Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/674 E. 2022/75 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/674 Esas – 2022/75
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/674 Esas
KARAR NO : 2022/75

HAKİM :…..
KATİP : ….

DAVACI :…..

DAVALI :…..

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/09/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası tarafından ihalesi yapılan 2013/165739 ihale kayıt numaralı …Atıksu Arıtma Tesisi ve Kollektör Hattı İnşaatı işinin yapımını üstlendiğini, idare tarafından 05/11/2014 tarihinde yer tesliminin yapılması ile işin yapımına başlanıldığını, müvekkilinin üstlenmiş olduğu işi gereği gibi yaptığını ve 14 hak ediş raporu düzenlediğini, geçici kabulün idare tarafından 16/03/2017 tarihinde yapılarak tesis devreye alındığını, müvekkili ile idare arasında yapılan sözleşmede geçici kabulün yapılmasından sonra tesisin 12 ay süre ile yüklenici tarafından işletileceğinin kararlaştırıldığını, bakım döneminin sona ermesi ile birlikte 26/04/2018 tarihinde idareye kesin kabul başvurusunda bulunduğunu, görevli heyet 03/05/2018 tarihinde yerinde inceleme yaparak işin sözleşme ve eklerine uygun olarak yapıldığını, ve herhangi bir eksiklik bulunmadığının tespit edildiğini, kesin kabul işlemleri devam ederken 05/05/2018 tarihindeki şiddetli yağış nedeniyle işin yapıldığı bölgede sel meydana geldiğini, müvekkili tarafından 13/12/2016 tarihinde idareye işin yapılacağı yerin dere yatağı olduğunun belirtildiğini yağışlardan dolayı işin yapıldığı yere su gidişinin olduğu ve gerekli önlemlerin alınmaması halinde tesisin zarar göreceğinin belirtildiğini , buna rağmen idare tarafından hiç bir önlemin alınmadığını , davalı tarafın meydana gelen selden doğan zarardan ihale mevzuatı uyarınca yüklenicinin sorumlu olduğunu belirttiği ancak sel olayının meydana geldiği bölgenin ihale konusu iş için uygun olduğuna karar veren tarafın davalı idare olduğunu idarece sözleşmeye konu işin yapımı için ihaleye çıkılmadan önce gerekli inceleme ve tetkikler yapıldığını ve işin yapılacağı yerin konumunun tespit edilerek ihalesinin yapıldığını, buna rağmen gecikme cezası uygulanmasının hukuken hatalı olduğunu, bu nedenlerle idarece teminat mektubunun irat kaydedilmesi sonucu müvekkile ödenmesi gereken bedellerin de ödenmediğini belirterek 483.000 TL işleyecek avans faizi ile birlikte davalından alınarak müvekkiline ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava şartı olan arabuluculuk süreci tüketilmeden davanın açıldığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, davacı şirketin ihale konusu tesisi zamanında ve eksiksiz olarak teslim etmemesinde müvekkili bankanın hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını, kesin hesaplarının yapıldığı sürece yüklenici veya vekilinin katılmamış ve kesin hesaba süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunu, yüklenici tarafından 15 numaralı hak ediş raporuna konulan ihtirazı kaydında geçerli olmadığını, işe başlama tarihinden kesin kabul tarihine kadar her türlü zarardan yüklenici sorumlu olduğundan doğabilecek her türlü zarara karşı geçici kabul tarihine kadar geçici kabul tarihinden kesin kabul tarihine kadar da bakım devresi teminatını içeren sigorta yaptırmak zorunda olduğunu, hasar tespit edildikten sonra mevzuata ve usulüne uygun şekilde davalı banka tarafından yükleniciye gerekli ek süre hatta ek süreler verildiğini, müvekkili bankanın usul ve yasaya uygun olarak vermiş olduğu ek sürelerde tesisteki eksikliklerin tamamlanmadığını, kesin kabul tutanağının davacı tarafından belirtildiği gibi kesin kabul işlemlerinin tamamlanmasına müteakip 22/02/2019 tarihinde düzenlendiğini ve kesin kabul komisyonunca tespit edilen eksikliklerin yükleniciye tebliğ edildiğini, tüm bu açıklamalar gereğince uygulanan cezai şartın tüm mevzuat hükümlerine ve usulüne uygun olduğunu, ilgili ihale sürecinde tesis yapım ve işletim süreçlerinde müvekkili bankanın hiçbir kusur, hata ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, haksız yere irat kaydedilen teminat mektubu sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil Banka tarafından ihalesi yapılan 2013/165739 İhale kayıt numaralı Bozova (Şanlıurfa) Atıksu Arıtma Tesisi ve Kollektör Hattı İnşaat işinin yapımını üstlendiklerini, iş bu yapım işinin 16/03/2017 tarihinde müvekkil Banka tarafından geçici kabulünün yapıldığını, geçici kabulden sonra tesisin 12 ay boyunca davacı şirket tarafından işletildiğini, 12 aylık sürecin sonunda 26/04/2018 tarihinde müvekkil Bankaya kesin kabul başvurusunda bulunulduğunu, 03/05/2018 tarihinde müvekkil banka tarafından gönderilen heyetçe yerinde inceleme yapıldığı ve henüz kesin kabul kararı verilmeden 05/05/2018 tarihinde bölgedeki yoğun yağış nedeni ile sel meydana geldiği, meydana gelen sel nedeni ile işin süresinde teslim edilemediği ve müvekkil banka tarafından davacı şirkete gecikme cezası uygulandığı, uygulanan gecikme cezasının hatalı olduğu belirtilerek 483.000 TL gecikme cezasının avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde özetle; davanın arabuluculuk şartının yerine gelmediği gerekçesiyle usulden ve cevap dilekçesinde belirttiği diğer nedenler dolayısıyla ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda; 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’ ya 5/A maddesi olarak eklenen madde hükmü gereğince; TTK’ nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2 maddesi gereğince davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, davacı tarafça arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmediği, iş bu dava bakımından arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesi içeriğine göre davadan önce arabulucuya başvurulmadığının anlaşıldığı, bu şeklide 6102 sayılı TTK’nun 5/a meddisinde düzenlenen dava şartının yerine gelmediği anlaşılmakla 6325 sayılı kanunun 18/A -2 maddesi gereğince davanın usulden reddine dair, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın dava şartı (Arabulucuya Başvurma) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.248,44-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 8.167,74-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/02/2022

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim ….
E-imzalıdır