Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/47 E. 2022/38 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/47 Esas
KARAR NO : 2022/38

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …..

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirketin 456813 no’lu sipariş formunda belirtilen A-23 ve A-21 teknik kodlu eserlerin üretimi için anlaştıklarını, A-23 kodlu eserin birim fiyatının %18 KDV dahil 829,30 EURO 27 adet, A-21 kodlu eserin birim fiyatı %18 KDV dahil 414,65 EURO 52 adet olarak belirlendiğini, eserlerin gerek müvekkili gerekse müvekkilinin hizmet alımı yaptığı dava dışı … Oto. Gıd. İnş. Nak. Paz. San. ve Tic. Ltd.şti. tarafından üretilerek, davalının taşımacılığını yapan sujelere teslim edildiğini, bu kapsamda davalıya toplam 15 adet A-21 ve 44 adet A-23 no’lu eserden teslim edildiğini, davalı tarafından müvekkiline 6.206,80 EURO ödeme yapıldığını, bakiye 36.489,20 EURO alacağın ise ödenmediğini, iş bu alacağın ödenmesi için düzenlenen ihtarnamenin davalıya 22/01/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 7 gün içerisinde ödeme yapılmayarak 29/01/2020 tarihinde temerrüte düşürüldüğünü belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 100 EURO’nun 29/01/2020 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının EURO üzerinden açılan mevduata uyguladıkları yıllık azami faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … markasının Ankara’daki otobüs üretim tesisi olduğunu, müvekkili şirketin otobüs montajında kullanılacak kendisinin üretmediği bazı parçaları tedarikçiden temin ettiğini ya da hammadesini vererek işlemlerini yaptırdığını, dava konusu olayda ise, “Kılıç” olarak tabir edilen metal parçaların hammadde profilleri müvekkilleri şirket tarafından davacıya verilerek, ilgili teknik dokümana göre nihai ürün olarak müvekkiline teslimi işinin davacıya sipariş usulü ile verildiğini, müvekkili tarafından A23 ve A21 kodlu araçlarda kullanılmak üzere Kılıç olarak tabir edilen metal profillerin işlenerek müvekkiline teslimi işi ile ilgili davacıdan 26/08/2019 tarihinde fiyat teklifleri alındığını, 05/09/2019 tarihinde yapılacak işlemleri fiyatlarını ve sevk tarihlerini içeren sipariş formunun yapılacak iş ile ilgili teknik dokümanların davacıya gönderildiğini, sipariş formunda 12/09/2019 tarihinde işlenen profillerin nihai ürün olarak müvekkiline teslimi sevk tarihi olarak belirtildiğini, davacı tarafından henüz kılıçlar üretilmeden ve müvekkiline teslim yapılmadan sipariş formu ile aynı gün 05/09/2019 tarih 022553 no’lu 43.953,11 EURO tutarında fatura tanzim edildiğini, henüz ürünler üretilmeden ve teslim yapılmadan fatura gönderilmesi sonrası müvekkili tarafından işin süreli ve acil bir iş olması nedeniyle faturanın iade edilmeyerek davacının sipariş formunda belirtilen tarihlerde ürünleri işleyip teslim etmesinin iyi niyetli olarak beklendiğini, bu maksatla davacıya üretim yapılacak kılıçlar için gerekli 150 adet hammadenin 38784 no’lu sevk irsaliyesi ile gönderildiğini, ancak 12/09/2019 olarak belirlenen teslim tarihinde ürünlerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, teslim konusunda watsap üzerinden yazışmalar yapıldığını, 24/09/2019 tarihinde ürünlerin halen teslim edilememesi üzerine yapıldığı kadarıyla mevcut üretimin ve daha önce teslim edilen hammaddelerin davacıdan alınarak başka bir üreticiye gönderilmesi ve davacıya sadece ürettiği kısım için 5.260 EURO +KDV tutarında ödeme yapılması konusunda mutabık kalındığını, bu mutabakata bağlı kalınarak davacıya üretmiş olduğu ürünler için 04/10/2019 tarihinde 5.260 EURO ödeme yapıldığını, daha sonra 10/12/2019 tarihinde 946,80 EURO KDV bedelinin davacıya ödendiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete üretim için verilen hammaddelerin yazışmalar sonucu 25/10/2019 tarihinde davacıdan iade alınabildiğini, eksik ürün teslimi nedeniyle davacı şirkete 29/11/2019 tarihli KDV dahil 3.774,11 EURO tutarında ve 16/12/2019 tarihli KDV dahil 33.972,20 EURO tutarındaki iade faturasının kesilerek davacıya gönderildiğini, iade faturaları sonrası müvekkili şirketin ticari defterlerinde davacının hiç bir hak ve alacağının kalmadığını, davacı tarafından 09/01/2020 tarihinde müvekkiline hammaddeler hiç iade edilmemiş ve tüm ürünler sipariş formundaki sürede ve eksiksiz olarak müvekkiline teslim edilmiş gibi 05/09/2019 tarihli fatura esas alınıp iade faturası dikkate alınmadan salt müvekkilini borçlu çıkarmak için müvekkiline cari hesap mutabakatı gönderildiğini, müvekkili tarafından iş bu talebin reddedildiğini, davacı tarafından sözleşmeye konu ürünler teslim edilmeden düzenlenen faturanın tek başına ürünlerin teslimi anlamına gelmediğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davacı tanığı … katıldığı oturumda; ” davacı şirket ticari ilişkilerimin bulunduğu bir şirkettir, sincan organize de bulunan … Lazer isimli firmanın yerinden davalı … .. A.Ş’nin görevlileri dava konusu ürünleri teslim aldı, … A.Ş ‘nin kendi elemanları ürün teslim edilirken bize yardımcı oldular, isim olarak … A.Ş görevlilerini bilmem, … Lazer isimli firmanın personelinin … isimli şahıs olduğunu biliyorum, soyismini bilmem, üretim yaklaşık 6-7 saat sürdü, gece geç saatte malzemenin üretimi bittikçe davalı taraf kamyonlarla ve kendi araçlarla gelip aldılar, ben Mug .. Ltd. Şti. İle … lazer isimli firma arasında aracı oldum, normal şartlarda dava konusu ürünlerin teslimi 2 hafta kadarda sürebilir ancak … isimli firmanın desteği ile ürünler üretildi, yani sonuç olarak davacı şirket … isimli firmaya işi taşeron olarak görevlendirildi, ancak ürünün üretim sayısını adedini bilmem, davalı firmanın yurt dışındaki bir fuardaki işi sebebi ile ürünleri hemen teslim almaları gerektiği ve sıkıştıklarına dair duyum aldım, bu duyumuda o gün ürünler teslim edilirken davalı firma görevlilerinden aldım duydum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamına alınan 28/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Her iki tarafın usulün uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde, davacı şirket tarafından düzenlenen 05.09.2019 tarihli 43.953,11-Euro tutarlı faturanın kayıtlı olduğu tespit edilmiş olup, emtiaların davalı şirkete teslimine ilişkin sevk irsaliyelerin tarihine bakıldığında, düzenlenen faturanın emtianın tesliminden önce düzenlenerek kayıtlara alındığının anlaşıldığı, davacı şirket tarafından düzenlenen 4 adet sevk irsaliyesi içeriği 15 adet A21, 19 adet A23 kodlu ürün olup, bu ürünlerin toplam parasal değeri (15*414,65+19*829,30) 21.976,45-Euro, 10 adet A21 kodlu ürünün teslimine ilişkin düzenlenen 07.09.2019 tarih 26235 no.lu sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında isim ve imza yer almadığını, bu irsaliye içerisinde yer alan ürünün parasal tutarı 4.146,50- Euro, yine dava dışı şirket tarafından düzenlenen 13.09.2019 tarih 20339 no’lu sevk irsaliyesi ile Hüseyin Süzer’e teslim edilen 25 adet A23 kodlu ürünün parasal değeri 20.723,50-Euro olduğu, sayın mahkemece, sevk irsaliyelerinde ismi bulunan şahısların davalı adına ürün teslim almaya yetkili olduğunun kabulü halinde ve yine teslim alan kısmında isim, imza bulunmayan sevk irsaliyesi de dahil olmak üzere bütün irsaliyelerdeki ürünün davalıya tesliminin kabulü halinde, her iki tarafın kabulünde olan davalı şirket ödemesi 6.206,80-Euro’nun teslim edilen ürün tutarından mahsubu sonrasında davacı şirket, davalı şirketten (42.708,95-6.206,80=)36.502,15- Euro alacaklı olacağı, teslim alan kısmında isim ve imza bulunmayan sevk irsaliyesi içeriği ürünün davalıya teslim edilmediği, diğer irsaliyelere konu emtianın ise usulünce teslim edildiğinin kabulü halinde, davacı şirket davalı şirketten (36.502,15-4.146,50=) 32.355,65-Euro alacaklı olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava eser sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkin olup; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, eser sözleşmesine konu ürünlerin süresinde teslim edilip edilmediği, edildi ise davacının teslimi gerçekleşen ürün karşılığında bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise tutarı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller ışığında, davacı şirket tarafından düzenlenen 05/09/2019 tarihli 43.953,11 Euro bedelli faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davaya konu faturayı davalı şirket ticari defterlerine kaydetmekle, fatura konu malın davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği, her iki tarafın kabulünde olan 6.206,80 Euro tutarındaki ödeme dışında davalının ödemesi olduğuna dair yasal delil sunulmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davalının ödemesi mahsup edildiğinde bakiye 36.502,15 Euro borçlu olduğu anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak 100,00 Euro’nun davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, davacı yanın ödeme için davalıya gönderdiği taahhütlü mektubun 22/01/2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, ödeme için 7 gün mehil tanındığı, iş bu sürenin bitim tarihi olan 30/01/2020 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek, alacağın 30/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ İLE, 100,00 Euro’nun 30/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 1038,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Masrafı : 170,50 TL
Başvurma Harcı : 59,30 TL
Vekalet Harcı : 8,50 TL