Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/124 E. 2023/44 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/124 Esas – 2023/44
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/124 Esas
KARAR NO : 2023/44

HAKİM : …
KATİP :…

DAVACI :…
DAVALI ….
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/04/2004
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkiline ait işyerinin davalı sigorta şirketine işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu işyerinde 13.04.2003 tarihinde müvekkilinin önemli miktarda ekonomik değere sahip mallarının hırsızlık neticesinde çalındığının tespit edildiğini, bunun üzerine ilgili makamlara olayın intikal ettirilerek gerekli yasal prosedörlerin işletildiğini, söz konusu soruşturmanın sürdüğünü ve bugün itibariyle olaya sebebiyet veren şahısların yakalanamadığını ve müvekkiline ait mallara henüz ulaşılamadığını, davalı şirkete hırsızlık neticesinde oluşan zararın tazmini amacıyla gerekli tüm yasal belgelerle birlikte başvurunun yapılmış olmasına rağmen olumlu sonuç alınamadığını, yapılan görüşmelerde poliçe primlerinin ödendiği acentanın yetkili bulunmadığı, dolayısıyla kendilerini temsil edemeyeceğini, çalınan mallara ait faturaların sahte olduğunu, hırsızlık olayının adli makamlarca düzenlenen resmi evraklarda belirtildiği gibi gerçekleşmediğini ve düzmece olduğunu, kendilerinin yanıltılmak suretiyle haksız kazanç elde etme gayesi güdüldüğünü, müvekkiline bugüne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, olay tarihi olan 13.04.2003 tarihinden itibaren 60.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, hırsızlık olduğu iddia edilen işyerinin müvekkili şirkete güvenli işyeri poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının sigortalı işyerinde hırsızlık iddiası üzerine müvekkili şirketin… Bölge Müdürlüğünde hasar dosyası açıldığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda rizikoda şüphe duyulması üzerine araştırma şirketine başvurulduğunu, yapılan incelemede hırsızlık olayının gerçekleşmediğinin ve tazminat taleplerine ilişkin ibraz edilen faturaların mal karşılığı verilmediğini, hatıra binaen verildiğinin tespit edildiğini, davacının düzmece faturalar ile müvekkili şirketi dolandırmaya kalkışması neticesinde kendisi hakkında …C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunun ve ceza yargılamasının bekletici sorun yapılması gerektiğini açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
KANITLAR: Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce 26/01/2012 Tarihli, 2004/250 Esas-2012/34 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararı davalı vekili temyiz etmiş, tesis edilen bu karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 17/12/2013 Tarihli ve 2012/6797 Esas-2013/23064 Karar sayılı ilamı ile özetle; davalının sair temyiz itirazlarının reddine, sigortalının gerçek zararını ispatla yükümlü olduğu, salt davacı kayıtlarının zararı ispatlamaya yeterli olmadığı, dava dışı satıcıların defter ve kayıtları ile dayanak faturaların gerçek bir mal alım satımı içerip içermediği, vergi dairesinden beyannamelerinin araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkemesizce yeniden yapılan yargılama sonucunda 15/11/2018 Tarihli, 2014/380 Esas- 2018/821 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, anılan kararı davalı vekili temyiz etmiş, tesis edilen bu karar, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2021/2597 Esas-2021/6551 Karar sayılı ilamı ile “davanın devamı sırasında terkin edilmekle dava ehliyetini kaybetmesi sebebiyle davacı şirketin ihya edilerek yeniden sicile kaydının sağlanması ve usulünce taraf teşkili sağlanarak, davaya devamla esas hakkında karar verilmesi, bozma sebep ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmediği” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2021/2597 Esas-2021/6551 Karar sayılı ilamına uyulmuştur.
Afyonkarahisar … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/33 Esas-2022/303 karar sayılı dosyasında davacı …Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin mahkememiz dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve verilen ilamın icra ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla ticaret siciline yeniden tescili ile ihyasına karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, işyeri sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacıya ait işyerinin, hırsızlık rizikosunu da kapsar şekilde davalı tarafından sigorta örtüsüne alındığı, anılan işyerinde 13/04/2003 tarihinde hırsızlık meydana geldiğinin bildirildiği, davacının kolluğa müracaat ettiği, tespitler yapıldığı, durumun davalıya ihbar edildiği, davalının rizikonun ihbar edildiği şekilde gerçekleşmediği hakkında suç duyurusunda bulunduğu, davacı yetkilisi ile dava dışı fatura düzenlediği iddia edilen kişi hakkında davacı şirket yetkilisi … aleyhine davalı sigorta şirketini dolandırmak amacıyla yetkilisi oldukları şirkette hırsızlık yapıldığı süsü vererek hırsızlık ihbarında bulundukları gerekçesiyle suç tasnii, vasıflı dolandırıcılık suçuna eksik teşebbüs suçundan cezalandırılmaları amacıyla kamu davası açıldığı, anılan davada 09.10.2008 tarihinde anılan suçun sanıklar tarafından işlenmediğinin sabit olduğu gerekçesiyle 09.10.2008 tarihinde verilen beraat kararının temyiz olunmaksızın 14.10.2008 tarihinde kesinleştiği, davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesi aracılığıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda 26.03.2009 tarihinde verilen raporda, çalınan malzemelerin bir kısmının 2002 yılı, bir kısmının ise 2003 yılı içerisinde emtia alışlarının oluştuğu ve ticari defterlere giriş kaydının yapıldığının tespit edildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda hırsızlandığı iddia olunan 60.854.13 TL.tutarındaki emtianın davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, çalınan emtianın bir kısmının 2002 yılında geriye kalanın ise 2003 yılında satın alındığını, davacı şirkete ait muavin defter kayıtlarıyla sabit olduğu söz konusu malzemeler tablo halinde de gösterildiği, sigorta teminatının 210.000,00 TL olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Gerek önceki kararlar ile ceza dosyası gerekse uyulan bozma kararının içeriğinden hırsızlığın gerçek bir hırsızlık olduğu yönü de sabit olmuştur.
Çekişme, hırsızlık rizikosunu da kapsayan işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır. Davalı tarafından davacıya ait işyeri hırsızlık rizikosunu da kapsar şekilde sigorta örtüsüne alınmıştır. Teminat kapsamında 03/04/2003 tarihinde hırsızlık meydana gelmiştir. O halde, davacı taraf, hırsızlıktan bir gün önce mal varlığı ve diğer değerleri itibariyle gerçek zararını ispatla yükümlüdür. Salt kendi defter ve kayıtları, tek başına ispata yeterli değildir. Bozma ilamında belirtildiği üzere, davacının alışlarının gerçek bir alış olup olmadığı, faturaların sıhhati ve ticari ilişkide bulunduğu kişilerin kayıtlarıyla da bu iddia ispat edilmelidir.
Mahkememizce birince bozma sonrası yeniden taraf teşkili yapılmış, uyulan bozma ilamı doğrultusunda, dava dışı satıcı firmaların defter ve kayıtlarının incelenebilmesi için yazılan müzekkereler sonucunda bu şirketlerin faal olmadığı anlaşılmış, vergi dairelerinden davacının ve ticari ilişkide bulunduğu kişilerin beyannameleri soruşturulmuş, varlıkları araştırılmıştır. Ancak, bozmada açıklanan şekilde zararın belirlenmesi yapılamamıştır.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, mal sigortası sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sigorta sözleşmesi geçerli şekilde akdedilmiş ve teminat kapsamında da hırsızlık rizikosu meydana gelmiştir. Kural olarak davacı, hırsızlık rizikosunun gerçekleşmesi sonrasında gerçek zararını ispatla yükümlüdür. Ancak, gerek salt defter ve kayıtlarıyla gerekse bozma ilamında açıklandığı şekilde ticari ilişkide bulunan dava dışı kişilere hukuken ve fiilen ulaşılamaması, defter ve kayıtları ile vergi kayıtlarına yine mevzuat gereği nüfuz edilememesi nedeniyle zararının tutarını ispat edemediği anlaşılmaktadır. Ancak, ticari faaliyette bulunduğu ve hırsızlığın sabit olduğu anlaşıldığından, zararının var olduğu kabul edilmelidir. Somut olaya uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nın 114/2 maddesi uyarınca haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanabileceğinden, anılan Kanun 50. maddesi uyarınca hakim zararın miktarını hakkaniyete uygun şekilde belirler.
Bu durum karşısında, davacının faaliyet alanı, defter ve kayıtları, ceza dosyası içeriği, bu dosyada yargılanan ve ticari ilişkisi olduğunu bildiren dava dışı kişi beyanları, davacının defter ve kayıtlarında ticari ilişkide bulunduğu firmaların varlığı, sonradan hukuken ve fiilen ortadan kalkmaları, ticari iş hacmi ve tüm dosya kapsamından davacı zararının mahkememizce takdiren 45.000,00 TL tutarında olabileceği sonucuna varılarak ve bozma ilamına uyulması nedeniyle kazanılmış haklar da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının kısmen kabulüne, 45.000,00 TL’nin 500,00 TL’lik kısmına 12/04/2004, 44.500,00 TL’lik kısmına ise 08/04/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.073,95 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak alınan 813,35‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 2.260,6 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 813,35 TL peşin ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.765,45 TL (10,10 TL başvurma harcı, 1,80 TL vekalet harcı 2.500,00 TL, bilirkişi ücreti, 1.253,55 TL posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 2.792,70 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 440,5‬0 TL (322,00 TL temyiz kanun yoluna başvurma harcı, 118,5‬ TL posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 113,80 TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır