Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/866 E. 2023/167 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/866 Esas – 2023/167
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/866 Esas
KARAR NO : 2023/167

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : …

DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin esas sözleşmesinde 2011 tarihinde değişiklik yapıldığını, bu değişiklikle eklenen maddelerin 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’ya ve özellikle 340. Maddesindeki emredici ilkesine ve 480/1 maddesindeki tek borç ilkesine aykırı olduğunu, anonim şirketlerin esas sözleşmesinde yer alan ve kanuna aykırı olan bu hükümlerin TTK ile uyumlu haline getirilebilmesi için TTK yürürlülük kanunun 22. Maddesiyle bir geçiş süreci ön görüldüğünü ve bu süre içerisinde şirketlerin esas sözleşmelerinin TTK ile uyumlu hale getirilmemesi durumunda esas sözleşme hükümleri yerine TTK hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, ancak davalı şirketin esas sözleşmesini TTK’ya uyumlu hale getirilmesi için gerekli işlemleri yapmadığını ve TTK’ya aykırı olan bu hükümlerin esas sözleşmede şeklen yer almaya devam ettiğini belirtmiş ve dilekçesinde bildirdiği diğer sebeplerle davalı … AŞ Esas Sözleşmesinde yer alan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6103 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’a aykırı olan “Şirket sermaye artırımlarının oy birliği ile gerçekleşecektir. Ancak, yatırım döneminde yerli veya yabancı kreditörlerin gerekli ve zorunlu görmeleri halinde ayrıca yatırım ve işletme döneminde … veya diğer resmi mercilerin istemleri ya da yargı kararlarıyla zorunlu olması halinde sermaye artırımlarında 451 çoğunluk yeterli olacaktır. Her durumda A ve B Grubuna düşen pay oranları korunacaktır. Belirtilen nedenlerle sermaye artırımı yapılması gerektiğinde B Grubuna düşen sermaye artırımından doğan miktar A Grubu hissedarlarınca karşılanacaktır. Bu şekilde karşılanan miktar ödeme gününde oluşacak değerine göre ilerde B Grubuna dağıtılacak kardan ve kaynağında kesilmek suretiyle A Grubu Hissedarlarına geri ödenecektir. Şirket’in sermayesi … HES projesi dışında yapılacak herhangi bir proje için değiştirilemez, artırılamaz. Ana Sözleşmehin bu paragrafındaki düzenleme, genel kurulda oy birliği ile alınacak kararla değiştirilebilir.” ifadesinin hükümsüzlüğünün / butlanının tespitine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin ortaklarından … Otelcilik Turizm ve Ticaret A.Ş., şirket esas sözleşmesinin 6. Maddesinde yer alan sermaye artımlarında izlenecek yola ilişkin düzenlemenin kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğu iddiasıyla, hükümsüzlüğünün / butlanının tespitini talep ettiğini, dava, çeşidi itibarıyla HMK’ nın 106. maddesinde belirtilen tespit davası olduğunu, dava, esası itibarıyla da, şirket ortaklarının oluşturduğu esas sözleşmedeki düzenlemeye ilişkin olduğunu, şirket tüzel kişiliğini temsil eden taraf olarak hem ortaklar arasındaki ilişkide tereddütlerin giderilmesi ve hem de dava konusu yapılan düzenlemenin kanuna uygun olup olmadığının belirlenmesi şüphesiz şirket idaresinin sağlıklı yürütümüne de katkı sağlayacağını, davanın bir tespit davası olması nedeniyle, dava konusu yapılan esas sözleşmedeki düzenlemenin kanunun emredici hükümlerine aykırı olup olmadığını ve bunun yaratacağı hukuki sonuç yargı kararı ile kesinlik kazanabileceğinden, bu konudaki değerlendirme ve takdiri mahkememize bıraktığını vekaleten talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, anonim şirket esas sözleşme hükmünün hükümsüzlüğünün butlanının tespiti talebine ilşikindir.
11/02/2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilana göre davalı şirketin sermaye ve hisse senetlerinin nevi başlıklı 6. Maddesinde değişiklik yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından söz konusu değişiklik hükmünün 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK’nın 340 ve 480/1 maddesindeki emredici hükümlere aykırı olduğu gerekçesiyle iş bu dava açılmıştır.
01/07/2012 tarihli yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nın 340. Maddesine göre; Esas sözleşme, bu Kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak Kanunda buna açıkça izin verilmişse sapabilir. Diğer kanunların, öngörülmesine izin verdiği tamamlayıcı esas sözleşme hükümleri o kanuna özgülenmiş olarak hüküm doğururlar.
Yine aynı kanunun 480/1. Maddesine göre; Kanunda öngörülen istisnalar dışında, esas sözleşmeyle pay sahne, pay bedelini veya payın itibarî değerini aşan primi ifa dışında borç yükletilemez.
6103 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 22/1. Maddesinde “Anonim şirketler esas sözleşmelerini ve limited şirketler şirket sözleşmelerini, yürürlük tarihinden itibaren oniki ay içinde Türk Ticaret Kanunuyla uyumlu hâle getirirler. Bu süre içinde gerekli değişikliklerin yapılmaması hâlinde, esas sözleşmedeki ve şirket sözleşmesindeki düzenleme yerine Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, 6102 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihi itibariyle mevcut olan anonim şirketlerin esas sözleşmelerinde yer alan ve 6102 Sayılı TTK’ya aykırı hükümlerin yürürlük tarihinden itibaren 12 ay içinde Türk Ticaret Kanunu’yla uyumlu hale getirilmemesi halinde anonim şirketlerin esas sözleşmesindeki düzenlemeler yerine bu Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerinin uygulanacağı, davalı şirket tarafından dava konusu esas sözleşme hükmünün TTK’ya uyumlu hale getirilmediği iddia edildiğine göre söz konusu hükmün TTK ile uyumlu olmaması halinde, 6103 sayılı kanunun 22/1 maddesi gereğince bu düzenleme yerine TTK hükümlerinin uygulanacağı, kanunen sonuç bağlanan duruma ilişkin ayrıca mahkemeden tespit talebinde bulunmasında hukuki yararın bulunmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği, davacının hukuki yararı bulunmadığından HMK 114/1-h ve 115 maddeleri gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-HMK 114/1-h ve 115/2 maddesi gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/03/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır