Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2021/540 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/94 Esas – 2021/540
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/94 Esas
KARAR NO : 2021/540

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. M….

DAVALILAR : 1….

2-….
VEKİLLERİ : Av…..
Av…..

DAVA İHBAR OLUNA….
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalıların arsa sahibi olduğu …üzerinde yapımı gerçekleştirilmiş, Milat -2 projesinin ince işleri olarak tabir edilen işlerin, 12/09/20217 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili davacı tarafından yapıldığını, sözleşmede belirtilen işlerin tamamlandığını, dava dışı yüklenici ile imzalanan 20/11/2019 tarihli protokol ile işin teslim alındığını, yapılan işin imalat bedelinin ödenen miktarlar ve kalan bakiye alacak tutarının 752.677,00-TL olarak tutanak altına alındığını, bahse konu tutanakta taraflarca belirlenen alacağın ödenmemesi üzerine gerek yüklenici gerekse davalı / arsa sahipleri muhatap alınarak Ankara 59. Noterliğinin 06/03/2020 tarihli 07520 yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek alacağın ödenmesinin talep edildiğini, ancak bahsi geçen işin yapımından kaynaklı olarak müvekkilinin hala bakiye 367.677,00-TL alacağının kaldığını, davalı arsa sahiplerinin müvekkilinin alacakları bakımından sorumlu olmadıklarını, yüklenici ile davacı arasında imzalanan taşeron sözleşmesini kabul etmediklerini beyan ettiklerini, oysa ki müvekkilinin yaptığı işlerin bir kısım ödemesinin davalı şirket yetkilisinin de borçlu olduğu 4 adet senetle yapıldığını, 30/04/2020, 31/05/2020 , 30/06/2020 ve 31/07/2020 vade tarihli bonolarda borçlu olarak yüklenici …Yapı İnşaat… Ltd. Şti. ve (Arsa sahibi … Enerji… Ltd. Şti. Yetkilisi Adil Kılıçkan’ın) gösterildiğini, hatta bu senetlerin 3 tanesinin vadesinde ödenmediğini, icra takibine konu edildiğini, ödemelerin de davalı arsa sahibi … Enerji… Ltd. Şti. Tarafından yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin yaptığı işin bir kısım ödemesi olarak düzenlenen bonolarda borçlu olarak davalı arsa sahibi şirket yetkilisinin olması karşısında davalı tarafın taşeronluk ilişkisini bilmediği ve onayının olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu,
Ayrıca, dava dışı yüklenicinin verdiği bilgiye göre davalı arsa sahipleri ile yüklenici arasında imzalanan sözleşmenin ”Gelir paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesi” olduğunu, gelir paylaşımı esasına dayalı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin bu işin yapımı nedeniyle 3. Kişilerden olan borçlarından arsa sahiplerinin de sorumlu olduğunu, bu nedenle 12/09/2017 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili tarafından yapılan işin bedelinin ödenmesinden dava dışı yüklenici …Yapı İnşaat… Ltd. Şti. İle davalılar arsa sahipleri firmalarında birlikte sorumlu olduğunu belirterek, söz konusu alacak nedeniyle davalılar aleyhine başlatılan Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2020/9147 E. Sayılı takip dosyasına yönelik itirazın iptali ile tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin devamına, ayrıca dava konusu taşınmaz üzerinde kanuni ipotek hakkı tesis edilmesine ve tapuya tescil edilmesine ve ayrıca haksız olarak borca itiraz edilmiş olduğundan davalı / borçluların % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında yazılı – sözlü hiçbir sözleşme bulunmadığını, dava dışı kişiden alacaklı olduğu için davayı müvekkili şirketlere yönetmesinde husumet yokluğunun bulunduğunu, davalıların borcu kabul etmediğini, müvekkili şirketlerin işin hiçbir safhasında davacı için alt taşeron olmasına yazılı – sözlü onayı olmadığını, müvekkillerinin …İnşaat ile anahtar teslimi sözleşme imzaladığını, muhatabın müvekkili şirketler olmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının taleplerinin 2 farklı davayı ihtiva ettiği için birlikte açılamayacağını, davada hukuki yarar dava şartının bulunmadığını, ödenen bonolar ile davacı ile dava dışı yüklenici arasındaki ilişkinin varlığının bilindiği veya onay verildiği anlamının çıkarılamayacağını, işlemin sadece bono miktarı kadar kısmi kefalet ilişkisi olduğunu, bunun dışında başka bir hukuki sonucunun olmadığını, davacının varsa bir alacağının husumeti …Yapı İnşaat… Ltd. Şti.ne yönetmesi gerektiğini, takibin kötü niyetli yapıldığını, % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın …Yapı İnşaat… Ltd. Şti.ne ihbar edilmesini, davacının faiz talebindeki oran ve tarihin kabul edilemez olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan şirket temsilcisi tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; İhtardan önce verilen bonoların alacaktan mahsup edilmeden toplam alacak üzerinden ihtar çekildiğini, davacının kötü niyetli olduğu, davacıya borcun sadece 74.258,00-TL olduğunu, davacı yüklenicinin taşeronun yapmış olduğu ayıplı ve imalat hatasından kaynaklanan kat maliklerinin tavan çökmesi sonucu taraflarına rücu edilen onarım bedellerini de sözlü olarak bildirdiğini ve aradaki borç ilişkisinin sona erdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, alt yüklenici taşeron (eser) sözleşmesinden kaynaklanan icra takibine yönelik itirazın iptali ve ayrıca dava dilekçesinin sonuç bölümünde belirtildiği üzere, dava konusu taşınmaz üzerinde kanuni ipotek hakkı tesis edilmesine ve tapuya tescil edilmesine ilişkindir.

Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davaya konu Ankara ili Sincan ilçesi imarın 101535 Ada 1 Parsel sayılı taşınmaz bakımından, ihbar olunan …Yapı İnşaat…Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında alt yüklenici sözleşmesi yapıldığını, davacının sözleşme kapsamında tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak ihbar olunanın sözleşme gereğince gerekli ödemeyi yapmadığını, bununla ilgili olarak ihbar olunan hakkında Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2020/7254 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, aynı borç ile ilgili olarak bu defa ihbar olunan …Yapı İnşaat…Ltd.Şti. ile davalı taşınmaz malikleri arasında gelir paylaşımı esasına göre inşaat sözleşmesi yapılmış olması nedeniyle taşınmaz maliki davalılarında ihbar olunan ile birlikte sorumluluklarının bulunması nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu defa davalılar hakkında da Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2020/9147 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını ileri sürerek, takibe yönelik davalıların itirazının iptali, takibin devamı, icra inkar tazminatı ve ayrıca taşınmaz üzerine ipotek hakkı tesisi ve tapuya tesciline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı taraf ise cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davalıların davaya konu … maliki konumunda olduğu, davalılar ile dava dışı müeahhit/yüklenici …Yapı İnşaat…Ltd.Şti. arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, bu defa davacı ile dava dışı …Yapı İnşaat…Ltd.Şti. arasında ise alt yüklenici/taşeron sözleşmesi düzenlendiği, davacı alt yüklenici sözleşmesi gereğince üzerine düşen edimleri tamamlayıp, teslim etmesine rağmen hak etmiş olduğu alacağın bir kısmını tahsil edemediği gerekçesiyle, davaya konu Ankara … İcra Müdürlüğünün 2020/9147 E. Sayılı dosyası ile malik olan davalılara karşı da ayrıca icra takibi başlattığı, ayrıca dava dışı …Yapı İnşaat…Ltd. Şti.’ne karşı da Ankara … . İcra Müdürlüğünün 2020/7254 E. Sayılı dosyası ile de icra takibi başlattığı, ayrıca Adil Kılıçkan hakkında da Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2020/5542 E. Sayılı dosyası ile de takip başlattığı, bu dosyadan kısmi tahsilat yaptığını iddia ettiği,
Davacı tarafından alt yüklenici sözleşmesi kapsamında bakiye kalan alacak için ihbar olunan …Yapı ile davalı malikler arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin gelir paylaşımı esasına dayalı olarak yapılması ve Adil Kılıçkan’ın kefillikten kaynaklanan alacağı nedeniyle davalı … Enerji tarafından bir kısım alacağa ilişkin ödeme yapılmış olması nedeniyle davalı şirketlerinde alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklanan alacaktan sorumluluklarının bulunduğu gerekçesiyle icra takibinin başlatıldığı ve iş bu davanın açıldığı,
Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı ve dava dışı …Yapı… Ltd. Şti. arasındaki alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklanan alacak bakımından davalı taşınmaz maliklerinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacının tacir olup olmadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı, TMK 895. Maddesine göre hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, davayı açmakta hukuki yararın olup olmadığı, noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir(TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Buna göre adi ortaklığın unsurları; kişi, müşterek amaç, müşterek amaç uğruna birlikte çaba, katılım payı(sermaye) ve sözleşme bağı şeklinde belirtilebilir. Bu nedenle, her olayda bu unsurların var olup olmadığının araştırılması gerekir.
Ancak, adi ortaklığın, bazı komşu hukuksal müesseselerden, özellikle gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinden ayırt edilmesini sağlayan temel kriterler: müşterek amaç ve müşterek amaç uğruna birlikte çaba unsurudur. Zira, ortaklığa sermaye olarak yalnızca emeğini koyan ortağın zarardan muaf tutulabileceğini öngören TBK. m. 623/3 (BK. m.523/2) hükmünün karşıt anlamına (argumentum a contrario) başvuran Türk doktrininde, ortaklığa sermaye olarak salt emeğini koyan ortak dışında hiçbir ortağın zarardan muaf tutulamayacağı, müşterek amacın ve sonuçta adi ortaklığın varlığından söz edebilmek için bütün ortakların hem kazanca ve hem de zarara katılmalarının gerekli olduğu görüşü egemendir. Ayrıca, ortakların müşterek amaca ulaşmak için birlikte çaba sarf etmek konusunda yükümlülük altına girmeleri, adi ortaklığın varlığı bakımından zorunludur. Bu unsur ortaklık sözleşmesinin içeriğinde mutlaka yer almalıdır.
Öte yandan, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi: yüklenici tarafından arsa sahibinin arsasında meydana getirilecek yapının, arsa sahibinin yerdiği yetkiye dayanarak yüklenici tarafından satılması ye bu surette elde edilecek gelirin arsa sahibi ile yüklenici arasında sözleşmede kararlaştırılan oranda paylaşılması esasına dayanmaktadır. Bu esastan yola çıkarak gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi; yüklenicinin bağımsız bölümler meydana getirme ve bunların satışını sağlama borcuna karşılık, arsa sahibinin bu bağımsız bölümlerin satımına ilişkin yükleniciye temsil yetkisi verme ve bu satıştan elde edilecek geliri yükleniciyle paylaşma borcu altına girdiği sözleşme şeklinde tanımlanabilir.
Bu tanımdan yola çıkılarak, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin unsurları; arsa sahibinin bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek geliri paylaşma borcu altına girmesi (arsa sahibinin satışı bizzat yapması ya da satışın gerçekleştirilmesi için yükleniciye vekalet yermesi), yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölümleri yapma; arsa sahibi adına satma ve alıcılara teslim borcu altına girmesi ve tarafların anlaşması olarak tespit edilebilir. (Yargıtay 3.H.D.’nin 04.05.2015 tarih ve 2014/17909 Esas, 2015/7475 Karar sayılı ve 23.06.2014 tarih ve 2014/10780-10005 Esas/Karar sayıl emsal kararları).
Davacı tarafça dosyaya sunulan Ankara 53. Noterliğinin 23/05/2016 tarih ve 15656 yevmiye numaralı ”Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi yoluyla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” hükümleri incelendiğinde; “1. Maddesinde; sözleşmenin taraflarının …. Enerji… Ltd. Şti. Ve … r Gıda… Ltd. Şti. İle diğer tarafta ihbar olunan …Yapı İnşaat… Ltd. Şti. olduğu,
2. Maddesinde; sözleşmenin konusunun; Davalı şirketlere ait olan tapunun … büyüklüğündeki arsa üzerine bu arsa karşılığı imalattaki sürece bağlı arsa payı karşılığı iş yeri ve konut inşaatı yapım işi olduğu, 3.g maddesinde işin anahtar teslimi olarak yapılacağı,
8. Maddesinde; arsa sahiplerinin inşaatın tamamı ile ilgili her ne ad altında olur ise olsun dolaylı ve direkt müteahhide hiçbir bedel avans ödemeyeceği, inşa edilecek binanın bağımsız bölümlerinin % 50’sinin arsa sahiplerine ait olacağı bu oranın azaltılamayacağı, ek masraf veya bedeli müteahhidin isteyemeyeceği, müteahhidin bağımsız bölümlerin satışında, pazarlamacı – emlakçı bulacağını, bu emlakçının giderleri ile ücret ödemeleri ve aldığı komisyonun emlakçıya ait olduğu, her bir bağımsız bölümün satışında arsa sahiplerinin onay verdiği bedel üzerinden % 50 payın hiçbir şekilde ve her ne ad altında olur ise olsun müteahhit veya emlakçının azaltma teklifinde bulunamayacağı, her bir bağımsız bölümün nihai satış bedelini arsa sahipleri ve müteahhidin karşılıklı mutabakat sağlayarak belirleyeceği, bu bedelin üzerinden tarafların kendi payını alacağı,
9. Maddesinde; işin yapımında her türlü giderleri ve sorumluluğu müteahhide ait olmak üzere müteahhitçe hazırlanan ve arsa sahiplerince yazılı onay verilen projelerin gerekli yetkili makamlara onaylatılarak ruhsatlarının alınacağı, alınan projelerin ön gördüğü bina teknik şartlarına ve mahal listelerine uygun ”Anahtar teslimi” esası ile müteahhitçe inşa edileceği, inşaatın yapılması ile ilgili her ne ad altında olur ise olsun her türlü masraf vergi ve harçların müteahhitçe karşılanacağı, müteahhidin alt taşeronlara verdiği işlerin bedellerini bizzat ve kendisinin düzenli olarak ödeyeceği, inşaat süresince 3. Kişilerin inşaat dolayısıyla uğrayabileceği her türlü risk, maddi ve manevi zararı müteahhidin peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği,
14. Maddesinde; paylaşım oranının % 50 olarak belirlendiği,
15. Maddesinde; müteahhidin işbu sözleşme ve eklerinde belirtilen koşullara, belirlenen niteliklere uygun imalatları sözleşmenin termin programı maddesine göre etap etap bölümler halinde tamamlayıp, arsa sahipleri veya kendilerinin veya vekillerinin yazılı onayından geçtikten sonra müteahhidin, iş programına uygun hakkını yazılı talepte bulundukça arsa sahipleri her seferinde en geç 7 iş günü içinde müteahhidin hak ettiği daire miktarının karşılığı var ise satılan bağımsız bölüm bedelinden payına düşen nakdi isteme hakkının doğacağı,
16. Maddesinde; İnşaat süresince inşaatın yapıldığı arsanın bugün ki arsa sahiplerinin olacağı, ortaklaşa karar ile her bir bağımsız bölüm bedelinin paylaşımı yöntemi olduğu için müteahhidin arsa payının devri veya kendi adına satış isteyemeyeceği, sadece ifa ettiği inşaatın durumuna uygun arsa sahiplerinin onayladığı seviyenin gerçekleşmesi durumunda satış yapılmış ise kendine düşen parasal değerin devrini / iadesini isteyebileceği, bu istemini avans veya başka bir ad altında talep edemeyeceği, müteahhidin arsa mülkiyeti üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamayacağı, arsanın gerek satış, gerek teminat ve gerekse icra ve iflas uygulamalarından kesin olarak vareste tutulacağı, 3. Şahıslara karşı hiçbir takyidata konu olmayacağı, bu yönde talep ve beyanda bulunamayacağı,
18. Maddesinde; İnşaatın bütün plan ve proje masraflarının mimari ve teknik hesaplarının hazırlanıp, tasdik ettirilmesinde tüm ücret ve harçlar, hafriyat, temel ve temel üstü ruhsat harçlarının inşaatın tüm safahatındaki imalat masraflarının, malzeme, işçi, memur, mühendis ve mimar ücretleri, muhtasar vergiler, SSK primleri, her çeşit maddi / manevi tazminatların kimin adına tahakkuk etmiş olur ise olsun geri istenilmeksizin müteahhide ait olduğu, kat irtifakı, kat mülkiyeti kurulması ile ilgili giderlerin geri istenilmeksizin müteahhide ve alıcılara ait olduğu, noter harç ve masrafları , tapuya şerh harçları, arsa mülkiyet paylarının devri sırasında doğacak, satışlardan doğacak tapu harçları, her türlü resim ve harçlar, iskan ruhsatı harcı gibi harç ve giderlerin geri istenmeksizin müteahhide ait olduğu, emlak vergilerinin müteahhide ait olduğu, inşaatın bu sözleşmeye göre bitirilmiş ve teslim edilmiş dahi olsa sonradan inşaatın başlama ve bitme süresine ait zaman içinde yukarıda yazılı ödemelerden bakiye veya ilave çıktığında bunları müteahhidin ödeyeceği, arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin veya satılan bağımsız bölümlerin yaptırılacak olan su, elektrik, doğalgaz, telefon, kablolu TV projelerinin ilgili her bağımsız bölümde uygulamasının yapılacağı, abonelikler ile ilgili işlemler için bina girişine kadar bu tesisatları ve hakları müteahhidin bina girişine kadar getireceği tüm bağımsız bölümlerin aboneliklerinin müteahhide ait olduğu, …” hükümlerini içerdiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan sözleşme maddelerinin hep birlikte yorumlanmasından; taraflarca akdedilen sözleşmenin, müşterek amaç ve müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içermemesi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, diğer bir anlatımla “Nakdi Paylaşım Koşulunu İçeren Gelir Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesi” olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sebeple, davacı ve ihbar olunan …Yapı… Ltd. Şti. arasındaki alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklanan alacak bakımından, ihbar olunanla bahse konu inşaat sözleşmesini imzalayan davalı taşınmaz maliklerinin sorumluluğuna gidilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 4.282,03-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 4.222,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep ettiğinde İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 34.187,39-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın REDDİNE karar verilmesi sebebiyle DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim …..
E-imzalıdır