Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/365 E. 2022/697 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/365 Esas
KARAR NO : 2022/697

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21911 E. Sayılı dosyasında 06/06/2016 tarihli ve 55.000,39-TL bedelli faturadan dolayı bakiye 25.500,39-TLnin tahsili için takip başlatıldığını, ödeme emrine davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu belirtmiş ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, ticari defterler incelendiği takdir de davanın haksız bir şekilde açıldığınını anlaşılacağını bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
… 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21911 E. Sayılı dosyası, fatura, davacı tarafın ticari defterleri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21911 E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine 06/06/2016 tarihli ve 55.000,39-TL bedelli faturadan dolayı bakiye 25.500,39-TLnin tahsili için takip başlatılmış, davalı tarafından ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takip durmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 10/04/2018 tarih ve 2016/948 Esas 2018/259 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine kararı inceleyen … BAM 22. HD’nin 21/03/2022 tarih ve 2019/2059 Esas 2022/400 Karar sayılı kararı ile; ” GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili; müvekkili aleyhine davacı tarafından usulsüz ve haksız icra takibine girişildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMSİNİN KARARININ ÖZETİ
Mahkemece; davacının bakiye fatura bedelinden kaynaklanan alacağının varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hükme karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili; 8 gün içinde faturaya itiraz edilmediğinden fatura içeriğinin taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygun ve davacı tarafça kanıtlanmış olduğunun kabulü gerektiğini, bunun aksinin yani faturanın içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının arada ki hukuki ilişkinin olmadığının ispatının da davalıya geçtiğini, davalının borcun tamamını ödediğini ve ispatının da davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu beyan ettiğini, yani aslında faturaya karşı 8 günlük itiraz süresi içinde davalı şirketin itiraz edilmediğini, bu hususun mahkemenin dikkatinden kaçtığını, eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu emtiaların bedelinin ödenmesi noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım sözleşmesini konu alan faturadan bakiye kalan alacağın tahsili talebi ile başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı tarafından … 10. İcra Müdürlüğü’nün 2016/21911 E. Sayılı dosyasında davalı aleyhine 06/06/2016 tarihli ve 55.000,39-TL bedelli faturadan dolayı bakiye 25.500,39-TLnin tahsili için takip başlatılmış, davalı tarafından ödeme emrine itirazı üzerine icra takibinin durduğu, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında mal satışı için düzenlenen fatura muhteviyatı malların tesliminin yapıldığı tartışma konusu olmayıp, davacı ödenmeyen bakiye fatura bedelini talep etmekte iken, davalı taraf icra takibine itirazında ve cevap dilekçesinde bakiye borç bedelinin bulunmadığını savunmuştur.
Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi üzerine 17/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde; takibe ve davaya konu fatura bedelinin ödendiğini, bu hususun ticari defter kayıtları ile sabit olduğunu beyan etmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenleme ve “ispat yükü”ne ilişkin açıklama yapılmasında yarar vardır.
İspat, bir olayın veya hukuksal durumun varlığı veya yokluğu hakkında hâkimde kanaat uyandırmak için girişilen, ispat yükü üzerinde olan tarafın deliller vasıtasıyla yürüttüğü inandırma faaliyetidir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususu ispat yükü kavramıyla ilgilidir. İspat yükünün ne şekilde dağılacağına ilişkin genel kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür”.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190/1. maddesinde, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmış; ikinci fıkrada ise, karinelerin varlığı hâlinde ispat yükünün nasıl belirleneceği düzenlenmiştir. Buna göre “(1)İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir”.
İspat yükü üzerine düşen taraf ancak ispata “elverişli” deliller ile iddiasının haklılığını kanıtlayabilir. Kanun koyucu HMK’nın 200. maddesinde belli miktarın üzerindeki uyuşmazlıklar yönünden bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin senetle ispatını zorunlu kılmış ve bu miktar dâhilinde kalan bir alacağın takdiri delillerle ispatına imkân vermemiştir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.09.2021 tarihli ve 2017/(19)11-936 E., 2021/1090 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
TMK.’nun 6.maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamında davacı taraf davalıya satılıp teslim edilen fatura muhteviyatı bakiye mal bedelinin tahsili talep etmekte davalı da yargılama aşamasındaki beyanıyla ödeme savunmasında bulunmuştur.
Bu durumda ispat yükü mal bedelinin ödendiğini savunan davalı şirkete aittir. Mahkemece, davalı şirketin ödeme savunması ve ibraz ettiği ödeme belgelerinin doğruluğunun araştırılması, gerekirse konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün kime ait olduğunun tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Somut olayda davalı ispat külfeti altındadır ve fatura bedelinin ödendiğini ispatlamalıdır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Zira somut olayda olduğu gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan fatura bedeline ilişkin olarak davalının borçlu olup olmadığının belirlenmesi için açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile davalı yanın ileri sürdüğü vakıaya dair delilin toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Şu halde mahkemece HMK’nun 222/1 maddesi gereğince tarafların tüm delilerinin toplanmasına karar verilerek ispat yükünün davalı yanda olduğunun kabulüyle yargılamanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken kanıt yükünün hatalı tayiniyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Zira HMK’nun 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi vardır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davalının ödeme savunmasının ispatı davalının tüm delillerinin toplanması için ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemesine gönderilmesine, bu aşamada davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile … 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/948 Esas 2018/259 Karar sayılı 10/04/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.nın 353/1.a.6.maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,” şeklinde karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği, bunun üzerine yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
… BAM 22. HD’ nin söz konusu kararına istinaden dosyanın mali müşavir bilirkişi Ferhat Cıvır’a tevdi ile ek rapor düzenlenmesi istenmiş olup, adı geçen bilirkişi tarafından düzenlenen 26/08/2022 tarihli ek raporda; davalı tarafça ticari defter ve belgelerin bilirkişi incelemesine sunulmaması, bunun yerine cari hesap ekstresinin sunulduğu, bu kayıtta davacıya herhangi bir ödemeye ilişkin muhasebe kaydının bulunmadığının tespit edildiği, sonuç olarak davalı tarafın ticari defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından sunulmaması nedeniyle incelenemediği, öte yandan davacıya ait ticari defter ve belgelere göre; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 25.500,39 TL alacaklı olduğunun ve davacı defter ve belgelerinin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunun belirlendiği görülmüştür.
Buna göre; yapılan yargılama taraflarca ileri sürülen tüm deliller, icra takip dosyası, … BAM 22. HD’nin kararı, bilirkişi raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine davaya konu … 10, İcra Müdürlüğünün 2016/21911 Esas sayılı dosyası ile “06/06/2016 tarihli, seri: A, sıra no: 011576 olan 55.000,39 TL bedelli faturadan bakiye 25.500,39 TL ” dayanak gösterilerek 25.500,39 TL asıl alacak ve 4.225,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.725,77 TL alacak için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafça iş bu itirazın iptali davasının İİK 67.maddesi hükümlerine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan kök ve ek rapor incelendiğinde; davalı tarafın HMK’nın 222.maddesi hükümlerine göre ticari defter ve belgelerini incelemek üzere dosyaya veya bilirkişiye ibraz etmediği, bu nedenle ilgilinin kayıtlarının incelenemediği, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelendiğinde söz konusu kayıtların usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, takip konusu faturanın davacının defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 25.500,39 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, buna göre HMK 222.madde hükümlerine göre taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında davacının iddiasını ispat ettiği, bu defa ispat yükü üzerine geçen davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; Davaya konu … 10. İcra Müdürlüğünün 2016/21911 E. Sayılı dosyasına davalı tarafın vaki itirazının İPTALİ ile takibin aynı koşullarda DEVAMINA,
2-Alacağın (25.500,39-TL) % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 1.741,93 TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 286,86 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.455,07 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 286,86 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.177,13 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸