Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/398 E. 2021/593 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/398 Esas
KARAR NO : 2021/593

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2013
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı şirket ile davalı arasında ticari satım olduğu, davalı şirketin müvekkil şirketten patlayıcı madde satın aldığı malların teslim edildiği faturaların düzenlendiği ancak davalının borcunu ödememesi nedeni ile hakkında cari hesap alacağı olan 40.759,56 TL’lik alacak için Ankara… Dairesinde icra takibinde bulundukları, davalı tarafın borca itiraz etmesi üzerine… Müdürlüğünün 2012/17677 esas sayılı dosyada devam eden icranın durduğu itirazın iptal edilerek kötü niyetle borca itiraz eden davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf, cevap dilekçesi sunmamış, davalı şirket temsilcisi duruşmalardaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 26/11/2014 tarih ve 2013/36 E. 2014/643 K. Sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 17/03/2021 tarih ve 2020/2851 E. 2021/2578 K. Sayılı kararı ile ”Davacı vekili, davalının, davacıdan aldığı patlayıcı maddelerin bedelini ödemediğini, cari hesap nedeniyle davalı aleyhine başlatılan takibe, davalının, dava dışı 3. kişilerle yapılan sözleşmenin kendisini bağlamadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, ancak davacının taraf olmadığı sözleşme ilgili hususların sözleşme taraflarıın iç ilişkisine ilişkin olduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmadaki beyanında, taşeron şirket olduklarını, ruhsat sahibi olan Akan Madencilik yerine kendilerinin davalı olarak gösterildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının yasal yevmiye defterlerinin kayıtlarının detaylı tutulmadığı, kayıtların ana hesaplarda takip edildiği, kişi bazında alt hesapların açılmamış olduğu, fatura ve tahsilat kayıtlarının kimlere ait olduğunun takibinin mümkün olmadığı, cari hesaplar yani borçlu ve alacaklıların kimler olduğunun ve tutarlarının ne kadar olduğu gösterilmediğinden yevmiye defterlerinin delil teşkil edemeyeceği, davacı defter kayıt ve belgelerine göre bir alacağının olmadığı, davacının, davalının dava dışı kişi ile ilgili olan taşeron sözleşmesinin tarafı olmadığı, davacının defter ve kayıtlarının davacı lehine delil olarak değerlendirilemeyeceğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı kendi defter ve kayıtlarına dayanarak sözkonusu faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamamış ise de, davalının ödeme emrine dair vermiş olduğu 12.11.2012 tarihli itiraz dilekçesinde “yukarıdaki alacaklı firmadan patlayıcı madde alındığı ve borç miktarı doğrudur” demekle ispat yükünü üzerine aldığı görülmekle mahkemece delillerin takdirinde, ispat yükünün tayininde hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,” gerekçesiyle bozma kararı verilerek mahkememize gönderilen dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına aynen uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın 2004 sayılı İİK’nın 67. maddesi hükümlerine göre açılmış itirazın iptali istemli olduğu, davacı tarafça Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2012/17677 Esas Sayılı dosyası ile davalı taraf aleyhine cari hesap alacağı ve faturaya dayanarak 40.759,56-TL asıl alacak için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, buna ilişkin ödeme emrinin davalıya 05/11/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 7 günlük yasal süre içerisinde 12/11/2012 tarihinde borca itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafça İİK 67. maddesi hükümlerine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 18/01/2013 tarihinde işbu davanın açıldığı, alınan bilirkişi raporu ve Mahkememizce uyma kararı verilen Yargıtay bozma ilamında da belirlendiği üzere, davacı kendi defter ve kayıtlarına dayanak göstererek takibe konu faturalara konu olan malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamamış ise de; davalının ödeme emrine dair vermiş olduğu 12/11/2012 tarihli itiraz dilekçesinde ”Yukarıdaki alacaklı firmadan patlayıcı madde alındığı ve borç miktarı doğrudur” demekle, ispat yükünü davalının kendi üzerine aldığı, bu nedenle fatura bedellerini ispatlama yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, davalı tarafın bu hususu ispatlayamadığı, bu nedenle takibe yönelik itirazının haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kabulüne karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; davaya konu Ankara … İcra Müdürlüğünün 2012/17677 E. Sayılı dosyasına davalı tarafın itirazının İPTALİ ile takibin aynı koşullarda DEVAMINA,
2-Alacağın (40.759,56-TL) % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.784,29-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 492,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.291,89-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 6.098,74-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan 871,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır