Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/342 E. 2021/393 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/342 Esas
KARAR NO : 2021/393

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 05/04/2012
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesinin özeti ile; Davalı … ile 4628 sayılı yasa kapsamında sistem kullanım anlaşması imzaladıklarını anlaşmanın önceden hazırlandığı, içeriği ve şartları konusunda davalı ile müzakere yapmadan sözleşmeyi imzaladıklarını, davalının bu sözleşmeye dayanarak kendilerine ağır cezalar kestiğini, davaya konu 28/02/2011 tarihli 1.521.476,66-TL tutarında fatura düzenlenerek kendilerine 09/03/2011 tarihinde tebliğ edildiğini, …’ın yazısında yer alan aylık gönderilen faturaların uyarı niteliğinde olduğunu, maksimum enerji alış/veriş kapasitelerine ilişkin bilgilerini içerdiğinden aynı zamanda uyarı niteliğinde olduğunu, davalının kendilerine bu tür cezaları kesmeden önce uyarı yapmasının gerektiğini, …’ın ceza faturalarını keserken bağlantı anlaşmasının 16. Maddesine riayet etmediğini, müvekkiline herhangi bir uyarı yapılmadan mevzuata aykırı olarak bu cezaların kesildiğini, ihtirazı kayıt ile bu ödemeleri yaptıklarını, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 28/02/2011 tarihinde düzenlenen 1.521.476,66-TLlik 13/04/2011 tarihli 5.030,55-TLlik fatura olmak üzere toplam 1.526,507,21-TLlik alacağın ödeme tarihinden itibaren sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre gecikme cezası ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinin özeti ile; Kesilen faturaların yasaya ve mevzuata uygun olarak kesildiğini, yasaya aykırı bir hükmün bulunmadığını, zaman aşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek davanın reddedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Açılan bu dava, davacıdan düzenlenen faturalar gereği tahsil edilen alacağın istirdadına ilişkin davadır.
4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu çerçevesinde, iletim sistemi kullanıcısı davacıya ait dağıtım tesislerinin enerji aldığı, davalı …’a ait 24 ayrı TM’nde ” SKA’da ön görülen maksimum enerji alış kapasitesi” değerlerinin aşıldığı, tespitine bağlı olarak sistem kullanım anlaşması hükümlerine göre davalı …’ça tahakkuku yapılan 2010 Ocak – Aralık Dönemlerine ilişkin cezaya ilişkin fatura bedellerinin tahsilatının … tarafından yapıldığı, yapılan bu tahsilatın istirdadı amacıyla işbu dava açılmıştır.
Mahkememiz, görevli mahkemelerin idari yargı yolu olduğu gerekçesiyle yargı yolu yönünden görevli olmadığından görevsizlik kararı vermiştir.Kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin yapmış olduğu temyiz incelemesi neticesinde görevli mahkemenin Adli Yargı Mahkemeleri olduğu ve dolayısıyla mahkememizin kararını bozmuştur.
Bozma ilamından sonra mahkememizce yürütülen yargılama neticesinde davanın kabulüne dair 23/11/2016 tarih 2015/425 esas 2016/562 karar sayılı karar verilmiştir. Karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesince 02/11/2020 tarih 2018/1048 esas 2020/3367 karar sayılı kararla hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından 01/04/2021 tarih 2021/3665 esas 2021/1364 karar sayılı kararla; ilk derece mahkemesinin ve Dairemizin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıklarıda kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görüldüğü gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklendiği, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildiği, aynı kanunun 39. Maddesi ile 6446 sayılı Kanuna Ek Madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklendiği, 7257 sayılı kanunu yayın tarihinde yürürlüğe girdiği yargılama sırasında değişen kanun hükmüyle dava konusu uyuşmazlığa bakma görevinin idari yargıya verildiği, HMK 114/1 maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmasının dava şartı olduğu ve mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla HMK 114/1 – b ( yargı yolunun caiz olmaması) ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davanın usulden reddine ilişkin kararın yargılama sırasında değişen kanun hükmü gereğince verilmiş olması dikkate alınarak taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/1 – b ( yargı yolunun caiz olmaması) ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 22.668,65 TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 22.609,35 TL harcın karar kesinleştiğnide davacı tarafa İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır