Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/345 E. 2022/276 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/345 Esas – 2022/276
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/345 Esas
KARAR NO : 2022/276

HAKİM …
KATİP : ….

DAVACI : …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nın taşıma işi ile uğraşmakta olduğunu ve … İnşaat Taah. Petr. Mad. Ltd. Şti’ nin üstlendiği Nallıhan-Çayırhan Köy Yolları Yapım İşi’ ne (… plakalı, 66 NN 847 plakalı, … Plakalı, … plakalı) 4 adet araç ile taş ve mıcır taşıdığını, yapılan sözlü anlaşmaya göre 30 km üzeri taşımacılık bedelinin ton başına 35 TL olarak belirlendiğini ve tüm talimatların Valfi Varlı ve Fatih Varlı tarafından alındığını, müvekkilinin 40 günlük zaman zarfında 4708 ton taş ve mıcır taşıdığını, taşıma işinden doğan ücretin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından 28.11.2019 tarih ve 1040 seri no.lu toplam 194.440,40 TL (164.780 TL+%18 KDV) bedelli faturanın düzenlenerek davalı şirkete Van 4. Noterliğinin 02.12.2019 tarih ve 20810 yevmiye ile gönderildiğini, bu bağlamda müvekkilinin temin ettiği araçlara ilişkin davalı şirket tarafından kesilen sevk irsaliyelerinin davada özellikle talep etmekte sevk irsaliyelerini ve sevk irsaliyeler için tafralarınca yapılan tabloyu ek olarak sunduklarını, müvekkilinin taşıma işini kendi araçları ve kira sözleşmeleri ile kullandığı araçlarla yapmış olduğunu, davalı şirket tarafından … plakalı, 766 NN 847 plakalı, … plakalı, … plakalı araçlar için sevk irsaliyesi düzenlendiğini görülmekle, sevk irsaliyeleri ile taşınan taş ve mıcırlar tonu da tespit edildiğini, dava konusu faturadan doğan borcu ödenmediğinde, Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/5770 E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibinin başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, bu kez taraflarınca arabuluculuk yoluyla ihtilafa çözüm üretilmeye çalışılmışsa da Ankara Arb. Bürosu 2021/867 Büro 2021/8514 dosya no.lu dosyası üzerinden yürütülen arabuluculuk süresince davalı tarafın anlaşmaya yanaşmaması üzerine süreç anlaşmama şeklinde sona erdiğini, müvekkilinin anılan işi yaptığını ve davalı şirketin alacaklı olduğu kantar fişleri, yakıt fişleri ve sevk irsaliyesi, fatura, davalı şirket kayıtları, tanık beyanları ve diğer delillerle ispatlanacağını, bildirilen tanıkların alacağın varlığını ispatlamaktan öte müvekkili tarafından davalıya hizmet verildiğini, işin her bir sefer için 35,00 TL bedel üzerinden anlaşıldığını ispat etmek için bildirildiğini, sonuç olarak dava dosyasına sunulan tüm belgeler ve ileri aşamada dinlenecek olan tanıklar ile davalı şirketin ticari nitelikteki taşıma sözleşmesinden doğan borcunun olduğunu, bu borcun ödenmediğinin ispatlanacağını, yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle; davalı borçlunun Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/5770 E. Sayılı dosyasına esas itirazlarının iptaline, takipten doğan alacağa faturanın davalıya teslim tarihinden itibaren avans faizi işleterek davalıdan tahsiline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara … Müdürlüğünün 2020/577 E. Sayılı dosyasına bulundukları itirazı iptali için açılan iş bu davanın dayanağı olarak gösterilen faturalara ilişkin davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen bir sözleşmenin bulunmadığını, dava dilekçesinde sözlü antlaşmaya göre ton bedelinin belirtildiği ifade edilse de bu iddianın gerçekten uzak olduğunu, iddianın gerçek dışılığının bir yana “sözlü anlaşma” gibi kanıtlanması mümkün olmayan ve son derece muğlak bir delile dayanan iş bu davanın dayanaksız ve mesnetsiz olduğunu, nitekim sunulan araç kiralama sözleşmesinde de müvekkili şirkete ait bir imzanın bulunmadığını, neye istinaden müvekkili şirkete icra takibi başlatılıp sonrasında itirazın iptali için dava açıldığı taraflarınca anlaşılamadığını, araç kiralama sözleşmelerinde de görüleceği üzere davacının müvekkili şirkete iş yapmadığını, dolayısıyla faturaların muhatabının müvekkili şirket olmadığını, aynı bölgede ki taş ocaklarında taş ve mıcır taşımış olma ihtimali bulunsa da davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını, borca ilişkin nesnel bir dayanak gösterilemeyen davanın reddine karar verilmesini, dava dilekçesinde 196.741,72 TL bedelindeki faturalara ilişkin tanıkla ispat yoluna gidileceği belirtilmiş ise de; HMK, senetle ispat zorunluluğu ve senede karşı tanıkla ispat yasağı sınırını 2021 yılı için 4.880,00 TL olarak belirlediğini, bu halde davacı tarafın tanıkla ispat yasağının kapsamında olduğunun aşikâr olduğunu, bu halde davacının tanık deliline dayanmasının usul ve yasaya aykırı olacağını belirterek, müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretlerinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
DELİLLER:
Tarafların ticari defter ve belgeleri, sevk irsaliyeleri, bilirkişi raporu ve ek raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davacı taraf dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında; taraflar arasında davalının Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan üstlendiği… Köy Yolları Yapım İşi ihalesi kapsamında söz konusu işin taş, mıcır taşınması yönünde sözlü eser sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin bu iş için 3. kişilerden araç kiraladığını, bu iş için dava dilekçesine ekli olarak sunulan sevk irsaliyelerinin davalı şirket tarafından taş mıcırın teslimi esnasında düzenlenerek davacıya verildiğini, buna ilişkin olarak müvekkilinin düzenlemiş olduğu faturaların davalı tarafça kabul edilmediğini, söz konusu irsaliye bedelleri için davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2020/5770 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin ve davacı tarafın iddia etmiş olduğu gibi bir eser sözleşmesinin bulunmadığını, … Köy Yolları Yapım İşi ihalesinin müvekkili şirket tarafından Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan alındığını, müvekkilinin dava konusu işle ilgili taş – mıcır işini dava dışı … Yapı Yol… A.Ş.’ye verdiğini, O’nun da bu işi dava dışı …İnşaat… Ltd. Şti.’ne verdiğini, davacının iddia etmiş olduğu sevk irsaliyelerinin müvekkili şirket tarafından davacı değil işi yapan davalı firmalar muhatap tutularak düzenlendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Buna göre somut olay incelendiğinde; davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemli olduğu, davalı şirketin… Köy Yolları Yapım işini Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan ihale yoluyla üstlendiği hususunun ihtilaflı olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın; ihale konusu iş nedeniyle taş mıcır taşınması için taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, davacının kendi araçları ve kiraladığı araçlar ile taş mıcır taşıması işi yapıp yapmadığı, davacının ileri sürmüş olduğu ve birer örneğini dosyaya sunduğu sevk irsaliyelerinin davalı şirket tarafından davacı şirketin davaya konu ettiği taşıma işi için düzenlenip düzenlenmediği, söz konusu belgelerin tarafların ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı, tarafların ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı, taraflar arasında davacı tarafın iddia ettiği gibi sözlü eser sözleşmesi varsa tarafların anlaşma şartlarını yerine getirip getirmediği, buna göre icra takibi dolayısıyla davacının alacaklı olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Borç doğuran sözleşmelerden birisi olan “eser sözleşmesi’’, uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte olan ve uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
TBK’nın 12/1. maddesine göre sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Bu düzenleme gereğince kural olarak sözleşmeler ve bu arada eser sözleşmeleri yasada aksi düzenlenmedikçe, hiçbir şekle bağlı olmayıp, sözlü veya yazılı yahut resmî biçimde yapılabilir. Yalnız, sözlü olarak yapılan sözleşmelerin, ileride bir uyuşmazlık çıkması ve taraflardan birinin bu sözlü sözleşmeyi veya bazı hükümlerini yadsıması (inkâr etmesi) hâlinde, diğer taraf bu sözleşmeyi ispat zorluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, hiçbir şekle bağlı olmayan eser sözleşmelerinin yazılı yapılması, kanıtlama kolaylığı sağlar. HMK’nın 200/1. maddesinde de; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukukî işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gereğine işaret edilmiştir.
Eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kural olarak yazılı veya kesin delillerle ispatlanmalıdır. Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin HMK’nın 200 vd. maddelerindeki düzenlemelerin sonucu olarak sözleşme ilişkisinin kurulması hukukî işlem niteliğinde olduğundan, eser sözleşmesine dayalı bir davada; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi hâlinde, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, yemin, ticari defterler gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerekir. Yazılı delille (senetle) ispat zorunluluğu bulunan bu durumda tanık dinlenebilmesi için HMK 200/2. maddesine göre karşı tarafın tanık dinlenmesine açıkça muvafakat etmesi, HMK 202. maddesinde düzenlenen delil başlangıcının olması ya da HMK 203. maddesinde sayılan istisnalardan birinin bulunması gerekir. Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, sözleşmenin varlığını ortaya koyan, karşı tarafın ya da onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan, sözleşme ilişkisinin kurulduğuna delalet edecek teslim belgesi, fatura, tutanak veya başka bir iş nedeniyle yapıldığı kanıtlanamayan ödeme belgelerinin bulunması halinde, sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür.
Davaya konu Ankara … Müdürlüğünün 2020/5770 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı/alacaklı … tarafından davalı / borçlu … İnşaat.. A.Ş. aleyhine ”08/07/2020 tarihli toplam alacak” dayanak gösterilerek, 194.440,00-TL asıl alacak ve 2.301,32-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 196.741,72-TL alacak için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafça İİK 67. maddesi hükümlerine göre iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Ankara … ATM’nin 2020/562 E. Sayılı dosyası kayıtları incelendiğinde; Davacı … İnşaat…A.Ş. tarafından davalı … hakkında Van … Müdürlüğünün 2020/1963 E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti istemli olarak menfi tespit davasının 19/11/2020 tarihinde açıldığı, daha sonra davacı vekilinin davadan feragati üzerine 27/11/2020 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 22/01/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı tanığı Bilal Beyazalma Van 5. AHM’nin 08/09/2021 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen ” Davacı benim abim olur, hatırladığım kadarıyla 2017 ya da 2018 yılında davacı abim ile davalı şirket arasında anlaşma yapıldı, bu anlaşmanın yazılı olup olmadığını ben bilmiyorum, sadece bu anlaşma gereği biz davacı şirkete ait Ankara Çayırhan’da bulunan taş ocağındaki mıcır ve kum’u kamyonlarımızla Beypazarı Güney grup köy yollarına çekiyorduk, hatta kamyonu yükledikten sonra Sögüt inşaat yetkilileri kamyonu tartıyordu, ve bize tartı fişi veriyordu, bu tartı fişinin bir sureti de Sögüt inşaat çalışanı olan kantarcı da kalıyordu, davacı abim bu iş karşılığında davalı şirketten miktarını bilmemekle birlikte nakit para alacaktı, ancak davalı şirket borcunu ödemedi abim de kendi bünyesinde çalışan işçilerin parasını kendisi ödemek zorunda kaldı, benim olayı ilişkin bilgim görgüm bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … Batman … AHM’nin 05/10/2021 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen” Davacı … benim arkadaşım olur kendisini bu nedenle tanırım. Yanlış hatırlamıyorsam 2018 yılı 8. ay ile 10. Ayın yarısına kadar davacı Beypazarı tarafından Çayırhan köy yolu yapımında kamyonlarıyla mıcır taşıma işini yapmıştır. Bu işi davalı … inşaata yapmıştır. Bende o dönemde Kahramankazan ve Kızılcıhamam tarafında yol yapımında asfaltlama işini yapıyordum. Kendisiyle de o dönemde görüşüyorduk. Benim davacının yapmış olduğu bu iş nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklıysa ne kadarlık alacağı bulunduğu veya davalıyla hangi şartlarda çalıştığı hususunda bilgim yoktur. Benim bilgim bundan ibarettir dedi ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı… mahkememizin 25/10/2021 tarihli duruşmasındaki beyanında aynen ” Ben davalı şirkette 2017 yılından Aralık 2018’e kadar Ankara’daki işlerinde çalıştım. Bir süre ayrıldıktan sonra Mayıs 2021’de tekrar başladım ve davalı şirkette halen saha sorumlusu olarak görev yapıyorum. 2017 ve 2018 dönemlerinde Ankara’daki 18 dış ilçe, mahalle ve köy yollarının yapımı işini davalı şirket Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan üstlenmiştir. Bu çerçevede davalı şirket işlerin bir kısmını taşeronlara vermiştir. Ben o dönemde davalı şirketin saha sorumlusu olarak da görev yaptığım için iyi biliyorum. Davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi… Köy Yolları Yapım işine taş ve mıcır taşıma şeklinde bir iş davacı … isimli şahsa taşere edilmemiştir. Böyle bir kişiyi bende tanımıyorum. Davacı tarafın iddia etmiş olduğu işi davalı şirket …İnşaat Taah. Nakl. Temizlik Gıda… Ltd. Şti.ne verilmiştir. Bu iş 3 aşamalıdır. Nakliye, serim ve asfalt kaplama aşamalarıdır. Üçünü birden bu şirkete verdik, …İnşaat kiminle çalışmıştır, oda alt işveren kullanmış mıdır, davacı ile bir anlaşması vs var mıdır bunları bilemiyorum. Davacının …İnşaat ile arasında herhangi bir iş, sözleşme bulunup bulunmadığını bilmiyorum ancak geriye dönüp davalı şirketin veya belediyenin kayıtlarına bakmak lazım. Davacı belki de bu kapsamda muhakkak çalışmıştır. Bunun kantar fişlerine, giriş ve çıkışlarına bakmak lazım. …’nin kayıtları ile davalı şirketin kayıtlarının ve hak ediş ödemelerinin kontrol edilmesi gerekmektedir. Eğer davacının …ile yaptığı bir iş vs varsa bunların hak ediş ödemeleri sırasında davalı … İnşaat …İnşaat’ın hangi alt taşeronlarla çalıştığını, hangi araçların burada kullanıldığını kantar fişlerinden görebilir. Benim bu şekilde bir bilgim yoktur. Davalı şirketin muhatabı …İnşaat’tır. Davacı ile doğrudan herhangi bir yazılı veya sözlü bir anlaşması yoktur. …İnşaat’ın çalıştırdığı alt taşeronları davalı … İnşaat’ın bilmesi mümkün değildir. …’nin alt taşeronları ile ilgili olarak oluşan borç / alacak ilişkisinden de … İnşaat sorumlu değildir. Bu hususta sözleşme de bulunmaktadır dedi.
Davacı vekili söz aldı: Dava dilekçesi ekinde sunduğumuz sevk irsaliyelerinde davalı şirketin ismi yazmaktadır. Bu irsaliyeler sorulsun dedi.
Tanık devamla; Yukarıda da belirttiğimiz üzere 18 dış ilçe, mahalle ve köy yollarının yapımı ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesinden davalı şirket işi üstlenmiştir. Davalı şirkette bu işleri 60 civarında taşerona taşere etmiştir. Zeminde 500’e yakın araç çalışmıştır. Tüm taşeronlarda şu anda davacı tarafça iddia olunan ve mahkemenizce bana gösterilen sevk irsaliyesi şeklinde irsaliye kullanıyordu. Çünkü işin asıl sahibi davalı şirketti. İrsaliyede de davalı şirketin ismi ve kaşesi yer alıyordu. Bu yüzden irsaliyeler böyle düzenleniyordu. Ancak dediğim gibi davalı şirket ile davacı arasında doğrudan bir sözleşme yoktur. Davacının iddia etmiş olduğu işi …İnşaat üstlenmiştir. Varsa davacı ile …İnşaat arasında bir ilişki olabilir. İrsaliye davalı şirketin kantarında düzenlenir. Nakliyeyi yapan araçların plakası yazılır. Bir örneği araç şoförüne verilir. Bir örneği davalı şirkette kalır. Bir örneği de belediyeye verilir. Benim bilgim bundan ibarettir dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflarca ileri sürülen tüm deliller ile tarafların ticari defter ve belgeleri de incelenerek rapor düzenlenmesi için dosya İnşaat Mühendisi bilirkişi Nafi Emir ile Mali Müşavir bilirkişi Handan Polat’a tevdi edilmiş olup, düzenlenen 18/01/2022 tarihli raporda; ”1. Davacıya ait, 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin noter marifetiyle süresi içinde yaptırıldığı, envanter defterinin ibraz edilmediği, defterlerin lehe delil teşkil edip etmeyeceği konusundaki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu,
2. Davacı …’nın 2019 yılı yasal defterlerinde dava ve takip konusu faturanın 28.11.2019 tarihinde 120 7770418457 Alıcılar-… İnşaat Taahhüt Petrol Madencilik cari-açık hesaba davalıdan olan alacak olarak 194.440,40 TL tutarda, faturanın düzenleniş şekline uygun olarak kayıtlı olduğu, 19.11.2019 tarihi itibariyle davalıdan 194.440,40 TL alacaklı gözüktüğü,
3. Davalı defterlerinin elektronik ortamda tutulduğu, 2018 yılı defterlerin açılış ve kapanış berat onaylarının süresi içinde, 2019 yılı defterlerin açılış berat onaylarının süresinde, kapanış berat onaylarının süresinden sonra, 2020 yılı defterlerin açılış berat onayının süresinden sonra ve kapanış berat onaylarının süresinde yapılmış olduğu, defterlerin lehe delil teşkil edip etmeyeceği konusundaki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu,
4. Davalının ticari defterlerindeki kayıtlarına göre; davalıya davacı tarafından verildiği iddia edilen herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, davaya konu açık faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı,” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Rapora karşı tarafların itirazı üzerine, dosya bu defa tekrar aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek; davacı tarafça iddia olunan ve dosya arasında örnekleri bulunan sevk irsaliyelerinin bilirkişi tarafından değerlendirilerek söz konusu irsaliyelerin davalı … İnşaat ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı, buna ilişkin olarak fatura vs düzenlenip düzenlenmediği ile tarafların bilirkişi raporuna yönelik yazılı itirazları ile işbu celsedeki beyan ve itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor düzenlenmek suretiyle, davacı tarafın davalı taraftan davaya konu iş nedeniyle Ankara … Müdürlüğünün 2020/5770 E. Sayılı dosyası ile alacaklı olup olmadığı hususunun belirlenmesi bakımından ek rapor düzenlenmesi istenmiş olup, bilirkişi kurulu tarafından sunulan 21/03/2022 tarihli ek raporda; ”1. Gelir İdaresi Başkanlığı Kızılbey Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28.04.2020 tarih, 75158061- 250.02.01-E.130080 sayılı yazısında: Davalının 518 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğinin 3. Maddesine göre mücbir sebep kapsamında olduğu belirtildiğinden; davalının 2018,2019 ve 2020 yılı defterlerin açılış ve kapanış berat onaylarının süresinde yapılmış olduğu, defterlerin lehe delil teşkil edip etmeyeceği konusundaki nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu,
2. Davalının ticari defterlerindeki kayıtlarına göre; Ankara İl Mülki Sınırlarında Yol Altyapısı, BSK Asfalt Kaplama, Sanat Yapıları, Alt-Üst Geçit Köprü Yapım İşine ilişkin olarak davalı şirketin Alt Yüklenicisi “… Yol Yapı Enerji AŞ” tarafından 31.10.2018 onay tarihli 13 ‘numaralı hakedişine ilişkin düzenlenen 31.10.2018 tarih 38.812.955,65 TL tutarındaki faturanın davalının 2018 yılı defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu hakediş raporu ekinde yer alan tabloda sevk irsaliyesi seri- sıra mumaraları yerine tartım sıra numaralarının yazılı olduğu, davacının dosyaya sunduğu sevk irsaliyesi bilgileri ile tabloda yer alan tartım sıra numaralarının da belirtilen bilgilerin örtüştüğü,” hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında; davalının, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan üstlendiği… Köy Yolları Yapım İşi ihalesi kapsamında, taraflar arasında taş – mıcır taşımasının davacı tarafça yapılması hususunda eser sözleşmesi düzenlendiğini, bu kapsamda müvekkilinin kendisine ait olan ve ayrıca kiralamış olduğu araçlar ile sözleşme kapsamında taşıma işini yaptığını, buna ilişkin olarak davalı şirket tarafından teslim esnasında birer örneği dava dilekçesi ekinde sunulan sevk irsaliyelerinin düzenlenerek davacıya verildiğini, müvekkilinin bu sevk irsaliyeleri ve taşıma işi için fatura düzenlediğini, ancak davalı tarafın faturayı kabul etmediğini ve yapılan iş bedelini davacıya ödemediğini, bu sebeple davaya konu Ankara … İcra Müdürlüğünün 2020/5770 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe yönelik itirazının haksız olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı taraf ise, … Köy Yolları Yapım İşi’ni davalının Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden ihale yoluyla üstlendiğini, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki ve davacının iddia ettiği gibi bir eser sözleşmesinin bulunmadığını, davacının iddia etmiş olduğu işin dava dışı … Yol Yapı A.Ş. ve …İnşaat… Ltd. Şti. tarafından yapıldığını, davacının iddia ettiği irsaliyelerin ve faturaların adı geçen firmalara düzenlendiğini ve bu firmalara gerekli ödemelerin yapıldığını ileri sürerek davanın reddini talep ettiği,
Alınan bilirkişi raporu ve ek raporu ile; davacının ticari defter ve belgelerine göre davalıdan 194.440,40-TL alacaklı gözüktüğü, davalının ticari defter ve belgelerine göre ise taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, davaya konu açık faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, takip tarihi itibariyle davalının davacıya borçlu olmadığı, davalının ticari defterlerindeki kayıtlara göre Ankara İl Mülki Sınırlarında Yol Altyapısı, BSK Asfalt Kaplama, Sanat Yapıları, Alt-Üst Geçit Köprü Yapım İşine ilişkin olarak davalı şirketin Alt Yüklenicisi “… Yol Yapı Enerji AŞ” tarafından 31.10.2018 onay tarihli 13 numaralı hakedişine ilişkin düzenlenen 31.10.2018 tarih 38.812.955,65 TL tutarındaki faturanın davalının 2018 yılı defterlerinde kayıtlı olduğu, söz konusu hakediş raporu ekinde yer alan tabloda sevk irsaliyesi seri-sıra mumaraları yerine tartım sıra numaralarının yazılı olduğu, davacının dosyaya sunduğu sevk irsaliyesi bilgileri ile tabloda yer alan tartım sıra numaralarının da belirtilen bilgilerin örtüştüğü hususunun tespit edildiği, tüm bu veriler birlikte değerlendirildiğinde; davalının akdi ilişkiyi inkâr etmesi nedeniyle, ispat yükü davacının üzerinde olup, sözleşmenin kurulduğunu davacının kural olarak yazılı delille veya ikrar, ticari defterler, fatura, tutanak, ödeme belgeleri gibi diğer kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Davacı tarafın tek dayanağı, davalı şirketin düzenlemiş olduğu sevk irsaliyeleri olup, bu sevk irsaliyelerine ilişkin olarak “… Yol Yapı Enerji AŞ” tarafından 31.10.2018 onay tarihli 13 numaralı hakedişine ilişkin düzenlenen 31.10.2018 tarih 38.812.955,65 TL tutarındaki faturanın davalının 2018 yılı defterlerinde kayıtlı olduğu, düzenlenen fatura ile sevk irsaliyelerinin bilgilerinin örtüştüğü, bu haliyle davacının akdi ilişkiyi usulüne uygun olarak ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılarak, ispatlanamayan davanın reddine karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.376,15-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 2.295,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 22.221,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın REDDİNE karar verilmiş olması nedeniyle DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸