Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/710 E. 2022/17 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/710 Esas – 2022/17
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/710 Esas
KARAR NO : 2022/17

HAKİM : …. …..
KATİP :….

DAVACI :…..
DAVALI : …..

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı belediyenin çöp toplama işini yürüttüğünü, davacı şirkette işçi konumunda olan …’ın 14/06/2017 tarihinde görevinin aksine çöpleri kasten dağıttığının tespiti üzerine Belediyenin 16/06/2017 tarihli talimatıyla 19/06/2017 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, dava dışı işçi tarafından açılan davada Ankara… Mahkemesinin 2017/372 Esas, 2018/8 Karar sayılı ilamıyla işçinin işe iadesine, boşta geçen süre için 4 aylık ücret ve sosyal haklar tutarında alacağa ve işe başlatılmaması durumunda da aylık tazminata hükmedildiğini, işçinin hükmedilen alacakların tahsili istemiyle başlattığı icra takibine davacı şirket tarafından 12.979,27-TL ödeme yapıldığını, buna ek olarak iş mahkemesinde yapılan yargılama ve işçinin ihtarnamesine cevap yazılması sebebiyle 793,25-TL masraf yapıldığını, davalı belediyenin asıl işveren konumunda olduğunu, işçiye ödeme yapılmasında kusurun davalıda olduğunu ileri sürülerek fazlaya dair haklar saklı tutularak 13.772,52-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın davacı şirketin işçisi olduğunu ve tüm yasal haklarının şirket tarafından ödendiğini, işçiyi çıkarıp çıkarmama yetkisinin davacı şirkette olduğunu, işe iade davasının da davacı şirkete açıldığını, …’ın davalının işçisi olmadığını ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki, ilçe sınırları içerisinde katı atıkların toplanması, nakli, cadde ve sokakların el ve makine ile süpürülmesi ve yıkanması işlerine ilişkin hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı Ankara ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih ve 2019/725 E. 2021/155 K. Sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2021 tarih ve 2021/1013 – 1046 E. K. Sayılı kararı ile; ”TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı belediyenin çöp toplama işini yürüttüğünü, şirkette işçi konumunda olan …’ın, 14/06/2017 tarihinde görevinin aksine çöpleri kasten dağıttığının tespiti üzerine Belediyenin 16/06/2017 tarihli talimatıyla 19/06/2017 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, dava dışı işçi tarafından açılan davada, işçinin işe iadesine, boşta geçen süre için 4 aylık ücret ve sosyal haklar tutarında alacağa ve işe başlatılmaması durumunda da aylık tazminata hükmedildiğini, işçinin hükmedilen alacakların tahsili istemiyle başlattığı icra takip dosyasına müvekkili tarafından 12.979,27-TL ödeme yapıldığını, buna ek olarak iş mahkemesinde yapılan yargılama ve işçinin ihtarnamesine cevap yazılması sebebiyle 793,25-TL masraf yapıldığını, davalı Belediyenin asıl işveren konumunda olduğunu, işçiye ödeme yapılmasında kusurun davalıda bulunduğu ileri sürülerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 13.772,52-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, …’ın davacı şirketin işçisi olduğunu ve tüm yasal haklarının şirket tarafından ödendiğini, işçiyi çıkarıp çıkarmama yetkisinin davacı şirkette olduğunu, işe iade davasının da şirkete karşı açıldığını, …’ın müvekkilinin işçisi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Mahkemece, dava dışı işçi…. ‘ın, Ankara ….. İş Mahkemesi’nin 2017/372 Esas, 2018/8 Karar dosyasında hüküm altına alınan işçilik alacakları için davacı tarafından Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2019/122356 esas sayılı dosyasına 04/10/2019 tarihinde toplam 12.979,27-TL ödemede bulunulduğu, ayrıca ihtarname masrafı olarak 793,25-TL olmak üzere işçi için toplamda 13.772,52-TL masraf ve ödeme yapıldığı, bunun davalı işverenden tahsilinin talep edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmelerde işçilik alacaklarından kimin sorumlu olacağına dair açık hüküm bulunmaması sebebiyle bu ödemelerden tarafların yarı yarıya sorumlu oldukları belirtilmiş ise de; işverenin, işçinin alacaklarından sorumlu olması için sözleşmede açık hüküm bulunmasının ve bu durumun davacı yüklenici tarafından ispatlanmasının gerektiği, nitekim taraflar arasında imzalanan sözleşme ve genel şartnamelerde işçilik alacaklarının tamamından alt işverenlerin sorumluluğuna dair sözleşme hükmünün bulunduğu, işverenin sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple dava dışı işçiye davacı tarafça yapılan ödemelerden davalı işverenin değil davacı yüklenicinin sorumlu olduğunun anlaşıldığı, bilirkişi raporunun bu bağlamda eksik tespit içermesi ve takdiri delil olması sebebiyle hükme esas alınmadığı, nitekim konunun genel hukuk bilgisiyle hallinin mümkün olduğunun görüldüğü, netice olarak davanın ispatlanamadığı ve davacının rücu isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu alacağın doğmasına sebebiyet veren kusurlu tarafın davalı idare olup davalı talimatı ile davadışı işçinin iş akdinin feshedildiğini, işe iade talebinin muhatabının davalı olduğunu, davalının işçi hak ve alacaklarından müteselsilen sorumlu bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede bu durumun aksini gösterir bir hüküm bulunmadığından davalının kanundan doğan sorumluluğunun mevcut olduğunu, yerel mahkeme tarafından karara gerekçe gösterilen Yargıtay kararının yanlış yorumlanmış olup, dava konusu olayla ile bağdaştırılamayacak bir kararın tüm lehe deliller göz ardı edilerek karara gerekçe yapılmasının hukuka, hakkaniyete ve vicdana aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: 1- Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki, ilçe sınırları içerisinde katı atıkların toplanması, nakli, cadde ve sokakların el ve makine ile süpürülmesi ve yıkanması işlerine ilişkin hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nın 3. maddesi uyarınca, bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Aynı Yasa’nın 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
6102 sayılı TTK’nın 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Taşıma işleri hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler de TTK’nın 4. Kitabında yer aldığından, taşıma sözleşmelerden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, içinde taşıma işinin de yer aldığı karma nitelikteki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanunun 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Ankara …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2021 gün ve 2019/725 E. – 2021/155 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmesi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş olup, yukarıdaki esas kaydedilmiştir.
Dava, taşıma ve hizmet edimlerini bir arada içeren karma nitelikteki, ilçe sınırları içerisinde katı atıkların toplanması, nakli, cadde ve sokakların el ve makine ile süpürülmesi ve yıkanması işlerine ilişkin hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava dışı işçi …’ın Ankara …… İş Mahkemesi’nin 2017/372 Esas, 2018/8 Karar dosyasında hüküm altına alınan işçilik alacakları için alt işveren olan davacı şirket tarafından Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2019/122356 esas sayılı dosyasına 04/10/2019 tarihinde toplam 12.979,27-TL ödemede bulunulduğu, ayrıca ihtarname masrafı olarak 793,25-TL olmak üzere işçi için toplamda 13.772,52-TL masraf ve ödeme yapıldığı ve bunun asıl işveren olan davalı Belediye’den tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı Mamak Belediye Başkanlığı (asıl işveren) ile davacı şirket (alt işveren) arasında ilçe sınırları içerisinde katı atıkların toplanması, nakli, cadde ve sokakların el ve makine ile süpürülmesi ve yıkanması işlerine ilişkin sözleşme düzenlendiği, söz konusu iş kapsamında dava dışı işçi …’ın davacı alt işveren nezdinde çalıştığı, dava dışı işçinin davalı alt işveren nezdindeki çalışmaları dolayısıyla Ankara ….. İş Mahkemesi’nin 2017/372 Esas sayılı dosyası ile açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin dava nedeniyle davacının dava dışı işçiye yapmış olduğu ödemeleri rücuen davalı asıl işveren belediyeden tahsilini isteyip isteyemeyeceği hususu uyuşmazlık konusudur.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Davalı Belediye tarafından dosyaya sunulan teknik şartnamenin ”İ-Diğer Hususlar” bölümünün 2. Maddesinde; ”İş Kanunundan kaynaklanan her türlü kıdem ve tazminatı ile ihbar, iş kazası vb konulardan yüklenici sorumludur. Yüklenici bununla ilgili olarak Mamak Belediye Başkanlığı’ndan hiçbir hak talep edemez.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, işçilik alacakları alt işveren (yüklenici) tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ve diğer belgeler ile teknik şartnamenin yukarıda açıklanan maddesi hükmüne göre, davacı alt işveren nezdinde fiilen çalışan işçilere yapılan işçilik alacakları ile ilgili ödemelerden davacı alt işverenin sorumlu olduğu ve davalı asıl işveren belediyeden bu yönde herhangi bir hak talep edilemeyeceği kararlaştırıldığı anlaşılmakla, sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 235,21-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 154,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim ….
E-imzalıdır