Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2022/695 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/478 Esas – 2022/695
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/478 Esas
KARAR NO : 2022/695

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI : ….

VEKİLLERİ….

DAVALI ….

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; müvekkili davacının davalı tarafından … 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/7127 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi ile haksız yere haciz baskısı altında bırakılarak, toplamda 26.330,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, ödeme yaparken menfi tespit ve istirdat davası açma hakkını saklı tuttuğunu, müvekkili şirketin alanında itibarlı bir firma olduğunu, davalının aralarındaki sözleşmeye uygun şekilde hizmet borcunu yerine getirmediği için müvekkili şirketin takip dayanağı fatura nedeniyle borçlu olmadığını, arabululucuk yoluna gittiklerini ancak netice alamadıklarını iddia ederek, haciz baskısı altında yapılan 26.330,00 TL ödemenin, ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkili şirketin iş merkezinin bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından icra dosyasına yapılan tebligata itiraz edilmiş ise de iddiaları kabul anlamına gelmemekle beraber davacının en geç haciz tarihinde tebligattan haberdar olduğunun sabit bulunduğunu, davacının yedi gün içerisinde başvuruda bulunarak dava açması gerektiğini, bu konuda yüksek yargı kararlarının bulunduğunu, davacının iddialarının aksine takip işlemlerinin usulüne ve hukuka uygun gerçekleştirildiğini, davacının iddialarının aksine 28.08.2020 tarihli Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2020/857 Tal. numaralı dosyasındaki haciz tutanağı incelendiğinde, borçlu şirketin adresine gidildiğinin, haciz mahalinde borçlu şirket yetkilisi Hacı Ali Erdin’in hazır bulunduğunun, geliş sebebinin anlatıldığının ve şirket yetkilisinin anladığını beyan ettiğinin, şirket yetkilisinin söz alarak bu borcu kabul ettiği ve ödemek istiyorum dediğinin anlaşıldığını, bu aşamada şirket yetkilisinin borcu açıkça kabul ettiğini, borcu ödemek istediğini söylediğini, dosyaya EFT dekontu ibraz edilmesi üzerine de haciz işlemlerine devam edilmediğini, diğer itirazları kabul anlamına gelmemekle beraber borcu kabul eden ve borcu ödeyen davacının borca itiraz ve istirdat hakkının kalmadığını, açılan davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, yanında kendisini hukuki olarak yol gösteren ve bilgilendiren avukatı varken borcu sahiplenen bir firmanın daha sonra istirdat davası açmasının usulen mümkün olmadığı gibi hukuken korunamayacak bir menfaat olduğunu, borçlunun tüm dosya borcuna itiraz etmediğini, borcu ödediğini, bu aşamada borca itirazın dinlenemeyeceğini, bu nedenle davacının itirazının reddi gerektiğini, davacının alacağı ilişkin itirazlarının mesnetsiz olduğunu, dilekçesinde açıkça alacağa konu faturaları teslim aldığını ve yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini kabul ve ikrar ettiğini, taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, borcu ödediğini ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/734 E.sayılı kararı ile Mahkemenin yetkisizliğine ve dosyanın yetkili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, iş bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvuru yapılması neticesinde; Gaziantep BAM 11.HD’nin 2021/883 E., 2021/1147 K.sayılı ilamı ile,
“Davacı taraf, … 6.İcra Müdürlüğü’nün 2020/7127 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibi nedeniyle ödemiş olduğu paranın istirdatını talep etmektedir.İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. Maddesinde “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Dava konusu somut olayda icra takibinin yapıldığı yer … olduğu gibi, davalının yerleşim yeri de …’dır. Buna göre yetkili mahkeme … Mahkemeleri olup mahkemece davalı vekilinin yetki itirazının kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır,” denilmek suretiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ve dosya Mahkememize tevzi edilmiştir.
… 9. İcra Dairesi’nin 2020/7127 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklının davacı borçlu aleyhine, fatura cari hesap ekstresi ve ticari defter kayıtları dayanak gösterilmek suretiyle 2.950-USD alacağın ( TL karşılığı, 2.950 USD*6,96=20.532,00-TL olarak belirlenerek) tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı borçlu tarafından takibe konu 26.330,00 TL borcun ödendiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf ticari defterlerinin incelendiği 31/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2020 yılı ait defter ve belgeleri ışığında davalı şirketten almış olduğu hizmet karşılığı faturanın ticari defterlerine süresinde kayıt ettiği, ödemesini ise Türkiye Vakıfklar Bankası yaptığı, bu durumda davacı şirketin davalıya borcu bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerinin incelendiği 15/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; mevcut davada, davacı borçlu şirket icra takibine dayanak ve taraflarınca icra baskısı altında ödendiği iddia olunan faturaya konu hizmetin taraflarına verilmediği iddiasına dayalı olarak yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte geri iadesini talep etmekte, davalı alacaklı şirket ise, söz konusu faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, bu nedenle fatura içeriğine itiraz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep ettiğini, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine … 9. İcra Dairesi’nin 2020/7127 esas sayılı dosyasında takibe dayanak yapılan 27.02.2020 tarihli 2.950-USD bedelli e-Arşiv fatura her iki tarafın usulünce tutulmakla sahibi lehine delil olma özelliği taşıyan ticari defterlerinde kayıtlı olup, itiraz olunmaksızın kesinleşen takip sonrasında, davacı borçluya ait malların muhafazası aşamasında 28.08.2020 tarihinde Eft yoluyla takip tarihindeki kur üzerinden, 20.532,00-TL olarak talep edilen asıl alacak ferileri ile birlikte davalı şirkete 26.000,00-TL olarak ödendiği, yapılan ödeme davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ise de söz konusu ödemenin davalının kabulünde olduğu bildirilmiştir.
Dava istirdat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Yine aynı Yasanın 200/1 maddesi gereğince eldeki davanın değer ve miktar itibariyle yazılı belgeyle ispat edilmesi gerekmektedir. Takibe konu faturanın GES Denetim/Danışmanlık hizmet bedeli olarak düzenlendiği belirlenmiştir.
Takibin niteliği itibariyle davalı taraf alıcı olarak davacıya takibe dayanak yaptığı fatura bedeli hizmeti ifa ettiğini yukarıda belirlenen usulde ispat etmelidir. İspat külfeti alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf üzerinde bulunmaktadır. Mahkememizce taraf ticari defterleri yerinde incelenmiş olup, dava ve takibe konu 27/02/2020 tarihli 2.950 USD bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olmakla; basiretli tacir konumunda olan davacı şirketin, takibe konu faturayı ticari defterine işlemek suretiyle, fatura konu hizmetin yerine getirildiğini kabul etmiş sayılacağı, bu suretle ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafın alacaklı olduğunu ispat ettiği, aksine ilişkin yasal delillerin sunulmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 449,66 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 368,96 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2022

Katip…
¸

Hakim….
¸