Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/253 E. 2022/659 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/253 Esas
KARAR NO : 2022/659

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2013
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan alacak (kıymetli evraktan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili, davalılardan … tarafından, diğer davalı … lehine düzenlenen, 125.000,00 ABD Doları tutarındaki ve 01/12/2006 vadeli senedin, 22/03/2002 tarihinde tanzim ve imza edildiğini, gerçekte dava dışı babaları ve davalılarca tanzim ve imza adilen bu senedin müvekkiline ciro edildiğini, davalı Şirketin anne, baba ve çocuklardan oluşan bir aile şirketi olarak kurulduğunu, davaya konu senedi imzalayan Mehmet Bilal’nin ailenin babası ve şirketin kurucusu olduğunu, davalı …’in babasından habersiz olarak 1993 yılında şirketten haksız kazanç elde etmesi nedeni ile dava dışı baba Mehmet Bilal’in davaya konu senedi büyük oğlu müvekkilinin hakkını koruyup dengelemek eşitlemek için davalı … ile beraber imzalayıp diğer bonolar ile birlikte müvekkiline teslim ettiğini, bu senetten başka takibe konulmuş bonoların da bulunduğunu belirterek, 125.000,00 ABD Doları tutarındaki senet karşılığı 221.337,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili, öncelikle zamanaşımı definde bulunmuş, esasa ilişkin olarak da davacının davalı şirketin kuruluşundan 2010 yılı Ekim ayına kadar yönetim kurulu başkan yardımcısı görevini ifa ettiğini, şirket kayıtlarında söz konusu senedin yer almadığını, davacının pratisyen doktor olup bu şekilde bir alacaklı olacak şekilde kazancın söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
KANITLAR:Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce 04/09/2018 Tarihli, 2014/645 Esas-2018/614 Karar sayılı karar ile, davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalı şirket hakkındaki davanın ise davacı yararına sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle kabul karar verilmiş, anılan kararı davacı vekili ile davalı Şirket vekili temyiz etmiş, tesis edilen bu karar, Yargıtay … HD’nin 22/09/2020 Tarih, 2018/5340 Esas-2020/3558 Karar sayılı karar ile davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı Şirket vekilinin temyizinin ise, sebepsiz zenginleşme davalarına dayalı davanın 1 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, dava konusu senedin 01/12/2006 vadeli bulunduğu, buna göre 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin 02/12/2010 tarihinde dolacağı, davanın ise 24/01/2013 tarihinde açıldığı, o halde zamanaşımı süresi içinde açılmadığından bahisle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekçesiyle bozularak iade edilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay 11. HD’nin 22/09/2020 Tarih, 2018/5340 Esas-2020/3558 Karar sayılı kararına uyulmuştur.
GEREKÇE:Dava, bonoya dayalı alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce 04/09/2018 tarihinde tesis edilen karar, Yargıtay … HD’nin bozma kararı da dikkate alınarak davalı … bakımından kesinleştiğinden bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davaya konu senedin (bononun) keşidecisi davalı Şirket, lehtarı diğer davalı …, sonraki ciro edileni Mehmet Bilal olup, davacı da elinde bulunduran hamil durumundadır. Senedin unsurları tam olup, 22/02/2003 tarihinde keşide edilmiş, vadesi de 01/12/2006 olarak belirlenmiştir.
Bu durum karşısında, davacı ile davalı Şirket arasında temel bir ilişki yoktur. O halde, zamanaşımına uğrayan bu senetten dolayı davacı, davalı Şirket aleyhine sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunabilecektir. Dava, 6102 sayılı Kanunun 732. maddesine göre değerlendirilmelidir. Bu tür davalar, senedin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde ikame edilmelidir. Dava konusu bononun vadesi, 01/12/2006 tarihidir. 3 yıllık zamanaşımı süresi 01/12/2009 tarihinde dolmuştur. Bu tarihten itibaren 1 yıllık sürenin dolum tarihi bulunan 01/12/2010 tarihine kadar davanın açılması gerekmektedir. Davalı Şirket vekili, süresinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Ancak, dava ise zamanaşımı süresi dolduktan çok sonra 24/01/2013 tarihinde ikame edilmiştir
Bu durum karşısında, davacının, davalı Şirket hakkındaki açtığı davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalı … hakkında açtığı davada mahkememizce tesis edilen 04/09/2018 Tarih, 2014/645 Esas-2018/614 Karar sayılı karar, anılan davalı hakkında kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının diğer davalı hakkındaki davasının zamanaşımı süresi içinde açılmadığından reddine,
a-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 3.779,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.699,2‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 33.987,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
ç-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
d-Davalı … tarafından yapılan 100,00 TL(posta masrafı) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
20/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır