Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/396 E. 2022/294 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/396 Esas
KARAR NO : 2022/294

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …

DAVALI : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. ……

DAVALILAR …

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 26/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davalılar aleyhine Ankara… Müdürlüğünün 2021 / 3104 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı … ve … tarafından verilen itiraz dilekçesinde “Müdürlüğünüz esas sayılı dosyasından adımıza yapılan ilamsız takipteki icra ödeme emrini aldık e-tebellüğ ettik. Yasal süresinde bu takibe, takipteki icra ödeme emrine, icra emrindeki yazılı borca, borcun faizine bizim Tarsus-Mersin adresinde yukarıdaki adresimizde ikamet ettiğimizden bu takibe Tarsus ve Mersin icra daireleri yetkili olacağından takibin yetkisine itiraz ediyoruz. İtirazımın nedeni ile adımıza yapılan ilamsız takibin ve icra ödeme emrinin durdurulmasını saygılarımızla arz ederiz” diyerek asıl alacağa, faize ve ferilerine ve yetki itirazında bulunduklarını, yine aynı şekilde diğer borçlu … tarafından verilen itiraz dilekçesinde; “İcra takibi 16.03.2021 tarihinde tarafıma tebliğ edilmiştir. Alacaklı şirkete herhangi bir borcum bulunmamaktadır. Herhangi bir borcum bulunmadığı gibi haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şekilde aleyhime başlatılmış olan takip yetkisiz icra müdürlüğünde yapılmıştır. Tarafımın adresi takip talebinde Kahramankazan-Ankara olarak belirtilmiş ise de takip Ankara İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. Bu nedenle borcun tamamına, ferilerine, faiz oranlarına yetkisiz yerde açılan icra takibine itiraz etmekteyim.” diyerek asıl alacağa, faize ve ferilerine ve yetki itirazında bulunduğunu,
Davalıların yetki itirazlarını kabul etmediklerini, çünkü davalıların kendi yerleşim yeri icra müdürlüklerinin yetkili olduklarını ileri sürmelerine rağmen TTK. 890. maddesinde yer alan; ”Birinci ve İkinci Kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkilidir.” hükmünün açıkça taşıma sözleşmesinin genel hükümleri ile eşya taşıma sözleşmelerinde malın teslim alındığı yer mahkemesinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, ayrıca müvekkilinin alacağının cinsinin para alacağı olduğundan Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcunun alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan davacının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğunu, bu nedenle icra takibinin yetkili Ankara İcra Müdürlüğünde yapıldığını,
Müvekkili ve müvekkili ile aynı yerde bulunan tüm firmaların 2017 yılından bu tarafa tüm nakliye işlerini davalı …’ın bulduğu araçlarla yapıldığını, müvekkilinin de 2017 yılından itibaren nakliye işlerini davalı …’ın bulduğu araçlarla yaptırdığını, davalı ile müvekkili arasında herhangi bir yazılı taşıma sözleşmesi yapılmadan yapıldığını, müvekkili davalı …’ın bulduğu taşıyıcıların ve kendisinin taşıma nedeniyle sigortalı olarak taşıdığını düşünerek taşıma işlerini yaptırdıklarını, ancak işbu kaza nedeniyle taşımanın sigorta yapılmadan yapıldığının ortaya çıktığını,
Müvekkilinin diğer davalıları tanımadığını, davalı …’ın diğer davalı …’e müvekkilinin adresini vererek taşıma işi için müvekkilinin adresine gönderdiğini, diğer davalı … ve eşi …’e ait … plakalı araçla müvekkilinin irsaliyelerinde belirttiği adreslere götürmek için taşıma işini üstlendiğini,
Davalı …’in irsaliye adresi Muratpaşa – Antalya olan adrese Nar ekşili sos, Kumluca – Antalya adresine Nar ekşili sos, Keçi boynuzu özü ve Kepez – Antalya adresine Nar ekşili sos, Keçi boynuzu özü, Celsa çerez tatlısı ve Lokmanzade Ginsengli Ballı karışımı götürmesi gerekirken, güzergahını değiştirdiği, Akseki yolundan Manavgat yoluna giderken 02.03.2021 tarihinde kaza tespit tutanağında görüleceği gibi davalı …’in kusuru ile aracın devrilerek müvekkiline ait taşınan malların kırılarak zararına neden olduğunu,
Müvekkilinin asıl taşıyıcı …’ın bularak müvekkiline gönderdiği …’in taşıma işini üstlendiği iş nedeniyle … nolu fatura (kdv dahil) ile 5.997,24 TL,… nolu fatura (kdv dahil) ile 7.382,88 TL, GIB2021000000013 nolu fatura (kdv dahil) ile 13.501,73 TL ve … nolu fatura (kdv dahil) ile 84.950,21 TL olmak üzere toplam 111.832,06 TL zarar etmesine neden olduklarını,
Davalı …’ın asıl taşıyıcı, davalı …’in fiili taşıyıcı ve …’in de araç sahibi olması nedeniyle TTK. Madde 888 “Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. ” hükmü gereğince müteselsil sorumlu olduklarını,
Müvekkilinin davalıların kusuru ile zarara uğraması nedeniyle alacağını tahsil etmek amacıyla Ankara… Müdürlüğünün 2021/3104 esas sayılı dosyası ile başlattığı takibe davalıların asıl alacak ve ferilerine haksız ve yersiz olarak itiraz ettiklerinden işbu davayı açma gereği doğduğunu belirterek, itirazın iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin 02.03.2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, %20’tan aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalılardan … ve … cevap dilekçesinde özetle; eşinin üzerine kayıtlı kamyonu ile davacının yükünü Antalya iline götürmek üzere diğer davalı nakliyeci komisyoncu olan …’dan Ankara ilinden komisyon ödeyerek bu yükü aldığı ve Antalya iline giderken kaza yaptığını, kendisinin mal sahibi davacı ile şoför olarak hiç bir sözleşmesinin olmadığını, “bu yükü götüreceksin kaza yaparsan ödeyeceksin” diye bir sözleşmesinin olmadığını, diğer davalı nakliyeci …’ın bu yükü verirken kendisinden komisyon alarak hiçbir sözleşme veya bir kağıt imzalatmadığını, sadece bu yükün Antalya iline götürülmesi için malın irsaliyesinin verildiğini, bu yüzden kendisine ve eşine rücu edecek yasal bir dayanağın bulunmadığını, zaten kendilerinin kamyonlarının hurdaya çıktığını, nakliye firması sahibi … ile aralarında hiçbir kasko, sigorta veya sözleşme yapılmadığını, yasal bir işlem yapılmadığını, bu nedenle davanın haksız, dayanaksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Taraflara ait ticari defter ve belgeler, Ankara… Müdürlüğünün 2021/3104 E sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağı için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemlidir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı … arasında sözlü olarak davacıya ait malların taşınması hususunda anlaşma yapıldığını, …’ın ise; müvekkiline ait malları diğer davalılar Ümit ve …’e taşıttırdığını, malların müvekkilinin dava dilekçesindeki adresinden teslim alındığını, ancak taşıma sırasında meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin mallarının hasar gördüğünü belirterek, oluşan hasar nedeniyle taşıyıcı … ve araç maliki … ile fiili taşıyıcı … aleyhine Ankara… Müdürlüğünün 2021/3104 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalıların haksız itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Ümit ve … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının yükünü Antalya iline götürmek üzere diğer davalı nakliyeci – komisyoncu olan …’dan Ankara ilinden komisyon ödeyerek kendilerine ait kamyon ile taşımak üzere teslim aldığını, Antalya iline giderken kazanın meydana geldiğini, davacı ile hiçbir sözleşme ilişkilerinin olmadığını, malın irsaliyesinin verildiğini, bu nedenle davacı ile hiçbir rücu ilişkilerinin olmadığını, kazada kendilerine ait kamyonunda hasar gördüğünü ve hurdaya çıktığını, davacı ile diğer davalı … arasında hiçbir KASKO sigorta veya aralarında sözleşmede imzalanmadığını, davacının haksız olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesi sunmamış ancak 26/10/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı vekili beyanlarında özetle; müvekkilinin sadece komisyonculuk işi yaptığını, müvekkilinin bu olayda taşınacak mal ile taşıyıcı arasında iletişimi sağlayıp köprü olduğunu, davacı ile yazılı bir sözleşme bulunmadığını, diğer davalılar ile de yazılı bir sözleşme olmadığını, meydana gelen zararda müvekkilinin kusuru veya sorumluluğunun olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Buna göre somut olay incelendiğinde; davacı ile davalı … arasında sözlü olarak davacıya ait malların taşınması hususunda taşıma sözleşmesi yapıldığı, …’ın ise; davacıya ait malları diğer davalılar Ümit ve …’e taşıttırdığı, malların davalı … adına kayıtlı olan kamyon ile diğer davalı araç sürücüsü … tarafından davacının Ankara’daki adresinden teslim alındığı, ancak taşıma sırasında meydana gelen trafik kazasında davacının mallarının hasar gördüğü hususlarının ihtilaflı olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; oluşan kaza nedeniyle tarafların kusur durumu, kazada davacıya ait malların hasar görüp görmediği, bundan davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de; TTK’nın 890. Maddesine göre malın teslim alındığı veya teslim için ön görülen yer mahkemesinin de yetkili olduğu, malın Ankara’da teslim alındığının davalılarında kabulünde olduğu anlaşılmakla, yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu, Ankara… Müdürlüğünün 2021/3104 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalılar aleyhine … numaralı 84.950,21-TL bedelli fatura, … numaralı 13.501,73-TL bedelli fatura, … numaralı 7.382,88-TL bedelli fatura, … numaralı 5.997,24-TL bedelli fatura dayanak gösterilerek, asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 111.934,70-TL yönünden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafça İİK 67. Maddesi hükümlerine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflarca ileri sürülen tüm deliller ile tarafların ticari defter ve belgeleri de incelenmek suretiyle rapor düzenlenmek üzere dosya Mali Müşavir bilirkişi Sema Kahramanoğlu ile taşımacılık alanında uzman bilirkişi …’e tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 29/01/2022 tarihli raporda özetle; davacı firmanın zayi olan mallara ilişkin kesmiş olduğu fatura tutarları toplamının 111.832,06-TL olduğu, dava dosyasında taşıma ücretine ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, tazminat hesaplanmasında 6102 sayılı kanunun 880. Maddesi gereği fatura tutarları toplamından taşıma giderlerinin mahsup edilmesi gerektiği, 6102 sayılı kanunun 883. Maddesi gereğince davalıların taşıma ücretini davacıya ödemeleri gerektiğinin belirlendiği görülmüştür.
Davacı vekili, 08/03/2022 tarihli celsedeki imzalı beyanı ile ve ayrıca celse arasında sunduğu 07/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 111.832,70-TL olarak ıslah etmiştir.
Buna göre, davacı taraf ile davalı … arasında davacıya ait malların taşınması hususunda sözlü anlaşma yapıldığı, davalı …’ın da malların Ankara’dan Antalya’ya taşınması hususunda diğer davalılar Ümit ve … ile sözlü anlaşma yaptıkları, davacıya ait malların bu kapsamda davalı … adına kayıtlı kamyon ile diğer davalı sürücü … tarafından taşındığı sırada kamyonun kaza yapması nedeniyle davacıya ait olan malların hasar gördüğü, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere; davacının teslim ettiği malların ziyaından dolayı davalıların TTK’nın 917, 928 ve 929. Maddeleri ile 886, 888. vd. maddeleri hükümleri gereğince oluşan tüm hasardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalıların 6102 sayılı Kanunun 882. Maddesi kapsamında sorumluluk sınırlandırılmasından faydalanamayacağı, buna göre davacı tarafça faturalandırılan toplam 111.832,70-TL yönünden davacının tazminat talep hakkının bulunduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Öte yandan her ne kadar hükümde “davanın kısmen kabulüne” denilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL için dava açtığı, daha sonra ıslah dilekçesi ve yazılı beyanı ile 111.832,06-TL olarak ıslah ettiği, Mahkememizce talebin tümden kabulüne karar verildiği halde hükümde maddi hata sonucunda sehven davanın kısmen kabulü ile 111.832,70-TL üzerinden kabulüne karar verildiği, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 304 vd. Maddeleri gereğince hükümde söz konusu maddi hatanın tashihi yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın KABULÜ ile; davaya konu Ankara… Müdürlüğünün 2021/3104 E. Sayılı dosyasına davalıların itirazının İPTALİ ile; takibin 111.832,06-TL üzerinden DEVAMINA,
2-Alacağın (111.832,06-TL) % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 7.639,29-TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ve ıslah ile alınan 1.739,04-TL olmak üzere toplam 1.798,34-TL mahsubu ile bakiye 5.840,95-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 1.798,34-TL harcın müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerin göre belirlenen 14.574,05-TL vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan 1.811,50-TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
8-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KABULÜNE karar verilmiş olması nedeniyle müştereken ve müteselsilen DAVALILARDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸