Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/348 E. 2021/394 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/348 Esas
KARAR NO : 2021/394

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 30/01/2012
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı şirket vekili;müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan sistem kullanım anlaşmasının 19 adet trafo merkezi (TM) bazında imzalanmış olup, 31.03.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, davalı şirketin sistem kullanım anlaşması ve iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarihlerini hesaplama yöntem bildirimi uyarınca aylık olarak bağlı olduğu, fidere arıza intikal ederek kesicinin açtığının ilgili iletim tesis ve işletme grup müdürlüğünden gelen bilgiler ışığında tespit edildiği gerekçesi ile müvekkili aleyhine ceza faturaları düzenlendiğini belirterek dava dilekçesinde ayrıntılı olarak yazdığı gerekçelerle davalı tarafından tahakkuk ettirilen ve itirazı kayıt ile ödenen 368.965,14 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesini Ya da EFDK ‘nın 06.04.2011 tarihli 17664 Sayılı yazısı ile birlikte görüş doğrultusunda cezaların TM bazında değil fider bazında yeniden değerlendirilerek fazladan ödenen paraların iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; ayrıntılı cevap dilekçesinde davanın reddini dilemiş 28.06.2012 havale günlü yazılı beyanında ise yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
GEREKÇE:
Açılan bu dava; Taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması gereğince davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin istirdatına ilişkin davadır.
Mahkememiz yapmış olduğu yargılama neticesinde vermiş olduğu 2012/47 esas 2013/28 karar sayılı kararında davalının kamu tüzel kişliğine sehip bulunduğunu, Elektrik iletimine ilişkin sistem kullanım anlaşmasının kamu hizmeti sayıldığı, davalı idareye denetim ve anlaşmanın uygulanmasına ilişkin ayrıcalıklı yetki tanındığı, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlığın idare yargı görev alanı içerisinde olduğu gerekçesiyle davanın yargı yolu caiz olmadığı ileri sürerek HMK 114 -1b bendi gereğince usülden reddine karar vermiştir.
Davacı vekilince kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtayın 23. Hukuk Dairesi tarafından yapmış olduğu temyiz incelemesi neticesinde vermiş olduğu 2014/9157 esas 2015/6877 karar sayılı kararı ile davalı şirketin idare değil özel hukuk hükümlerine tabi bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu gerekçesiyle uyuşmazlık konusunun idari bir işlem ve eylem niteliğinde bulunmadığı gözetilerek mahkememizin yargı yolu yönünden görevli olduğu gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra mahkememizce yürütülen yargılama neticesinde davanın kabulüne dair 08/03/2017 tarih 2016/135 esas 2017/201 karar sayılı karar verilmiştir. Karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 25/11/2020 tarih 2018/252 esas 2020/3836 karar sayılı kararla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından 18/03/2021 tarih 2021/3397 esas 2021/1015 karar sayılı kararla; ilk derece mahkemesinin ve Dairemizin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıklarıda kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görüldüğü gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklendiği, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildiği, aynı kanunun 39. Maddesi ile 6446 sayılı Kanuna Ek Madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklendiği, 7257 sayılı kanunu yayın tarihinde yürürlüğe girdiği yargılama sırasında değişen kanun hükmüyle dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin idari yargıya verildiği, HMK 114/1 maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla HMK 114/1 – b ( yargı yolunun caiz olmaması) ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davanın usulden reddine ilişkin kararın yargılama sırasında değişen kanun hükmü gereğince verilmiş olması dikkate alınarak taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair kısa karardaki kanun yoluna ilişkin bölüm düzeltilerek aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/1 – b ( yargı yolunun caiz olmaması) ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 5.479,15 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 5.419,85 TL harcın karar kesinleştiğnide davacı tarafa İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır