Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/568 E. 2022/131 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/568 Esas – 2022/131
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/568 Esas
KARAR NO : 2022/131

BAŞKAN :…
KATİP : …

DAVACI :…..

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin başvurusu üzerine mahkememizin 2018/840 Esas sayılı dosyasında 04/11/2020 tarihinde konkordatosunun tasdikine karar verildiğini, müvekkili bankanın projede o tarihte likit alacaklarının kabul edilip, gayri nakdi kredilerine ilişkin alacaklarının kabul edilmediğini, projenin tasdikinden sonra davalı firmanın kötü niyetli olarak elindeki işleri bitirmeyerek, iş veren …Bakanlığı ve … Bakanlığı’ndaki gayri nakdi teminat mektuplarının nakde dönmesine sebep olduğunu, … Bakanlığı ve …Bakanlığı’nın başvurusu üzerine toplam 3.431.000,00 TL teminat mektuplarından dolayı ilgili kurumlara ödeme yapıldığını, davalının gerekçeli kararda yer alan 20/06/2021 tarihli yükümlülüğünü yerine getirmediğini, proje kapsamında ilk taksiti bile ödeyemeyen borçlunun fazladan 3.431.000,00 TL’yi ödeyebilecek olmasının beklenemeyeceğini, davalının borçlarının toplamda 2.025.000,00 TL miktarla 3 adet taşınmazla ipotek altında olduğunu, bankanın durumunun nakde dönen teminat mektubu kadar ağırlaştığını, davalının projeyi kötü niyetle hazırlayarak muaccel olan ve henüz nakde dönmemiş borçlarını projenin dışında tutarak mahkemeyi ve dolayısıyla nisaplara olan etkilerinden dolayı hem bankayı hem de tüm alacaklıları yanılttığını, borçlunun kötü niyetle davranarak gayri nakdi borçlarını nakde çevirerek muaccel hale getirdiğini ve alacaklı bankayı büyük zarara uğrattığını, borçlunun kötü niyetli olması nedeniyle konkordatonun tamamen feshi gerektiğini, borçlunun hareketinin iyi niyetli olduğuna kanaat getirilir ve konkordatonun tamamen feshine karar verilmez ise projeye uygun olarak 20/06/2021 tarihinde hiçbir ödeme yapılmadığı için konkordatonun müvekkili açısından kısmen feshini talep ettiklerini belirtmiş ve konkordatonun öncelikle İİK 308/f uyarınca tamamen feshi, mahkeme aksi kanaate ise 308/e maddesi uyarınca müvekkili yönünden kısmen feshine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının konkordato projesine konu alacaklarının müvekkili şirkete ait taşınmazlar üzerine tesis edilen ipotekler ile teminat altına alındığını, davacının davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, ayrıca Ankara … AHM’nin 2020/653 ve .. AHM’nin 2021/279 Esas sayılı dosyalarında eser sözleşmesinin haksız feshi ile bu kapsamda alacak taleplerine ilişkin açılan davaların bekletici mesele yapılması gerektiğini, esas yönünden teminat mektuplarına konu işlerin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmesi nedeniyle dava konusu olduğunu, haksız fesih nedeniyle uğranılan zararın tazmini için müvekkili tarafından dava açıldığını, …Bakanlığı ve … Bakanlığı tarafından sözleşmelerin haksız olarak feshedildiğini, huzurdaki uyuşmazlık kapsamında müvekkilinin kötü niyetinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tek başına kötü niyet göstergesi olmadığını belirtmiş ve dilekçede bildirdiği diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK 308/f maddesi gereğince konkordatonun tamamen feshi, terditli olarak 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshi talebine ilişkindir.
Davalı şirket tarafından mahkememizin 2018/840 Esas sayılı dosyasında açılan konkordato geçici ve kesin mühleti verilmesi ve konkordatonun tasdikine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkememizce 04/11/2020 tarih 2018/840 Esas 2020/605 Karar sayılı kararla konkordatonun tasdikine, konkordatoya tabi alacakların 20/06/2021 tarihinden başlamak üzere 3 ayda 1 10 eşit taksit halinde ödenmesine karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce 25/02/2021 tarih 2021/54 Esas 2021/304 Karar sayılı kararla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 01/11/2021 tarih 2021/24 Esas 2021/1099 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 2018/840 Esas sayılı dosyaya sunulan raporlar ve belgeler, taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları ve dosyadaki belgelerden konkordato yargılamasında davacı bankanın 1.738.143,49 TL alacağının kabul edildiği ve söz konusu alacağın konkordato borçlusu şirketin mallarının ipotek verilmesi suretiyle teminat altına alındığı, tasdik tarihinden sonra …Bakanlığı tarafından 1.250.000,00 TL, … Bakanlığı tarafından 2.181.000,00 TL’lik teminat mektuplarının nakde çevrildiği anlaşılmıştır.
Konkordato projesinde kabul edilen davacının 1.738.143,49 TL alacağının ipotekli olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak davacı taraf sonradan nakde dönen teminat mektubu bedelleri nedeniyle ipotek bedelini aşan alacaklarının bulunduğu iddiasında bulunmaktadır.
Her ne kadar davacı taraf, tasdik tarihinden sonra nakde dönen teminat mektubu bedelleri nedeniyle alacağın ipotek bedelini aştığı ve rehinle temin edilmeyen alacaklarının mevcut olduğunu iddia etmiş ise de, teminat mektuplarının tasdik tarihinden sonra nakde dönmüş olması nedeniyle bundan doğan alacağın, konkordatoya tabi alacak haline getirmeyeceği, zira İİK 308/c maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun sadece talep tarihinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğu, tasdik tarihiden sonra doğan alacaklar için konkordatonun mecbur olmadığı, bu nedenle konkordatodan önce doğan davacının 1.738.143,49 TL’lik nakdi alacağının mevcut olduğu ve bu alacağın da rehinli olması nedeniyle konkordatoya tabi olmadığı, gerek mühlet gerekse tasdik tarihinden sonra doğan alacakların konkordatoya tabi olmaması nedeniyle davacının konkordatoya tabi alacağının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Konkordatonun kısmen feshi, 2004 sayılı İcra ve İflas kanunun 308/e maddesinde ” Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.
Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. “, şeklinde, konkordatonun tamamen feshi de aynı kanunun 308/f maddesinde ” Her alacaklı, kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun feshini tasdik kararını vermiş olan mahkemeden isteyebilir.
Konkordatonun tamamen feshi kararı kesinleştiğinde durum 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.
308 inci madde hükmü bu hâlde de uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafça öncelikle konkordatonun tamamen feshi talep edildiğinden ilk önce bu yönde değerlendirme yapılmıştır.
Davacı taraf tamamen fesih talebi yönünden gerekçesini, davacının projeyi kötü niyetle hazırlayarak muaccel olan ve henüz nakde dönmemiş borçlarını proje dışında tutarak mahkemeyi ve alacaklıları yanıltmasını ve tasdik tarihinden sonra işlerini kötü niyetli olarak bitirmeyerek teminat mektuplarının nakde dönmesine sebep olmasını göstermiştir.
İİK 308/f maddesine göre konkordatonun tamamen feshini her alacaklı isteyebilir. Ancak doktrinde rehinli alacaklılar ile bir malın aynından doğan amme alacaklıları ve imtiyazlı alacakların konkordatoyu feshettirmekte hukuki yararlarının bulunmadığı görüşü savunulmuştur. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 1526, Ankara, 2013)
Yukarıda açıklandığı üzere davacının konkordato yargılamasında mevcut olan nakdi 1.738.143,49 TL alacağının rehinli alacak niteliğinde olduğu, İİK 308/c maddesi gereğince söz konusu alacağın konkordatoya tabi olmadığı, bu nedenle bu alacak miktarı yönünden davacının konkordatoyu tamamen feshettirmekte hukuki yararının bulunmadığı, zira konkordato projesine tabii olmaksızın rehinli alacağının takip ve tahsilde tasdik kararından sonra (somut olayda mahkememizin tasdik kararının 8 nolu bendi gereğince İİK 307 maddesi gereğince 1 yıllık süre geçtikten sonra) herhangi bir engelin bulunmadığı, konkordatonun tamamen feshi talebinin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Konkordatonun tamamen feshi için gerekçe olarak gösterilen, konkordato projesinde gayri nakdi alacakların proje dışında tutulmasının, yani borçlu tarafından alacağın bir kısmının kabul edilmemesinin, konkordatonun tasdikinin kötü niyetle yapıldığına sebep teşkil etmeyeceği, zira borçlu tarafından alacağın bir kısmı veya tamamı kabul edilmediğinde çekişmeli hale gelecek alacak için alacaklının İİK 302/6 maddesi gereğince mahkemeye başvurarak alacağının hesaba katılmasını talep edebileceği ve çekişmeli alacak için esas hakkında dava açarak konkordato kapsamında alacağının tahsilini sağlayabileceği, esasen kabul edilmediği belirtilen gayri nakdi alacağın tazmin edilmediği sürece konkordatonun kabulünde hesaba katılamayacağı, bu yönden davalı tarafından gayri nakdi alacağın kabul edilmemesinin kötü niyetli hareket olarak değerlendirilemeyeceği, tasdik tarihinden sonraki teminat mektuplarının nakde çevrilmesine sebebiyet vermenin de konkordatonun İİK 308/f kapsamında feshi için sebep teşkil etmeyeceği, zira eylemin konkordatonun tasdikinden sonraki döneme ilişkin olduğu, oysa ki fesih için kötü niyetli hareketin konkordatonun tasdikini sağlamaya yönelik olması gerektiği anlaşılmakla esas yönünden de konkordatonun tamamen fesih şartlarının mevcut olmadığı kabul edilmiştir.
Bu nedenlerle konkordatonun tamamen feshi talebinin reddine karar verilmiştir.
Konkordatonun kısmen feshi yönünden yapılan değerlendirmede de, İİK 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshini isteyebilecek alacaklının proje kapsamında kendisine ödeme yapılmayan alacaklı olduğu, yukarıda açıklandığı üzere davacının konkordatoya tabi alacağının bulunmadığı, bu şekilde davacının konkordatonun feshinde hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla, kısmen fesih talebinin de reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar kısa kararda, kanun yolu olarak 2 hafta yazılmış ise de İİK 308/e-2 maddesi gereğince kanun yolunun 10 gün olması nedeniyle kısa karardaki maddi hata HMK 304 maddesi kapsamında düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davacının terditli olarak açtığı konkordatonun tamamen veya kısmen feshine ilişkin davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, karar kesinleştikten sonra talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 10 gün içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022

Başkan…
¸
Katip ….
¸