Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/86 E. 2022/672 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/86 Esas – 2022/672
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/86 Esas
KARAR NO : 2022/672

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI ….
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili İdare ile …Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan hizmet alımı işi sözleşmesi kapsamında çalıştırılan personellerden;
1. …’ın işten çıkartılması sonucunda hem müvekkili İdare hem de yüklenici şirket/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açıldığını, …32. İş Mahkemesinin 2017/730 E-220/223 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemleri (fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, yargılama gideri ve harç ile ilam vekalet ücreti) … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11571 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve takip sonrası müvekkili İdare tarafından icra dosyasına 6.167,84 TL yatırıldığını,
2. …’ in işten çıkartılması sonucunda, hem müvekkili İdare hem de yüklenici şirket/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açıldığını, …32. İş Mahkemesinin 2017/731 E-2020/224 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemleri (fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, yargılama gideri ve harç ile ilam vekalet ücreti) … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11570 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve takip sonrası müvekkili İdare tarafından icra dosyasına 6.167,84 TL yatırıldığını,
3. …’ in işten çıkartılması sonucunda, hem müvekkili İdare hem de yüklenici şirket/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açıldığını, …32. İş Mahkemesinin 2017/732 E-2020/225 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemleri (fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, yargılama gideri ve harç ile ilam vekalet ücreti) … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11569 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve takip sonrası müvekkili İdare tarafından icra dosyasına 6.167,84 TL yatırıldığını,
4. … ’ in işten çıkartılması sonucunda, hem müvekkili İdare hem de yüklenici şirket/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açıldığını, …32. İş Mahkemesinin 2017/733 E-2020/226 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemleri (fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, yargılama gideri ve harç ile ilam vekalet ücreti) … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11568 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve takip sonrası müvekkili İdare tarafından icra dosyasına 5.891,23 TL yatırıldığını,
5. … ’ ın işten çıkartılması sonucunda, hem müvekkili İdare hem de yüklenici şirket/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için dava açıldığını, …32. İş Mahkemesinin 2017/734 E-2020/227 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemleri (fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, yargılama gideri ve harç ile ilam vekalet ücreti) … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11580 E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu ve takip sonrası müvekkili İdare tarafından icra dosyasına 5.982,66 TL yatırıldığını,
Yukarıda belirtilen Mahkeme kararları ve yürürlükte olan mevzuat gereği müvekkili İdare tarafından ödenmek zorunda kalınan alacak bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkili İdare’ye iadesi hususunda taraflarınca arabulucuya başvurulduğunu, ancak davalı ile anlaşmaya varılamadığını,
Davalı yüklenici şirket ile imzalanan Teknik Şartnamenin 14.6 maddesine göre; “Yüklenici yürürlükteki İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı elemanların her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye aittir.” hükmüne göre davalının, ilgili sözleşme, teknik şartname, Borçlar Kanunu ve Sair Mevzuat gereğince sorumlu olduğunu, konuyla ilgili Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/1289 E. 2019/3274 K. Sayılı 04.07.2019 tarihi kararının da bu yönde olduğunu, Müvekkili İdare tarafından ödenmek zorunda kalınan bedellerden yüklenici sorumlu olduğu için, ödenen bedellerin yüklenici tarafından İdare’ye ödenmediği için dava açmak zaruretinin hasıl olduğunu,
Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; davanın kabulüne, işçilik alacaklarından kaynaklanan ve Müvekkili İdare tarafından ödenmek zorunda kalınan toplam 30.377,41 TL’ nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı idare arasında tesis edilen 03.08.2015 tarihli ve 2015/62131 ihale kayıt numaralı “… Genel Müdürlüğü ve Birimlerinde çalışmak üzere Özel Güvenlik Personeli Hizmet Alımı İşi” adı altındaki sözleşme kapsamında davacı idare bünyesinde çalışmak üzere 1192 işçi istihdam edildiğini, söz konusu ihale sözleşmesinin 9.1. numaralı maddesi uyarınca sözleşme kapsamındaki işin süresi işe başlama tarihinden itibaren 12 ay olmakla birlikte davacı kurum tarafından asgari ücretin artışı neden gösterilerek ihale kapsamında çalışan işçilerle kurulan belirli süreli iş sözleşmeleri feshedildiğini, söz konusu fesihlerle işine son verilen işçiler tarafından işçilik alacakları istemli olarak ikame edilen davalar kapsamında hükmedilen ücretlerin davacı idare tarafından ödendiğini,
Davacı kurum ile imzalanan 2015/62131 İKN numaralı hizmet alım sözleşmesi kapsamında istihdam edilen işçilerle de belirli süreli iş sözleşmesi imzalandığını, ancak söz konusu iş sözleşmeleri … tarafından alınan yönetim kurulu kararı ile “asgari ücret artışı” sebep gösterilerek süresinden önce feshedildiğini, Davacı kurum tarafından dava konusu ihalenin süresinden önce feshedilmesinde müvekkili şirketin herhangi bir ihmal veyahut kusuru bulunmamakla birlikte işbu fesih sebebiyle dava dışı işçiler ile birlikte müvekkili şirketin de mağduriyet yaşadığını, İhalenin süresinden önce feshinin müvekkili şirketin hem maddi hem de manevi kaybına sebebiyet verdiğini, davacı idare tarafından müvekkili şirkete ait hak ediş ödemeleri ile teminat alacakları ödenmemekle birlikte müvekkili şirketin dava dışı işçilerin iş sözleşmelerinin feshi sebebiyle uzun ve aşamalı yargılama süreçlerine maruz bırakıldığını,
Dava dışı işçilerce fazla mesai ve yıllık izin talepleri ile ikame edilen …32. İş Mahkemesinin 2017/730 E. 2020/223 K. sayılı 2017/731 E. 2020/224 K. sayılı, 2017/732 E. 2020/225 K. sayılı, 2017/733 E. 2020/226 K. sayılı ve 2017/734 E. 2020/227 K. sayılı kararları ile davacıların dava konusu talepleri kısmen kabul edildiğini, söz konusu davada müvekkili şirket ile diğer davalının müteselsil sorumlu addedildiğini, açılan dava kapsamında dava konusu ücretlere hak kazanan işçilere ödeme yapan davacı kurumun ödemiş olduğu tutarın azami %50 oranında müvekkil şirkete başvurması uygun düşerken davacı idare tarafından söz konusu ücretin tamamı bakımından müvekkil şirkete başvurulması hukuka ve adalet duygusuna aykırılık teşkil ettiğini, ihale sözleşmesinin feshedilmesi sürecinde herhangi bir ihmal veyahut kusuru bulunmayan müvekkili şirkete söz konusu alacak yönünden % 50 oranında başvurulması dahi adaletli olmadığını, ilgili mevzuat gereği söz konusu alacak kalemlerinin tahsilinden sorumlu olan davacı kurumun yapılan ödeme nedeniyle müvekkil şirketten rücu istemi haksız ve mesnetsiz olduğunu,
Davacı kurum tarafından ödenen ve talep edilen işçilik alacakları yönünden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı hususuna ilişkin olarak … Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığının 16.02.2016 tarih ve 120407/934.02-303 sayılı olur yazısı ile … Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulunun 17.02.2016 tarihli 62 karar sayılı toplantı karar tutanakları işbu cevap dilekçeleri ekinde Sayın Mahkemeye sunulduğunu, söz konusu belgeler incelendiğinde ihale kapsamında istihdam edilen işçilerin işçilik alacaklarını ödeme konusundaki sorumluluğun davacı kuruma ait olduğu görüleceğini, Davacı kurum tarafından sözleşmenin feshi için alınan tüm kararlar ile feshe ilişkin tüm belgelerin davacı kurumdan ihtaratlı müzekkere ile istenmesini talep ettiklerini,
Dava konusu ihale sözleşmesi kapsamında davacı kurum tarafından müvekkili şirkete yapılmayan hakediş ödemelerinin mevcut olduğunu dava dışı işçiler tarafından ikame edilen işçilik alacaklarına yönelik davalar sonucunda … tarafından davacılara yapılan ödemelerin müvekkil şirketin içeride kalan hakediş ödemelerinden yapıldığını düşündüklerini, davacı kurumda yer alan müvekkili şirkete ait muavin defter kayıtlarının celbini talep ettiklerini,
Davacı kurumun kendi bünyesinde alınan tek taraflı kararı ile dava konusu ihale sözleşmesini feshetmiş olduğundan ödemiş olduğu alacak tutarlarını müvekkili şirkete rücu etmesi kötü niyet teşkil etmekte olduğunu, halihazırda zaten zarara uğramış olan müvekkili şirkete işbu istemle başvurulması hukuka ve adalet duygusuna aykırı olduğunu,
Davacı kurum tarafından ihale sözleşmesi kapsamında müvekkili şirkete ödenmesi gereken hakedişleri ödemediğini, bu hususta müvekkili şirketçe davacı kuruma başvurulması gerekirken davacı kendilerinin sebep olduğu fesihler sebebiyle ortaya çıkan işçilik alacaklarını da müvekkili şirketten tahsil etme gayesiyle huzurdaki haksız ve mesnetsiz davayı açtığını, bu durumun hukukumuzun temel ilkelerinden olan ve Türk Medeni Kanununun (2) sayılı maddesinde hükme bağlanan “dürüstlük ilkesi “ ne aykırılık teşkil ettiğini,
Davacı idare tarafından ihale sözleşmesi konusu işin sona erme tarihinden önce 06.05.2016 tarihi itibariyle işin bırakılması talimatını içeren fesih yazısının müvekkil şirkete tebliğ edildiğini, İhale sözleşmesinin feshine ilişkin kararın tek taraflı olarak alınıp müvekkili şirkete sadece bildirim yapıldığını, sözleşmenin erken feshi dolayısıyla işçilerin hak kazanmış olduğu tazminat ve ücret alacaklarından müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olmadığını,
22.02.2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Sosyal Hizmetler Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile “4587 sayılı iş kanunu” madde 112’ye eklenen fıkra gereği davacı kurum dava dışı işçilerin alacak kalemlerinden münferit olarak sorumlu olduğunu, işbu sebeple ödemiş olduğu tutarı müvekkili şirketten rücuen tazmin etmesi mümkün olmadığını,
Davacı kurum ile müvekkili şirket arasında personel istihdamına ilişkin olarak ihale sözleşmesi tesis edilmiş olup işbu sözleşme gereği müvekkil şirket tarafından davacı … bünyesinde çalıştırılmak üzere personel temini sağlanmıştır. Söz konusu ihale sözleşmesinin 22.1 sayılı maddesinde “Yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel Şartnamenin Altıncı Bölümünde belirlenmiş olup, Yüklenici bunları aynen uygulamakla yükümlüdür.” düzenlemesi ile iç ilişkide bahsi geçen mevzuatın geçerli olduğunun karara bağlandığını,
Davacı kurum tarafından yayınlanan 01.10.2014 tarihli 9416 sayılı genelge ile 8 Şubat 2015 tarihli yönetmelik hükümleri doğrultusunda davacı kurum tarafından ödenen tüm işçilik alacak kalemlerinden davacı kurum … sorumlu olduğunu,
Müvekkili şirket ile davacı kurum arasında akdedilen 10.04.2015 tarihli sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık iki ay önce “Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik’in 08.02.2015 tarihinde 29261 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini, taraflar arasındaki sözleşmelerin imza tarihinden önce yürürlüğe girmiş ve halen yürürlükte olan söz konusu Yönetmeliğin 5/2 hükmü ile 8’inci maddesi gereği ihale kapsamında …’nin sevk ve idaresinde çalışan işçilere ait kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğünün davacı kamu kurumu …’de olduğunu,
Davacı kurum tarafından ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden ve taraflar arasındaki ihale sözleşmesinin imzalanmasından yaklaşık bir yıl önce çıkarılan 01.10.2014 tarihli 9416 sayılı Genelge ve yine bizzat davacı kurum tarafından ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra 23.02.2015 tarihinde çıkarılan 95437342010.06.01-000183 sayılı Genelge ile kurum bünyesinde alt işverenlerce çalıştırılan işçilerin tazminatlarının ve diğer işçilik alacaklarının kurum tarafından ödeneceği düzenlendiğini,
Davacı kurum tarafından hem ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce hem de yürürlüğe girmesinden sonra yayımlanan genelgeler gereği, müvekkili şirketin öncelikle kıdem tazminatı alacağı olmak üzere davacı kurum tarafından ödenmiş işçilik kalemlerinden hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı açık olduğunu, Müvekkili şirketin bu genelgeler ve halen yürürlükte bulunan 08.02.2015 tarihli yönetmelik hükümlerine güvenerek söz konusu ihale sözleşmesini akdettiğini, bizzat davacı tarafça yayımlanan genelgeler ile kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün kendisinde olduğu ikrar edilmiş olmasına rağmen söz konusu rücu davası ile yapılan ödemelerin müvekkili şirketten talep edilmesi açıkça hukuka aykırı ve kötü niyetli olup söz konusu davanın reddi gerektiğini,
Kamu İhale genel tebliği gereği işçilere yıllık izin haklarının davalı … tarafından kullandırılması gerektiğinden müvekkili şirketin izin ücreti alacağı açısından hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, Yıllık izinlerin kullandırılmasından üst işveren olarak idarenin sorumlu olduğunu,
Yıllık ücretli izne hak kazanan personele, izin haklarının kullandırılması ve yıllık ücretli izin düzenlemelerin yapılması Kamu İhale Genel Tebliği ilgili 78.25 maddesi gereği …’ye ait olduğunu, …, bizzat belirleyeceği takvim çerçevesinde davacıya yıllık izinlerini kullandırması gerektiğinden; yıllık izin hakkının kullandırılması konusunda müvekkili şirketin hiçbir yükümlülüğü olmadığından yıllık izin ücreti açısından sorumluluk yalnızca üst işverende olduğunu,
İşbu açık hüküm ile uygulama sırasında izne hak kazanan işçilerin izinleri bir plan dahilinde İdarece kullandırılacağı, izne ayrılan işçilerin ücretlerinin kesileceği veya izne ayrılan elamanın yerine eleman temin edilmesi gerektiği gibi hükümlerin ihale dokümanına konulamayacağı ve yükleniciye herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği düzenlenmiş olması sebebiyle işçinin taleplerinden davacı idare sorumlu olduğunu, Somut durumda idarenin sorumlu olduğu bir hususun gereğini yerine getirmemesi sonrasında ise ödediği tutarı müvekkil şirketten rücuen talep etmesi hakkaniyete aykırı olduğunu,
Davacı kurumun, işçilerin yıllık izinlerini kullandırtılması hususunda asli sorumlu olduğunu yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve neticede işçinin yıllık izin talebi ile dava açmasına sebebiyet verdiğini, İşbu sebeple dava dışı işçinin yıllık izin ücreti talebinden İdare’ nin sorumlu olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte idarenin çalışan personele ilişkin sorumlulukları hususunda Hizmet İşleri Genel Şartnamesi 38’inci maddesinde “Kontrol teşkilatı, ihale konusu iş kapsamında istihdam edilen işçilerin hak ettikleri yıllık ücretli izinlerini 4857 sayılı İş Kanununa uygun bir şekilde kullanıp kullanmadıklarını kontrol etmekle yükümlüdür. Bunun için yüklenici tarafından en fazla üç ayda bir izin kayıt belgesinin bir örneğinin kontrol teşkilatına verilmesi gerekmektedir. Kontrol teşkilatınca yapılan inceleme neticesinde, yıllık ücretli izni 14 kullandırılmayan veya eksik kullandırılan bir işçinin tespiti halinde, bu iznin 4857 sayılı Kanuna uygun bir şekilde ilgili yıl içerisinde kullandırılması sağlanır.” hükmü düzenlendiğini, İşbu açık hükümden de anlaşılacağı üzere davacı idarenin ihale kapsamında çalışan işçilerin yıllık izinlerinden sorumluluğu mevcut olduğundan söz konusu alacak kalemi davacı idarenin sorumluluğunda olduğunu, haksız ve hukuka aykırı bu davanın Sayın Mahkemece reddi gerektiğini,
Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte taraflarınca açılmış …5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/733 esas sayılı teminatın iadesi konulu davada; davacı … işçilik alacaklarından müvekkili şirket ile birlikte eşit oranda sorumlu olduğunu dosyaya sunduğu cevap dilekçesi ile ikrar ettiğini,
Müvekkili şirket tarafından açılmış, yukarıda esas numarası belirtilen teminatın iadesi konulu davada davacı … Genel Müdürlüğü tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde “Tüm bu hükümler incelendiğinde, davaya konu teminatların iadesinin dayanağını oluşturan işçilik alacaklarından asıl işveren olarak İdarenin ve alt işveren olarak davacı şirketin işçilere karşı birlikte sorumlu oldukları (4857 sayılı İş Kanunu madde 2) ve müteselsil sorumluların da birbirlerine karşı iç ilişkide eşit sorumlulukları (6098 sayılı TBK madde 167) kabul edilmiştir.” beyanında bulunduğunu,
Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı yanın bu beyanı ile müvekkili şirket ile iç ilişkilerinde eşit sorumlulukları olduğunu ikrar ettikleri görüleceğini, İşbu sebeple, davacı yanın dava dışı işçiye ödenen işçilik alacakları, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin tamamını müvekkili şirketten rücu etmek amacıyla açtıkları huzurdaki dava haksız ve hukuka aykırı olup Sayın Mahkemece reddi gerektiğini,
Yukarıda açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun olmadığı açık olsa dahi Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise; davacı idarenin TBK md. 167 hükmü gereği sorumluluktan bütünüyle kurtulamayacağı, işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğünün yalnızca müvekkil şirkette olmadığı Kamu İhale Kurulu’nun incelemesi ile sabit olduğunu,
Taraflar arasında yapılan 2015/62131 ihale kayıt numaralı “… Genel Müdürlüğü ve Birimlerinde Çalıştırılmak Üzere 1192 Özel Güvenlik Görevlisi Alımı” özel güvenlik hizmet alımı ihalesinde, somut olayda taraflar arasındaki şartname ile birebir aynı hükümleri içeren teknik şartname şikayet sonucu Kamu İhale Kurulu’nun 2015/UH.II-2079 karar numaralı 29.07.2015 tarihli kararı ile incelendiğini, İşbu şikayete konu ihaleye ait teknik şartnamenin 14.6 maddesi ile huzurdaki davaya konu diğer iki ihaleye ait teknik şartnamelerin 14.6 maddesi aynı olup Kurul bu maddeye ilişkin olarak “Teknik şartnamenin 14.6’ıncı maddesinden kıdem tazminatının yüklenici tarafından ödeneceği anlamının çıkmadığı, ayrıca söz konusu hususun Teknik Şartname ‘de düzenlendiği ve kıdem tazminatının işçilerin işlerine kıdem tazminatı hak kazanacak şekilde son verilmesi durumunda ortaya çıktığı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112’inci maddesinin de işçilere ödenecek kıdem tazminatının kimler tarafından ödenmesi gerektiğinin tereddüt olmayacak şekilde hüküm altına alındığı…” sonucuna varıldığını,
Kamu İhale Kurulu’nun kararından da görüleceği üzere teknik şartnamenin ilgili maddesinin davacı idareyi sorumluluktan kurtarmayacağı açık olduğunu, söz konusu madde fazla mesai ücreti ve yıllık izin alacaklarını kapsamadığını, Davacı yanın müvekkil şirketin dava dışı işçinin işçilik alacaklarından tek başına sorumlu olduğu iddiası hukuka aykırı ve kötü niyetli olup huzurdaki davanın reddi gerektiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesi, müteselsil borçlulukta iç ilişkinin öncelikli olduğunu belirtmekle birlikte, somut olayda taraflar arasındaki Teknik Şartname ve davacı …’nin yayımladığı genelgeler ile yönetmelik gereği işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğünün davacı …’de olduğu sabit olmasına rağmen bu hususlar Sayın Mahkemenizce yeterli görülmediği takdirde TBK md. 167 gereği müvekkil şirket ile davacı …’nin sorumluluğu paylaşması gerektiğine karar verilmesini talep ettiklerini, normlar hiyerarşisi gereği ilgili Teknik Şartname kanunun açık hükümlerine aykırı olamayacağından ve hiçbir şart ve surette kanun hükmünü ortadan kaldıramayacağından davacı idarenin ödeme yükümlülüğünün bulunduğu ve yükümlülüğün tamamının müvekkil şirkete yüklenemeyeceği açık olduğunu, aksinin kabulü normlar hiyerarşisine ve hukuk devleti ilkesine aykırılık teşkil edeceğini, zira ödeme yükümlülüğünün tamamının müvekkil şirkete yüklenmesi hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu,
Davacı tarafın hem müvekkili şirket ile birlikte davalı olduğu işçilik alacakları davalarına yaptığı ödemeleri müvekkili şirketin hak edişlerinden kestiğini, hem de müvekkil şirketten yeniden tahsil etmek amacıyla işbu rücuen tazminat davasını açtığını, Davacı kurumun mükerrer şekilde para tahsil etme amacıyla kötü niyetli şekilde hukuka ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket ettiğini, işbu sebeple işçilere yapılan ödemelerin davacı kurum tarafından elde tutulan hak edişlerden mi yapıldığını öğrenebilmek adına davacı kurumdaki müvekkili şirkete ait muavin defter kayıtlarının celbini talep ettiklerini,
Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davacı idare ödemiş olduğu işçilik alacaklarından münferit olarak sorumlu olduğunu, ancak Sayın Mahkemenin aksi düşüncede olması halinde, müvekkili şirket ile davacı kurum arasında kusur oranında sorumluğun oranlanmasını ve sözleşmenin feshinde müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığının dikkate alınmasını talep ettiklerini veyahut yukarıda verilen bilirkişi raporundaki tespit dikkate alınarak müvekkili şirket ile davacı idare arasında söz konusu sorumluluğun %50 oranında paylaştırılarak davacı kurum tarafından talep edilen alacak tutarının yarının reddedilmesini talep ettiklerini,
Zamanaşımı ve talep edilen faize itiraz ettiklerini, Davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 73’üncü maddesinde zamanaşımı 2 yıl olduğundan davacı tarafından müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak rücu edilmek istenen tazminata karşı zamanaşımı itirazımızı bildirdiklerini, Davacının talep ettiği avans faizine ve faizin başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini,
Yukarıda izah edilen sebepler ile Sayın Mahkeme tarafından re’sen gözetilecek nedenlerle; Müvekkili şirketin dava konusu alacaklardan hiçbir sorumluluğu bulunmadığından davacının haksız ve dayanaksız davasının reddine karar verilmesini, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise; davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte Kamu İhale Kurulu’nun incelemesi ile de sabit olduğu üzere işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğünün yalnızca müvekkil şirkette olmadığı, idarenin de sorumluluğunun bulunduğu dikkate alınarak TBK md. 167 gereği müvekkil şirket ile davacı …’nin sorumluluğu paylaşması gerektiğine karar verilmesini, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Hizmet alım sözleşmesi, idari, teknik ve genel şartnameler, SGK kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ve asıl işveren sıfatıyla davacı tarafça alt işverenin fiilen işçisi olan işçilere işçilik alacaklarından kaynaklanan alacak nedeniyle yapıldığı ileri sürülen ödemelerin rücuen davalı alt işverenden tahsili istemli olduğu, davacı tarafça dava dışı işçi …, …, …, … ve …’a yapılan işçilik alacaklarının rücuen davalı taraftan tahsilinin istendiği, davalı tarafça ise davacı tarafın yaptığını ileri sürdüğü ödemelerin aslında davalı şirkete ödenmesi gereken hak edişler olduğunu ve davacı tarafın mükerrer tahsilat talebinde bulunduğunun ileri sürüldüğü, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı tarafça dava dışı işçilere yapılan ödemelerin rücuen davalı taraftan tahsil hakkının bulunup bulunmadığı, bu hususta taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde genel, idari ve teknik şartnamede hüküm bulunup bulunmadığı, noktasında olduğu anlaşılmaktadır.

Mahkememiz iş bu dosyasında dava dışı işçiler … ‘ın işten çıkartılması sonucunda asıl işveren sıfatıyla davacı tarafça dava dışı işçilere yapılan ödemelerin rücuen davalı taraftan tahsilinin istendiği, Mahkememizce 19/10/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında 2021/395 Esas nolu dosyanın dava dışı işçi … bakımından yapıldığı ileri sürülen ödemeler hakkındaki talep bakımından devamına, diğer dava dışı işçiler yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği, dava dışı işçi … bakımından dosyanın Mahkememizin 2022/81 Esas, dava dışı işçi… yönünden 2022/85 Esas, dava dışı işçi … yönünden 2022/84 Esas ve dava dışı işçi … yönünden ise iş bu dosyaya kaydı yapılmıştır.
Buna göre; iş bu davadaki uyuşmazlık davacı tarafından asıl işveren sıfatıyla hizmet sözleşmesi gereğince dava dışı işçi …’a …32. İş Mahkemesinin 2017/734 E-2020/227 Esas ve 2020/227 K. Sayılı ilamı ile hükme bağlanan ancak kalemlerine istinaden … 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/11580 E. Sayılı dosyalarına istinaden yapılan 5.982,66 TL ödemenin davalı alt işverenden talep hakkının bulunup bulunmadığına yöneliktir.
Mahkememizce belirlenen nitelikli hesap bilirkişisi … tarafından düzenlenen 08/06/2022 tarihli raporda; dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde 20/03/2015-19/06/2015 tarihleri arasındaki dönemde ve ayrıca 04/08/2015-06/05/2016 tarihleri arasındaki dönemde iş akdine bağlı olarak çalıştığı, dava dışı işçi tarafından …32. İş Mahkemesinin 2017/734 E-2020/227 Esas ve 2020/227 K. Sayılı dosyası ile dava açıldığı, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın infazının … 7. İcra Müdürlüğünün 2020/11580 Esas sayılı dosyası ile yapıldığı, bu kapsamda davacı asıl işverenin 11/08/2020 tarihinde adı geçen dava dışı işçiye toplam 5.982,66 TL ödeme yaptığının belirlendiği, davalının hak edişlerinden veya davalının hesaplarından davacı tarafça kesinti yapıldığına dair kayıt görülememiş olduğunun belirlendiği görülmüş olup mahkememizce söz konusu rapor bilimsel veriler içermesi, denetime elverişli olması ve dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu olması nedeniyle hükme esas alınmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Kaldı ki, davacı ile davalı şirket arasında yapılan ve bir örneği dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan hizmet alım sözleşmesinin 22. Maddesinde; “yüklenicinin sözleşme konusu ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları, ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamesinin altıncı bölümünde belirlenmiş olup, yüklenicinin bunları aynen uygulamakla yükümlü olduğu,” belirlenmiş, Genel şartnamenin 6. Bölümünde ise buna ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.
Teknik Şartnamenin 14.6 maddesinde ise; “Yüklenici yürürlükteki İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik Mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı elemanların her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye aittir. ” hükmü yer almaktadır.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
Buna göre; yapılan yargılama, toplanın deliller, alınan bilirkişi raporu, Sgk kayıtları, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında güvenlik hizmeti alınmasına ilişkin hizmet alım sözleşmesi düzenlendiği, bu kapsamda davalı şirket nezdinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan dava dışı işçi …’ın davalı alt işveren nezdindeki çalışmaları nedeniyle işçilik alacakları bakımından …32. İş Mahkemesinin bahse konu dosyası ile dava açıldığı, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın infazının … 7. İcra Müdürlüğünün bahse konu dosyası ile yapıldığı, bu kapsamda davacı asıl işverenin 11/08/2020 tarihinde adı geçen dava dışı işçiye toplam 5.982,66 TL ödeme yaptığının belirlendiği, davalının hak edişlerinden veya davalının hesaplarından davacı tarafça kesinti yapıldığına dair kayıt bulunmadığı, buna göre davacı asıl işverenin yapmış olduğu söz konusu ödemeyi taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 22.maddesi ile genel şartnamenin 6.bölümü, teknik şartnamenin 14.6 maddesine ve yukarıda yapılan açıklamalar gereğince davalı taraftan rücuen tahsilini talep etme hakkının bulunduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; Toplam 5.982,66-TL’nin ödeme tarihi olan 11/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 408,68-TL harçtan dava açılırken tefrik edilen dosyaya peşin olarak yatırılan 103,76-TL ile işbu dosyaya daha sonra yatırılan 133,00-TL peşin harç olmak üzere toplam 236,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 171,92-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 236,76-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan 1.643,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.982,66-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı dava konusu miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlaşıldı.25/10/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim…
E-imzalıdır