Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/609 Esas – 2022/897
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
…
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/609 Esas
KARAR NO : 2022/897
HAKİM : …
KATİP :….
DAVACI …
DAVALI :…
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 24/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … tarafından keşide edilerek müvekkili firma tarafından tahsile konulan 30/11/2018 keşide tarihli 36.000,00 TL bedelli E3-2244366 seri nolu çekin (Niğde Şubesi) karşılığı çıkmadığını, çekle ilgili yapılan takibin semeresiz kaldığını, davalı bankanın Çek Kanunu kapsamında çek hesabı açarken göstermesi gereken özeni ve dikkati göstermediğini, davalı bankanın sorumluluğunun 5941 sayılı Çek Kanuna dayandığını, bankanın kredi talep eden her müşteri hakkında yaptığı gibi çek karnesi talep eden müşteri hakkında da istihbarat yapması, müşterinin ödeme gücünü ölçmesi ve çek hesabı açılırken alınması gerekli belgelerin doğruluk ve sıhhatini kontrol etmesi gerektiğini, çek hesabı açılarak çek defteri teslim edilmesinin aynı zamanda müşteriye tesis edilen gayrinakdi kredi olduğunu, davalı bankanın, dava dışı borçlu şirket ve ortakları hakkında gerekli araştırmayı yapmayarak özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dava dışı borçlu şirkete çek karnesi verirken henüz gelmemiş ödenmeyen çok sayıda çeki olduğu halde çek karnesi verdiğini, şirket ortaklarının TCMB’dan karşılıksız çek kaydı bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, şirket ve ortakları hakkında icra takipleri olup olmadığının, şirketin ve ortaklarının Vergi ve SGK borçlarının araştırılmadığını, şirket ve ortakları adına Müşteri İstihbarat Sorgulama Ekranından karşılıksız çek, protestolu senet ve kanuni takip işlemi olup olmadığının sorgulanmadığını, açıklanan nedenlere; fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK m.107 hükmü gereğince arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin öncelikle çekin karşılıksız çıktığı (zararın doğduğu) tarihten itibaren, bu talep Sayın Mahkemece kabul görmez ise dava tarihinden itibaren 3095 sk m.2/2’ye göre işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı Denizbank A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın tüm talepler bakımından reddi gerektiğini, davacının belirsiz alacak davasında hukuki yararı bulunmadığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, dikkat ve özen yükümlülüğünü gereği gibi yerine getiren davalı bankaya kusur atfedilemeyeceğini, davacı tarafın iddialarının aksine; müvekkili banka tarafından dava dışı …’a çek karnesi verilmesi hususunda mevzuat ve Uluslararası Bankacılık kurallarından doğan azami düzeyde dikkat ve özen yükümlülüğü yerine getirildiğini, gerekli araştırmaları yapmış olan ve TTK 18/2. Maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi davranmış olan davalı bankaya sorumluluk atfedilemeyeceğini, müvekkili Banka tarafından çek karnesi talebi üzerine gerekli araştırmaların yapıldığını, somut olayda; dava dışı …’ın davacı Banka’ya çek karnesi hususunda başvuruda bulunduğunu, kişi hakkında adli sicil kaydı temin edildiğini, dilekçe ekinde sunulduğunu, müteakiben dava dışı …’a çek karnesi ürün bilgi formu tevdi edildiğini, ilgili evrakta çekin ödenmesi bakımından tahsilat şekillerinin belirlendiğini, davacı yanın her ne kadar yeterli ve gerekli araştırma yapılmadığını ve ilgilinin çok sayıda ödenmeyen çeki olduğunu iddia etmiş ise de dilekçe ekinde sunulan çek raporundan da anlaşılacağı üzere dava dışı şahsa 2 farklı banka tarafından( Yapı Kredi ve …Bankası) çek defteri verilmiş olduğunu, dava dışı şahsın o döneme kadar keşide etmiş olduğu çeklere ilişkin ticari güvensizlik ortaya çıkartacak bir durumunun bulunmadığının görülebileceğini, dava dışı şahsın toplamda 43 adet çeki ibrazında ödediğini, toplamda 720.140-TL tutarında ödeme yapıldığını, dava dışı …’ın çek endeks puanının 1000 olduğunu, Çek Endeksinin geçmiş çek ödeme performansını sayısal olarak gösteren bir değer ve çek ödeme alışkanlıkları hakkındaki en geçerli veri olduğunu, dava dışı keşidecinin ibraz edilmiş olduğu halde ödenmemiş çeki bulunmadığının KKB kayıtlarında görüleceğini, davacı tarafın beyanlarının aksine, müvekkili banka tarafından dava dışı şahsın çek karnesi talebi doğrultusunda gerekli dikkat ve özen doğrultusunda araştırma yapıldığını, dava dışı şahsın yerleşik uygulama doğrultusunda çek defteri almak için gerekli şartları sağladığının anlaşılması üzerine talebinin uygun görüldüğünü, aksi bir durumun varlığını ispat yükünün davacı tarafın üzerinde olduğunu, dava dilekçesinde bu hususu ispata kabil herhangi bir delil ise bulunmadığını, davacının bu aşamadan sonra sunacağı delillere muvafakat etmediklerini, tacir olan davacı şirketin, TTK 18/2.maddesi gereğince ticari işlem ve eylemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olduğunu, bu yükümlülük çerçevesinde davacı şirket yetkililerinin ticari ilişkide bulunduğu şahıslara ilişkin gerekli araştırmayı yapması, borca karşılık kendisine verilen çeklerin sıhhatlerini araştırması gerektiğini, davacı tarafından bu yükümlülüğe uygun davranıldığının ispat edilemediğini, somut olayda kusursuz olduğunu ispat edememiş olan davacı tarafın, kendi kusurundan kaynaklanan zararlardan dolayı davalı Banka’yı sorumlu tutmaya çalışmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın, zararın oluştuğu ve tüm yasal yolların tüketildiği hususlarını ispat edemediğini, gerekli illiyet bağının mevcut olmadığını, davacının haksız faiz taleplerinin reddi gerektiğini, alacak taleplerinin müvekkili banka yönünden dava tarihinden evvel muaccel olduğunun düşünülemeyeceğini, davanın tüm talepler bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
01/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı banka açısından, davalı Denizbank tarafından dava dosyası muhteviyatına Müşteri Çek Karnesi Talep Formu ve/veya varsa eklerinin dava dosyası muhteviyatına sunulmadığı tespitiyle davalı bankaca dava dışı …’a çek karnesi verilmeden önce icra ve takip bulunup bulunmadığı, vergi ve sgk borcu bulunup bulunmadığı, arkası yazılmış çek ve/veya protestolu senetleri bulunup bulunmadığı hususlarını incelediğini/araştırdığını gösterir/belgeler evrak sunulmadığı/sunulamadığı, Sayın Mahkemece müzekkere ile talep edilen varsa Banka Çek Genelgesi, istihbarat notlarının dava dosyası muhteviyatına sunulan CD içeriğinde yer almadığı/sunulmadığı tespitiyle takdir Mahkemeye ait olmak üzere davalı bankanın bu aşamada çek karnesi verirken göstermesi gereken özeni göstermediği, davacı Başaran Isı Sistemleri İnşaat ve Ticaret A.Ş. açısından, davacı Başaran Isı Sistemleri İnşaat ve Ticaret A.Ş.’nin tacir olduğu, tacir sıfatıyla ticari ilişkide bulunduğu, çek karşılığı …yaptığı ve/veya cirolanmak suretiyle alacakları karşılığı kabul ettiği çekler için çek keşidecisi ve çekin cirantaları hakkında istihbarat ve inceleme, piyasa sorgulaması yapmak suretiyle ticari ilişki kurması gerektiği, dava dosyası muhteviyatına sunulan belgeler üzerinde yapılan incelemede, davacı firmanın ticari ilişki kurduğu, ciro yoluyla alacaklarına karşılık aldığı çek keşidecisi ve diğer ciranta (çekin lehdarı) hakkında istihbarat, inceleme ve/veya piyasa sorgulaması yapıldığı hususunda herhangi bir bilgi/belge bulunmadığı/varsa sunulmadığı tespitiyle takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere gereken özeni göstermediği, Mahkemece takdir edilecek davalı bankanın kusur oranının, davacının tahsil edemeyerek zarara uğradığı 2244366 seri numaralı 36.000,00 TL çek bedeli ile çarpımından elde edilecek tutarın davalı banka sorumluluğunda olduğu hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
16/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dosyası muhteviyatına sunulan tüm belgeler incelenmek suretiyle teknik tespitlerde bulunulmuş olup, CD içeriğinde yer alan 04/01/2017 tarihli KKB Çek Raporu üzerinde yapılan incelemeler neticesinde dava dışı …’ın ibraz edilen 43 adet çeki bulunduğu, 43 adet çekin ibrazında ödendiği, ödenen çek tutarları toplamının 720.140,00 TL olduğu, ibraz edilen ilk çek tarihinin 18/08/2015, ibrazında ödenen son çek tarihinin ise 30/12/2016 olduğu, dava dışı …’ın ileri tarihli çeklerine bakıldığında, 1 ay içinde vadesi dolacak 2 adet toplam 65.000,00 TL tutarlı, 3 ay içinde vadesi dolacak 8 adet toplam 280.000,00 TL, 6 ay içinde vadesi dolacak toplam 13 adet toplam 407.000,00 TL, 12 ay içinde vadesi dolacak 17 adet toplam 627.000,00 TL tutarında ileri tarihli çeki bulunduğu, açık ve/veya kapalı çek hesabı olan bankalar bölümünde Türkiye …Bankası A.Ş. ve Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. olmak üzere 2 bankada daha çek çalışması bulunduğu, dava dışı …’ın davalı bankaca çek karnesi verilmeden önce arkası yazılmış çeki bulunmadığı, dolayısıyla da teknik olarak çek karnesi verilmesine engel bir durumu bulunmadığı, ancak kök raporumda detaylı olarak arz ve izah edildiği, kök raporumdan sonraki tarihte itiraz dilekçesi ekinde sunulan belgeler üzerinde yapılan incelemelerde de teknik olarak tespit edildiği üzere, dava dosyası muhteviyatına sunulan tüm evraklar/belgeler üzerinde yapılan incelemelerde; dava dışı …’a ilişkin çek karnesi verilmeden önce icra/haciz/takip bulunup bulunmadığı, vergi ve sgk borcu bulunup bulunmadığı, protestolu senetleri bulunup bulunmadığı hususlarında davalı bankaca araştırma yapıldığını gösterir/belgeler herhangi bir evrak/belgenin sunulmadığı, Banka Çek Genelgesi, dava dışı borçlu şirket ve ortakları hakkında alınmış çek raporları, istihbarat notu, çek karnesi ve varsa sair hesapların ekstreleri, varsa sair diğer bilgi ve belgelerin sunulmadığı tespitiyle, nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere davalı bankanın bu aşamada çek karnesi verirken göstermesi gereken özeni göstermediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 28/11/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 1.000,00 TL dava değerini 17.000,00 TL artırarak toplam 18.000,00-TL’nin öncelikle çekin karşılıksız çıktığı (zararın doğduğu) tarihten itibaren, bu talepleri kabul görmez ise dava tarihinden itibaren 3095 sk m.2/2’ye göre işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Dava, davacının hamili bulunduğu 30/11/2018 keşide tarihli, 36.000 TL bedelli karşılıksız kalan çek nedeniyle oluştuğu iddia olunan maddi zararın davalı bankadan tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı banka tarafından dava dışı …’a çek hesabı açarken, 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2/1 maddesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmediği, çekin karşılıksız çıkması nedeni ile davacının zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise tarafların belirlenecek kusur oranlarına göre davacının davalıdan talep edebileceği alacak miktarı ve davalı yanın usul yönünden itirazlarının(yetki, zamanaşımı, hukuki yarar)yerinde olup olmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalının öncelikle usul yönünden itirazları incelenmiş olup;
Davanın para alacağının tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle davacının kendi ikametgahı mahkemesinde dava açabileceği dikkate alınarak, davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davanın 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alınarak davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiş ve her ne kadar somut davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün değil ise de, davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edildiğinden, davalının hukuki yarar yokluğundan usulden reddi isteminin de reddine karar verilmiştir.
Davanın esası yönünden ise;
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, davalı bankanın keşideci hakkında çek hesabının açılışı sırasında 5941 sayılı Kanun’un ve ilgili mevzuatın gereklerini yerine getirmediğini, yeterli araştırma yapmadan keşideciye çek karnesi verdiğini, çekin karşılığının bulunmadığını, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürmüş, davalı ise tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının kendi kusurunun sonucunu bankaya yükleyemeyeceğini savunmuştur.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 2/1 fıkrası “Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.” hükmünü haizdir.
Bir banka, çek hesabı açarken müşterisinin kimliği, ekonomik durumu ve ikameti v.s konularında gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan çek karnesi vermiş ve çek karşılıksız çıkmış ise çek hesabının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5941 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile mülga 6102 sayılı TTK’nın 18. maddelerinde öngörülen basiret ve itinayı göstermemek suretiyle birinci derecede ve daha ağır bir biçimde kusurlu olduğunun ve bu davranışının sonuçlarına katlanması gerektiğinin kabulü icap eder. Çekin hamili de ticari ilişkide bulunduğu kişilerin ekonomik durumu ve ödeme kabiliyetini araştırıp sonucuna göre ilişki kurmak, bu suretle özenli davranmak durumundadır. Ayrıca, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, karşılıksız çek için davacının evvela kendi akidinden alacağını tahsil yoluna gitmesi, tahsil edememesi halinde davalı bankaya müracaat etmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı tarafından dava dışı çek keşidecisi hakkında … 1.İcra Müdürlüğü’nün 2018/15156 sayılı dosyası ile takip başlatılmış, talimat yoluyla Niğde İcra Müdürlüğü’nün 2022/497 Talimat sayılı dosya üzerinden düzenlenen haciz tutanakları ile borçlunun haczi kabil malı bulunmadığının tespiti yapılmış ve geçici aciz vesikası niteliğinde olan haciz tutanakları ile icra takibinin sonuçsuz kaldığı anlaşılmış olup, dolayısıyla davacının davalı bankaya müracaat hakkının bulunduğu kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına sunulan KKB belgesi (Çek sorgu raporu) incelendiğinde; dava dışı borçlu …’ın ibraz edilen 43 adet çeki bulunduğu, 43 adet çekin ibrazında ödendiği, ödenen çek tutarları toplamının 720.140,00 TL olduğu, ibraz edilen ilk çek tarihinin 18/08/2015, ibrazında ödenen son çek tarihinin ise 30/12/2016 olduğu, dava dışı …’ın ileri tarihli çeklerine bakıldığında, 1 ay içinde vadesi dolacak 2 adet toplam 65.000,00 TL tutarlı, 3 ay içinde vadesi dolacak 8 adet toplam 280.000,00 TL, 6 ay içinde vadesi dolacak toplam 13 adet toplam 407.000,00 TL, 12 ay içinde vadesi dolacak 17 adet toplam 627.000,00 TL tutarında ileri tarihli çeki bulunduğu, açık ve/veya kapalı çek hesabı olan bankalar bölümünde Türkiye …Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. olmak üzere 2 bankada daha çek çalışması bulunduğu, dava dışı …’ın davalı bankaca çek karnesi verilmeden önce arkası yazılmış çeki bulunmadığı anlaşılmış, bu suretle davalı bankanın çek karnesi verilirken borçlunun yasaklı olup olmadığını gösteren KKB belgesinin (Çek sorgu raporu) sistemden sorgulanmak suretiyle aldığı, bu rapora göre çek keşidecisi gerçek kişinin” çek kullanma yasağının” olmadığının belirlendiği, ancak davalı banka tarafından, dava dışı …’a ilişkin çek karnesi verilmeden önce icra/haciz/takip bulunup bulunmadığı, vergi ve sgk borcu bulunup bulunmadığı, protestolu senetleri bulunup bulunmadığı hususlarında araştırma yapılmadığı, bu suretle çek karnesi verilen dava dışı borçlunun malvarlığının araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Davalı bankanın çek hesabı açarken ve yasanın, mevzuatın öngördüğü görev ve yükümlülükleri yerine getirirken bu işin gerektirdiği basiret ve özeni göstermesi gerekir. Bu anlamda, somut olayda davalı bankanın müşterisi ile yeterli ve zorunlu bir süre çalışmadan, işlem profilini ve kapasitesini öğrenip ticari faaliyetini izlemeden, ayrıca çek hesabı sahibinin malvarlığını araştırmadan, istihbarat çalışması yapmadan, çek sorgulama raporuna dayanarak çek karnesi vermekte kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Öte yandan davacının da, basiretli bir tacir gibi gerekli araştırmayı yapmadan çeki kabul ettiği, dolayısıyla üzerine düşen edimleri gereği gibi ifa etmediği kanaatine varılmakla, somut olayda kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Bu durumda tarafların %50’şer oranda müterafik kusurlu olduklarının tespiti ile bu doğrultuda çek bedeli olan 36.000 TL’nin %50’si oranında(18.000 TL)davalı bankanın sorumlu olduğu kabul edilerek, davanın kabulüne karar verilmiş olup, davanın kısmi dava niteliğinde olduğu dikkate alınarak, 1.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 24/09/2021 tarihinden, bakiye kalan 17.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 28/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE, 18.000,00 TL’nin (1.000,00 TL’sinin dava tarihi olan 24/09/2021 tarihinden, bakiye kalan 17.000,00 TL’sinin ıslah tarihi olan 28/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 1.229,58 TL harçtan peşin ve ıslah harcı adı altında alınan 349,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 879,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 349,62 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.092,05 TL ( ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022
Katip …
¸
Hakim …
¸
YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Masrafı : 224,25 TL
Başvurma Harcı : 59,30 TL
Vekalet Harcı : 8,50 TL