Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/21 E. 2022/424 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/21 Esas
KARAR NO : 2022/424

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …
Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 01/08/2011

BİRLEŞEN ( İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/1212 ESASINDA KAYITLI İKEN) DAVA :
DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … – …

DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …..
DAVA : Alacak( hizmet Sözlemesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/12/2015

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

ESAS DAVA:Davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında sistem kullanım anlaşması bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline 16/02/2011 tarihli 252.340,88 TL bedelli, ceza faturasını gönderdiğini, ancak taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca herhangi bir ihlal sebebiyle cezai şart uygulanabilmesi için kullanıcıya bir uyarıda bulunulması ve uyarıda ihlalin ortadan kaldırılması için kullanıcıya makul bir süre tanınmasının zorunlu olduğunu, bunun yanında ceza miktarının da fahiş olduğunu belirterek davaya konu faturadan ötürü müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, borçlu olduğu kanaatine varılır ise fahiş ceza faturasının tenkisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davalı ile müvekkili arasında mevcut sistem kullanım anlaşmasına aykırı olarak davacının reaktif enerji sınır değerini aşacak şekilde sistemden enerji çekmesi nedeniyle düzenlenen dava konusu ceza faturasının haklı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
BİRLEŞEN (İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/1212 ESAS SAYILI DOSYASINDA KAYITLI İKEN) DAVA:Davacı vekili, tarafından 18/12/2015 tarihinde açılan davada, esas davanın da konusunu oluşturan 16/02/2011 tarih, 50772352 nolu 252.340,88 TL tutarlı ceza fatura bedelinin, davacının aralarındaki sistem kullanma anlaşmasını ihlal ettiği gerekçesi ile düzenlendiğini ifade ederek, tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, esasa ilişkin olarak davanın reddi talebinde bulunmuş ayrıca, esas davadaki fatura ile birleşen davaya konu faturanın aynı anlaşma kapsamında düzenlenen fatura olduğunu belirterek derdestlik itirazında bulunmuştur.
GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması gereği düzenlenen ceza faturalarından dolayı borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise ceza faturalarının tahsili istemine ilişkin olup, mahkememizin bozma kararı öncesi 21/02/2019 tarih ve 2015/569 Esas 2019/169 sayılı kararı sayılı dava dosyasında asıl davanın kabulüne, birleşen davanın derdestlik nedeniyle reddine dair verilen kararı asıl davada davalı- birleşen davada davacı vekili ile katılma yoluyla birleşen davada davalı vekili temyiz etmiş olmakla, mahkememizden verilen Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin 06/10/2021 tarih ve 2021/643 Esas, 2021/643 Karar sayılı bozma ilamı üzerine dosya mahkememizde işbu esas sayısını almış ve 09/06/2022 tarihli celsede bozma kararına uyma kararı verilmiştir.
Esas davaya yönelik yapılan yargılamada ise, taraflarca delil olarak dayanılan sistem kullanma ve bağlantı anlaşmaları, karşılıklı keşide edilen ihtarname ve yazışma örnekleri, davaya konu fatura örneği ve diğer belgeler, dosyaya sunulmuştur.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya üzerinde elektrik mühendisi bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmak suretiyle 22/03/2016 tarihli rapor ile davalının itirazlarını karşılar şekilde 22/11/2016 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Taraflar arasında, davacı şirketin 4628 sayılı yasa çerçevesinde bölgesinde elektrik dağıtım ve perakende satış lisansına sahip bir tüzel kişilik olduğu, hisselerinin %100’ü TEDAŞ’a ait iken 28/06/2013 tarihi itibari ile özelleştirmenin bütünü ile tamamlandığı davalı …’ın 4628 sayılı yasa çerçevesinde, Ulusal Elektrik İletim Sistemi sahip ve işletmecisi olduğu, iletim lisansı sahibi olduğu,
Taraflar arasında mevcut 28/01/2014 tarihli sistem kullanım anlaşmalarının, cezai şartlar başlıklı 10.maddesi uyarınca; davalı şirket tarafından davacı aleyhine 2011 yılı Şubat ayı ile ilgili, “Çekilen endüktif enerji/ verilen kapasitif reaktif enerjinin aktif enerjiye oranının” mevzuat ile belirlenen sınır değerlerini aştığının tespitine bağlı olarak, dava konusu ceza faturası düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, cezaya ilişkin faturanın taraflar arasındaki anlaşma ve yasal mevzuata uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi noktasındadır.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1-Asıl dava ve birleşen dava dosyası yönünden HMK 114/1-b ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu (yargı yolunun caiz olmaması) nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70’er TL harçtan peşin olarak alınan harcın mahsubu ile kalan harcın karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
5-Karar kesinleştiğinde taraflarca yapılan yargılama giderlerinden arta kalan kısmın yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır