Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/581 E. 2022/733 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/581 Esas – 2022/733

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/581 Esas
KARAR NO : 2022/733

HAKİM….
KATİP : ….
DAVACI ….
DAVALI ….
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/09/2011
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin 1. Körfez Savaşı öncesi Irak’ta taahhüt işlerini yaptığını, alacaklı olduğu 101.117,34 USD tutarındaki 09.09.1987 tanzim tarihli ve 09.09.1989 vadeli Irak Merkez Bankası’nın avalini taşıyan bononun Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile Irak Merkez Bankası arasında 09.01.1986 tarihinde akdedilen Bankacılık Anlaşması kapsamında tahsil için T.C. Merkez Bankası’nca Irak’a gönderilmişse de; Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu 674 ve 686 nolu kararları gereği tahsil edilemediğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Irak’a uyguladığı ambargo ve T.C. Devleti’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin almış olduğu bu karara tamamen uymuş olması nedeniyle müvekkilinin de aralarında bulunduğu Türk firmalarının Irak Merkez Bankası’nın avalini taşıyan bonolarının tahsil edilemediğini, davaya konu bononun 09.01.1986 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ile Irak Merkez Bankası arasında akdedilen Bankacılık anlaşmasının gereği olarak Irak Devlet Kurumları tarafından ihraç olunan ve Irak Merkez Bankası’nın avalini taşıyan 24 ay vadeli bono olduğunu, Yüksek Planlama Kurulu tarafından 25.01.1991 tarihli ve 91/T-5 sayılı karar ile bononun davalı banka tarafından satın alınmasına, 91/T-90 sayılı kararı ile de asılları tahsil edilmek üzere T.C. Merkez Bankası’nca Irak’a gönderilmiş ancak tahsil edilememiş bono bedellerinin 25.01.1991 tarihli ve 91/T-5 sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararındaki esaslar dahilinde Eximbank tarafından ödenmesine karar verildiğini, bu karar uyarınca davalı Bankanın Irak Merkez Bankası’nın avalini taşıyan 100.117,34 USD tutarındaki 09.09.1989 vade tarihli bonoyu 01.07.1991 tarihinde satın aldığını ve risk primi gibi kesintiler yapılarak aynı tarihte ödendiğini, ayrıca gayri kabili rücu ve temlik belgesi ile de bononun devir ve temlik edildiğini, vade tarihinden itibaren işlemiş faizlerinin de müvekkiline ödenmediğini, davalı Banka tarafından Irak Kredisi Programı kapsamında kullandırılmış olan kredinin 6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmaya gidilmesi yönünde …03.2011 tarihli duyuru ile 20.05.2011 ve 07.07.2011 tarihli yazıları ile müvekkili şirketin 100.117,34 USD asıl alacak, 237.475,72 USD faiz olmak üzere toplam 337.593,06 USD borçlu bulunduğunun, yeniden yapılanma halinde176.898,70 USD borcun ödeneceğinin bildirildiğini, müvekkilinin borçlu bulunmadığını bildiği için yeniden yapılandırma başvurusunda bulunmadığını, müvekkiline borç verilmediğini, lehtarı bulunduğu Irak Merkez Bankasının avalini taşıyan bononun davalı banka tarafından satın alındığını, davalı bankanın, YPK’nın istihkak, ihracat, mobilizasyon, stok alacakları ile ilgili kredilendirme kararını, bonoların satın alınacağına dair emredici hükümler bulunmasına karşın yanlış bir şekilde bonolarla ilgili olarak da uyguladığını, kaldı ki davalı bankanın 20 yıldır müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunmamasının da haklı bir gerekçesi olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı bankaya 100.117,34 USD ve fer’ilerinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı Banka vekili, YPK kararları çerçevesinde yapılan görevlendirme neticesinde müvekkili banka tarafından Hazine Müsteşarlığı’nın talimatları çerçevesinde anılan makamın belirlediği firmalara kredi kullandırıldığını, programın genel esaslarını düzenleyen YPK kararlarında söz konusu kredilerin geri ödenmesi ve programın tasfiyesi konularının düzenlenmediğini, sadece kredilerin kullandırımına ilişkin esasların belirlendiğini, YPK’nın 91/T-5 sayılı kararında bonoların satın alınması için başvuran firmalar ile genel kredi sözleşmesi imzalanacağına dair herhangi bir hüküm bulunmadığını, ancak YPK’nın 92/T-90 sayılı kararı sonrasında yayınlanan bonoların satın alınmasına ilişkin uygulama esaslarında bono tutarları üzerinden kredilendirme işlemi yapılacağı ve genel kredi sözleşmesinin imzalanacağının belirtildiğini, davacının 20.06.1991 tarihli genel kredi sözleşmesini bono alacaklarının temliki karşılığı kullandığı krediler için imzaladığını, davacı şirkete Irak Kredisi programı kapsamında kullanmış olduğu krediye ilişkin ekstre bilgilerinin her yıl düzenli olarak gönderildiğini, müvekkili banka tarafından davacıya Hazine Müsteşarlığı talimatları doğrultusunda geri ödemeli bir kredi tahsis edildiğini, davacı şirketin 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırma talebinde bulunmadığını, müvekkili bankanın geri ödeme talebinin davacı firma ile müvekkili arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırmasına İlişkin Kanun’a ve buna ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nın talimatlarına dayandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil vekili, dava konusu işlemde davalı banka ile davacı banka arasında imzalanan 20.06.1991 tarihli genel kredi sözleşmesi hükümleri çerçevesinde firmaya kredi kullandırıldığını, bu işlemin davacı tarafından aynı tarihli bononun teminat alınmak suretiyle bankacılık yetki ve usulleri çerçevesinde verilmiş bir kredi işlemi olduğunu, genel kredi sözleşmesinin davacı tarafından imzalanmasının kredi işleminin davacı tarafından kabul edildiğinin açık kanıtı olduğunu, bu işlemin kredi olduğunun düzenlenen temlik belgesi ile de kabul edildiğini, kullandığı kredinin komisyonunu dahi ödediğini, davacıdan alınan teminat senetlerinin düzenli aralıklarla yenilendiğini ve firmaya Eximbank tarafından her yıl hesap özeti gönderildiğini, petrol karşılığı veya başka adla Irak hükümeti ile mahsuplaşıldığına dair kayıtlarında bir bilgi bulunmadığını, Eximbank kredilerinin, işleyen bir kredi olması sebebiyle zamanaşımının oluşmasının söz konusu olmadığını, Eximbank Yönetim kurulu kararı ile onaylanan Uygulama Esasları ile ilgili olarak Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından gönderilen 01.05.1991 tarih ve 2009 sayılı yazıda banka aleyhine oluşan riskten dolayı doğacak ödeme mükellefiyetinin Geliştirme ve Destekleme Fonundan Eximbank’a yapılacak finansman desteği ile karşılanması ve Fondan karşılanacak bu tutarların ilgili müteahhitlik firmaları adına borç kaydedilerek bu esaslar dahilinde kredilendirme işleminin yürütülmesi talimatı verildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
KANITLAR: Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce 22/05/2014 Tarihli, 2011/621 Esas-2014/318 Karar sayılı kararı ile, Maliye Bakanlığına dava konusu alacağın devir olunduğu iddiası ile Maliye Bakanlığı aleyhine davanın sürdürülmesi yönündeki davacı isteğinin reddine, …Kredisi Bankası A.Ş aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararı davalı vekili ile ihbar olunan vekili temyiz etmiş, tesis edilen bu karar, Yargıtay … HD’nin 04/11/2015 Tarih, 2014/16536 Esas-2015/14006 Karar sayılı kararı ile dava değeri üzerinden eksik yatırılması gerekirken eksik peşin harcın yatırılması konusunda davacı tarafa kesin süre verilerek, sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu usulü eksiklik giderilmeden yargılamaya devam edilip esas hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile bozularak iade edilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 19. HD’nin 04/11/2015 Tarih, 2014/16536 Esas-2015/14006 Karar sayılı kararına uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce 27/12/2018 Tarihli, 2018/423 Esas-2018/1043 Karar sayılı karar ile, Maliye Bakanlığına dava konusu alacağın devir olunduğu iddiası ile Maliye Bakanlığı aleyhine davanın sürdürülmesi yönündeki davacı isteğinin reddine, …Kredisi Bankası A.Ş aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararı davalı vekili temyiz etmiş, tesis edilen bu karar, Yargıtay 11. HD’nin 14/04/2021 Tarih, 2020/4743 Esas-2021/3652 Karar sayılı karar ile, davacı tarafından kredinin teminatı olarak verilen bono ve kredi davalı bankaca kullandırılarak verilen paranın Birleşmiş Milletler hibesi kapsamında verildiği iddia edilmiş ise de, tarafların imzasına havi genel kredi sözleşmesinde buna ilişkin bir atıf bulunmadığı gibi, kredinin normal genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullandırıldığı anlaşılmakla Yargıtay (Kapatılan)19.HD’nin emsal uygulaması da nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozularak iade edilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 11. HD’nin 27/12/2018 Tarihli, 2018/4743 Esas-2018/3652 Karar sayılı kararına uyulmuştur.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, dava konusu 100.117,35 USD bedelli bonodan dolayı davalı Bankaya borçlu olmadığını ileri sürmüştür.
Bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından, YPK kararları ve Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı talimatları ile 6111 sayılı Kanunu’n 17/a maddesi ve GİB tebliğinde Eximbank tarafından körfez krizi sebebiyle alacaklarını tahsil edemeyen firmalara ödenen paraların kredi niteliğinde olduğu, bankacılık işlemleri arasında bono satın alınmasının bulunmadığı, davacıya ödenen paranın kredi karşılığı alındığının kabulünün gerektiği, anılan kredinin normal kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde davaya konu bonoya bir atıf olmadığı, davacının iddiasının yerinde bulunmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1- Davacının davasının reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 3.218,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.137,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 28.887,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 250,98‬ TL (218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı olarak, 32,48 TL posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/11/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır