Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 E. 2022/370 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/164 Esas
KARAR NO : 2022/370

HAKİM : … …
KATİP : … …

ASIL DAVA:
DAVACILAR : 1- … – …
: 2- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
… 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/512 ESASINDA KAYITLI İKEN MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN DAVADA:
DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/09/2019

KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ESAS DAVADA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan 05/03/2015 tarihli protokol başlıklı sözleşmede davalı şirket adına kayıtlı … no’lu meskenin satışına ilişkin olarak senetlerin düzenlendiğini, davacı …’ın sözleşmede kefil olduğunu, sözleşme gereğince senetlerin tamamının ödenmesi durumunda tapu devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, davalının taşınmazın tapusunu vermediğini, halen davalı adına kayıtlı bulunan taşınmaz için davalı tarafından davacılar aleyhine 2 adet senet bedeli 95.000,00 TL’nın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını belirterek, … 3.İcra Müdürlüğü’nün 2017/1307 E. sayılı icra takibi nedeni ile davacıların borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince, davacıların öncelikle senet bedellerini ödemeleri gerektiğini, bu yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeni ile tapu devrinin yapılmadığını, dava konusu taşınmazın malikinin… olarak gözükmekte ise de bu kişinin davalı şirketin müdürü olması nedeniyle protokolün geçerli olduğunu belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN… 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/512 ESASINDA KAYITLI İKEN MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla… 26. İcra Müdürlüğünün 2019/692 Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 25/01/2019 tarihinde borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, alacağın dayanağına ilişkin olarak davalı borçlu şirket adına kayıtlı … parsel sayılı taşınmazın davacı müvekkili … tarafından satın alınmasına yönelik taraflar arasında 05/03/2015 tarihli protokol imzalandığını, …’ın kefil olarak yer aldığı senetlerin tamamının ödenmesi karşılığında davalı şirket tarafından söz konusu taşınmazın mülkiyetinin devri borcunu üstlendiğini, söz konusu protokolde yer alan 30/08/2015 vade tarihli 75.000,00 TL ve 30/06/2015 vade tarihli 20.000,00 TL ‘lik senetlerin müvekkilleri tarafından ödemesinin yapılmaması nedeniyle davalı şirket tarafından müvekkilleri aleyhine… 3. İcra Müdürlüğünün 2017/1307 Esas sayılı dosyası üzerinden toplam 95.000,00 TL bedelli icra takibi başlatıldığını, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/19 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, neticesinde protokolün geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verildiğini, takiben davacı müvekkilleri tarafından davalı şirkete yapılan 25.000,00 TL’lik ödemenin tahsili amacıyla… 26. İcra Müdürlüğü’nün 2019/692 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca ve tüm ferileri itiraz edildiğini, davalı tarafça… 26. İcra Müdürlüğünün 2019/692 Esas sayılı dosyasına itiraz edildiğini, davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu bildirerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dayanak olan… 2. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/19 Esas sayılı dosyasının istinaf incelemesi sonucunda verilecek olan kararın, mahkememizde ikame edilen eldeki dava ile yakından ilgili olduğunu, bu nedenle istinaf incelemesinin bekletici mesele yapılmasını, müvekkili şirketin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olup alacaklı sıfatını haiz olduğunun görüldüğünü, bu nedenle davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce bozma kararı öncesi 2018/19 Esas sayılı asıl davaya ilişkin Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/6469 Esas 2021/12959 Karar sayılı ilamı sonrası dosya mahkememizde işbu esas sayısını aldıktan sonra… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava dosyasının hukuki ve fiili irtibat nedeniyle mahkememiz dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Esas davada, taraflar arasında düzenlenen 05/03/2015 tarihli “Protokol” gereğince düzenlenen senetlerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı menfi tespit talep edilmektedir. Bozma kararı sonrası mahkememizde işbu esas sayısını alan dava dosyasının 26/05/2022 tarihli celsesinde Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2021/6469 Esas 2021/12959 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası dosya mahkememizde işbu esas sayısını aldıktan sonra… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ve mahkememiz dosyası ile birleşen davada ise, taraflar arasında düzenlenen 05/03/2015 tarihli “Protokol” gereğince davacı tarafça ödenen bedelin davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline ilişkindir.
Taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 05/03/2015 tarihli “Protokol” başlıklı belgenin incelenmesinden, … parsel sayılı taşınmazda bulunan bodrum kat, 2 nolu meskenin icra takibine konu senetleri de kapsayacak şekilde, düzenlenen senet bedellerinin ödenmesi sonrasında satışının yapılmasının taahhüt edildiği, protokolde davalı şirket ve davacıların imzasının bulunduğu, davacılar aleyhine protokol kapsamında verilen bir kısım senetlerden ötürü… 3. İcra Dairesinin 2017/1307 Esas sayılı dosyasında, fer’ileri ile birlikte toplam 109.405,75 TL için 16/01/2017 tarihinde yapılan icra takibinin davacılar açısından itiraz olunmaksızın kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmazın, temin olunan tapu kaydının incelenmesinden, protokolün düzenlendiği tarih itibari ile ve halen dava dışı… adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Bu noktada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tayini yönünden tespitte bulunmak gerekmektedir. İnançlı işlem yönünden açıklamada bulunmak İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi hâlinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere mal varlığına dâhil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukukî muamelelerden daha güçlü bir hukukî durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar. Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.
Taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı inanç sözleşmesi ile alan kimsenin ise borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.
İnanç sözleşmesi, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli bir sözleşmedir(TBK m 97). Anılan sözleşmede taraflar, sözleşmenin kendilerine yüklediği hak ve borçları belirlerken, inançlı işlemin sona erme sebeplerini; devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını, bu arada tabii ki süresini de belirleyebilirler. Bunun dışında, akde aykırı davranışın yaptırımına da sözleşmelerinde yer verebilirler. Buna dair sözleşme hükümleri TBK’nın 26 ve 27 nci maddelerine aykırılık teşkil etmediği sürece geçerli sayılır.
Tapulu bir taşınmazın inançlı işlemle temlikinde, inançlı işlemin yazılı biçimde yapılması gerekli ve yeterli olup, yazılı şeklin bir ispat koşulu olduğu 5/2/1947 tarihli ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gereğidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14/7/2010 tarihli ve 2010/14-394 E. 2010/395 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere; inançlı işleme konu belgenin, sözleşme tarihinden önce ya da sonra düzenlenmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.
Bu noktada, uyuşmazlığın çözümü, esas ve birleşen davalarda dayanılan ve taraflarca 05/03/2015 tarihinde akdedilen “Protokol” başlıklı sözleşmenin hukuki tanım ve yorumunda toplanmaktadır. Davacılardan …’ın borçlu, …’ın kefil ve davalı şirketin alacaklı sıfatıyla imzaladığı sözleşme incelendiğinde; …’ın davalı şirkete olan 120.000TL’lik borcuna istinaden 504 ada 8 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 numaralı bağımsız bölümün satın alındığı açıklandıktan sonra, borçlu … tarafından keşide edilen bonolar vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların da muacceliyet kesbedeceğinin, bonolar vadelerinde ödendiği takdirde ise satışın senet sahibine yapılacağının kararlaştırıldığı, ayrıca borçlu … tarafından 30/3/2015, 30/4/2015, 30/5/2015, 30/6/2015 ve 30/7/2015 vade tarihli ve 5.000TL bedelli, 30/6/2015 vade tarihli ve 20.000TL bedelli, 30/8/2015 vade tarihli ve 75.000TL bedelli bonoların keşide edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada yer alan diğer bilgi ve belgelerden ise; dava dışı … adına kayıtlı olup 504 ada 8 parsel sayılı taşınmazda yer alan 2 numaralı bağımsız bölümün davalı şirket temsilcisi olan…’a 25/12/2014 tarihinde tapuda devredildiği, ayrıca 30/3/2015, 30/4/2015, 30/5/2015, 30/6/2015 ve 30/7/2015 vade tarihli ve 5.000TL bedelli bonolar nedeniyle davalı şirkete 25.000 TL’nin ödendiği belirlenmiştir.
Yapılan bu açıklamalar ile incelenen belgeler, TBK’nın 19 uncu maddesi ışığında incelendiğinde; davacıların sahibi bulunduğu Mertkan İnşaatın davalı şirkete olan 120.000 TL tutarındaki borcunun teminatı olarak, dava dışı … adına kayıtlı taşınmazın davalı şirketin temsilcisi olan…’a 25/12/2014 tarihinde tapuda devredildiği, akabinde inançlı işlemin 5/3/2015 tarihinde protokol başlıklı sözleşmeye bağlandığı, işbu sözleşme ile devredilen hakkın inanılan davalı şirket tarafından inanan davacılara yedi adet bono ile toplamda 120.000TL ödenmesi halinde iade edileceğinin ve sözleşmenin son bononun ödenmesi ile sona ereceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmede belirtilen 30/3/2015, 30/4/2015, 30/5/2015, 30/6/2015 ve 30/7/2015 vade tarihli ve 5.000TL bedelli bonolar nedeniyle davacılar tarafından davalı şirkete toplamda 25.000TL ödendiği, ancak 30/6/2015 ve 30/8/2015 vade tarihli bonoların ödenmemesi üzerine davalı şirket tarafından davacılar aleyhine 18/01/2017 tarihinde davaya konu icra takibinin başlatılmış olduğu dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, esas ve birleşen davalara konu olan taraflar arasındaki inançlı işlemi açıklayan ve devredilen hakkın inanılan davalı şirket tarafından inanan davacılara iade şartlarını ve süresini belirleyen 05/03/2015 tarihli inanç sözleşmesinin geçerli olduğu, tapuda satış şeklinde yapılan temlikin de gerçekte inanç sözleşmesine dayalı ve hukuken geçerli bir temlik olduğu, dava konusu inanç sözleşmesinin tapuda yapılan resmi akitten sonra düzenlenmiş olmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı, her iki tarafa karşılıklı borç yükleyen sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin bir bölümünü ifa eden davacıların, bağlı oldukları bu sözleşme nedeniyle geriye kalan diğer edimlerini de ifa etmekle yükümlü bulundukları, taraflar arasında inançlı işleme dayalı hukuki ilişkinin hala ayakta olduğu ve karşılıklı edimlerinin belirlendiği, davacılar tarafından ödeme edimleri yerine getirildikten sonra taşınmazın taraflarına tescil olunması gerektiği hususu dikkate alınarak, asıl ve birleşen davaların tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar hükümde sehven “A-Birleşen… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/512 Esas ve 2022/301 Karar sayılı dava dosyasına konu… 26. İcra Müdürlüğünün 2019/692 Esas sayılı takibin İPTALİNE,” şeklinde yazılması gerekirken sehven “DEVAMINA” yazıldığı ve hükümle anılan ibarenin çeliştiği anlaşılmakla aşağıda yazılı olduğu şekilde tashihine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1-Asıl dava ve birleşen… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/512 Esas ve 2022/301 Karar sayılı dava dosyası yönünden davaların AYRI AYRI REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
A-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.622,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.541,67‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
B-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
C-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 12.975,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL (posta gideri vs.) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
E-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,

BİRLEŞEN… 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/512 ESAS VE2022/301 KARAR SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN
A-Birleşen… 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/512 Esas ve 2022/301 Karar sayılı dava dosyasına konu… 26. İcra Müdürlüğünün 2019/692 Esas sayılı takibin İPTALİNE,
B-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 481,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 400,81‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
C-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Ç-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 5.327,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 373/4 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır