Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 E. 2021/339 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2021/339

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve İlanı
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 11/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve İlanı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar … ve … adına vekilleri davacı Av. … tarafından Mahkememizin 2020/250 Esas Sayılı dosyasında sunulan dava dilekçesinde özetle; Ankara Barosu’na bağlı avukat olarak faaliyette bulunduklarını, bu faaliyeti sürdürmekte iken davalılar; …. ye ait internet sitelerinde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca, avukatlara münhasır olan bazı yetkilerin kullanıldığına dair ifadelerin yer aldığının tespit edildiğini, kanunun mütalaa vermek, danışmanlık yapmak ve dava takip etmek hususunda münhasıran avukatlara yetki verildiğini, avukat olmayanların bu hizmetleri veremeyeceğini, özellikle hukuki konularda danışmanlık şirketi kurulmasının mümkün olmadığını, avukat olmayan söz konusu davalılara ait internet sitelerinde açık bir şekilde hukuki danışmanlık, hatta dava takibi ve davalara ilişkin dilekçe ve diğer evrakların hazırlanması hizmetleri verildiğinin belirtildiğini, görüldüğü üzere hukuk eğitimi ve Avukatlık stajı aşamalarından geçmemiş, Avukatlık Kanunu’nda belirtilen ağır sorumluluklara ve kapsamlı meslek kurallarına tabi olmayan davalıların gayri yasal biçimde avukatlara münhasır hizmetleri sundukları, internet sitelerinde bu durumu beyan ve ilan ettikleri, söz konusu fiillerin TTK’nın 54 vd. hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, davanın kabulü ile davalıların dava dilekçesinde belirtilen fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalılara ait internet sitelerinde yer alan ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı belirtilen ifadelerin internet sitelerinden çıkarılması ve yayınların düzeltilmesi suretiyle haksız rekabetin önlenmesine hükmün ilanına ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE:
Mahkememizin 2020/250 Esas sayılı dosyasının 19/01/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; (7) numaralı ara karar ile; iş bu dava dosyasının aralarında herhangi bir bağlantı olmaması nedeniyle her bir davacı ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı tefrikine karar verilmiş ve Mahkememizin (2021/70- 71- 72- 73- 74- 75- 76- 77- 78- 79 – 80- 81- 82- 83-84-85-86-87-88-89-90) Esas sayılı numaralarına kaydedilmiştir.
Daha sonra, davacı vekili tarafından UYAP ortamında sunulan 13/02/2021 tarihli dilekçeler ile Mahkememizin 2021/70-71- 83-84-85-86-87-88-89-90 E. dosyaları bakımından davadan feragat ettiğini bildirmiş olup, söz konusu dosyalar yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Tefrik edilen iş bu dosya bakımından (2021/77 Esas) davacı … tarafından davalı … DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ. aleyhine açılan dava bakımından yargılamaya devam edilmiştir.
Somut olay incelendiğinde; dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 54.maddesine göre açılmış, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ve aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında özetle; davalı yeminli mali müşavirliklik ve danışmanlık şirketi olan davalının avukatlarla çalışmak ve ayrıca Avukatlık Kanunu’nun münhasıran avukatların yapabileceği iş olarak belirlediği işleri yapmak suretiyle ve bu hususta internet sitesinde de şirketin faaliyetleri ile ilgili paylaşımları nedeniyle TK’nın 54 ve 55/a/1 ve 3 maddesine göre haksız rekabette bulunduklarını ileri sürmektedir.
Davalı şirket temsilcisi 19.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; ” Ben davayı kabul etmiyorum. Cevap dilekçesini aynen tekrar ediyorum. Orada da belirttiğimiz üzere bizler görevimizi 3568 sayılı yasanın bize vermiş olduğu yetki ve görev kapsamında yerine getiriyoruz, iddia olunduğu gibi avukatlık mesleği ile ilgili bir iş yapmıyoruz. Tamamen danışmanlık ve görüş hizmeti veriyoruz. Durum bu olmakla birlikte herhangi bir tartışmaya mahal vermemek için dava konusu edilen hususları internet sitemizde tekrar düzenleyip, tadil ettik dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davaya konu edilen davalı şirkete ait olan (….com) web sitesinde davalı taraf faaliyet konularının; ”… ve Dava Danışmanlığı
….
Vergi davalarına ilişkin dava dilekçesinin hazırlanması ve dava sürecinin yönetilmesi,
Vergi iadelerine ilişkin ihtilafların idari aşamada ve yargı aşamasında çözümlenmesi,”
olarak belirtildiği anlaşılmaktadır.
Konu hakkında Ankara Barosu tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 1136 sayılı Avukatlık Kanununa muhalefet suçundan suç duyurusunda bulunulmuş olup, yapılan soruşturma sonucunda; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan ceza davasının Ankara … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile devam ettiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 54.maddesine göre; haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
“Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlıklı 55.maddesinde ise; “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;

3. Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak, …” hükmü yer almaktadır.
“Hukuki sorumluluk” başlıklı 56.maddesinde de; “(1) Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini İsteyebilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 1.maddesine göre; avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.
2.Maddesine göre; avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.
“Yalnız avukatların yapabileceği işler” başlıklı 35.maddesinde ise; “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.
Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272′ nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.
Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulleri kanunları ile diğer kanun hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır.
Avukatlık Kanununun 48.maddesinde de; avukat veya iş sahibi tarafından vadolunan veya verilen bir ücret yahut da herhangi bir çıkar karşılığında avukata iş getirmeye aracılık etmek eylemleri de suç olarak düzenlenmiştir.
Yine 19.06.2002 tarih ve 24790 sayılı Resmî Gazete’te yayımlanan Avukatlık Yönetmeliğinin “Yalnız Avukatların Yapabileceği İşler” başlıklı 14.maddesinde; “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir.
Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem ve yargı yetkisini taşıyan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yalnız baroda kayıtlı avukatlar tarafından yapılabilir.
Yukarıda belirtilen konularda, avukatlar dışında hiç kimse evrak düzenleyemez ve takipte bulunamaz. Bu konularda iş takibi yapamaz.” hükmü yer almaktadır.
Diğer yandan, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 1.maddesinde; “Bu Kanunun amacı, işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek mesleki standartları gerçekleştirmek üzere, (…) (2) “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik” ve “Yeminli Mali Müşavirlik” meslekleri ve hizmetleri ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğinin kurulmasına, teşkilat, faaliyet ve denetimlerine, organlarının seçimlerine dair esasları düzenlemektir.
Bu Kanun hükümlerine göre meslek icrasına hak kazananlara (…) (2) “Serbest Muhasebeci Mali Müşavir”, “Yeminli Mali Müşavir” denir. (Ek cümle: 10/7/2008-5786/1 md.) Birliğin kısa adı TÜRMOB’dur.” hükmü yer almaktadır.
“Mesleğin konusu” başlıklı 2.maddesinde ise; “A) Muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu:
Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;
a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerini tutmak, bilanço, karzarar tablosu ve beyannameleri ile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleri yapmak.
b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek, işletmecilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemek veya bu konularda müşavirlik yapmak.
c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerine dayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak, mali tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılı görüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek, tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak.
Yukarıda sayılan işleri; bir işyerine bağlı olmaksızın yapanlara serbest muhasebeci mali müşavir denir.
B) Yeminli mali müşavirlik mesleğinin konusu:
(A) fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde yazılı işleri yapmanın yanında Kanunun 12 nci maddesine göre çıkartılacak yönetmelik çerçevesinde tasdik işlerini yapmaktır.
Yeminli mali müşavirler muhasebe ile ilgili defter tutamazlar, muhasebe bürosu açamazlar ve muhasebe bürolarına ortak olamazlar.” hükmü yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 378.maddesinde; ” (Ek: 21/1/1983-2791/13 md.) Danıştay ve Vergi Mahkemelerinde yapılacak duruşmalarda, iddia ve savunmanın gerekli kıldığı hallerde, mahkeme vergi davasına konu olan tarhiyatın dayanağı incelemeyi yapmış bulunan inceleme elemanları ile, mükellefin duruşmada hazır bulundurduğu mali müşaviri veya muhasebecisini de dinler. ” hükmü yer almaktadır.
Tüm bu verilere göre somut olay değerlendirildiğinde; davalı yeminli mali müşavirliklik ve danışmanlık şirketi olan davalının avukatlarla çalışmak ve ayrıca Avukatlık Kanunu’nun münhasıran avukatların yapabileceği iş olarak belirlediği işleri yapmak suretiyle ve bu hususta internet sitesinde de şirketin faaliyetleri ile ilgili paylaşımları nedeniyle TK’nın 54 ve 55/a/1 ve 3 maddesine göre haksız rekabette bulunduklarını belirterek, davanın kabulü ile davalıların dava dilekçesinde belirtilen fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalılara ait internet sitelerinde yer alan ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı belirtilen ifadelerin internet sitelerinden çıkarılması ve yayınların düzeltilmesi suretiyle haksız rekabetin önlenmesine hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
TTK’nın 56. Maddesi gereğince, Avukat olan davacının işbu davayı açmakta aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun 35 ve 48. maddeleri ile Yönetmeliğin 14. maddesine göre; Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem ve yargı yetkisini taşıyan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek yalnız baroda kayıtlı avukatlar tarafından yapılabileceği, yukarıda belirtilen konularda, avukatlar dışında hiç kimse evrak düzenleyemeyeceği ve takipte bulunamayacağı, bu konularda iş takibi yapamayacağı, bu hususlarda Avukatlara münhasıran yetki verildiği, söz konusu yasa hükümlerine aykırı davranılmasının kanunda suç olarak düzenlendiği, öte yandan davalı şirketin (….com) web adresinde yer alan ve hüküm kısmında belirtilen paylaşımının yukarıda belirtilen yasa ve yönetmelik hükümlerine göre, münhasıran avukatların kullanabileceği yetki kapsamında olduğu, bu nedenle söz konusu paylaşımın 6102 sayılı TTK’nın 55/1-a/3 maddesi; ”Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri kullanmak,” hükümlerine göre haksız rekabet oluşturduğu, paylaşımın davalı tarafın iddia ettiği gibi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 378.maddesi ve 3568 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle ispatlanan davanın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 55/1-a-3. vd. maddeleri ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 35, 48 vd. Maddeleri hükümlerine göre; davalı şirkete ait (….com) web sayfasında yer alan;
”… ve Dava Danışmanlığı
….
Vergi davalarına ilişkin dava dilekçesinin hazırlanması ve dava sürecinin yönetilmesi,
Vergi iadelerine ilişkin ihtilafların idari aşamada ve yargı aşamasında çözümlenmesi,” başlığı altındaki paylaşımlarının haksız rekabet niteliğinde olduğunun TESPİTİNE,
2-Türk Ticaret Kanununun 56.maddesi hükümlerine göre; davalı şirketin internet sitesinden bu ibarelerin çıkartılması ve yayınlarının düzeltmesi suretiyle haksız rekabetin ÖNLENMESİNE,
3-Türk Ticaret Kanununun 59. maddesi gereğince; gideri davada haksız çıkan davalı taraftan alınmak kaydıyla hükmün kesinleşmesinden sonra ulusal düzeyde yayın yapan ve tirajı 50.000’in üzerinde olan bir ulusal gazetede hükmün İLANINA,
4-Alınması gereken 59,30-TL harç davacı tarafça peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 59,30-TL harç ve davacı tarafça yapılan 36,90-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 96,20-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸