Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2023/453 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. … –
Av. … –
Av. … – …
DAVALI : … – … …
DAVA :
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan elatmanın önlenmesi (satın almaya dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin … adresinde bulunan, tapuda … ada ve parsel sayıda kain taşınmaz üzerinde 27/08/2013 tarih, …yevmiye sayılı işlemle şerh edilen 27/08/2024 tarihine kadar geçerli olmak üzere 11 yıllık süre ile kira hakkı sahibi olduğunu, taşınmaz üzerindeki tasarruf haklarının 26/03/2019 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalı şirket tarafından kullanıldığını, davalı şirketin sözleşmede ön görülen şekilde müvekkili şirketten temin edeceği ürünlerin satılması ve diğer hizmetlerin verilmesi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 30/12/2019 tarihinden itibaren akaryakıt istasyonu faaliyetini durdurarak, akaryakıt alımı ve satışını yapmadığını, müvekkili tarafından 15/09/2020 tarihli ihtarname ile 26/03/2019 tarihli bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle fesih olunduğunu, davalı şirket tarafından akaryakıt istasyonunun müvekkili şirkete teslim edilmediğini, yapılan görüşme sonucu 16/10/2020 tarihli bir ay süreli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, 16/11/2020 tarihinde sona eren sözleşme sonrasında davalı şirketin dava konusu akaryakıt istasyonunda bulunmasının hiçbir hukuki dayanağının kalmadığını, işgalci konumunda olduğunu ileri sürerek, davalının söz konusu taşınmaza vaki haksız el atmasının önlenmesine, taşınmaz üzerinde kurulu bulunan istasyonun tüm ekleri ile birlikte müvekkili şirkete teslimine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları, tazminat, cezai şart ve diğer haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin iki ayrı bayilik sözlemesi uyarınca taşınmaz üzerinde faaliyet gösterdiğini, 16/10/2020 tarihli sözleşme uyarınca 1 aylık sürenin başlangıcının ilk akaryakıt alınması ile başlayacağını, sözleşmenin ayakta olduğunu, davalının feshe gerekçe gösterdiği nedenlerden hiç birinin gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
KANITLAR: Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizce 08/012021 Tarihli, 2020/613 Esas -… Karar sayılı karar ile yetkisizlik kararı verilmiş, anılan kararı taraf vekilleri istinaf etmiş, tesis edilen bu karar, … HD’nin 15/10/2021 Tarih, … Esas-… Karar sayılı karar ile özetle; davanın taşınmazla ilgili olduğu, malikin mülkiyet hakkından kaynaklanmış bulunması sebebiyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğu, bu yetkinin kesin yetki kuralı niteliğinde olduğu, tarafların bu yetki kuralına karşı yetkili yer belirleyemecekleri, taşınmazın bulunduğu Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu ve işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
…’nin 15/10/2021 Tarih, … Esas-… Karar sayılı kararına uyulmuştur.
24/12/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
… Müdürlüğü’nün 24/03/2022 tarihli yazı cevabından … parsel numaralı taşınmaza ait aktif-pasif tapu kaydı ile edinim işlemine ait tescil istem belgesi örneğinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında inşaat yüksek mühendisi gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi ile fen bilirkişisinden oluşturulan bilirkişi kurulundan mahallinde keşifte yapılmak suretiyle rapor alınmış, anılan raporda; dava konusu taşınmazın Mart 2022 tespit tarihi itibariyle değerinin 15.900.000,00 TL olduğu, dava tarihindeki değerinin ise 7.463.648,60 TL bulunduğu, kalan kira süresine göre kira bedelinin dava tarihindeki değerinin 1.368.335,58 TL olduğu hususları görüş olarak açıklanmıştır.
Bilirkişi heyeti raporuna karşı davacı vekilinin sunmuş olduğu itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmış, anılan raporda, Harçlar Kanunu 16. madde esas alındığında dava değeri davacının gayrimenkul üzerinde kullanım hakkı dava tarihi itibariyle 44 ay kaldığından dava değeri kök raporda yer aldığı üzere 1.368.335,58 TL hesaplandığı, ancak dava değerinin davalının kök rapora itirazında yer aldığı üzere gayrimenkulün tamamının güncel değeri olması gerektiği yönünde değerlendirme yapılması durumunda ise dava değerinin 7.463.648,60 TL olduğu, Harçlar Kanunu 17. madde esas alındığında 1 yıllık kira bedeli bakımından dava değerinin 373.182,43 TL olduğu, davacının itirazının kabulü ile 1 yıllık işleticilik bedelinin esas alınması yönünde değerlendirme yapıldığında ise dava değerinin 637.200,00 TL hesaplandığı hususları görüş olarak açıklanmıştır.
Talimat mahkemesi aracılığı ile davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapmak üzere mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, anılan raporda, ilk yapılan sözleşme ile sözleşme feshi tarihleri arasındaki kar kaybı olarak davacının akaryakıt istasyonun tahliyesi ve 3.400.142,20 TL alacağı olduğunu davalıya ihtar ederek talep ettiği, davacının yasal defterlerinin cari hesap bakiyesinde davalıdan ürün satışından kaynaklanan herhangi bir alacağının görülmediği tespit edilmiş, davacının istemiş olduğu kar kaybı alacağı istemi kararının mahkememize ait olduğu hususları görüş olarak açıklanmıştır.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu taşınmaz üzerinde davacının 11 yıllık kira hakkı olduğu, bu hakkın tapuya şerh edildiği, anılan taşınmaz üzerinde tasarruf hakkını 26/03/2019 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalıya bıraktığı, tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, davacının, davalının faaliyetini durduğu ve sözleşmeye aykırı davrandığı gerekçesiyle 15/09/2020 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, daha sonra taraflar arasında 16/10/2020 tarihli ve 1 aylık süreli yeni bayilik sözleşmesi akdedildiği, davacının anılan sözleşmenin 16/11/2020 tarihinde süresinin dolduğu ve davalının sözleşmeye aykırı davranarak feshine sebebiyet verdiği gerekçesiyle işbu el atmanın önlenmesi davasını açtığı, davalının da davanın reddini savunduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, davalının, davacının kira hakkı sahibi olduğu taşınmazda bayilik sözleşmesi uyarınca haklı nedenle tasarruf edip etmediği, bayilik sözleşmesinin feshedilip edilmediği ve davalının el atmasının önlenmesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Dava, esas itibariyle davacının kira hakkı sahibi olduğunu ileri sürdüğü taşınmazda davalının el atmasının önlenmesine ilişkindir. Davacı vekilinin de kabulünde olduğu üzere, taşınmaz davadan sora davalı tarafından davacıya teslim edildiğinden ve davanın konusu kalmadığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ancak, yargılamaya tarafların haklılık durumlarının tespiti bakımından devam edilmiş, 1 yıllık işletme hakkı bedeli üzerinden harç ikmal ettirilmiştir. Taraflar arasındaki 16/10/2020 tarihli bayilik sözleşmesi, 1 aylık olarak imzalanmıştır. Fiilen akaryakıt satışına daha sonraki bir tarihte başlanması halinde, bu sürenin başlangıcı 5015 sayılı Kanuna göre bayilik lisansı alınmış olarak fiilen ilk akaryakıt satışı yapılan tarih olarak belirlenmiştir. Ancak, bu tarihten sonra satış yapılmadığı gibi,…’ya 16/11/2020 tarihinde bayilik sözleşmesinin yenilenmeyeceği bildirilmiş, davalının bayilik lisansı davadan sonra 02/11/2021 tarihinde de sonlandırılmıştır.
Bu durum karşısında, davalının, davacının hak sahibi olduğu taşınmazda dava tarihi itibariyle faaliyet göstermesinin haksız olduğu sonucuna varılmış, bir yıllık işletme hakkı tutarı üzerinden vekalet ücreti ile yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının konusu kalmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin olarak alınan 10.882,75‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 10.702,85‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 88.092,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.199,8‬0 TL ( 54,40 TL başvurma harcı, 7,80 TL vekalet harcı, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 3.350,00 TL bilirkişi ücreti, 625,5‬0 TL posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/06/2023
Katip …
¸

Hakim …
¸