Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/249 E. 2022/438 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/249 Esas
KARAR NO : 2022/438

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Devlet Denetleme Kurulu’nun 29/03/2021 tarih,2021/1 sayılı denetim raporunda yer alan, THK Genel Başkanlığı İç Denetim Müd. 421/Denetçi sayılı 30/12/2021 tarihli inceleme raporunda tespit edilen şimdilik 14.999,99 TL zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Vakıf iktisadi işletmesinin vakıftan ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamakta olup iktisadi işletme, vakıf tüzel kişiliği içerisinde yer alan bir oluşum olduğunu, bu bakımdan, aynı tüzel kişilik içerisinde iştirak ilişkisi olamayacağından iktisadi işletme tarafından vakfa aktarılan tutar kar payı sayılamayacağı gibi vakıf açısından da iştirak kazancı olarak değerlendirilemeyeceğini, gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıfların bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler tacir sayılamayacaklarını, bu nedenle davada Ticaret Mahkemesi görevli olmadığından, davanın usulden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Dava, Devlet Denetleme Kurulu’nun 29/03/2021 tarih,2021/1 sayılı denetim raporunda yer alan, THK Genel Başkanlığı İç Denetim Müd. 421/Denetçi sayılı 30/12/2021 tarihli inceleme raporunda tespit edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması, ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Somut olayda, davalının tacir olmadığı, bu suretle uyuşmazlığın nispi ticari dava sayılamayacağı, öte yandan davanın mutlak ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davacı Limited ya da Anonim Şirket statüsünde olmadığı için, TTK’unun 553.maddesinde düzenlenen yöneticinin sorumluluğu davası olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenlerle Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmış olup, HMK 114/1-c,115 maddeleri uyarınca dava şartı (görev) yokluğundan davanın usulden reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-HMK 114/1-c,115 maddeleri uyarınca dava şartı (görev) yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸