Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/263 E. 2023/142 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/263 Esas
KARAR NO : 2023/142

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… – … …
VEKİLİ :Av. … …
DAVALILAR :1-… – … …
2-… – … …
VEKİLLERİ….
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak (satım sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin çiftliğinde kullanılmak üzere kepçe satın almak istediğini, internetteki kepçe satışı ilanlarını araştırması üzerine
davalı şirket ile iletişime geçerek… isimli şahısla görüştüğünü, kepçe vasıflı
aracın satışına ilişkin olmak üzere 95.000 TL’ye anlaştıklarını, bedel ödeme hususunda davalı şirket ortağı
olduğunu söyleyen bu kişinin öncelikle ödemenin elden yapılmasını istediğini, ancak
müvekkilinin banka havalesi yapacağını söylemesi üzerine herhangi bir açıklama eklemeden
iki ayrı hesaba satım bedelini yatırmasını istediğini, müvekkilinin davalının taleplerini kabul ettiğini,
Ankara 37. Noterliği’nin 25/11/2020 Tarih ve 32261 yevmiye numaralı iş makinası satış sözleşmesi ile
satın alınan kepçe her ne kadar satış belgesinde 10.000 TL bedelle satın alınmış gibi gösterilmiş ise de davalı
şirket hesabına 10.000 TL, şirket yetkilisi diğer davalı hesabına ise 85.000 TL olmak üzere art
arda toplamda 95.000 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin noterde sözleşmeyi yaptıktan sonra yükleyiciyi çekici marifetiyle …’ya getirdiğini, çalıştırmak için denediğinde aracın
çalışmadığını, davalının çalışanı Zeynel isimli kişiyi aradığını, durumu bildirdiğini, aküsünün bittiğinin ve
yeni akü alınmasının gerektiğini söylemesi üzerine müvekkilinin yeni akü alıp denediğini,
ancak aracın yine çalışmadığını görünce tamir için motor ustası çağırdığını, usta tarafından
yapılan incelemede fiili olarak kullanılan motorun bu aracın orijinal motoru olmadığının tespit
edildiğini, mevcut motorun kapasite bakımından yetersiz olduğunun bildirildiğini, bunun
üzerine müvekkilinin standart motorunu yetersiz olması halinden şüphelenerek aracın
ruhsattaki motor numarası ile fiili olarak kullanılan motor üzerindeki numarayı
karşılaştırdığını, satış belgesinde motor numarasının 4L51290 olarak belirtilen motorun araçta
takılı olmadığını ve araç üzerindeki motorun numarasının 2L4643350 olarak yazıldığını
gördüğünü, davalı … aradığında bu hususu inkar ettiklerini, ayıp ve hileyi kabul
etmediklerini, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/78 D. İş numaralı dosyası ile delil
tespiti yaptırdığını ve yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde CASE marka yükleyicinin bu
haliyle kullanımının mümkün olmadığının, fiili olarak takılı motor ile tescil belgesindeki motor
numarasının farklı olduğunun tespit edildiğini, hileye maruz bırakıldığını, davalı yetkili hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu, satılanın ayıplı olduğunu ileri sürerek, 95.000,00 TL satım bedelinin davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, sözleşmenin ifa edildiği yerin Ankara İli olduğunu, yetkili mahkemenin bu yer mahkemesi bulunduğunu, satış sözleşmesinin taraflarının tacir olmaları nedeniyle eldeki
davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, noter satış senedi ile sabit
olduğu üzere davacının davaya konu edilen iş makinasını halihazır durumu ile görüp beğenerek
teslim ve satın aldığını, bu hali ile davacının aracın gerekli muayenelerini yaparak
25.11.2020’de iş makinasının zilyetliğini üzerine aldığında hiç bir duraksamasının olmadığını, satış
işleminden 27 gün sonra 22.12.2020’de araç üzerinde yapılan tespiti kabul etmediklerini,
menkulün 27 gün boyunca davacının zilyetliğinde bulunduğunu, tespite konu edilen motor değişikliğini
müvekkilinin yapmadığı gibi yapsa yapsa 27 gün boyunca menkulü mülkiyetinde bulunduran
davacının yapmış olabileceğini, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki
gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcının malı teslim
aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda
malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya
ihbarla yükümlü bulunduğunu, iş makinası üzerindeki motor numarasının farklı olduğu iddiasının
açık ayıp olduğunu, davacının bu ayıbı 2 gün içinde müvekkiline bildirmediğini, noter
satış senedinde motor numarası yazmakta olup davacının iş makinasını üzerinde bu motor ile
aldığı kabul edilmek durumunda olduğunu, taraflar tacir olduğu için TTK 20/3 maddesi
uyarınca davacının ayıp ihbarını noter marifetiyle, iadeli taahhütlü mektup ya da telgrafla
yapması gerekirken böyle bir ihbarın müvekkiline tebliğ edilmediğini, TTK 25/3 maddesi
uyarınca 2 ve 8 günlük ayıp ihbar sürelerine de uyulmadığını, diğer …’nin eldeki davada
pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, sözleşmenin tarafının müvekkili şirket
Olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR: Davacı taraf ödemelerine ilişkin belge örneklerini sunmuştur.
Taraflar arasındaki telefon mesajlaşma örnekleri ibraz edilmiştir.
Dava konusu kepçenin satışına ilişkin Ankara 37. Noterliği’nin 25/11/2020 tarihli ve 20424 yevmiye numaralı satış sözleşmesi örneği sunulmuş, anılan sözleşmenin davacı ile davalı şirket arasında akdedildiği, diğer davalının davalı … temsilen hareket ettiği, satım bedelinin 10.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, motor numarasının 4L51290 olduğu, diğer ayırıcı unsurlara da yer verildiği anlaşılmıştır.
Satıma konu kepçenin tescil belgesi örneği sunulmuştur.
5/02/2021 tarihli Tüketici Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Oturum Tutanağı sunulmuştur.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/78 D. İş numaralı dosyası celbedilmiştir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/09/2021 Tarih, 2021/221 Esas-2021/476 Karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiği, kararın 19/10/2021 tarihinde kesinleşmesi sonrasında davanın Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/391 Esasını aldığı, bu mahkemenin 27/01/2022 tarih, 2021/391 Esas-2022/31Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, sonrasında mahkememizin 2022/263 esasını aldığı anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 27/06/2022 tarihli cevabi yazısından davacı …’ın tacir kaydının bulunduğu, faal olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Garanti Bankasından davalıların belirtilen döneme ait hesap hareketleri celbedilmiştir.
Ankara CBS’nin 2021/200126 soruşturma sayılı dosyası getirtilmiş, davalı gerçek kişi hakkında takipsizlik kararı verildiği tespit edilmiştir.
Makine mühendisi ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, anılan raporda; davaya konu iş makinesi üzerinde yapılan tespit sonucunda motorun/motor numarasının satış sözleşmesi ve tescil belgesinden farklı olması hususunun TTK madde 23/1-c kapsamında teslim anında açıkça belli olmayan fakat olağan bir muayene ile meydana çıkacak ayıp niteliğinde olduğu, söz konusu hususun gizli ayıp teşkil etmediği, bilirkişi tespit esnasında araçta bulunan motor ile tescil belgesinde yer alan motorun güç bakımından aynı nitelikte olduğu, her iki motorun gücünün 49 BG bulunduğu, bu nedenle gizli ayıp teşkil etmediği hususları görüş olarak açıklanmıştır.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı şirketin tacir oldukları, diğer davalının ise davalı şirketin temsil ve ilzama yetkilisi bulunduğu, davalı şirkete ait kepçenin 25/11/2020 tarihinde geçerli şekilde davacıya satışının yapıldığı, satım bedelinin, satılanın niteliklerinin ayrıca ve açıkça belirtildiği, satım bedelinin 10.000,00 TL olarak gösterildiği, davacının, davalılara toplamda ise 95.000,00 TL ödediği, davacının 17/12/2020 tarihinde satıma konu kepçe üzerinde tespit yaptırdığı, düzenlenen raporda kepçenin halihazırda kullanılamayacağı, tescil belgesindeki motor numarası ile üzerindeki motor numarasının farklı olduğu, şasi numarasının orjinal konumda bulunduğu, motor markalarının da farklı olduğunun tespit edildiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davacının, davalı gerçek kişi hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunduğu, ayıplı satıma bağlı hukuki uyuşmazlık gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği yönleri de dosya kapsamıyla sabittir.
Çekişme, davalı şirket tarafından davacıya satışı yapılan kepçenin ayıplı olup olmadığı, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, davacının ayıplı satım dolayısıyla talep hakkının olup olmadığı, diğer davalıya husumet düşüp düşmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Satım sözleşmesi, her ne kadar davacı ile davalı şirket arasında yapılmış ve diğer davalı husumet itirazında bulunmuş ise de davacının, davalı şirket temsilcisi hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, hileye maruz bırakıldığını ileri sürerek, haksız fiile dayalı dava açması, ayrıca kusuruna dayanması, müştereken talepte bulunması karşısında anılan davalıya husumet düştüğü kabul edilerek davanın esası incelenmiştir.
Dava konusu olayda davacı tacir ile davalı şirket arasında kepçe satışına ilişkin olarak geçerli şekilde 25/11/2020 tarihinde noterden düzenleme şeklinde satış sözleşmesi akdedildiği anlaşılmaktadır. Anılan sözleşmede satılanın nitelikleri etraflıca açıklandığı gibi davacının işbu iş makinesini hali hazır durumu ile görüp beğenerek ve bedelini tamamen ödeyerek satın aldığını beyan ettiği tespit edilmiştir. Satılan, kepçe niteliğinde iş makinesidir. Davacı, satılanın çalışmadığını ve tescil belgesindeki motoru ile üzerindeki motorun farklılık içerdiğini, ayıplı olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 23/1 maddesi hüküm uyarınca, bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de TBK hükümleri ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın 219 maddesinde satıcı, satılandaki maddi, hukuki ve ekonomik ayıplardan dolayı alıcıya karşı sorumlu olacaktır. Bu sorumluluk, anılan ayıpların varlığı satıcı tarafından bilinmese bile esastır. TTK’nın 23/c maddesinde ticari satım ve mal değişimlerinde malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeyi öngörmüştür. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK’nın 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Alıcı, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.
Satım sözleşmesi, davacı tacir ile davalı şirket arasında akdedilmiştir. Diğer davalı, satıcı davalının temsil ve ilzama yetkilisidir. Kural olarak temsilcinin yaptığı işlem, temsil olunanı bağlayacaktır. Temsilcinin kişisel sorumluluğu olmayacaktır. Her ne kadar temsilcinin kusuruna ve kişisel sorumluluğuna dayanılmış ise de satımın noterde yapılması, davalı temsilci hakkında yapılan suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlanması ve ayrıca sorumluğunu gerektirir başka iddianın ileri sürülerek ispat edilememesi karşısında, hakkındaki davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
Öte yandan, davacı tacir olup, basiretli şekilde hareket etmek durumundadır. Satılan, tamamen gücünden yararlanılacak kepçe nitelikteki iş makinesidir. En önemli unsuru da motor aksamıdır. Motor gücüne göre faydalanma esastır. Davacı tacir, kepçeyi halihazır şekilde satın almıştır. Tescil belgesinde motor numarası ve diğer özellikleri yazılıdır. Satın aldıktan ve farklı ile taşıdıktan 27 gün sonra tespit yaptırarak işbu davasını açmış, esas itibariyle motor numarası ile markasının farklı olduğunu, kepçenin çalışmadığını ileri sürmüştür. Davalı şirket, süresinde kendisine ihbar yapılmadığını, satış sözleşmesindeki koşullarda devri yaptığını, motor değişikliğinin kendisi zilyetliğinde de yapılmış olabileceğini savunmuştur.
Bu durum karşısında, satılandaki ayıbın motor farklılığına dayandırıldığı, ileri sürülen bu ayıbın niteliği dikkate alındığında olağan bir muayene ile tespit edilebileceği, davacının yasal süresinde muayene edip veya ettirip davalı şirkete bildirmediği, haklarını kullanmadığı, bu haliyle satılanı kabul etmiş sayılacağı, davanın ispatlanmadığı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 1.622,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.442,47‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 15.200‬,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 720,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
02/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸