Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/86 E. 2023/329 K. 05.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/86 Esas – 2023/329
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/86 Esas
KARAR NO : 2023/329

BAŞKAN : …
KATİP ….

DAVACILAR….
DAVALI : Hasımsız
DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 01/02/2023
KARAR TARİHİ : 05/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan konkordato (adi konkordatodan kaynaklanan İİK 285 ile 308/h) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili, müvekkili tüzel kişilerin mühendislik ve medikal sektöründe faaliyet gösterdiklerini, son zamanlara kadar ticari faaliyetlerini düzgün şekilde sürdürdüklerini, ancak yabancı para birimlerinde aşırı dalgalanma ve ekonomik kriz nedeniyle ödemeler dengesinin bozulduğunu, diğer gerçek kişi müvekkillerinin ise davacı şirketlere şahsi kefaletler verdiklerini, gerek basiretli tacir olarak gerekse borçların ödenememesi tehlikesi karşısında konkordato işlemlerinin başlatılmasına karar verdiklerini, müvekkillerinin mevcudu ve aktifleri dikkate alındığında kısa sürede borçlarını tamamen ifaya yetmediğini, konkordato talebinde bulunarak borçların %70’ni faizsiz olarak, kesin mühlet kararının kesinleşmesinden 1 yıl sonra başlamak üzere 120 eşit taksitle (10 yıl içinde) ödemek istediklerini, mal varlıklarını, aktif ve pasiflerini gösterir listeleri, ön projeyi, bilançoları, tüm mali bilgileri ve iyileştirme projesini sunduklarını, müvekkillerinin en büyük risklerinin banka kredileri ve piyasa borçlarının oluşturduğunu ileri sürerek, müvekkilleri hakkında öncelikle 3 aylık konkordato geçici mühlet kararı verilmesine, sonra kesin mühlet kararı tesis edilerek konkordatonun tasdiki ile ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR: Davacılar vekili, İİK’nın 285 maddesinde açıklanan konkordato ön projelerini, malvarlığı durumunu gösterir belgelerini, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeleri, ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloları, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanaklarını, talebe ilişkin yönetim kurulu kararlarını, özel yetki içeren vekaletnameleri, çalışan listelerini v.s sunmuştur.
07/02/2023 tarihli ara kararla gerekli gider avansları ikmal ettirilmiş, bu tarih saat 15.46’dan itibaren 3 aylık süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, geçici konkordato komiserler kurulu oluşturulmuş, gerekli tedbir kararları tesis edilmiş ve yasanın düzenlediği ilanlar yaptırılmıştır.
Bir kısım alacaklılar davaya katılım istekli dilekçelerini sunmuşlardır.
Konkordato geçici komiserler kurulunun 26/04/2023 tarihli kök ve 02/05/2023 tarihli ek raporlarında; davacıların defter ve kayıtları, mal varlığı durumlarını incelediklerini, maddi hataları düzelttiklerini, özellikle davacı gerçek kişilerin aktif ve pasif durumu incelendiğinde mal varlıklarının borçlarını karşılamaya yeter olduğu, borca batık bulunmadıkları, müdahil olmak isteyen alacaklıların beyan ettikleri çekler ile piyasada dolanımdaki çeklerin tespitlerinin devam ettiği, toplam 80 adet ve 26.976,000,00 TL bedelli çekin, mahkemeye sunulan ön projede listede yer almadığı, anılan çeklerin muhasebe kayıtlarında rastlanmadığı, nihai çek listesinin ve borçların güncellenmesi şartı ile gelişmeler doğrultusunda, daha nesnel ve ve uygulanabilir hale getirilecek projelere dayalı analiz ve değerlendirmeler için tüm davacılara geçici mühlete 2 ay süre verilmesinin faydalı olacağını bildirmişlerdir.
Davacı vekili, gerek geçici komiserler kurulu raporlarına karşı yazılı beyanlarında gerekse duruşmadaki açıklamalarında, nakit sıkışıklığı ve tüzel kişi davacıların ortağı ve aynı zamanda asaleten davacı müvekkili Ümit Günay Akıncı’nın sağlık sorunları nedeniyle tefeciden para alınmak zorunda kalındığını, halen piyasada dolanımda bulunan çeklerin tespitlerinin tam yapılamadığını, borca batıklığın bulunmadığını, raporlardan sonra da çeklerin ortaya çıktığını, ek süre, olmadığı takdirde de kesin süre verilmesi gerektiğini açıklamıştır.
GEREKÇE : Dava, konkordato geçici ve kesin mühleti verilmesi ve sonrasında konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Konkordato, madde hükmünden anlaşılacağı üzere, borcunu ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesi veya muhtemel bir iflastan kurtulması için başvurabileceği kendine özgü bir cebri icra yoludur. Bu kurumun asıl amacı, elinde olmayan nedenlerle mali durumu bozulmuş, ödeme dengesi kaybolmuş olan ve borçlarını ödemek isteyen dürüst borçlunun korunarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun olası bir iflası karşısında daha yüksek tutarda alacağına kavuşması olanağı yaratmaktır. Esas itibariyle, hem borçlunun hem de alacaklı ve/veya alacaklıların lehine sonuç doğurucu bir özelliği mevcuttur. Burada alacaklılar, alacakların bir kısmından vazgeçerler ve/veya borçluya, ödeme konusunda bir vade tanırlar. Genel olarak konkordato, vade konkordatosu, tenzilat konkordatosu veya her ikisin talep edildiği karma konkordato olarak üçe ayrılır.
İİK’nın 285. maddesinde;” Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.
Yetkili ve görevli mahkeme; iflâsa tabi olan borçlu için 154 üncü maddenin birinci veya ikinci fıkralarında yazılı yerdeki, iflâsa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir.
Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 üncü ve 115 inci maddeleri kıyasen uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Anılan hükmün gerekçesinde borca batık olmayan borçlunun tenzilat konkordatosu talep edemeyeceği öngörülmüştür.
İİK’nın 286. maddesinde de konkordato talebine eklenecek hususlar ayrıntılı ve net olarak açıklanmış, aynı Kanun’un 287. maddesinde ise, bu belgelerin mahkemece eksiksiz sunulması halinde, derhal geçici mühlet kararı verileceği hususu hükme bağlanmıştır. İİK’nın 305/1-b maddesin de borçlunun teklif ettiği tutarın, borçlunun kaynakları ile uyumlu olması ilkesi kabul edilmiştir.
İİK’nın 286 maddesi ile bu madde esas alınarak kabul edilen ‘Konkordato Talebine Eklenecek Belgeler Hakkındaki Yönetmelik’ hükümlerinde mühlet için başvuran borçlunun hangi belgeleri sunacağı, bunların içerikleri ve şekli ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Ticari defter ve kayıtlar, gerek TTK gerekse VUK tanımlanmış, nasıl tutulacakları düzenlenmiştir. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu kurulmuş, gerek ticari defter ve kayıtların gerekse diğer mali tabloların uluslararası ve ulusal finansal raporlama standartlarına uygun biçimde düzenlenmesi konusunda emredici kurallar getirilmiştir. Gerek ticari defter ve kayıtların gerekse mali tabloların gerçeğe ve usulüne uygun tutulması, başta kamu düzeni, borçlunun hak, yetki ve sorumluluğu, yöneticiler, ortaklar ve alacaklılar açısından büyük öneme haizdir. Özellikle konkordato başvurusu sonrasında birinci aşama olan geçici mühlet safhasında bunların gerçeğe ve finansal raporlama ilkelerine uygunluğu denetlenmesi gerekmektedir. Bu verilerin gerçeği yansıtmaması, koşulları oluştuğunda suç teşkil edebileceği gibi başvurunun ve tasdik talebinin de reddi nedeni olacaktır. Zira, anılan veriler ve tablolar değerlendirilerek borçlunun gerçek mali durumu saptanabilir ve istem hakkında sağlıklı sonuçlara varılabilir. O halde, defter ve kayıtlar ile mali tabloların dikkate alınmaması mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta davacı şirketlerin grup şirketleri olduğu, ortaklarının davacı gerçek kişiler bulunduğu, davacı gerçek kişilerin risklerinin, esas itibariyle diğer davacı tüzel kişilerin borçlarına şahsi kefaletten kaynaklandığı, ancak davacı Ümit Günay Akıncı’nın çeklerden dolayı kişisel sorumluluğunun da bulunduğu, borç kaynaklarının ise piyasaya olan borçlar ile banka kredileri teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Gerçek kişilerin konkordato istemleri, şahsi kefalet verdikleri diğer davacı tüzel kişiliklerin taleplerine bağlıdır. Ticari tablolar, sunulan belgeler, geçici mühlet komiserler kurulu raporları ile davacılar vekili beyanlarından, davacıların asıl borç kaynaklarının piyasadan para temin etmek üzere keşide edilmiş çekler olduğu tespit edilmiştir. Anılan çeklerin, önemli kısmı defter ve kayıtlarda yer almadığı gibi sunulan mali tablolarda da görünmemektedir. Geçici mühlet kararı verildikten, geçici komiserler kurulu kök ve ek raporu düzenlendikten sonra ve halen borç kaynağı çekler ortaya çıkmış, davacı vekilince piyasada halen bildirilmemiş çeklerin varlığı da kabul edilmiştir. Sunulan çekler incelendiğinde, davacı tüzel kişiler ile bir kısım gerçek kişi davacının keşideci veya lehtar olarak yer aldıkları, piyasaya sunuldukları, dolanıma girdiği, davacıların gerek keşideci gerekse ciranta olarak sorumluluklarının doğacağı aşikardır. Davacı tüzel kişiler tacir olup, basiretli şekilde hareket etmek durumundadırlar. Tacir davacıların, ne kadar çek keşide ettiklerini, tutarlarının ne olduğunu, sıfatlarını ( keşideci, lehtar, ciranta v.s) ve hangi temel ilişki nedeniyle verildiklerini bilmemeleri hayatın olağan akışına aykırı görülmüştür. Bu bakımından, tüm davacılar yönünden konkordato istemine ilişkin olarak sunulan mali tabloların, makul güvence raporunun ve diğer belgelerin gerçek durumu yansıtmadığı, talep tarihinde ve halen değişkenlik içerdiği, bu durumun gerek davacı borçlular, alacaklılar ve ortaklar açısından belirsizlik içerdiği, anılan hususlar açıklığa kavuşturulmadan istemin kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, dosya kapsamı, mali tablolar ile sunulan geçici mühlet komiserler kurulu raporlarından, davacıların aktif mal varlığının pasif mal varlığından fazla olduğu, borca batıklık durumlarının bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu durum karşısında, davacıların konkordato geçici mühletinin uzatılması, kesin mühlet verilmesi ve konkordato isteminin reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konkordato talep eden … ” nin geçici mühlet kararının kaldırılmasına, davacıların geçici mühletin uzatılması, kesin mühlet istemi ve konkordato isteminin REDDİNE,
2-Mahkememizce tesis edilen 07/02/2023 tarihli geçici mühletin kalkmış olduğunun tespitine,
3-Kesin ve geçici mühletin kanuni sonuçları olan İİK’nın 294-295-296-297 maddelerindeki sonuçların kalkmış olduğunun tespitine,
4-Komiserler kurulunun görevine bugün itibariyle (05/05/2023) son verilmesine,
5-Mahkememizce tesis edilen ihtiyat tedbir kararlarının kaldırılmasına,
6-Kararın İİK 308 ve 288 maddeleri gereğince ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
7-Alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
8-Yapılan yargılama giderlerinin konkordato talep eden üzerine BIRAKILMASINA,
9-Talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’ nın 33. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/05/2023

Başkan…
Katip …
e-duruşma