Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/355 E. 2021/799 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/355 Esas – 2021/799
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/355 Esas
KARAR NO : 2021/799

HAKİM : …
KATİP : …..

DAVACI : ….
VEKİLİ : …..

DAVALI : ….

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; …Kurumunun 14.06.2007 tarih ve 1224-3 sayılı kararı ile müvekkil şirkete Van ilinde kurulacak olan Muradiye Ayrancılar Hidroelektrik santrali üretim tesisinde 14.06.2017 tarihinden itibaren 49 yıl süreyle üretim faaliyeti göstermek üzere elektrik piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca EÜ/1224-3/870 numaralı üretim lisansı verildiğini, bu kapsamda geçici kabul tutanağından görüleceği üzere Muradiye Ayrancılar HES’in 25.03.2011 tarihinde işletmeye girdiği, müvekkil şirketin davalı …’la imzaladığı bağlantı ve sistem kullanım anlaşması doğrultusunda 154 kV Erciş TM iletim hattına bağlı olarak işletmeye girdiği tarihten itibaren kanun yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde elektrik üretim faaliyetinde bulunduğuzr, Müvekkilş şirketin bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları kapsamında davalı şirkete ödediği bedelleri, Enerji Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince, işletmeye giriş tarihi olan 25.03.2011 tarihinden, 2016 Mart ayına kadar 050 teşvik indirimi ile ödediğini, akabinde, sistem kullanım bedeli kaleminde 450 teşvik uygulanması konusunda … tarafından 17.09.2020 tarihli ve 9548 karar sıra no’lu kurul kararının alınmış olduğunu, söz konusu kurul kararında “Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı’nın 15.09.2020 tarihli ve 52111265-38944 sayılı başkanlık makamına müzekkeresi çerçevesinde; 6446 sayılı elektrik piyasası kanununun geçici 4. Maddesinin 1. ( a) bendi kapsamında sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine “karar verildiğini, bunun üzerine davalı … tarafından gönderilen ve müvekkil şirketin kep adresine 02.03.2021 tarihinde teslim edilen yazı ile “… kurul kararı kapsamında 2011 Mayıs- 2016 Mart dönemlerine ait tüketim yönlü iletim sistemi kullanımı için 36.952,17 TL tutar tutarlı fatura düzenlendiği” belirtilerek, bu fatura bedelinin yasal süresi içerisinde ödenmesinin talep edildiği, Müvekkili şirket tarafından davalı …’a gönderilen 11.03.2021 tarihli cevabı yazı ile “Fatura dayanağı … kurul kararının usul ve yasaya aykırı, ayrıca her ne kadar hukuka aykırı olsa da yürürlüğe girdiği tarihte hüküm ve sonuç doğuracağı açık olan … kurul kararına istinaden şirket aleyhine geçmişe yönelik olarak borç tahakkuk ettirilemeyeceği belirtilerek faturanın iade edildiğini, ancak …’ın 15.03.2021 tarihinde müvekkil şirketini kep adresine göndermiş olduğu yazı ile müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu 11.03.2021 tarihli faturasını kabul etmediğini bildirerek faturayı müvekkili şirketi iade ettiği ve 36.952.17 TL tutarında fatura bedelinin ödenmesini talep ettiğini, davalı …’ın elektrik iletim faaliyetini tekelinde bulundurması dolayısıyla müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı şekilde talepte bulunduğunu, sonuç itibariyle müvekkil şirketin 25.02.2021 tarihli 36.952,17 TL tutarlı e-fatura bedelini tüm yasal yollara başvurma hakkını saklı tutarak ihtirazi kayıt ile davalı …’a 19.03.2021 tarihinde ödemek zorunda kaldığını,
Davalı şirket tarafından müvekkili şirket hakkında haksız ve hukuka aykırı olarak fatura düzenlenmiş olup, ihtirazi kayıtla ödenmek zorunda kalınan bu bedelin müvekkil şirkete iadesi gerektiğini, davalı şirketin faturaya dayanak gösterdiği kurul kararının Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, Mülga 4628 sayılı elektrik piyasası kanuna eklenen geçici 14/1-c maddesinde, “ 31.12.2012 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere aşağıdaki teşvikler sağlanır. Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır.” hükmünün yer aldığını, Madde hükmünde yer alan teşvik sağlanmasına ilişkin sürenin ilk olarak 6446 sayılı kanunun Geçici 4. maddesi ile 31.12.2015 tarihine kadar, daha sonra ise 14.12.2015 tarihli ve 2015/8317 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldığını,
Madde metninde açıkça iletim sistemi kullanım bedellerinden indirim yapılacağının belirtilmiş olup, veriş/çekiş şeklinde bir ayrım yapılmadığını, Kurul tarafından verilen kararda ise indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiği belirtilerek, kanun hükmüne tamamen aykırı bir karar alındığı, Hukuk düzenimizde normlar hiyerarşisinin; Anayasa, kanuni tüzük, yönetmelik ve adsız düzenleyici işlemler olarak sıralandığı ve denetime esas hiyerarşinin de bu şekilde kabul edildiğini, anılan hiyerarşinin anlamının alt kuralın üst kurala aykırı hükümler taşıyamayacağını, hiyerarşik olarak kendinden daha üstte bulunan herhangi bir kuralla çelişen düzenlemenin hukuka aykırı olacağının kuşkusuz olduğunu, bu açıdan İdarenin takdir yetkisini kullanarak tesis ettiği düzenleyici işlemlerin normlar hiyerarşisi uyarınca dayanağı olan üst hukuk kurallarına uygun olması ve kamu yararını amaçlaması gerektiğinin açık olduğunu, bahsi geçen kurul kararı ile indirim teşvikinin, sadece üretim testlerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulamasının öngörüldüğünü, daha üst hukuk kuralı olan elektrik piyasası kanununun geçici 4. maddesinde ise iletim sistemi sistem kullanın bedellerinden indirim yapılacağının belirtilmiş olup, veriş/çekiş yönünde bir ayrım yapılmadığını, bu durumda, bahsi geçen Kurul kararının daha üst hukuk kuralı olan elektrik piyasası kanununa açıkça aykırılık taşıdığını, Kurul kararının yasaya uygun olduğunu/yürürlükte olduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, … tarafından 17.09.2020 tarihinde verilen kararın, davalı şirket tarafından geriye yürütülerek müvekkili şirket hakkında 2011-2016 dönemine ait borç tahakkuk ettirilmesinin kabul edilemez nitelikte olduğunu, netice itibariyle, her ne kadar hukuka aykırı olsa da ancak ve ancak yürürlüğe girdiği tarihte hüküm ve sonuç doğurabileceği açık olan … kurul kararına istinaden, davalı şirket tarafından müvekkili şirket aleyhine geçmişe yönelik olarak borç tahakkuk ettirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava açılmadan önce 6102 sayılı TTK md.5/A/1 gereğince dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmuş olup, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını öne sürülerek, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla ihtirazi kayıt ile davalı tarafa ödenen 36.952,17 TL’nin ödeme tarihinden (19.03.2021) itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müyekkil şirkette iadesine, karar verilmesi talep edilmektedir.
CEVAP:
Davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği, 02.12.2020 tarih ve 31322 sayılı resmi gazetede yayımlanan 7257 sayılı “elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun” uyarınca davanın görev nedeni ile reddi gerektiği, dava dilekçesine konu 25.02.2021 tarihli fatura için 02.03.2021 tarihli ve 561551 sayılı yazıları ile davacı şirkete gerekli bilgilendirme yapıldığı, faturanın davacı şirket tarafından 11.03.2021 tarihli yazısı ile Teşekküllerine iade edildiği ve müvekkili Teşekkül adına aynı tutarda 11.03.2021 tarihli iade faturası düzenlendiğinin bildirildiği, 15.03.2021 tarihli müvekkil Teşekkül yazısı ile 11.03.2021 tarihli faturanın Teşekkül kaydına alınmadan iade edildiğinin bildirildiği, 25/02/2021 tarihli faturanın şirket kayıtlarına alınması ve yasal süresi içerisinde ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, Davacının, dava konusu 13.03.2021 son ödeme tarihli 36.952,17-TL fatura bedelini 19.03.2021 tarihinde ve gecikilen gün için KDV dahil 139,70-TL tutarı da 14.04.2021 tarihinde Teşekkülleri banka hesabına yatırdığı,
Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 09/07/2008 tarihli ve 5784 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 14. Maddenin, birinci fıkrasının (c) bendinin: “c) 31/12/2012 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere aşağıdaki teşvikler sağlanır: Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır” hükmünü amir olduğu, Bu hüküm kapsamında 31/12/2012 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süre ile iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden 50 indirim yapılmaya başlandığı, 31/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 14/03/2013 tarihli 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun, Arz Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Düzenlemeler başlıklı Geçici 4. Maddesindeki: “GEÇİCİ MADDE 4-1) Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması amacıyla, 31/12/2015 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kişilere, aşağıdaki teşvikler sağlanır. Bu sürenin beş yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. a) Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır.” hükmü ile Mülga 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 5784 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 14. Madde hükümlerinin devam ettirildiği, ilk defa işletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kişilere teşvik sağlanmasına ilişkin sürenin 31/12/2015 tarihine kadar uzatıldığı ve ilave olarak bu maddede geçen sürenin uzatılmasında Bakanlar Kurulu’nun yetkili olduğu hükmü eklendiği, 14/12/2014 tarihinde ise 2015/8317 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı alınarak, ilk defa işletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kişilere teşvik sağlanmasına ilişkin sürenin bir kez daha ve 31/12/2020 tarihine kadar uzatıldığı, Bu tarihten sonra ise yeni bir süre uzatım kararı alınmadığı, Kanun hükümleri kapsamında 09/07/2008 tarihinden sonra, ilk defa işletmeye giren üretim tesislerine iletim sistemini tüketim ve üretim yönlü kullanımlarına istinaden Teşekküllerince düzenlenen iletim bedeli faturaları hesaplanırken, hem tüketim ve hem de üretim yönlü sistem kullanım bedellerinde beş yıl süre ile 050 teşvik uygulaması yapıldığı, Aradan geçen süre zarfında uygulamaya bu şekilde devam edilirken …’dan gelen 06/10/2020 tarihli ve 42138 sayılı yazıda Kanun kapsamında iletim sistemi sistem kullanım bedellerinde 050 indirim yapılması uygulamasına ilişkin olarak 17/09/2020 tarihli ve 9548 sayılı Kurul Kararı alındığı belirtilerek, söz konusu Kurul Kararının bir örneği Teşekküllerine gereği için gönderildiği, 17/09/2020 tarihli ve 9548 sayılı Kurul Kararında ” ….6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 4.üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine karar verilmiştir.” ildiği, Bu karar üzerine üretim tesisleri için Eylül 2020 tarihi itibarıyla düzenlenen iletim Peli faturalarında sadece üretim yönlü sistem kullanım bedellerinde teşvik uygulandığı, tüketim yönlü sistem kullanım bedellerinin ise teşviksiz hesaplandığı, Teşekkülleri ve diğer tüm hiyasa aktörleri için bağlayıcı olan … kararında tüketim yönlü sistem kullanım bedellerine teşvik uygulanamayacağı yönünde karar verildiği, Kanundaki düzenlemenin ne şekilde uygulanması gerektiğinin ortaya konulduğu, Bu nedenle, geçmiş dönemlerde tüketim yönlü olarak uygulanan teşvik nedeniyle Teşekkülleri aleyhine sebepsiz zenginleşen davacıya, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak sebepsiz zenginleştikleri belli bir döneme ait tutarların iadesi için huzurdaki davaya konu faturanın düzenlendiği,
Davacının dava dilekçesinde; mezkur kanunlarda teşvik indiriminin sadece üretim değil tüketim yönündeki sistem kullanım bedellerini de kapsadığını iddia ettiği, Mülga 4628 sayılı …Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un geçici 14/1-c maddesinde; “Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması amacıyla aşağıdaki tedbirler uygulanır: c)31/12/2015 tarihine kadar işletmeye girecek üretim ve otoprodüktör lisansı sahibi tüzel kişilere aşağıdaki teşvikler sağlanır:1) Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır.2) Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisi ve harçtan müstesnadır. Bu bent kapsamındaki sürenin beş yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Hükmünü içerdiği, Yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun Arz Güvenliğinin Sağlanmasına Yönelik Düzenlemeler başlıklı geçici 4. Maddesinde ise ;”Kısa dönemde gerekli arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması amacıyla, 31/12/2015 tarihine kadar ilk defa işletmeye girecek üretim lisansı sahibi tüzel kişilere, aşağıdaki teşvikler sağlanır. Bu sürenin beş yıla kadar uzatılmasına Cumhurbaşkanı yetkilidir. A) Üretim tesislerinin, işletmeye giriş tarihlerinden itibaren beş yıl süreyle iletim sistemi sistem kullanım bedellerinden yüzde elli indirim yapılır. b) Üretim tesislerinin yatırım döneminde, üretim tesisleriyle ilgili yapılan işlemler harçtan ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisinden müstesnadır.” hükmünü içerdiğini,
Dava dilekçesinde, teşvik indiriminin hem tüketim hem de üretim yönündeki sistem kullanım bedellerini kapsadığı iddia edilse de yukarıda bahsedilen iki kanun maddesinde de % 50 teşvik indiriminin tüketim yönündeki sistem kullanım bedellerini kapsadığı ile ilgili bir hüküm bulunmadığını, Her iki kanun maddesinde de teşvik indiriminin amacının arz kapasitesinin yeterli bir yedekle oluşturulması olarak belirtildiği, Elektrik üretim ve tüketimine arz-talep açısından baktıklarında ; arzın, üretilen elektriğe karşılık gelmekte iken talebin ise kullanılan elektriğe karşılık geldiği, Mülga Kanun ile yürürlükteki Kanun’da düzenlenen teşvik indiriminin amacının giderek artan elektrik tüketimini(talep) karşılayacak elektrik üretiminin(arz) sağlanması olduğu, Bu sebeple de üretim tesislerine yönelik 50 indirim düzenlemesi yapıldığı, Amacın, tüketim karşısında arzı yedeklemek iken santrallerin tükettiği elektrik bedellerine de indirim uygulamanın talebin artmasına sebep olacağı ve en başta kanunun amacı ile örtüşmeyeceği, Santrallerin, sadece elektrik üretimine başlarken değil farklı birçok sebepten de elektrik tüketimine ihtiyaç duyduğu, Tüketim yönündeki sistem kullanım bedellerine de teşvik indiriminin uygulanması sonucu firmaların elektriği hangi amaçla kullandıklarına bakılmaksızın, tüketim bedellerine %50 indirim uygulanmış olacağı, Bu durum kanunların amacı olan arzı yedeklemek yerine tam tersi tüketimi arttıracak ve arz talep dengesinin bozulmasına neden olacağını,
Yukarıda da açıkladıkları üzere ne 4628 sayılı mülga Kanun ne de yürürlükteki 6446 sayılı Kanunun davacıya tüketim yönlü kullanım bedeline teşvik indirimi yapılacağına dair kazanılmış hak sağlamadığını, Kanun maddelerinde teşvik indiriminin tüketim yönlü sistem kullanım bedellerine de uygulanacağına dair hiçbir düzenleme bulunmadığını, davacının, idari işlemin geçmişe dönük geri alınmasına yönelik sürenin sona ermesinden dolayı …’ın yeni bir idari işlem tesis edemeyeceğini iddia ettiği, …’ın ne geçmişe yönelik uygulamasını kaldırdığı ne de yeniden tesis ettiği bir idari işlemi bulunmadığını, Kanun ile düzenlenen teşvik uygulamasının, davacı ile imzalanan sistem kullanım anlaşması gereği düzenlenen iletim bedeli faturalarına yansıtıldığı, Davacının dilekçesinde belirttiği gibi önceden tesis edilen bir idari işlemin geri alınmasının söz konusu olmadığı, Teşekküllerinin ve tüm piyasa aktörleri açısından bağlayıcı nitelikteki … Kurul kararına istinaden Teşekkülleri tarafından teşvik indiriminden faydalananlar lehine sebepsiz zenginleşme sonucunu doğuracak şekilde hatalı uygulandığını, Kurul Kararı ile belirlendiğinden Kurul Kararı uyarınca teşvik indiriminden faydalananlar lehine fazla uygulanan dönem ve miktarlar için iade niteliğinde yeni bir fatura düzenlendiği ve bu kapsamda belli bir dönem için fazla uygulanan miktar yönünden davacıya da gönderildiği, Teşekkülleri tarafından teşvik indirimine yönelik ne önceden ne de şuan davacıya tesis edilmiş herhangi bir idari işlem bulunmadığı, Sadece davacı ile imzalanan Sistem Kullanım Anlaşması ve bu anlaşma gereği düzenlenen iletim bedeli faturalarının söz konusu olduğu, Dava konusu faturadan, bir idari işlemin geriye dönük olarak ortadan kaldırıldığı çıkarımını yapmanın mümkün olmadığı, 17/09/2020 tarihli ve 9548 sayılı Kurul Kararında ” ….6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun Geçici 4.üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine karar verilmiştir.” denildiği, İdari işlem niteliğinde olan … kararında tüketim yönlü sistem kullanım bedellerine teşvik uygulanamayacağına karar verildiğinden; geçmiş dönemlerde tüketim yönlü olarak uygulanan teşvik nedeniyle Teşekkülümüz aleyhine sebepsiz zenginleşen davacıya sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak fatura düzenlendiğini, bilindiği üzere Mülga 4628 sayılı ve 6446 sayılı Kanunlar gereği elektrik piyasasının düzenleyici ve denetleyici otoritesi olan … tarafından alınan Kurul Kararlarının Teşekkülleri ve tüm piyasa aktörlerini bağlayıcı olup aykırı uygulamalar yine anılan Kanunlar ile yaptırıma bağlandığı, Bu bağlamda sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanan indirim teşvikinin, sadece üretim tesislerinin veriş yönündeki sistem kullanım bedelleri üzerinden uygulanması gerektiğine dair 17/09/2020 tarihli ve 9548 sayılı Kurul Kararı; Mülga 4628 sayılı ve 6446 sayılı Kanunların yukarıda belirtilen ilgili maddeleri ile getirilen teşvik uygulamasını belirlediği,, Teşekkülümüzce Kurul Kararına dek tüketim yönlü sistem kullanım bedellerine de teşvik uygulamasının Teşekkülleri aleyhine sebepsiz zenginleşmelere neden olduğunu,
…’ın, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereğince iktisadi devlet teşekkülü (KİT) olarak, 29.06.2001 tarih ve 24447 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren esas sözleşmesi ile kurulmuş bir şirket olduğu, …”ın iletim faaliyetlerini yürütmek üzere 13.03.2003 tarihinde …’dan iletim lisansı aldığı, …’ın esas sözleşmesinin 3. Maddesinde “Bu Ana statü ile teşkil olunan … (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülüdür.” denildiği, Sözleşmenin 21. maddesinde ise, “Bu Ana statüde bulunmayan hususlarda K.H.K. hükümleri uygulanır” hükmü bulunduğu, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 4. maddesine göre “Teşebbüsler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile saklı tutulan hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabidir.” dendiği, Bu hüküm gereğince iktisadi devlet teşekkülleri faaliyetlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, Buna göre özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren müvekkil …’ın; … kararı ile Kanundaki teşvik indiriminden Teşekkülümüz aleyhine haksız kazanç sağladığı anlaşılan davacı Şirketten sağladığı haksız kazancın iadesini özel hukuk düzenlemelerine dayanarak istemesinin tamamen hukuka uygun olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77. ve 82. maddeleri arasında sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkilerine yer verilmiş olup Kanunun 77. Maddesi; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu yükümlülük, özellikle zenginleşmenin geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş ya da sona ermiş bir sebebe dayanması durumunda doğmuş olur.” hükmünü,
Ayrıca, Kanunun 78. Maddesi ise; “Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir. Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez. Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.” hükmünü içerdiğini,
Türk Borçlar Kanununun 78. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunulabilmesi için borcun ifası amacıyla ödeme yapılması, ödenmesi gereken bir borcun mevcut olmaması, ödemede bulunanın hataen kendisini borçlu zannetmesi şartlarının gerçekleşmesinin arandığı, mevcut durumda söz konusu üretim lisansı sahibi firmaların haklı bir nedene dayanmadan mal varlıklarında bir zenginleşme meydana geldiği ve Tesekkülleri aleyhine meydana selen bu zenginleşmeleri geri vermekle yükümlü olduklarından konu hakkında Türk Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresi ise 82. Maddede düzenlediği,, Bu maddenin; “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.” hükmünü içerdiğini, söz konusu madde uyarınca, sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresinin, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren on yıl olduğunun görüldüğü, Teşekküllerinin %50 teşvik indiriminin hangi yöndeki sistem kullanım bedellerine ve hangi firmalara uygulanacağına dair herhangi bir icrai tasarrufu bulunmadığını, ilgili mevzuat hükümleri ve … kararları gereği hareket edilmekte olup, iletim sistemini kullanan firmalar arasında ayrım gözetmeksizin tüm kullanıcılara aynı hükümler ve … kararlarının uygulandığı, Teşekküllerinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak süresi içerisinde bir fatura düzenlediğini, davacı da bu faturayı ihtiraz-i kayıt ile ödediği, usule ve esasa ilişkin cevaplarında belirttikleri üzere davacının talebinin haksız ve hukuka aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını öne sürülerek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalı şirket kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, sistem kullanım anlaşmasından kaynaklanan alacak nedeniyle düzenlenen ve davacı tarafça ihtirazı kayıtla ödenen fatura bedellerinin istirdadı istemlidir. Uyuşmazlığın asıl noktası, iletim sistem kullanım bedeli hesaplanırken, Sistem Kullanım Anlaşmasında yer alan maksimum alış kapasitesi değerine (maksimum veriş dışında) yasa ile getirilen %50 teşvikin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler derdest davalarda derhal uygulanır. Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK’nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun hükmü kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay … Dairesi’nin 21/06/2021 tarih ve 2021/2925 – 2884 E. K. Sayılı emsal kararı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın dava şartı (Yargı Yolunun Caiz Olmaması) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 631,06-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 571,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.542,83-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın REDDİNE karar verilmiş olması nedeniyle DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip ….
E-imzalıdır

Hakim ….
E-imzalıdır