Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/41 E. 2022/295 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/41 Esas
KARAR NO : 2022/295

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından, 2018 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait birikmiş kira borcunun 30 gün içerisinde ödenmesi aksi halde hakkında tahliye talebinde bulunulacağı konusunda 08/10/2019 tarihinde… … İcra Müdürlüğünün 2019/13385 Esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine ilamsız icra yolu ile taliye takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibinin davalı şirket tarafından 05/10/2019 tarihinde haksız olarak itiraz edildiğini, yine ödenmeyen 2019 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait birikmiş kira borcu ile ilgili… … İcra Müdürlüğünün 2019/13386 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini, mezkur mahaldeki demirbaş ve eşyaların hukuka aykırı olarak gerçek bir satım gibi gösterilerek, emsal değerlerinin altında bir fiyata elden çıkarılmak sureti ile müvekkilinin zarara uğratılmasının amaçlandığını, söz konusu menkul malların fiili durum ve değerinin… … Hukuk Mahkemesinin 2021/43 D.iş sayılı dosyasında tespit ettirildiğini, dava dışı şirketlere değerinin çok altında bu menkul malların muvazaalı olarak satıldığını belirterek, bu nedenle oluşan zarardan ötürü fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.000,00 TL’nin zararın meydana geldiği tarihten itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının beyanında açıkça belirttiği gibi hüküm altına alınmış bir kira alacakları mevcut olmadığını, davacı taraf kendisine göre bir kira alacağı için icra takibi yaptığını, tarafınca itiraz edildiğini, itiraz üzerine davacı tarafça itirazın kaldırılması istendiğini, mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddedilidini, yani ortada bir alacak bulunmadığını, ortada bir alacak olsa bile bu alacağın ödenip ödenmeyeceği belli olmadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığı gibi kimseye de borcu bulunmadığını, müvekkilinin borçlarını ödemekte olduğunu, hal böyle olunca davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davasının hukuki yarar yokluğundan HMK. 114/1-h maddesi uyarınca reddi gerektiğini, davacı davasını zarar/tazminat olarak nitelendirdiğini, zararın kapsamını ise şirkete ait bir kısım demirbaşların ve eşyaların satılması olduğunu, davacının bu iddia ile doğrudan tazminat istemesi mümkün olmadığını, şirkete ait demirbaş alınması, ihtiyaç kalmayan demirbaşların satılması, yine eskiyen ve kullanılamayacak hale gelip miadını dolduran demirbaş veya sarf malzemelerinin satılması, hurdaya ayrılması vs. gibi tasarruflar şirket yönetimi faaliyetlerinden olduğunu, hal böyle olunca bu tür bir faaliyetten dolayı 3. Bir kişinin ya da şirket ortağının doğrudan tazminat talepli olarak şirkete dava açması mümkün olmadığını, bu nedenle de davacının davasının reddi gerektiğini, davacı taraf davaya konu ettiği demirbaşları… … Hukuk Mahkemesinin 2021/43 D. İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini ileri sürdüğünü, davacı tarafın tespit talebinin koşulları taşımaması nedeni ile tespitinin yapılamadığı belirtildiğini, davacı taraf bu davasında tespit talebinde bulunmadığı demirbaş ve sarf malzemelerini de ekleyerek talepte bulunduğunu, davacının iddiası somut bir belge ve bilgiye dayanmadığını, varsayıma dayandığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin ortağı olan davacının ortaklık sıfatına dayanarak davalı şirketten tazminat ödenmesi talebine ilişkindir.
Davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen davalı şirkete ait demirbaşların değerinin çok altı bir fiyatla muvazaalı olarak satıldığı gerekçesiyle dava açılmıştır.
Mahkememizce 18/06/2021 tarih 2021/402 Esas 2021/368 Karar sayılı kararla Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf dilekçesinde davacı vekili huzurdaki davanın şirket yöneticilerinin şirketi ve dolayısıyla şirket paydaşlarının zararının tazmini için ikame edildiğini, davanın ticari ilişkiden kaynaklanan tazminat davası olduğunu belirtmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi de mahkememizi görevli kıldığı 30/12/2021 tarihli kararında şirket ortağının ortaklık sıfatıyla açılan tazminat davası olarak nitelemiştir.
Şirket ortağının,. şirket yöneticilerinin eylemleri nedeniyle uğradığı zararın tazmini davası 6102 Sayılı TTK’nın 553 vd. Maddelerinde düzenlenmiştir.
TTK’nın Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının Sorumluluğu başlığını taşıyan 553/1 maddesine göre, Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Aynı kanunun 555/1 maddesine göre de, Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
Tüzel kişi olan Anonim Şirketin yönetim kurulu ile temsil ve ilzam olunacağı, gerek pay sahiplerinin gerek alacaklıların yönetim kurulunun eylemleri nedeniyle zarara uğraması halinde TTK 553/1 maddesi gereğince Anonim Şirket yönetim kurulu üyelerine tazminat davası açılabileceği, davacı tarafından ortaklık sıfatından kaynaklanan zarar iddiasını Anonim Şirket yöneticilerine karşı yönetmesi gerektiği, yöneticilerin eylemlerinden dolayı uğranılan zarara ilişkin davada Anonim Şirket’e husumet yöneltilemeyeceği, ancak davacı tarafından husumetin yönetici yerine Anonim Şirkete yöneltildiği, bu nedenle husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır