Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2021/470 K. 14.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/330 Esas – 2021/470
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/330 Esas
KARAR NO : 2021/470

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Hastanesini işlettiğini, şirketin 2005 yılında Ankara’da kurulduğunu, bugüne kadar ticari faaliyetlerini ve istikrarını sürdürdüğünü, ancak son yıllarda yaşanan ekonomik krizler ve sağlık sektöründe yaşanan aksaklıkların şirketin bir kısım ödemelerinde gecikmeler yaşanmasına sebebiyet verdiğini, alacaklıların icra takip ve haciz işlemlerinin başvurması hem işletmenin devamı için zorunlu olan ekipman ve malzemelerin haczedilerek hizmeti kesintiye uğraması hemde hizmet standardının düşmesi riskinin ortaya çıkardığını, bu nedenle haciz tehdidi altında olmaksızın borçlarını planlayarak planlamaya uygun ödeme sağlamak ve iktisadi istikrarını güvenceye almak amacıyla konkordato talebinde bulunduğunu ve Ankara …. ATM’nin 14/09/2018 tarih… esas sayılı kararı ile 1 yıllık kesin mühlet verildiğini, kesin mühlet içerisinde konkordato projesinin uygulamaya çalışıldığını, hem müvekkili şirketin hemde devraldığı şirketin borçlarını haciz tehdidi altında üstün gayret gösterilerek ödeme çalışıldığını, sağlık hizmeti sunulmasından kaynaklı olarak hızlı hareket edilmesi gerektiğinden zaman zaman konkordato komiseri heyetinden ön onay alınmaksızın işlemler gerekti ise de sonuç itibariyle başarılı bir süreç geçirildiğini, müvekkili şirketin salt sabit kaynakları itibariyle dahi borca batık olmadığını, işletmeyi herhangi bir konkordato şemsiyesi olmadan da devam ettirebileceğinin ortaya çıktığını bu sebeple 06/09/2019 tarihinde konkordato talebinden vazgeçildiğini ve mahkemece davanın reddine karar verildiğini ancak mühlet içerisinde gayet uyumlu bir şekilde çalışan tedarikçi firmaların davanın reddi ile birlikte mevcut alacakların tahsil etmeksizin malzeme vermeme ve mevcut alacakları için yeni takip başlatma ve/veya haciz işlemi yapmaya başladığını, müvekkilinin vermekte olduğu hizmette elzem olan salt malzemelerin temin için bu alacak kalemlerin ivedilikle karşılanması, haciz tehdidi altında da olsa öncelik ödemesi mecburiyeti doğduğunu, müvekkilinin ödeme planlamasının zorlaştığını ve sürekli haciz tehdidi altında kaldığını, bu nedenle yeniden konkordato talebinde bulunmak zorunda kaldıklarını belirtmiş ve konkordato mühleti verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Talep, konkordato geçici ve kesin mühleti verilmesi ve akabinde konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Mahkememizce 03/10/2019 tarih ….Karar sayılı kararla davacının geçici konkordato mühleti verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından …. Karar sayılı kararla, davacı … EĞİTİM VE SAĞLIK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ (VKN …) hakkında 16/10/2019 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı verilmesine, komiserin görevlendirilmesi de dahil olmak üzere müteakip işlemlerin yürütülmesi için dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin kararı gereğince mahkememizce …. Esas sayılı ara kararla kesin mühlet verilen davacı şirketin konkordato geçici mühletiyle ilgili komiserler kurulunun görevlendirilmesi ve diğer hususlarla ilgili karar verilmiştir.
16/10/2020 tarihinde sona erecek olan kesin mühletin 7226 sayılı kanunun geçici 1. Maddesi ve 29/04/2020 tarih 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararı gereğince 11/01/2021 tarihine uzadığı anlaşılmıştır.
07/01/2021 tarihli ara kararla tasdik yargılamasına başlanmış ve kesin mühletin İİK 304/2 maddesi gereğince mühletin bitim tarihinden itibaren 2 ay uzatılmasına karar verilmiş ve kesin mühlet içinde tasdik talebiyle ilgili nihai karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen konkordato komiserleri tarafından kesin mühlet içinde alacaklılar toplantısı yapılıp nihai rapor sunulmuştur.
Komiserler kurulu nihai raporlarında özetle; 24/12/2020 tarihinde alacaklılar toplantısının yapıldığını, davacı şirketin borca batık olmadığını, şirketin toplam borç miktarının 19.181.095,46 TL, muhtemel elde edilecek gelirin 56.697.211,65 TL olduğunu ve teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunu, şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel meblağın hali hazırda teklif edilen meblağdan az olduğunu, alacaklılar toplantısında ve iltihak süresi içerisinde kullanılan oylara göre projenin hem alacaklı sayısı hem alacak miktarı açısından kabul edildiğini, İİK 206/1. sırası kapsamındaki borçların 1.432.232,35 TL, mühlet içi akdedilmiş sözleşmelerden kaynaklı borcun 2.976.080,13 TL olduğunu ve İİK 305/1-d maddesi açısından takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı şirketin revize projesi konkordatoya tabi borçların 6 ay ödemesiz 24 ay ödemeli olarak 30 ay vade ile ödenmesine ilişkindir.
Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 302. Maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. Maddesinde düzenlenmiştir.
İİK’nın 302. Maddesinde ; ” Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.
Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.
Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.
Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz.
Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar.
Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur.
Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder. ” ve 305. Maddesinde ; ” 302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır:
a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.
b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder).
c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması.
d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).
e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması.
Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir. ” hükmü yer almaktadır.
Mahkememizce 03/02/2021 tarihli duruşmada “1-Konkordato komiserler kuruluna itiraz dilekçeleri sunan alacaklı vekillerinin itirazlarını ve duruşmada bildirilen itirazların değerlendirilerek konkordato tasdik şartlarında değişiklik olup olmadığı, ihtilaflı işçilik alacağı olarak bildirilen alacaklardan geçici mühlet tarihinden önce 1 yıl içerisinde mahkeme kararı ile sonuçlanmış olanların tespit edilerek bildirilmesi ve mühlet içinde doğan işçilik alacaklarının hesaplanarak ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine,
2-Komiserler kurulu tarafından rapor sunulduktan sonra İİK 305/d maddesi kapsamında kalan 206/1 ve mühlet içinde doğan borçların teminatlandırmak üzere davacı tarafa 1 haftalık kesin süre verilmesine, teminatlandırılacak alacak miktarı konusunda ara karar oluşturularak davacı vekiline tebliğine,
3-Alacaklılar toplantısının yapılıp nihai tasdik raporunun sunulmuş olması dikkate alınarak kesin mühletin uzatılması talebinin reddine,
4-Davacı vekiline konkordatoya tabi olduğu bildirilen 3.343.538,42 TL miktar üzerinden konkordato tasdik harcı yatırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, ” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememiz ara kararı gereğince komiserler kurulu tarafından 10/02/2021 tarihli ek rapor sunulmuştur.
İİK’ nın 305/1-d maddesi gereğince 206. maddenin birinci sırasındaki alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçlarının ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, tasdik şartı olarak ön görülmüştür.
İİK’ nın 206/1. maddesinin birinci sırasında işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatları birinci sıra alacak olarak kabul edilmiştir. Hükmün kıyaslanması suretiyle geçici mühlet tarihinden önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş söz konusu işçilik alacaklarının birinci sırada değerlendirilecek alacaklar olduğunun kabulü gerekir. Bir yıl içinde tahakkuk etmenin de geçici mühletten önceki bir yıl içinde mahkeme ilamına bağlı işçilik alacağının olduğunun kabulü gerekir.
Komiserler kurulu tarafından her ne kadar ek raporda 206. Maddenin 1. Sırası kapsamındaki borç miktarı 762.184,67 TL olduğu bildirilmiş ise de, tüm işçilik alacaklarının 206. Maddenin 1. Sırası kapsamında olmadığı, 206. Maddenin 1. Sırası kapsamında olan alacakların geçici mühlet tarihinden önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş alacaklar olduğu dikkate alınarak 206 maddenin 1. Sırası kapsamında tespit edilen 51.017,23 TL ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlardan kaynaklanan 3.644.925,52 TL alacağı teminatlandırmak üzere Mahkememizce 22/02/2021 tarihli ara kararla davacı tarafa 1 haftalık kesin süre verilmiştir.
Ara karar davacı vekiline 28/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde İİK 305/1-d maddesi gereğince 206. Maddenin 1. Sırası kapsamındaki alacakları ve mühlet içi alacakların teminatlandırılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar İİK 305. Maddenin 1. fıkrasının a, b, c ve e bendinde düzenlenen konkordatonun tasdik şartları gerçekleşmiş ise de; 305/1-d maddesinde ön görülen 206. maddenin birinci sırasındaki alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izni ile akdedilmiş borçlarının ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması tasdik şartının gerçekleşmediği, 206. Maddenin 1. Sırası kapsamındaki 51.017,23 TL alacağın ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlardan doğan toplam 3.644.925,52 TL alacağın ödenmemiş olduğu ve davacı tarafça alacakların verilen kesin süre içerisinde yeterli teminata bağlanmadığı, bu şekilde 305/1-d maddesindeki tasdik şartının gerçekleşmediği, mühlet içi borçlar içerisinde işletme gideri kapsamında değerlendirilecek olan 641.987,49 TL miktarındaki işçilik ücretlerinin ödenmemiş olduğu, konkordatonun tasdiki için İİK 305. Maddesinde düzenlenen tasdik şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, tüm tasdik şartlarının birlikte gerçekleşmediği anlaşılmakla konkordato tasdik talebinin reddine 09/03/2021 tarihinde karar verilmiş,
Konkordato talep eden borçlu şirket ve alacaklı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/626 esas 2021/695 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamıyla mahkememiz kararı, ” ..1-2004 sayılı İİK 305 maddesi konkordatonun tasdik şartlarını düzenlemiş olup, ilgili kanunun d hükmü “206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır).” hükmüne haizdir.
Alacaklılar kurulunun 24.12.2020 tarihinde toplandığı, toplantıya 102 alacaklının katıldığı, bu alacaklıların oy kullanmada esas alınan alacaklarının toplamının 3.343.538,42-TL olduğu, toplantıda ve devam eden 7 günlük iltihak süresi içinde 59 alacaklının olumlu oy kullandığı, olumlu oy kullanan alacaklıların toplamının 2.453.210,19-TL olduğu, bir alacaklının olumsuz oy kullandığı, 42 alacaklının ise oy kullanmadığı, olumsuz oy kullanan ve toplantıya katılmayan böylece olumsuz oy kullandığı kabul edilen 43 alacaklıların alacaklarının toplamının 890.328,23-TL olduğu, buna göre konkordato projesinin kabulü için öngörülen salt çoğunluk şartının, hem alacaklı sayısı hem de alacak miktarı açısından sağlandığı komiserler kurulunun 04.01.2021 tarihli nihai raporunda belirtilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce 22.02.2021 tarihli ara kararı İİK/305/1-d ve 206. maddenin 1. sırasındaki 51.017,23-TL alacağı ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlardan doğan toplam 3.644.925,52-TL alacağı teminatlandırılmak üzere 1 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir.
Borçlu şirket vekili, karar celsesi olan 09.03.2021 tarihinde teminatlandırılacak borç miktarının 3 milyon civarında olduğunu, teminatlandırmada güçlük çektiklerini beyan ederek, mahkemece yeniden teminatlandırmak üzere makul bir süre talep etmiş ancak mahkemece bu talep yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’ince, verilin kesin mehil içerisinde gerekli teminatlandırmanın yapılmadığı, bu kapsamda İİK 305. maddesinde düzenlenen tüm tasdik şartlarının birlikte gerçekleşmediği gerekçesi ile konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Konkordato çekişmesiz yargı işi olup bu kapsamda re’sen araştırma ilkesine tabidir.
6100 Sayılı HMK’nın 94. maddesinde;
“1- Kanunun belirlediği süreler kesindir.
2-Hakim tayin ettiği sürenin sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hakim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.
3-Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.” şeklinde, kesin süre düzenlenmiştir.
Yargıtay’ın aşağıda özetleri verilen kesin süre ile ilgili emsal nitelikteki kararları şu şekildedir:
“….Kaldı ki kanunen yapılması gerekli olmayan bir işlem için kesin süre veya süre de verilemez. Bu durumda mahkemece, istinabe yoluyla yaptırılacak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere, dosya gidiş dönüş posta masrafları, bilirkişilere çıkartılacak davetiye masrafları kalemler halinde saptanıp bu giderin ne kadar süre içerisinde mahkeme veznesine depo edileceği açıkça belirtilip ara kararı gereğini yerine getirmemenin sonuçları hazır olan tarafa ihtar edilmesi, hazır olmayan ve ara kararı gereğini yerine getirmek zorunda bulunan tarafa ise bu ara kararı bir ihbarnameyle ve usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerekir iken usulsüz kesin mehil ara kararına dayanılarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 19. H.D’nin 2013/15684 E., 2013/19313 K., sayılı 04.12.2013 tarihli ilamı)
“….Ancak, yargılamayı yapan mahkeme tarafından taraflara herhangi bir işlemi yapması, eksikliği gidermesi, avans ve giderleri yatırması, belgeleri sunması vb. nedenlerle süre verilmesi halinde mahkemece, bu konuda yapılacak ihtarda taraflardan yerine getirilmesi istenen yükümlülüğün açıkça belirtilmesi, avans ve giderlere ilişkin harcama kalemlerinin ve miktarlarının net olarak belirlenmesi, sürenin hakim tarafından belirleneceği hallerde makul bir sürenin verilmesi, verilen sürenin kesin olup olmadığının belirtilmesi ve yapılması istenin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmemesi nedeniyle verilen kesin mehil sonuç doğurucu nitelikte olmadığı gibi HMK’nın 266. maddesi uyarınca da hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulmayacak olması karşısında deniz hukukundan anlayan bilirkişiden görüş alınmasına dair ara kararı kurulması da doğru görülmemiş, hükmün açıklanna nedenlerle davacı yararına bozulmasına karar verlmek gerekmiştir.” ( Yargıtay 11. H.D’nin 2019/2891 E., 2020/645 K., 22.01.2020 tarihli ilamı)
“….. Hemen belirtmek gerekir ki ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere düzenlenen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamasının sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır….” (Yargıtay 1. H.D.’nin 2015/9727 E., 2018/9333 K., sayılı 19.04.2018 tarihli ilamı)
Yargıtay kararları ile de kabul edildiği üzere, kesin süreye ilişkin ara karar açık bir şekilde yazılmalıdır. Ara kararın kapsamı ve sonuçları tereddüte yer verilmeyecek şekilde ilgilisi tarafından anlaşılabilir olmalıdır. Kesin süre verilen ara kararda, tarafa verilen sürenin miktarı işlemin yapılabilmesi için yeterli yani makul olmalıdır. Ayrıca, hakim ara kararda kesin süreye uyulmamasının sonuçlarını net olarak belirtmelidir.
İlk Derece Mahkemesi’nce her ne kadar verilen kesin süreye rağmen gerekli teminatlandırmanın yapılmadığı belirtilerek, borçlu talep eden şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiş ise de; 22.02.2021 tarihli ara karar ile verilen, İİK/305/1-d ve 206. maddenin 1. sırasındaki 51.017,23 TL alacağı ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlardan doğan toplam 3.644.925,52 TL alacağı teminatlandırılmak üzere verilen 1 haftalık kesin mehil, teminatlandırılması istenen miktarın 3.695.942,75 TL olması karşısında işlemin yapılabilmesi için yeterli ve makul olmadığı gibi ara kararda kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının açıklanmaması nedeniyle verilen kesin mehil sonuç doğurucu nitelikte değildir. Mahkemece, teminatlandırılması istenen miktar da gözetilerek davacı tarafa uyulmaması halinde sonuçları da tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklanarak, makul süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1).a.6. maddesi uyarınca, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazları ile alacaklı SGK Başkanlığının istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememizce bu kez 09/06/2021 tarihli duruşmada, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/626 esas 2021/695 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamında ön görülen şekilde,
” İİK 305/1-d maddesi gereğince 206. Maddenin 1. Sırasındaki 51.017,23 TL alacağı ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlardan doğan toplam 3.644.925,52 TL ALACAĞI TEMİNATA BAĞLAMAK, TEMİNATA BAĞLANDIĞINDA VEYA ÖDEME YAPILDIĞINDA BUNA İLİŞKİN BELGELERİ VEYA TEMİNATTAN FERAGAT HALİNDE FERAGATA İLİŞKİN KOMİSERLERCE ONAYLANMIŞ BELGELERİ SUNMAK ÜZERE DAVACI TARAFA 1 AYLIK KESİN SÜRE VERİLMESİNE,
Kesin süre içerisinde yukarıda miktarları yazılı alacakların teminata bağlanmaması, ödenmemesi veya teminattan feragata ilişkin belgelerin sunulmaması halinde konkordatonun tasdikine ilişkin İİK’NIN 305/1-d bendinde düzenlenen şartın yerine getirilmemiş olacağının ve davanın reddine karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına, ( yapıldı) ”
Şeklinde gerekli uyarıyı içerecek şekilde teminatlandırılacak alacağın yatırılması için davacı şirket vekilinin huzurunda ara kararı oluşturulmuş,
Davacı şirket vekilince kesin mehilin son gününde 12/07/2021 tarihli dilekçeyle dayanak belgelerde eklenerek teminatlandırılması gereken alacağın 710.514,50 TL’ lik kısmı için alacaklıların feragatının sağlandığını, süre verilmesi halinde kalan alacaklılarla görüşmeler sonucu aynı yönde beyan alınmasının mümkün olduğu ifade edilerek bu konuda ek süre talep edilmiş ise de, Mahkememizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/626 esas 2021/695 karar sayılı 29/04/2021 tarihli ilamında da belirtildiği şekilde kesin sürenin sonuçları açıklanmak suretiyle, teminatlandırılacak alacağın yatırılması için 1 aylık makul süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde bahse konu tasdik şartı yerine getirilmediğinden, bu hususta yeniden süre verilmesi isteminin reddi ile İİK’unun 305/1-d bendinde yazılı alacaklar teminatlandırılmadığından tasdik talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davacının konkordato tasdiki talebinin REDDİNE,
2-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince verilen 21/10/2019 tarih 2019/2267 Esas ve 2019/1660 Karar sayılı kararla verilen konkordato kesin mühletinin KALDIRILMASINA,
3-Kesin mühletin kaldırılması nedeniyle kesin mühletin kanuni sonuçlarının kalkmış olduğunun TESPİTİNE,
4-Konkordato komiserler kurulunun görevine 14/07/2021 tarihi itibariyle son VERİLMESİNE,
5-Davacı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbirlerin KALDIRILMASINA,
6-Kararın İİK 288 maddesi gereğince ilanına ve ilgili yerlere BİLDİRİLMESİNE,
7-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafça yatırılan konkordato tasdik harcının davacıya İADESİNE,
Dair, konkordato talep eden vekili ile duruşmada hazır bulunan ve isimleri yukarıda yazılan alacaklılar vekillerinin yüzüne karşı davacılar yönünden kararın tebliğ tarihinden, alacaklılar yönünden kararın ilanından itibaren 10 gün içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/07/2021