Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/570 E. 2022/543 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/570 Esas
KARAR NO : 2022/543

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ…

DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 2- … – …

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
DAVA TARİHİ : 26/05/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili …nun Av. … ile 30.11.2019 tanzim 30.06.2020 vade tarihli 6.000.000,00-Euro(altımilyon euro) ve 30.11.2019 tanzim 30.09.2020 vade tarihli 5.000.000,00-Euro(beşmilyon euro) değerindeki iki adet bononun tahsili için görüşme gerçekleştirdiğini, Av. …’in talebi ile …’in beraber çalıştıklarını beyan ettiği ve aynı ofiste olan Av. …’a …65.Noterliğinin 32942 Yevmiye numaralı 30.12.2020 tarihli vekaletnamesi ile vekalet verdiğini, iki adet bononun Av. …’e teslim edildiğini, bonolardan 5.000.000,00 Euroluk olan işleme konulduğunu, 6.000.000,00 euroluk bono hakkında herhangi bir icrai işlem yapılmamış ve taleplerine rağmen bononun taraflarına iade edilmediğini, ayrıca davaya konu bononun kambiyo vasfını yitirme tarihinin yaklaştığını, davalıların işleme koymuş oldukları bonoda imzaya itiraz olması ve vekilin … olması ve icra işleminin … ofisinden yürütülmesi nedeni ile bahsi geçen soruşturmada müvekkil de şüpheli olarak ifade verdiğini ve mağdur olduğunu, hakkında isnat edilen suçlardan ötürü tutuklu olduğu ve Av. …’ı aynı soruşturmada şüpheli konumunda olduğu göz önüne alındığında ve davalıların dava konusu bono hakkında müvekkile karşı cezai olarak sorumlulukları dışında mali olarak da sorumlu olduklarını, davalıların haklarında devam eden soruşturma/soruşturmalar sebebi ile müvekkili mali olarak zarara uğratma ihtimalleri ve mal kaçırma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu ve davalıların bonoyu iade etmedikleri takdirde malen sorumlu tutulmaları ihtimaline karşı, mal varlıklarını kaçırma ya da gizleme ihtimali de çok yüksek olduğunu belirterek her iki davalının da mal varlıklarına ve banka hesaplarına teminatsız olarak tedbir konulmasını, bononun iadesi için davalılara kısa ve kesin süre verilmesini, bononun iadesinin sağlanmaması halinde davalıların, bono bedeli ve ferilerinden yasal faizi ile müteselsilen sorumlu tutulmalarını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davadaki müteakip işlemlerin yerine getirilmesi için peşin harcın 1/4’ünün yatırılması gerekmesi nedeniyle, dava dilekçesinin tebliği ve cevap süresinin başlatılması usule ve yasaya aykırı olduğunu, davanın görevli olmayan mahkemede ikame edildiğini, vekalet verenin tacir olmaması halinde tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, dava tüketici mahkemelerinde açılması gerektiğinden mahkememizce görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, dava konusunun bono olması da bu hususu değiştirmediğini, dava konusu talep zamanaşımına uğradığını, öncelikle görevsizlik nedeniyle davanın reddine, aksi halde haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan bononun iadesi, terditli olarak bono bedelinin tahsiline ilişkindir.
Davacı tarafından avukat olan davalı … ile 2 adet bononun tahsili için görüşme gerçekleştirildiğini, …’in talebiyle yanında çalışan Av. …’a vekalet verildiğini, 5 Milyon Euro değerindeki bononun icra takibine konu edildiğini, ancak 6 Milyon Euro’luk bono yönünden ihtiyati haciz dışında bir icra işleminin yapılmadığını, bu nedenle bononun iadesinin istendiğini ancak iade edilmediğini belirterek iş bu dava açılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen vekalet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 6102 sayılı TTK’nın kıymetli evraka ilişkin hükümlerine dair bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Dava 6102 sayılı kanunda düzenlenen hususlardan kaynaklanmadığından TTK’nın 4. Maddesi gereğince ticari dava niteliğinde değildir. Diğer taraftan taraflar gerçek kişi olup, davalıların avukat oldukları beyan edildiğinden davalıların tacir olma durumları söz konusu değildir. Bu yönüyle de davanın ticari dava niteliğinde sayılması mümkün değildir.
Davalıların tacir olmadığı, işin de TTK’nın 4.maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemenin görevli olmasının HMK 114/1 c maddesi gereğince dava şartı olduğu ve aynı kanunun 115/1 maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiği mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK 114/1 c maddesindeki dava şartının gerçekleşmediği kanaatine varılmakla HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili …43. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, 6100 sayılı HMK’nın 21. Maddesi hükümlerine göre yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın re’sen …Bölge Adliye Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkeme tarafından karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır