Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/598 E. 2023/237 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/598 Esas – 2023/237
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/598 Esas
KARAR NO : 2023/237

BAŞKAN :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket 29.12.1994 tarihli ticaret sicil gazetesi ile kurulmuş olduğunu, müvekkilinin de kurucu ortaklar arasında olduğunu, şirketin kuruluş ana sözleşmesinin 8. Maddesinde “Sermaye Artırımı” düzenlendiğini, ilgili madde “Sermayenin artırılması için ortakların oy birliği ile verecekleri kararla sözleşmenin değişikliğine başvurmaları gerekir.” şeklinde olduğunu, gerçekten de şirket bu maddeye uygun olarak 14.12.2009 tarihli ticaret sicil ilanı ile sermaye artırımına gittiğini ve bu artırımda ortakların oy birliği ile karar verdikleri ilan edildiğini, ancak ne olmuşsa davaya konu 25.12.2019 tarihli ticaret sicil ilanından görüleceği üzere ana sözleşmeye aykırı olarak oy birliği olmaksızın hatta müvekkilinin hiç katılmadığını ve haberinin bile olmadığı bir genel kurulda sermaye artırım kararı alındığını, davalı şirketin tüm ilanları incelendiğinde şirket ana sözleşmesindeki sermaye artırımı maddesinin tadil edilmediği de görülmekte olduğunu, hukuki işlemin kurucu unsurları eksikse o hukuki işlem yok sayılmakta olduğunu, kararların da kurucu unsurlarının olduğunu, bu unsurlar eksikse o karar yok sayılacağını, bir genel kurulun varlığı ve bir kararı bulunması kurucu unsurları olduğunu, kanunun emrettiği tarzda toplanmadığını veya karar almamışsa o kararın hükmü “yokluk” olmadığını, genel kurul, kanunun öngördüğü tarzda toplanmaz veya karar almazsa, buradaki hükümsüzlük hali de yokluk olduğunu, şeklen bir genel kurul kararı gözükse de karar olmadığını ve doğmamış sayılacağını, şayet genel kurulda müvekkilinin adına bir imza atıldıysa bu imza sahte bir imza olduğunu, bu durumda yokluk hali geçerli olacağını,
müvekkilinin böyle bir genel kuruldan haberi bulunmadığını, belirtilen yokluk halinden ayrıca genel kurulun toplanması için gerekli olan çağrı usullerinden ya da çağrısız genel kuruldan da müvekkilinin haberi olmadığını, ayrıca müvekkilinin ne bu genel kurula katıldığını ne de kararı haricen imzaladığını, şayet müvekkilinin adına imza atıldıysa da atılan imza müvekkilinin eli ürünü olmadığını, muhtemelen ortaklar ya da müdür tarafından atıldığını, bu durumun şirket defter ve belgeleri mahkemece celp edildiğinde ortaya çıkacağını, ancak ortada olan bir durum, genel kurul ilan prosedürlerinin uygulanmadığını, sermaye artırımında müvekkilinin rüçhan hakkının hiçe sayılmış olduğunu ve müvekkilinin dürüstlük kurallarına aykırı olarak sermaye borcu altına sokulduğunu, hukuka aykırı olan genel kurul kararı sonucunda; şirketin sermayesinin 8.000.000,00-TL.’ye çıkarıldığını, diğer taraftan, artırılan sermaye bir kısmı eski yıllardan beri dağıtılmayan kar paylarından karşılandığını, bir kısmı ise ortaklar tarafından taahhüt edilmiş olarak belirtildiğini, müvekkiline çağrılı genel kurulun şartları olarak bulunması gereken davete dair hiç bir bildirim yapılmadığını, genel kurulun ilanı prosedürlerine uyulmadığını, diğer taraftan çağrısız genel kurul şartlarına da uyulmadığını, müvekkilinin böyle bir genel kuruldan haberi dahi olmadığını, izah olunduğu ve davalı şirket defterlerinden de görüleceği üzere genel kurula hazırlık için gerekli prosedürler hukuka uygun olarak uygulanmadığını, şirket ana sözleşmesinde sermaye artırımı için oy birliği şartı olmasına rağmen oy birliği ile alınmayan genel kurul kararının ve sermaye artırımının yok hükmünde olduğunun tespitine, şirket genel kurulun ve sermaye artırımı kararının yok hükmünde olduğunun tespitine dair talebinin kabul görmemesi halinde ve müvekkilinin katılımı olmaksızın genel kurul yapılmış olması durumunda genel kurul toplanma ve karar şartlarına aykırı olan, müvekkilinin rüçhan hakkını kısıtlayarak, dürüstlük kurallarına aykırı olarak müvekkilini borçlandıran genel kurul kararının ve sermaye artırımı kararının iptaline telafisi imkansız zararlar doğacağı muhakkak olduğundan sermaye artırımı kararı yönünden ihtiyati tedbir kararı verilerek sermaye artırımı kararının dava sonuna kadar uygulanmamasına ve bu durumun ticaret sicil gazetesinde ilanına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı yan uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili duruşmadaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, limited şirket genel kurul kararının yokluğunun tespiti ve iptali talebine ilişkindir.
Davacı, davalı şirketin ortağı olup, davalı şirketin 12/12/2019 tarihinde alınan sermaye arttırımına ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali talebiyle dava açmıştır.
Davalı şirketin 12/12/2019 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararla 1.000.000,00 TL olan sermayenin 800.000.000,00 TL’ye arttırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, iptali talep edilen genel kurul tutanağındaki imzanın ve sermaye arttırımına ilişkin ana sözleşme tadil tasarısındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında bulunduğundan mahkememizce imza incelemesi için deliller toplanarak grafolog bilirkişiden 08/08/2022 tarihli kök ve 17/10/2022, 08/12/2022 tarihli ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişi 17/10/2022 tarihli raporda; 12/12/2019 tarihli 30 nolu genel kurul kararındaki davacıya atfen bulunan imzanın davacının elinden çıkmış olduğunu, 08/12/2022 tarihli ek raporda da tadil tasarısındaki davacı ismi altında bulunan imzanın davacının elinden çıkmış olduğunu bildirmiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/36159 Soruşturma sayılı dosyasındaki imza incelemesine ilişkin belgenin dava konusu belgelerle ilgili olmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillerden, her ne kadar davacı tarafça davalı şirketin sermayesinin arttırılmasına ilişkin 12/12/2019 tarihli genel kurul karar tutanağı ve tadil tasarısındaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla dava açılmış ise de, yapılan bilirkişi incelemesinde genel kurul tutanağı ve tadil tasarısındaki imzanın davacı eli ürünü olduğunun belirlendiği, sermaye arttırmaya ilişkin kararın ana sözleşme 8. Maddesi doğrultusunda oy birliği ile alınmış olması nedeniyle yokluk veya iptal halinin mevcut olmadığı, davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/04/2023

Başkan ….
Katip ….
e-imzalıdır