Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/851 E. 2023/90 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/851 Esas – 2023/90

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/851 Esas
KARAR NO : 2023/90

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI :….
DAVALI : ….
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (rücuen tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili idare ile davalı arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını, imzalanan hizmet alımı işi kapsamında çalıştırılan personellerin işten çıkartılması sonucunda, hem müvekkili hem de yüklenici şirketler/karşı taraf aleyhine 4857 sayılı yasadan kaynaklı alacaklar için davalar açıldığını, açılan davalar sonucunda mahkeme kararlarının istinaf aşamasından geçip kesinleştiğini, mahkeme kararları ve yürürlükte olan sair mevzuat gereğince müvekkili idare tarafından ödenmek zorunda kalınan alacak bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkili idareye iadesi hususunda arabulucuya başvurulduğunu, ancak uzlaşmaya varılamadığını, davalı yüklenici şirket ile imzalanan Teknik Şartnamenin 14.6. maddesine göre yüklenici yürürlükteki İş Kanunu ve Sosyal Güvenlik mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı elemanların her türlü özlük haklarını karşılamak zorunda olduğunu, mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi karşılamak zorunda olduğunu, mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması işçi, haklarının ödenmesi ve sair konularda tüm sorumluluk yükleniciye ait olduğunu, davalı ilgili sözleşme teknik şartname, Borçlar Kanunu ve sair mevzuat gereğince sorumlu olduğunu belirterek, müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan toplam 255.986,98 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı idare tarafından yapılan ihaleler neticesinde, müvekkili şirket ile davacı arasında 03/08/2015 tarih ve 2015/62131 ihale kayıt numaralı … Genel Müdürlüğü ve birimlerinde çalıştırılmak üzere 1192 Özel Güvenlik Görevlisi Alımı Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, dava dışı işçilere ödenen kalemlerden davalı şirketin kanun gereği hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, TBK’nın 167. maddesi hükmü gereği davacı idarenin sorumluluktan bütünüyle kurulamayacağını, işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğünün yalnızca davalı şirkette olmadığı hususunun kamu ihale kurulunun incelemesiyle sabit olduğunu, davacı kurumu tarafından davalı şirkete hakediş ödemlerinin yapılmadığı, haksız ve mükerrer şekilde para tahsil etme amacıyla hareket edildiğini, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/112 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda tarafların ayrı yarıya sorumlu olacağının belirtildiği, dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
KANITLAR: Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi ve ekleri sunulmuştur.
21/12/2021 tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk son tutanağı sunulmuştur.
… 6. İş Mahkemesi’nin 2019/ 129 -130 -131 -132 -133 -134, -135 -136 -137 -138 -139 -140 -141 -142 -143 Esas sayılı dosyaları ile İstanbul Anadolu “5. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1584 Esas sayılı, 10. icra Müdürlüğü’nün 2021/1593 Esas sayılı, 11. İcra Müdürlüğünün 2021/10041- 1612 -10040 -1610 Esas sayılı, 12. İcra Müdürlüğü’nün 2021/10085 Esas sayılı, 19. İcra Müdürlüğü’nün 10085 Esas sayılı, 22. İcra Müdürlüğü’nün 10049 -10050 -10051 Esas sayılı, 24. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1612 Esas sayılı, 25. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1584 Esas sayılı, 20. İcra Müdürlüğü’nün 2021/1564 Esas” sayılı dosyaları celbolunmuştur.
Nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, anılan raporda; davacı tarafından dava dışı işçiler için yapılan ödemenin 255.986,98 TL olduğu, dava dilekçesinde de aynı miktarın tahsilinin talep edildiği, 149.895,44 TL’nin 13/07/2021 tarihinde, 106.091,54 TL’nin ise 26/03/2021 tarihinde ödendiğini, tarafların ticari kayıtlarının incelenmesinin uzmanlık alanında kalmadığı hususları görüş olarak açıklanmış,
Mahkememizin 29/09/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı gereğince bu kez SMMM bilirkişiden rapor aldırılmış, anılan raporda, İş Mahkemesinin kesinleşen ilamları, davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesi, teknik şartname, ve idari şartname ile Yargıtay’ın emsal içtihatları gereğince, dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fer’ilerine yönelik masraflardan dolayı davalı şirketin sorumlu olduğu, davacı tarafından dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fer’ilerine yönelik masraflardan davalı şirketin sorumlu olduğu tutarın 255.986,98 TL olduğu, bu tutarın 149.985,44 TL’sinin 13/07/2021 tarihinde ve 106.091,54 TL’sinin 26/03/2021 tarihinde ödendiği, davacının dava konusu 255.986,98 TL’yi kendi gider hesaplarından ödemiş olduğu, davacının ödemiş olduğu tutarı, davalının hak edişlerinden veya davalının hesaplarından kesinti yapıldığına ilişkin bir kaydın görülmediği, davalının sunmuş olduğu muavin defter kayıtlarında dava konusu miktarın davalının hesaplarından kesilmiş olduğuna dair bir kaydın görülmediği hususları görüş olarak bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, üst işveren sıfatıyla ödenen işçilik haklarının, taraflar arasındaki sözleşme ve ekleri uyarınca alt işveren davalıdan rucuan tahsili istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacı Kurumun, hizmet alım sözleşmeleriyle davalıdan hizmet aldığı, anılan hizmetin davalının temin ettiği işçiler tarafından yerine getirildiği, dava dışı işçilerin asıl işveren sıfatıyla işçilik haklarının tahsili bakımından davacıyı dava ettikleri, davaların kabul edildiği, davacının işçilik haklarına dayalı olarak icra dairelerinde ödeme yaptığı, aralarındaki hizmet alım sözleşmesi ve ekleri uyarınca rucuan tahsili için işbu davayı açtığı hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Çekişme, davacının üst işveren sıfatıyla dava dışı işçilere ödemiş olduğu işçilik haklarının, taraflar arasındaki ticari nitelikteki hizmet alım sözleşmesi ve ekleri uyarınca davalıdan rucuan tahsili koşullarının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Uyuşmazlığın ticari nitelikteki hizmet alım sözleşmesi ve eklerine dayalı olması, davacının ödeme yaptığı tarihler ile dava tarihi esas alındığında, istemin zamanaşımına uğramadığı sonucuna varıldığından bu def’e itibar edilmemiş ve işin esası incelenmiştir.
İddia, savunma, davacı ile dava dışı işçiler arasındaki iş mahkemesi dosyaları, icra takipleri içeriği, sözleşme ve ekleri ve diğer kanıtlardan dava dışı işçilerin, davalının işçileri olarak davacıya ait işyerinde hizmet verdiği anlaşılmaktadır. Mahkeme kararları ve icra dosyaları ile davacının, üst işveren sıfatıyla dava dışı işçilere ödeme yaptığı yönü de sabittir. Davalı, davacıya ait işyerinde hizmet alım sözleşmelerine uygun şekilde işçileriyle hizmet vermiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinde çalıştırdığı işçilerin iş mevzuatından kaynaklı tüm haklarından doğan sorumluluğu nihai olarak üstlenmiştir. O halde, sözleşme uyarınca davacı üst işverenin rücu hakkı kabul edilmelidir. Alt işveren davalı, dava dışı işçilere ödenen işçilik hakları bakımından kural olarak kendi çalıştırdıkları dönem itibariyle sorumlu olacaktır. Ancak, ihbar tazminatının tamamından, haksız ihbar yapan son alt işveren, yıllık izin ücret alacağı ödenmemekle ücrete dönüşeceğinden yine tamamından son işveren sorumlu tutulacaktır. Dava konusu olayda davalı tek olup, davacının ödediği işçilik haklarının tamamı rücuya tabidir. Davalı, aynı zamanda bu alacakların fer’ilerinden de sorumlu olacaktır. Bu durum karşısında, davacının davası sabit olmuştur. Davalı, tacir olup avans oranında temerrüt faizi istenmesinde bir yanlışlık yoktur. Davacı ödediği tarih itibariyle rücu hakkı kazanacağından bu tarih itibariyle temerrüt faizi talep etmesi de yerinde görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf, davacının işçilik haklarını hak edişlerden kestiğini savunmuş ise de bu savunma kanıtlanmamıştır.
Bu durum karşısında, davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının kabulüne, 149.895,44 TL’nin 13/07/2021, 106.091,54 TL’nin ise 26/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans oranında temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 17.486,47 TL harçtan peşin alınan 4.371,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.114,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 4.371,62 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 38.838,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.332,8‬0 TL (59,30 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti, 262,00 TL posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır