Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/568 E. 2023/125 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/568 Esas – 2023/125
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/568 Esas
KARAR NO : 2023/125

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI : ….

DAVALI : ….

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2022
KARAR TARİHİ : 27/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 04.06.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında alım-satım ilişkisi olduğunu, çeşitli tarihlerde bir çok defa davalı tarafından müvekkili şirketten mal satın alımı yapıldığını, mal alım-satımına ilişkin olarak davalı şirket tarafından yapılması gereken ödemelerin ise yapılmadığını, davalı aleyhine …28. İcra Dairesi’nin 2021/18629 E. sayılı dosyası ile, icra takibi başlatıldığını, 29.12.2021 tarihinde davalı tarafından haksız olarak borca itiraz edildiğini, söz konusu borcun kaynağının, taraflar arası mal alım-satımından kaynaklandığını, bu durumun tarafların ticari defterlerinin yerinde incelenmesi sonucu da görüleceğini, davalının kayıtlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak, mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim formları ve mal ve hizmet satışlarına ilişkin bildirim formlarının (Ba/Bs’lerin) celbini de talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle davanın kabulünü, borçlunun haksız ve dayanaksız olan itirazının iptalini ve icra takibinin devamını, takibe kötüniyetli olarak itiraz eden ve alacaklının alacağını sürüncemede bırakma kastı içinde olan davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı vekili katıldığı 27/02/2023 tarihli oturumda; “… her ne kadar harç 18.449,80 TL üzerinden depo edilmiş ise de, biz davaya konu takip tutarı olan 15.341,78 TL üzerinden itirazın iptaline ve takibin 15.341,78 TL üzerinden devamına karar verilmesini talep ediyoruz,” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Davalı tarafın yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
…28. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18629 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap ilişkisinden kaynaklı 15.334,74 TL asıl alacak, 7.04 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.341,78 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süre içerisinde takibe konu borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu görülmüştür.
18/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının 2021 ve 2022 dönemlerine ilişkin ticari defterlerinin e-defter olduğu, 2021 defterlerin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresi içinde yapıldığı, 2022 defterlerinin açılış beratının yasal süre içinde yapıldığı ve 2022 yılının kapanış tasdikinin henüz süresinin gelmediği, 2022 Eylül dönemine ait beratlarının yasal süresinde verildiği, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, söz konusu inceleme dönemlerine ilişkin davacının defterlerinin 6102 sayılı TTK 64. maddesi ve 6100 sayılı HMK 222.maddesi kapsamında ticari defterlerin bu halleri ile delil niteliği Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı Tiyapı İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ‘nin davalı Onok Enet Yatırım Anonim Şirketi’nden takip ve dava tarihi itibari ile 15.334,74 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının fatura ve cari hesap ilişkisinden kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise tutarı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir(HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile a alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, tarafların BA BS formlarının birbiri ile uyumlu olduğu, davalı tarafın takibe ve davaya konu faturaları ilgili vergi dairesine bildirdiği, bu suretle faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin kabulünün gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, takibe konu asıl alacak tutarı olan 15.334,74 TL alacak yönünden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiştir. Takip tarihinden önce davalının temerrüde düşürüldüğüne dair belge delil sunulmadığından davacının işlemiş faize ilişkin istemi yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan alacağın fatura ve cari hesap ilişkisine dayandığı, bu suretle likit olduğu ve yasal şartların oluştuğu dikkate alınarak, kabul edilen alacağın %20’si oranında (3.066,94 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, …28. İcra Müdürlüğü’nün 2021/18629 esas sayılı takibe vaki itirazın 15.334,74 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 15.334,74 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında (3.066,94 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.047,52 TL harçtan peşin alınan 238,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 809,15 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 238,37 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.184,20 TL yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 1.183,60 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.559,22 TL’nin davalıdan, 0,78 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2023

Katip…
¸

Hakim….
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 1.000,00 TL
Posta Masrafı : 92,00 TL
Başvurma Harcı : 80,70 TL
Vekalet Harcı : 11,50 TL