Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2021/312 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/354 Esas – 2021/312
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2021/312

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı, davalıya ait ve firari alkollü sürücü sevk ve idaresindeki aracın 10/08/2018 tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde karşı aracın maddi hasar gördüğünü, olay yerini terk ettiği anlaşılan sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu bulunduğunu, davacı şirket tarafından zarar gören karşı aracın işletenine maddi hasar ve geçici iş göremezlik tazminatı olarak toplam 47.240,57 TL ödeme yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü, ağır kusurlu ve firari olduğu tespit edildiğinden, davacı sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı doğduğunu, bu nedenle davalı aleyhinde … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/11/2020 tarih,…. K.sayılı kararı ile davanın dava şartı(görev) yokluğundan usulden reddine ve dosyanın görevli Ankara Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, iş bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Ankara BAM 26.HD……sayılı ilamı ile; ”
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3/k maddesinde tüketici “Tüketici Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın bu Yasa kapsamında bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığını belirterek yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle(sigortalı aracın firari ve alkollü sürücü yönetiminde iken kazaya karıştığından bahisle) davalı sigortalıdan tazmini için icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalı tarafın sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır.
Her ne kadar davacı tarafça sigortalı aracın poliçede cinsi kamyonet olarak gösterildiğinden davanın ticaret mahkemesinde açıldığı ileri sürülmüş ise de, dairemizce getirilen aracın ruhsat bilgileri ve trafik kaydına göre kullanım amacı hususi-yük nakli olup, davalının bu araçla ticaret yaptığı, tacir olduğu da iddia ve ispat olunmadığından, dolayısıyla davalı taraf tüketici sıfatını taşıdığından, ticaret mahkemesi davada görevli değildir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
Mahkemece davanın nitelendirilmesinde hata yapılarak davanın, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, sigortalının halefi sıfatı ile haksız fiil sorumlusu davalıdan tahsili hususunda yapılan icra takibinin devamına ilişkin olduğu kabul edilmiş ise de, davacı ZMSS şirketi olup, KTK’nın 85. Maddesi gereğince kendi sigortalısının değil, kaza nedeniyle zarar gören hak sahibi 3. kişilerin zararından sorumludur. Bu nedenle sigortalısının zararını giderdiğinden söz edilemez.
Tüketici Mahkemeleri ve Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargılama usulleri, tarafların sorumlu olduğu harçlar ve vekalet ücretleri yönünden uygulama usulleri farklıdır. Tüketici Mahkemelerinde uygulanacak yargılama usulünün 6502 sayılı Kanununun 73/4 maddesinde basit yargılama usulü olduğu belirtilmiş olup, basit yargılama usulü HMK.nın 6. kısmında 316 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ayrıca 6502 sayılı TKHK.nın 73/2.maddesi gereğince, Tüketici Mahkemeleri nezdinde Bakanlık, tüketiciler ve tüketici örgütleri tarafından açılan davaların 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununda düzenlenen harçlardan muaf olduğu düzenlenmiş, Tüketici Mahkemelerinde taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücreti de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin İkinci Kısım İkinci Bölümünde ayrıca düzenlenmiştir.
O halde davanın görevli Tüketici Mahkemesinde yukarıda açıklanan görev kuralları, yargılama usulleri, harç ve vekalet ücretleri uygulanarak bakılması gerekir. Görev hususu dava şartlarından ve kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, mevcut davada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı ve davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde davanın hatalı nitelendirilmesi sonucu, hatalı gerekçe ile davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin kabulü ile,…” şeklinde açıklama yapılarak Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, kesin olarak verilen istinaf kararı doğrultusunda, Mahkememizin görevsizliğine ve dosyanın Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 maddesi gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/06/2021