Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/99 E. 2023/368 K. 15.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/99 Esas
KARAR NO : 2023/368

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ….

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …Sigorta A.Ş. tarafından 49268536 poliçe numarası ile kaskolu olan müvekkiline ait … plakalı aracın 06.11.2020 tarihinde kazaya karışmış olduğunu ve sürücüye ait sürücü belgesi ve araca ait ruhsatın da ekte olduğunu, kasko sigortalı aracın … ve … isimli iki şahsa 10 günlüğüne kiraya verildiğini ve sözleşme örneğinin de ekte olduğunu, aracı kiralamış olan … isimli şahsın … plakalı araçla 06.11.2020 tarih 05:00 saati civarında park halindeki …plakalı araca çarpmak suretiyle kaza yapmış olduğunu ve etraftaki insanlardan korkmasından ve can güvenliğinden dolayı da …’in yanında bulunan arkadaşı… ile birlikte tekrar olay yerine gelmek üzere olay yerinden ayrıldıklarını, kazadan 4 saat sonra da tüm şahısların karakola ifade vermek için gittiklerini ve yapılan alkol muayenesinde de sürücünün alkolsüz olduğunun anlaşıldığını, müvekkiline ait aracın 6 Kasım’dan itibaren kullanılmaz hale geldiğini ve dolayısıyla müvekkilinin yaklaşık 3 ay aracından mahrum kalmış olduğunu, müvekkilinin mahrum kalınan karının hesaplanmasında da ekte sunulan 10 günlük araç kiralama bedelinin göz önüne alınması taleplerinin olduğunu, davanın açıldığı tarihte dahi aracın halen tamir edilmemiş olduğu belirtilerek, 114.000,00 TL kasko bedeli olan araç için Kasko şirketi tarafından haksız şekilde hasar dosyasına red uygulandığı belirtilerek şimdilik kaydıyla 2.500,00 TL araç onarım bedeli ile 1.000,00 TL mahrum kalınan karın bileşik faiziyle davalı Kasko Sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine 49268536 numaralı Genişletilmiş Filo Kasko Poliçesi ile 14.09.2020 -14.09.2021 tarihleri arasında kaskolu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olmakla rizikonun teminat dışında olduğunu ve dolayısıyla davanın reddi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte eksper raporu ile belirlenen hasar giderim bedelinin de fahiş ve kabul edilir olmadığını, araç mahrumiyet zararının da dolaylı zararlardan olmakla ilgili Yargıtay kararları gereği sigorta teminatı kapsamında olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen hasar tutarının KDV dahil 56.721,95 TL olduğu, davacının tamir süresi ikame eşdeğer araç kazanç yoksunluk kaybının 1.800,00 TL olacağı ve ikame araç yoksunluk kaybı dolaylı zararlardan olmakla, yukarıda belirtilen Yargıtay Kararı gereği davalı … sorumluluğunun olup olmayacağı hususundaki, nihai kararın sayın Mahkemede olacağı bildirilmiştir.
27/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda herhangi bir değişikliğe gidilmediği bildirilmiştir.
12/04/2023 tarihli ATK raporunda özetle; Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 06/11/2020 tarih ve 36495546 sayılı …’e ait laboratuvar sonuç raporunda 0mg/dl Etanol saptandığı bildirildiğine göre kişinin kan alım anı itibariyle alkolsüz olduğu, bu durumun kaza ile ölçüm arasındaki sürenin her hangi bir anına kadar geçen zaman dilimi içerisinde vücuttan atılarak sıfır düzeyine inebilecek alkolden mi, …’in kaza anında da alkolsüz olmasından mı kaynaklandığının mevcut verilerle ayırt edilemediği, sıfır olarak kabul edilen değerden hareketle geriye dönük hesaplama yapılamayacağı, meydana gelen kaza ile illiyet kurulabilmesi için kanda uyuşturucu ve alkol tespitinin kaza saatinden mümkün olan en kısa süre içerisinde yapılmasının gerekli olduğu, alımı, satımı, imali, ithali, ihracı, bulundurulması, nakledilmesi, kullanılması yasak olan bir maddenin günlük, aylık, yıllık kullanım miktarı hususunda bir değerlendirme yapılamadığı, alınan madde miktarı ve bireysel özelliklere bağlı olarak maddenin kişi üzerindeki etkisi ve bu etkinin sona erme süresinin değişkenlik gösterdiği, alkolün alım miktarı, alkol derecesi, kişinin kronik kullanıcı olup olmaması, metabolizması, birlikte yenilen yiyecekler gibi çok fazla değişkene bağlı olarak alkol eliminasyon hızı ve süresi değişeceğinden bu hususta bilgi verilemediği, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunun sadece kişinin alkol düzeyinin değerlendirilmesi ile tespit edilemeyeceği bildirilmiştir.
Davacı tanığı … katılmış olduğu duruşmada beyanında; “ben kazaya karışan … plakalı aracı kiraladım, yanımda arkadaşım… vardı, araçta yüksek sesle müzik dinlediğimiz için bir anda fren yerine gaza bastım ve park halindeki bir araca çarptım, akabinde araçtan indim ve kaza mahalli civarında bulunan binalardaki bir kısım mahalle sakinleri bana hitaben “sen bittin, kaçma, şerefsiz sen kimin arabasına vuruyorsun” gibi ifadelerde bulundular, bunları söylerken bir kişinin elinde bıçak gördüm, aşağı ineceklerinden ve bana zarar vereceklerinden korktuğum için olay yerinden geri dönmek üzere uzaklaştım, olaydan 1 2 saat sonra babamla birlikte Dışkapı devlet Hastanesi gidip alkol ve uyuşturucu testi yaptırdım, negatif çıktı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı Tamer Acaroğlu katılmış olduğu duruşmada beyanında; “davacı … benim babam olur, olay tarihinde beni telefonla aradı, Kahramanmaraşta olduğu için kaza yerine gidemeyeceğini söyledi benim gitmemi istedi, olay yerine gittiğimde kaza mahallinde … yoktu, kendisini telefonla aradım, ancak o an ulaşamadım, sonra babamdan adresini öğrendim ve evine gittim, kendisi bana kazadan sonra araçtan indiğinde civarda bulunan binalardan balkonda bulunan bir kısım şahısların kendisini tehdit ettiğini söyledi, bu yüzden darp edileceğinden korktuğu için olay yerinden ayrıldığını söyledi, bende kendisine karakola gitmesi gerektiği, alkol ve uyuşturucu testi yaptırması gerektiği noktasında uyardım, sonrasında karakola geçtik, alkol ve uyuşturucu testini yaptırdı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … katılmış olduğu duruşmada beyanında; “Oğulcan benim oğlum olur, kaza sonrası eve geldi. Panik haldeydi, kaza sonrasında etrafındaki insanların kendisini tehdit ettiğinden bahsetti, can güvenliğinden dolayı olay yerini terk ettiğini söyledi, sonrasında oğlumu karakolu götürdüm, alkol ve uyuşturucu testi de yapıldı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava, genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan davacıya ait … plakalı aracın 06/11/2020 tarihli trafik kazası neticesinde araç hasarı ve araç mahrumiyetinden kaynaklı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Kanun’un 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
İlkeler yukarda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin göz önünde tutulması gerekir. Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği, davacıya ait aracın sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığını ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispat yükünün, dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı sigortalıya geçtiğinin kabulü gerekmiştir. Şöyle ki; 06/11/2020 tarihinde, saat 4.30 civarında, … plakalı aracın, park halindeki …plakalı araca çarptığı, kasko sigortalı olan … plakalı aracın sürücüsü …’in kaza sonrası olay yerini terk ettiği, kaza saatinden yaklaşık 13 saat sonra alkol testi yaptırarak, karakolda ifade verdiği anlaşılmıştır. … plakalı aracın sürücüsü … tanık olarak dinlenmiş ve çevreden gelen tehditlerden dolayı olay yerini terk ettiğini beyan etmiştir. Ancak dosya kapsamında mevcut kaza anını gösteren kamera kayıtları incelendiğinde, araç sürücüsü … ve diğer yolcu…’ın sakin bir şekilde olay yerini terk ettiği, can güvenliğinden endişe edildiğine dair bir emarenin ve panik halinin olmadığı, zira balkondan bıçak gösterilmek suretiyle tehdit edildiklerinin iddia edildiği, iş bu somut iddia ile kamera kayıtlarına yansıyan hal ve tutumun birbiri ile uyumlu olmadığı gözlemlenmiştir. Diğer taraftan iddiaya konu bıçakla tehdit suçuna ilişkin ihbar ve şikayette bulunulduğuna dair bir beyanda da bulunulmamıştır. Kazanın hemen akabinde, somut duruma ilişkin ihbar ve şikayette bulunmak yerine, 13 saat sonra ifade vermek için karakola gidildiği, alkol testi yapıldığı ve kazanın oluş biçimi gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ve sürücünün kaza anında alkollü olmadığının ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğinin kabulünün zorunlu olduğu açıktır. Dosya kapsamına alınan ATK raporu ile de; meydana gelen kaza ile alkol alımı arasında illiyet kurulabilmesi için kanda uyuşturucu ve alkol tespitinin kaza saatinden mümkün olan en kısa süre içerisinde yapılmasının gerekli olduğu, alınan madde miktarı ve bireysel özelliklere bağlı olarak maddenin kişi üzerindeki etkisi ve bu etkinin sona erme süresinin değişkenlik gösterdiği anlaşılmakla, sigortalı araç sürücüsünün kaza saatinden yaklaşık 13 saat sonra alkol testi yaptırması nedeniyle, somut kazanın alkollü araç kullanımından kaynaklı olup olmadığının tespiti yapılamamış ise de, somut olayın özellikleri incelendiğinde, kazanın alkollü araç kullanımından kaynaklanmadığının ispatı yükünün davacı sigortacı üzerinde olduğu kanaatine varılmıştır. O halde davacıya ait aracın sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığının ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiği dikkate alınarak; davacının dosya kapsamı itibarıyla bu konuda aksine delil sunamadığı, dolayısıyla davasını ispat edemediği anlaşılmış olmakla zararın teminat dışında kaldığının kabulü gerekmiş ve davanın reddine karar verilmiştir. (Bkz. aynı yönde Yrg. 17. HD’nin 04.04.2019 tarih ve 2016/9594 E- 2019/4109 K. sy. Kararı.)
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,12‬ TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 3.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸