Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/484 E. 2021/750 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/484 Esas
KARAR NO : 2021/750

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/06/2012
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021

DAVA:Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle, taraflara arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin Alanya … Barajının bitki örtüsünün temizlenmesi ve toprakların şantiye içi nakliyesine ilişkin edimini, şantiyede kurarak 10 aylık süreçte yerine getirerek yapılan iş karşılığı 48.692,70 TL tutarlı faturayı düzenleyerek davalıya 14/11/2008 tarihli ihtarname ile tebliğ ettiğini ancak, haksız olarak iade olunduğunu, ticari ilişkinin sadece bu fatura ile sınırlı olmayıp aynı işe ilişkin iki ayrı fatura daha bulunduğunu, müvekkilinin ticari defterlerinin incelendiğinde taraflar arasındaki farklı ticari ilişkilerin ve alacaklı olduğunun belirlenebileceğini,
Alacağın yapılan uyarılara rağmen ödenmemesi nedeni ile, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeni ile durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
CEVAP:Davalı şirkete usulünce tebligat yapılmasına karşın yargılamaya katılmadığı gibi cevapta vermemiştir.
Vekil aracılığı ile icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde alacağa dayanak gösterilen faturadan ötürü müvekkili şirketin alacaklı görünen şirkete hiçbir borcu yoktur, şeklinde beyanda bulunulmuştur.
GEREKÇE:Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının vermiş olduğunu iddia ettiği hizmet nedeni ile düzenlemiş olduğu fatura bedelinin icraen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara … İcra Dairesinin 2011/1953 esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı (alacaklı) şirket tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 10/10/2008 tarihli 48.692,74 TL bedelli faturaya dayalı olarak 04/03/2009 tarihinde başlatılan ilamsız icra takibinde yetkisizlik kararı sonrasında intikal nedeni ile, Ankara …. İcra Dairesince düzenlenen 2. ödeme emrinin davalı (borçlu) şirkete 21/03/2011 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı (borçlu) şirket vekilince 21/03/2011 tarihinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, mevcut davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Davacı ticari defter ve kayıtları incelenmek sureti ile mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 27/03/2015 tarihli raporda, davacı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmaması nedeni ile sahibi yararına delil olma özelliği taşımadığı, icra takibine konu faturanın davacı kayıtlarında yer aldığı ve söz konusu faturadan ötürü alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekilince, faturaya konu hizmetin verildiğine ilişkin olarak yemin delilene dayanılmış, buna ilişkin davalı şirkete gerekli uyarıyı da içerecek şekilde yemin metni tebliğ edilerek, yeminin ifası istenilmiş ancak yemin için davalı şirket yetkilisi duruşmaya katılmamış olmakla, yeminden kaçınmış sayılmış, davacı tarafça kesin nitelikteki delillerden yemin ile, faturaya konu hizmetin ifa edildiği ve bedelinin ödenmediği kanıtlanmış olmakla davanın kabulü (alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektiren özelliği dikkate alınarak icra inkar tazminat istemi haklı görülmeyerek) kabulü şeklinde 07/12/2017 tarihinde verilen karara karşı,
Davalı şirket vekilince, istinaf kanun yoluna yapılan başvuru üzerine,
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2020/979 Esas, 2021/549 Karar sayılı 01/06/2021 tarihli ilamı ile,
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda;
Dava, taraflar arasında düzenlendiği iddia olunan, konusu ”Alanya Dim Barajı’nın Bitki Örtüsünün Temizlenmesi Ve Toprakların Şantiye İçi Nakliyesi” olan, eser sözleşmesi sebebiyle davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine karşı açılan, edimin sözleşme hükümlerine uygun olarak ifa edilmesi sebebiyle iş bedeline ilişkin olarak düzenlenen 48.690,70 TL’lik faturanın tahsili amacıyla davalı iş sahibine karşı yapılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı ve inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Davalıya icra müdürlüğünce tebligat yapılan adresine dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği, yine davalı adına aynı adrese ön inceleme duruşma gününü bildiren tebligatın çıkarıldığı, bu tebligatın bila tebliğ iade gelmesi üzerine mahkemece aynı adrese bundan sonraki tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğinin sağlanarak yargılamanın sonuçlandırıldığı ve yapılan yargılama sonucunda davacı tarafın, faturaya konu hizmetin davalıya verildiğine ilişkin olarak yemin deliline dayanmış olduğu ve mahkemece yapılan uyarı üzerine yemin teklif hakkını kullanmak istediğini beyan ettiği, davalı şirkete yemini eda etmesi için aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca meşruhatlı yemin davetiyesi çıkarıldığı ve davalı tarafın yemini eda etmek üzere duruşmaya katılmadığı anlaşıldığından mahkemece davalının yeminden kaçınmış sayıldığı, buna göre davacının davasını kesin delillerden olan yemin delili ile ispatladığı kabul edilerek davanın kabulüne, davalının 48.692,70 TL’lik asıl alacağa yaptığı itirazın iptaline, takibin 04/03/2009 tarihli takip talepnamesindeki koşullar ile devamına, koşulları oluşmayan inkar tazminatı isteminin reddine dair karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, dava dilekçesinin dilekçede gösterilen davalı adresine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış, bunun üzerine mahkemece aynı adrese ön inceleme duruşma gününü bildiren davetiye çıkarılmış, bu tebligatın iade edildiği ve tebligat mazbatasında ” Muhattabın gösterilen adreste tanınmadığı ” şerhi verilmiş olmasına rağmen, davalı yüklenici şirket olan …nin adresi usulünce araştırılmadan, ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden şirketin tebliğata yarar adresini ve şirketin faal olup olmadığı sorulmadan ön inceleme davetiyesi ile bundan sonra çıkarılan tebligatların davalının ismen tanınmamış olduğu bildirilen bu adrese TK 35. maddesine göre tebliğ edildiği, zabıta marifeti ile yeni adres araştırması yapılmadığı, mahallinden ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden yeni adresin sorulmadan 35. göre yapılan tebliğatların usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı iş sahibi şirketin adresi usulünce ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden sorularak, davalının ticari faliyetinin faal olup olmadığı araştırılmalı, Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde, “Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.” hükmü uyarınca davalının limited şirket olduğu gözetilerek bundan sonra yapılacak tebligatların elektronik yolla yapılması ve taraf teşkili usulünce sağlandıktan sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekirken, mahkemece kamu düzenine ilişkin hususlardan olan usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan ve davalının savunma hakkını kısıtlar şekilde yargılama yapılarak hüküm kurulmuş olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir.
Yine kabule göre mahkemece davacıya davasının ispatı zımnında yemin teklifine hakkı bulunduğu kabul edilerek yemin hakkını kullanmak isteyip istemediği konusunda beyanda bulunması için süre verilmiş, davacının, davalıya yemin teklif etmek istediğini beyan etmesi üzerine davalıya ihtaratlı yemin davetiyesi çıkartılmış ve yemin davetiyesinin aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, buna rağmen davalının yemini eda etmek üzere duruşmaya katılmadığı, bu şekilde yeminden kaçındığı ve davacının davasını yemin delili ile ispatladığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 03.03.2017 tarih 2015/2 E. 2017/1 K sayılı kararı gereğince “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller gibi ibarelerin bulunması halinde tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hakimin ispat yükü kendisine düşen tarafa yemin teklifinde bulunma hakkını hatırlatamayacağı” nın belirtildiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun kararında da belirtildiği üzere davacı delil listesi vermemiş, açıkça yemin deliline dayandığını bildirmemiş olduğundan yemin deliline dayandığı gözetilerek usule aykırı olarak davacı tarafından teklif edilen yeminin davalıya eda ettirilmek üzere yemin davetiyesi çıkartılmış olması ve sonucunda da davalının yemini eda etmek üzere duruşmaya katılmadığı, bu sebeple yeminden kaçındığı kabul edilerek davanın yemin kesin delili ile ispatlandığının kabulü de doğru olmamıştır.
Gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizce yeniden taraf teşkili yapılmış, davalı ilk kez yargılamaya katılması nedeniyle, yapılan ön inceleme duruşmasında, davalı vekilince davanın reddi yönünde istemde bulunulmuş ve kendi ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanmadığı ifade edilmiş olmakla,
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları usulünce tutulmadığı için sahibi lehine delil teşkil etmediği ve kaldırma kararının gerekçesine göre yemin deliline dayanamayacağı dikkate alındığında, davacının iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla, davanın reddi cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1- DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 460,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 400,8‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 7.130,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 43,00 TL yargılama giderinin (posta masrafı vs) davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır