Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/108 E. 2022/465 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/108 Esas
KARAR NO : 2022/465

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 1987 yılında iki ortaklı olarak kurulmuş olduğunu, şirketin %50 hissedarı müteveffa…; %50 hissedarı ise dava dışı … olduğunu, …’in vefat ettiğini ve davalılar kendisinin yasal mirasçıları olduğunu, …’in ortaklık genel kurulunun 09.07.2012 tarihli kararıyla 10 yıl süre ile müvekkil şirketi temsil ve ilzama tek başına yetkili şirket müdürü olarak seçilmiş ve bu karar 18.07.2012 tarihinde ticaret sicilde tescil ve ilan edildiğini, 18.07.2012 tarihinden 20.09.2019 tarihine kadar müdürlük görevi yapmış olan… görevi süresince şirket bünyesinde gerçekleştirmiş olduğu kusurlu ve usulsüz işlemler ile şirket üzerinden kişisel menfaatler elde ettiğini, bu şekilde müvekkili şirketi ciddi şekilde zarara uğrattığını, …’in müdürlük görevini sürdürdüğü sırada şirket hesabından yüklü miktarda para çekmiş ve bu parayı şirket işlemlerinde kullanmadığı gibi tekrar şirkete iade de etmediğini, Müvekkili şirkete ait banka kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere, 20.08.2019 tarihinde … TL: … IBAN numaralı şirket hesabında bulunan 179.052,45 TL değerindeki 4719 adet kısa vadeli tahvilin fon satımı yapılarak bu tahviller nakde dönüştürüldüğünü, bununla birlikte hesapta olan toplam toplam 181.104,53 TL aynı gün (20.08.2019) şirketin bir diğer hesabı olan … USD TR… IBAN numaralı mevduat hesabına havale edildiğini, bu hesaptaki meblağın tamamı… tarafından çekilerek şirkete ait ilgili USD mevduat hesabı kapatıldığını, 20.08.2019 tarihli banka hesap dekontu dilekçe ekinde sunulduğunu, şirkete ait tüm paranın bir anda şirket hesabından çekilmesi ile işçilerin maaşları, SGK prim ödemeleri gibi zorunlu şirket giderleri karşılanamamış, şirket işleyemez hale geldiğini, müvekkili bu yönden de fazlasıyla zarara uğratıldığını, müteveffa… müdürlük yaptığı dönemde şirketten para çekerek şahsi hesaplarına aktarım yaptığını, adeta kendi şahsi işletmesiymiş gibi şirket kaynaklarını kişisel menfaatleri için kullanarak müvekkil şirketin zararına sebebiyet verdiğini, bu konu hakkında müvekkili şirketin diğer ortağı dava dışı … tarafından… ve davalı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu, açıkladığı diğer nedenlerle dava konusu 181.104,53 TL ‘nin 20.08.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütesesilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket … Elektronik ve Tıbbı Cihazlar Sanayii Dış Ticaret Limitet Şirketi adına hareket eden kayyım …’ın huzurdaki davaya açması usul açısından yerinde olmadığını, müvekkillerin murisi…’in hayatta olduğu tarihte şirketin diğer ortağı … tarafından … 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/395 Esas sayılı dosyası ile davacı şirketin fesih ve tasfiyesi talebi ile dava açıldığını, dava devam ederken 30.09.2019 tarihinde Kayyım … atandığını, huzurdaki dava ile müvekkillerin murisi… tarafından çekildiği söylenen paranın çekildiği iddia edilen tarih ise 20.08.2019 olduğunu, hal böyle iken şirket kayyımının kayyım atanmasından önce olduğu iddia edilen hususlar nedeniyle dava açma yetkisi ve görevi bulunmadığını, şirket yetkilisi kayyımın şirketin diğer ortağı ve yardımları ile işbirliği yaparak müvekkillerin murisi nedeniyle müvekkil hakkında huzurdaki davaya açmasına usulen olanak bulunmadığını, ayrıca şirket kayyımı hakkında gerek bu dava ve gerekse başkaca diğer işlemleri nedeniyle cumhuriyet savcılığına şikayet haklarını da saklı tuttuklarını, kayyımın birlikte hareket ettiği şirketin diğer ortağı … tarafından müvekkili ve murisi hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu ve derdest olduğu beyan edildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılının 2019/147765 Soruşturma nosu ile yapılan şikayetin olduğu doğru olduğunu ancak … Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/147765 Soruşturma nosu ile yapılan şikayette 2022/35759 Karar nosu ile kavuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, görüldüğü gibi müvekkilin murisi tarafında çekildiği beyan edilen para nedeniyle ne muris ne de müvekkil … hakkında bir suçu unsuruna rastlanılmadığını, dava dilekçesi ile müvekkillerin murisi tarafından çekildiği beyan edelen para nedeniyle şirketin işleyemez hale geldiği beyan edildiğini, bu hususun doğru olmadığını, şirket kayyımı şirkete kayyım olarak atandığı tarihten bugüne kadar şirketin faaliyetine devam ettiği bilindiğini, aksi yönde kayyım tarafından yapılan bir başka işlem ve başvuruda bulunmadığını, ayrıca şirket kayyımı … 4.Asliyet Ticaret Mahkemesinin 2019/395 Esas sayılı dosyasında duruşmaya iştirak ederek şirketin faal olduğunu,şirketin kar ettiğini bu nedenle de daha önce kendisine verilen 1000 TL aylık ücretin artırılması gerektiğini beyan ederek bu miktarın artırılmasını talep ettiğini, mahkemede bu talebi kabul ederek kendisinin maaşını 2000 TL’ye çıkarıldığını, görüldüğü gibi şirketin işleyemez hale geldiği iddiası yerinde olmadığını ve dilekçesinde beyan ettiği diğer nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, TTK 644/a ve 553 maddeleri gereğince açılan limited şirketin uğradığı zararın şirketin eski yöneticisinin mirasçılarından tahsili talebine ilişkindir.
Dava şirket adına yönetim kayyımı tarafından açılmıştır.
Davalıların murisi olan müteveffa…’in davacı şirketin eski yöneticisi olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 644/1-a maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğunu düzenleyen 553. Maddesi limited şirketler hakkında da uygulanır.
TTK’nın 553. Maddesine göre, kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
TTK’nın oyda imtiyazlı paylar başlıklı 479. Maddesinin 3/c bendi gereğince ibra ve sorumluluk davasının açılmasına ilişkin oylamada oyda imtiyaz kullanılamaz.
Anılan hükümden şirket adına sorumluluk davası açılması için genel kurul kararının gerekli olduğu sonucuna varılmakta olup, Yargıtay tarafından da şirket adına sorumluluk davası açılması için genel kurul kararının bulunması dava şartı olarak kabul edilmektedir.
Dava açılırken, yöneticiye/mirasçılarına karşı sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı sunulmadığından mahkememizce 08/06/2022 tarihli duruşmada ortaklar kurulu kararı sunmak üzere davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili tarafından da 16/06/2022 tarihli dilekçe ekinde şirket yönetim kayyımı tarafından alınan dava açılmasına ilişkin karar sunulmuştur.
Yapılan yargılama sonucunda, şirket yöneticisi veya mirasçılarına karşı TTK 553 vd. Maddeleri kapsamında sorumluluk davası açılabilmesi için, limited şirketi ortaklar kurulu tarafından verilen kararın bulunması gerektiği, sorumluluk davası için ortaklar kurulu kararının özel dava şartı olduğu, HMK 114/2 maddesi gereğince diğer kanunlardaki özel dava şartlarının da dava şartı olduğu ve aynı kanunun 115/1 maddesi gereğince dava şartı mevcut olup olmadığının yargılamanın her aşamasında resen araştırılması gerektiği, dava açılırken dava şartının eksik olması nedeniyle davacı tarafa dava şartı eksikliğini tamamlaması için kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde davacı tarafça yönetici kayyım kararının sunulduğu, yönetici kayyım kararının ortaklar kurulu kararı olmadığı, bu şekilde kesin süre içerisinde dava şartı eksikliğinin tamamlanmadığı anlaşılmakla HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davalılar kendisi vekille temsil ettirdiğinden dava tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karar kesinleştiğinde davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinden arta kalan kısmın davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır