Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/667 E. 2021/737 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/667 Esas – 2021/737
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/667 Esas
KARAR NO : 2021/737

HAKİM : …. ….
KATİP : ….

DAVACI : …..

DAVALI : …..

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 23/03/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinde ….. sayılı …Poliçesi ile sigortalı “…..” adresindeki daire, 26.09.2019 tarihinde, davalının sorumluluğundaki ana temiz su boru hattındaki arıza nedeniyle suların konut içerisine dolması sonucu maddi hasara uğramış olduğunu, davalı kurumun ilgili ekipleri olay sonrasında şebeke borusundaki patlağa müdahale ettiklerini, sigortalı dairenin zarara uğramasını engelleyemediklerini, yaptırılan ekspertiz sonucu müvekkili şirkette sigortalı mahalde 5.869,97 TL tutarında hasar tespit edildiğini, hasar bedelinin sigortalıya 03.10.2019 tarihinde tamamen ödendiğini, su şebekesinin bakım ve onarımında ihmali bulunan davalı, hasarın oluşumuna kusuruyla sebebiyet verdiğini, sigortalı mahalde meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, hasara kusuru ile sebep olan, sorumluluğundaki su şebekesinin bakım ve onarımını sağlamada ihmali bulunan davalı aleyhine Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16290 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapılarak 5.869,97 TL alacağın ve ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 91,19 TL’nin yasal faizin tahsilinin istendiğini, davalının haksız yere borca itiraz etmesi sebebiyle, öncelikle dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk süreci sonucunda anlaşmama tutanağı düzenlendiğinden itirazın iptali davasının açılması zorunlu hale geldiğini, davalının Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16290 E. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazın İ.İ.K.nun 67. maddesi gereğince iptalini, kusur ve hasara ilişkin fazlaya dair talep haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.869,97 TL asıl alacak ve ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyen 91,19 TL yasal faizinin, takip tarihinden itibaren de asıl alacağa işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan rücuen tahsili hususunda takibin devamını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın “…davalı…’nin kusuru nedeniyle patlayarak” meydana geldiğinin ileri sürüldüğünü, davacı tarafın bu iddiasının taraflarınca kabul edilmemekle birlikte dava konusu olay ve iddia, dava dilekçesinde de ikrar edildiği gibi, müvekkili idare açısından “hizmet kusuru” anlamım taşıdığından İdari Yargı’da davanın açılmasının gerektiğini, Başkanlıkları Etimesgut Su ve Kanalizasyon İşletme Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerde söz konusu adrese arıza bildirimi üzerine gidildiğini ve gerekli çalışmalar yapılarak a rızanın giderildiğini, davacı sigorta şirketinin sigorta ettirdiği konutun öncelikle iskân izninin olup olmadığı daha sonra tasdikli imar (mimari ) projesine göre konut olarak kullanılıp kullanılamayacağının tespit edilmesinin gerektiğini, İlgili belediye başkanlığına müzekkere yazılarak iskân izninin ve tasdikli mimari projenin istenmesinin gerektiğini, İskânı olmayan ve tasdikli mimari projeye aykırı olarak kullanılma sonucu meydan gelen hasarda davacının da kusuru oranında sorumlu olacağını, mimari projesinde kömürlük olarak belirtilen yerlerin mesken olarak kullanıldığı, işyeri olarak kullanılan yerlerin ise muhafazasına uygun olmayan depoların kullanılması sonucu birçok hasarın meydana geldiğini, davacı sigorta şirketinin halef olarak talep ettiği miktarın fahiş olduğu ve kabul edilemez nitelikte olduğunu, Ankara 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16290 Esas sayılı dosyasına dayanarak yapılan icra takibine kurumlarınca itiraz edildiğini, hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacı taraf üzerinde bırakılmasın karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLER:
Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2019/16290 E. Sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 23/03/2021 tarih ve 2020/194 E. 2021/182 K. Sayılı kararı ile; davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM …… Hukuk Dairesi’nin 07/10/2021 tarih ve 2021/1613 – 1407 E. K. Sayılı kararı ile ;”HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, konut sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında, “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur,. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı sigorta şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., …. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Davanın dayanağını teşkil eden “…Poliçesi”nin sigortalı …..’a ait apartman dairesi ile ilgili olarak düzenlendiği, ekspertiz raporunda bodrum katta bulunan dairenin konut olarak kullanıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dava dışı sigortalıya halef olarak davalıya açılan dava, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi sigortalının tacir sıfatı bulunmadığından her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de bulunmamaktadır.Bu durumda İlk derece Mahkemesince, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözönünde bulundurulup 6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ve HMK’nın 353/(1).a-3. maddesinde mahkemenin görevli olmamasının kararın kaldırılması nedeni olarak düzenlenmiş olması karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM : :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nin 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca, Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.03.2021 tarih ve 2020/194 E., 2021/182 K. sayılı kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilen dosya, yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın konut sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemli olduğu, buna göre dava dışı sigortalıya halef olarak davalıya karşı açılan davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi sigortalının tacir sıfatı bulunmadığından her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinin de bulunmadığı, bu nedenle işbu uyuşmazlık bakımından mahkememizin görevli olmadığı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın dava şartı (Görev) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından karara BAĞLANMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim…..
E-imzalıdır