Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/99 E. 2023/270 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/99 Esas
KARAR NO : 2023/270

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : –

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 07/02/2023
KARAR TARİHİ : 17/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tek yetkilisi olan Selim Özcan’ın, muhasebe işlerini takip etmesi için şirket kuruluşunda … ile anlaştığını ve şirket muhasebesine bakması için yetki ve görev verdiğini, şirket yetkilisi Selim Özcan’ın şahsi işleri sebebiyle 2015 Temmuz ayında …’dan ayrıldığını ve bir daha da dönmediğini, ancak şirket defterleri ve diğer tüm kayıtlarını zilliyetinde bulunduran muhasebecinin durumu kötüniyetle kullandığını, müvekkili adına sahte faturalar düzenlediğini ve müvekkilinin bu durum ile alakalı … 56.Asliye Ceza Mahkemesi 2021/599 Esas numaralı dosyasında yargılandığını ve yerel mahkeme kararına göre beraat ettiğini, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde; yukarıda adı geçen şirket muhasebesinden sorumlu kişi …’ın daha önce Maliye denetiminden de geçmiş şirkete ait evraklardan; Genel Kurul Karar Defteri, Ortaklar Pay Defteri, tüm yıllara ait Envanter Defteri, tüm yıllara ait Kebir Defterini de alarak kayıplara karıştığının tespit edildiğini, kendisinin nerede olduğuna dair herhangi bir bilgilerinin olmadığını, çalınan ve yıllardır nerede olduğu bilinmeyen yukarıda adı geçen belgelerin eksikliği çok sonra haber alındığından dolayı herhangi bir hırsızlıkla alakalı şikayet ya da gazete ilanı yapılmadığını, müvekkili şirketin, gösterdiği tüm dikkat ve özene rağmen maruz kaldığı hırsızlık olayı sonrasında yukarıda bahsedilen bir kısım evrakları çalınarak zayi olduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkili şirkete ait Genel Kurul Karar defteri, Ortaklar Pay Defteri yönünden; 24.12.2025 tarihinden itibaren karar-envanter-kebir defteri-yevmiye defterleri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri yönünden TTK’nun 82. Maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili katıldığı oturumda; “Dava dilekçemizin sonuç kısmında sehven 24/12/2025 tarihinden itibaren ilgili defter ve kayıtlar yönünden zayi belgesi verilmesi istenilmiştir, bu tarihin 24/12/2015 olarak düzeltilmesini talep ediyoruz, müvekkilim şirket soruşturma işlemlerinin başladığı tarih itibari ile ticari defter ve belgelerin çalındığını ve ortadan kaybolduğunda fark etmiştir, bu tarih 2020 yılıdır,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenleme yapılmakla tacirlere ticari defter ve kayıtlarını saklama ve ibraz hususunda zorunluluk getirilmiştir.
Anılan TTK’nun 82/7. maddesinde zayi belgesi istenebilmesi için tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin ziyaa uğraması halleri tahdidi olarak sayılmamış ise de, yapılan tadadi sayımdan defterlerin tacirin elinde olmayan sebepler ile ziyaa uğraması gerektiği anlaşılmıştır. Bir başka anlatımla, tacir saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin saklanması ve korunmasına yönelik gerekli özeni göstermekle yükümlü olup, bu özene rağmen defter ve belgelerin ziyaa uğraması halinde zayi belgesi verilmesini talep edebilecektir.
Davacı yan dava dilekçesinde ziyaın ne zaman öğrenildiğine ilişkin bir bilgiye yer vermemiş ise de, davacı vekili 17/04/2023 tarihli celsede; müvekkilim şirketin, soruşturma işlemlerinin başladığı tarih itibari ile ticari defter ve belgelerin çalındığını ve ortadan kaybolduğunu fark ettiğini ve bu tarihin 2020 yılı olduğunu beyan etmiş olup, davacının ziyaı öğrenme tarihi ile dava tarihi arasında 15 günlük hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/04/2017 tarih 2015/15004 Esas 2017/2468 Karar sayılı; 20/01/2016 tarih 2015/6504 Esas 2016/515 Karar sayılı; 05/07/2017 tarih 2009/2215 Esas 2010/7851 Karar sayılı emsal ilamları).
HÜKÜM:
1-Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harç peşin olarak alınmış olduğundan, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸