Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/695 E. 2022/587 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/695 Esas – 2022/587
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/695 Esas
KARAR NO : 2022/587
HAKİM …
KATİP : …
DAVACI :….
DAVALI ….
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; olay tarihi olan 24/01/2022 günü müvekkilinin kız kardeşi … sevk ve idaresindeki davacıya ait … plaka sayılı araç ile … ili Mamak ilçesinde trafik kazasına karıştığını, kaza sonucu aracın tam ziya uğradığını, aracın KASKO sigorta poliçesinin 132997164 poliçe numaralı olarak davalı tarafından yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından 10202200777 dosya numarası ile yapılan 15/02/2022 tarihli mutabakatname ve taahhütnameye davacıya ödeme yapıldığını, bu konuda taahhütname imzalandığını, ancak aracın pert olduğunu, araç bedelinin piyasa rayiç bedelinden düşük belirlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL araç değerinin taahhüdün alındığı 15/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, KASKO sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağı, alkol raporu, ruhsat belgesi dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan davalı tarafından KASKO sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın başka araçlar ile karıştığı trafik kazası sonucu pert olduğunu, hasar bedelinden davalının sorumlu olduğunu, davalının sigortalı araç rayiç değerinin altında ve eksik ödeme yaptığını iddia ederek iş bu maddi tazminat davasını açmıştır.
Bilindiği üzere, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun 83/2. maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca ise sigorta hukukundan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 5/2. maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Kanun’un 5/3 bendinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemenin görevli olması da, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında somut olaya gelindiğinde, davalı sigorta şirketi tacirdir. Davacının tüketici sıfatına sahip olup olmadığı, sigortalı aracın ticari araç olup olmadığı saptanarak görevli mahkemenin tespit edilmesi gerekir. Bir başka anlatımla davacının tüketici olması, aracın hususi otomobil niteliği bulunması halinde uyuşmazlığın çözüm yeri tüketici mahkemesi iken davacının tüketici sıfatına sahip olmaması, aracın ticari araç halinde uyuşmazlığın çözüm yeri ticaret mahkemesi olacaktır. Davaya dayanak yapılan kaza tespit tutanağı ve alkol raporu ile araç ruhsatından sigortalı aracın otomobil olduğu, kullanım tarzının hususi olarak belirtildiği görülmüştür. Davacının tacir olduğuna ilişkin bir iddia ve delil ise dosyada yer almamaktadır. Bu durumda davacının tüketici sıfatına haiz olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Buna göre, taraflar arasındaki ilişkinin sigorta ilişkisi olduğu, davacının ticari ve meslek amaçlı hareket etmediği, tüketici sıfatına haiz bulunduğu, sigortalı aracın hususi otomobil olduğu, işbu tazminat davasının tüketici mahkemesinin görevi alanında kaldığı gözetilerek davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (… Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2021 Tarih ve 2021/1006 – 859 E. K. Sayılı Emsal Kararı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın … NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, verilen kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi.29/09/2022
Katip …
¸

Hakim ….
¸