret karşılığında kullanımına izin verdiği buna ilişkin yazılı onayı olduğunu, 25.04.2017 tarihli sözleşmenin B ve 2. maddelerinin açık bir şekilde kısa versiyonu yayınlama hakkını serbest bıraktığını, D maddelerinde belirtilen hususların daha çok eserde büyük farklılık yaratılması, başka bir üründe kullanılması veya eser üzerinde 3. şahıslarca değişiklik yapılmasını önlemeye yönelik olduğunu, davalının reklamın kısa versiyonunu talep etmesi üzerine, reklam görüntülerinin kısa hallerinden oluşan bir kısa versiyon oluşturulduğunu, müzik için yeni bir çekim yapılmadığını, yeni ya da başka bir ürün kullanılmadığını veya müzik değiştirilmediğini, işlenme yapılmadığını, kötüleştirilmediğini, itibarsızlaştırılmadığını, vasfında bir müdahale söz konusu olmadığını, yapılan değişikliğin reklam ve yayın tekniğinin gerektirdiği zorunlu bir değişiklik olduğunu, reklamın yayınlandığı zaman diliminde yayıncı kuruluşun reklam sıra, süre ve listesinin elverdiği reklam süresinin yarattığı yayın süresinin teknik ve yasal bir zorunluluğu sonucu süre düzenlemesine gidildiğini, davacının herhangi bir iş kaybına uğramadığını tam tersine, iş artışı sağladığını, 26 saniyelik reklam filmi kapsamında kârın %3’ü oranın tazminatın haksız ve kötüniyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yazılı izin vermemiş olsaydı dahi dava dışı … ve davacı arasında imzalanan sözleşmenin D/2 maddesi uyarınca davacının 4.000,00.-TL + Stopaj + KDV Ödemesi yapılmasını isteme hakkının olduğunu, manevi tazminat talep etme koşullarının oluşmadığını ifade ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … … San.Tic.Ltd.Şti’ne usulüne göre tebligat yapılmasına karşın, yargılamaya bir katılımı olmadığından cevabına rastlanmamıştır.
Davanın açılmasını müteakip yargılamaya katılımı olan tarafların dava, cevap, cevaba cevap, ikinci cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yazı İşleri Yönetmeliği’nin 41/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraf vekillerine tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
GEREKÇE :
Dosya uyuşmazlık konuları hakkında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor tanzim ettirilmiştir.
Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık, uyuşmazlık konusu eserde davacının izni olmadan kısaltma veya ekleme yapılıp yapılmadığı davacının FSEK mevzuatından kaynaklanan haklarının ihlal edilip edilmediği, maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, davalının yetki ve husumet itirazının yerinde olup olmadığı, davacının lisanssız kullanım nedeniyle itibarının sarsılıp sarsılmadığı, eserde davacının adının belirtilip belirtilmediği noktasında toplanmaktadır.
Toplanan delillere, son bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş ise de davaya konu eser internet mecrasında yayınlandığından ve zarar gören her yerde bu davayı açma hakkına sahip olduğundan bu talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafın davanın belirsiz alacak olmadığına dair usulu itirazları da , miktar bilirkişi raporu ile belirlenebildiğinden yerinde değildir.
Davacı tarafından dosyaya davaya konu müziğin kullanıldığı 30 ve 45 saniyelik videoları ve müzikleri içeren bir adet flash bellek ve 45 sn, 30 sn ve 26 sn’lik reklam filmlerini içeren CD materyali sunulduğu, mezkur CD incelenmesinde; V1, V2 ve V3 olmak üzere 3 adet 45sn’lik reklam filmi olduğu, Flash bellek içerisinde; Ek-3 ve Ek-4 yazan iki tane klasörün, Ek3 klasörü açılıp incelendiğinde iki adet klasörün bulunduğu; 1. Klasörde Müziğin Orijinali (45sn), 2. Klasörde Videolar (30 ve 45sn’lik reklam filmleri) oldukları, Ek-4 Star Tv Televizyon kanalından alınan 26sn’lik reklam filmi versiyonu olduğu,;
Dava konusu eserin musiki eserleri olduğu, FSEK 3. madde uyarınca musiki eser, her nevi sözlü ve sözsüz besteler olduğu, bu tanımlamadan hareketle söz konusu bestenin eser niteliği için ritmik olması, melodik olması gibi şartların olması gerekmediği, eser niteliği açısından bulunması gereken genel şartlardan hususiyet şartı burada da geçerli olduğu;
5846 sayılı yasanın “Eser Sahibi” başlıklı ikinci bölümünde kimlerin eser sahibi olduğu düzenlenmiştir. FSEK md.8’e göre bir eserin sahibi onu meydana getirendir. Bir işlemenin ve derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyendir. Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı ve diyalog yazarı, eserin birlikte sahibidirler. Canlandırma tekniğiyle yapılmış sinema eserlerinde, animatör de eserin birlikte sahipleri arasındadır.
…-…, filmine ilişkin 10.05.2017 tarih ve MSG … sayılı bildirim formunda eser adının “…-…”, besteci-aranjör bilgilerinin ise: … olarak belirttiği;
Davaya konu “…-…” adlı müzik, FSEK 3. madde anlamında musiki eseri olup daha önceki bilirkişi raporlarındaki itiraza konu olmayan tespitlerde ve dosyaya sunulan sözleşmeler ve Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği’nden alınan muvafakatnameden de görüleceği üzere, eser sahibinin davacı olduğu;
Uyuşmazlığın esasını, davacının eser sahibi olup mali hakları kullanma yetkisini sözleşme ile devrettiği 30 ve 45 saniyelik iki versiyonu olan müzik eserinin, davalı(lar) tarafından kısaltılarak 26 saniyelik versiyona düşürülmesinin, eserin bütünlüğünü bozup bozmadığı, bunun FSEK m.16/2 kapsamında zorunlu değişiklik olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği oluşturmaktadır.
Dosya münderecatında bulunan CD’nin incelemesinde, davaya konu reklamın 45 saniyelik 3 farklı versiyonunun bulunduğu görülmüştür. Bu versiyonların her birinde farklı müzik bulunmaktadır. Yine dosyada bulunan USB belleğin incelemesinde davaya konu 26 saniyelik reklamın yer aldığı ve bunun, CD içeriğinde bulunan V1 isimli dosyanın kısaltılmış hali olduğu görülmüştür. Bu versiyonun asıl eser üzerinde enstrümantal vb. bir değişiklik veya özgün eserden yararlanılarak oluşturulmuş farklı bir fikri ürün olmadığı değerlendirilmiştir. Hacim itibariyle geniş olan bir müzik eserinin, bütünlüğü bozmayacak şekilde kısaltılması da FSEK m.16/2 kapsamında değerlendirilebilecek zorunlu değişiklik olarak kabul edilebilir.
Her ne kadar taraflar arasındaki 25/04/2017 tarihli sözleşmenin 2. Maddesinde aynı özgün müzik eserinin kısaltılarak kullanılmak istenilmesi durumunda 4.000,00.-TL (+ stopaj + KDV) ödenmesi kararlaştırılmış ve bunun için evvela sözleşmenin 7. Maddesi gereği davacıdan izin alınmasının gerektiği belirtilmiş ise de, zorunlu değişikliğin bu kapsamda değerlendirilmemesi gerektiği, dosyaya sunulan, reklam filminin kısaltılması sebebiyle yapıldığı anlaşılan ve eserin bütünlüğünü bozmayan değişikliğin, FSEK m.16/2 kapsamında bir değişiklik olduğu, dolayısıyla bu eylemin, davacının haklarının ihlali niteliğinde olmadığı ve buna bağlı olarak, maddi ve manevi tazminat yükümlülüğünün doğmadığı;
4Films ile davacı arasında imzalanmış sözleşmenin 1 yıl süreli olduğu(25/04/2018 son gün), sözleşmenin 5. Maddesine göre olası bir durumda yeni lisans döneminde lisans bedelinin bir önceki yılın aynı ayına göre hesaplanacak TÜFE oranında artırılacağı, ayrıca yeni lisans döneminde sözleşmenin B, 2,3 ve 4 maddelerinde belirtilen kullanımlar için %25 indirim uygulanacağı kararlaştırıldığı, bununla birlikte taraflar arasında sonraki dönem için FSEK 52. Maddeye uygun yazılı bir sözleşme bulunmaması ve yine ortada bu yönde fiili ilişkiyi gösterir bir durumun bulunmaması karşısında, sözleşmenin otomatikman yenilendiğinden bahsedilemeyecek olup 1 yıllık lisans süresinin dolduğu tarih olan 25/04/2018 tarihinden sonraki internet mecrası kullanımlarının da ayrıca mali ve manevi hak ihlali niteliğinde olacağı, sözleşme süresinin sona erdiği bu tarihten sonra internet ortamında kullanımın bulunduğunun anlaşılması karşısında, davacının FSEK’ten doğan çoğaltma, yayma ve umuma iletim mali haklarının; umuma arz manevi hakkının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
Davacı dilekçesinde davalının karının %3 ü karşılığı lisans bedeli talep etmiş ise de dosya içeriğinden FSEK 68/1 karşılığı tazminat ve FSEK 70 maddesi gereği manevi tazminat talep ettiğinden hesaplamalar buna göre yapılmıştır.
Neticede dosya incelendiğinde, son bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından;
Davaya konu “…-…” adlı müziğin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) anlamında “musiki eseri” niteliğinde olduğu, “…-…” adlı eserin eser sahibinin davacı olduğu, 26 saniyelik müzik eserindeki değişikliğin eserin bütünlüğünü bozmadığı ve FSEK m.16/2 kapsamında zorunlu bir değişiklik olduğu, dolayısıyla bu eylemin, davacının haklarının ihlali niteliğinde olmadığı ve buna bağlı olarak, maddi ve manevi tazminat yükümlülüğünün doğmadığı,
Davacıya ait müzik eserinin lisans süresinden sonra internet ortamında izinsiz kullanımının ise davacının FSEK’ten doğan çoğaltma, yayma ve umuma iletim mali hakları ile umuma arz manevi hakkının ihlali niteliğinde olduğu, mali hakların ihlali sebebiyle davacının talep edebileceği tazminat bedelinin (3.325*3=)9.975,00.-TL mertebesinde olabileceği anlaşıldığından, son bilirkişi raporu doğrultusunda ve tüm dosya kapsamından, maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının eserinin izinsiz kullanımı, dolayısıyla manevi haklarının ihlali nedeniyle dava dilekçesinde talep ettiği 1.000,00.-TL manevi tazminatın yerinde olduğu kanaatine varılmış, davacı vekili her ne kadar ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talebini arttırmış ise de manevi tazminat talebi bölünemeyeceğinden bu talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :
D a v a n ı n K ı s m e n K a b u l ü n e,
1-FSEK 68/1 maddesi gereğince 9.975,00.-TL tazminatın 25.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-1.000,00.-TL manevi tazminatın 25.04.2018 arihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Peşin alınması gereken 749,70-TL’den (749,70-85,39=664,31) 85,39-TL’nin mahsubu ile kalan 664,31.-TL nispi ilâm harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat için hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu, kısmen kabul edilen manevi tazminat için hesap olunan takdiren 1.000,00.-TL nispi olmak üzere iki ayrı ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kısmen reddedilmesi ve davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen maddi tazminat için hesap olunan takdiren 5.900,00.-TL maktu, red edilen manevi tazminat için hesap olunan takdiren 1.000,00.-TL nispi olmak üzere iki ayrı ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davanın kabul ret oranının takdiren %60 olarak belirlenmesine,
7-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 85,39.-TL ilâm harcının tamamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 
8-Davacının bunun dışında yapmış olduğu aşağıda dökümü yazılı 5.493,20.-TL yargılama giderinin %60’nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalının yapmış olduğu bir gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
Dair, davacı ve davalı taraf vekillerinin yüzlerine karşı, ihbar olunanların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/01/2021

Kâtip Hâkim …
✍e-imzalıdır ✍e-imzalıdır