Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2021/381 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/245 Esas
KARAR NO : 2021/381

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2013
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı tarafından Mahkememizin 2013/426 E. Sayılı dosyasına vermiş olduğu dava dilekçesinin özetle; birikimi olan 23.999.424,668-TL (eski türk lirası) davalı …’nın Ankara … Şubesi’ne ….TRL Nolu hesaba yatırdığını, aynı gün şube müdürünün paranın mevduat hesabı yerine Off – Shore hesabına yatırılması halinde iyi faiz getireceğini, Off – Shore hesaplarının diğer hesaplarla aynı olduğunu telkin ederek ve kendisini aldatarak parasını Off-Shore hesabına yatırılmasını sağladığını, … Bank Off-Shore hesap numarasının … TRL olduğunu, bankaya el konulmasına mütakiben mevduatının Off-Shore hesabında bulunduğunu öğrendiğini, bankanın güveni kötüye kullandığını, özen sadakat borcuna ayklırı davrandığını, aslında hesabının Off-Shore hesabına havale edilmediğini bankanın bünyesinde kaldığını, gerçekten havale yapılmış olsa havale konusunun alınması gerektiğini, …’nin ….’ın külli halefi ollduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2010/9176 E. 2011/1300 K. Sayılı kararı gereğince;
Off-Shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıklarını, ceza mahkemesinin vermiş olduğu karar ve sonuçları da gözetilerek bankanın külli halefi olan bankanın hukuki durumunun bu çerçevede saklanmasının gerektiğini, … Bankası’nın hak ve borçlarını üstlenen …’den en yüksek banka faizi işletilmek suretiyle yatırmış olduğu paranın tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Müflis ….Bankası T.A.Ş.’nin vekili aracılığıyla vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; BDDK’nın 03/07/2003 tarih 1085 sayılı kararı ile bankalarının bankacılık işlemi yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığını, İstanbul …. ATM’nin …. sayılı dosyası ile iflaslarına karar verildiğini, iflas kararının 20/04/2006 tarihinde kesinleştiğini, borcun öncelikle alacaklı tarafından iflas masasına kaydedilmesi gerektiğini, davacının kayıt kabul davası açması gerektiğini, davacının iflas masasına kayıt için başvuruda bulunmadığını, iflas masasına kayıt talebinde bulunmanın bu dava için dava şartı olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının….Bankası Off-Shore hesabı nezdinde bulunan alacağını tahsil etmek istediğini, müflis … bankası ile …. Off-Shore Ltd.’nin hukuken ve fiilen ayrı tüzel kişilikleri olduğu, davanın bu nedenle husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, ayrıca hesabın açıldığı tarihte 818 sayılı TBK’nun yürürlükte olduğunu, 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmuş olduğunu, davanın zaman aşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle de reddedilmesi gerektiğini, davacının kendi bilgisi ve rızası dahilinde Off-Shore hesabını açtığını, bu nedenle davanın reddedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 08/03/2016 tarih ve 2013/426 E. 2016/407 K. Sayılı kararı ile; ”1-A)Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu ile … aleyhine açılan davada dava dilekçesinin yargı yolu (Görev) yönünden REDDİNE,
B)AAÜT uyarınca davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu vekili lehine takdir edilen 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilmesine,
2-Müflis …. Bankası T.A.Ş.aleyhine açılan davada
Davanın REDDİNE,” şeklinde karar verildiği, verilen karara karşı tarafların temyiz yoluna başvurmaları üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2020 tarih ve 2018/225 E. 2020/3795 K. Sayılı kararı ile; ”Davacı vekili, davacının birikimini davalı banka hesabına yatırdığını, aynı gün şube müdürünün paranın mevduat hesabı yerine Off – Shore hesabına yatırılması halinde iyi faiz getireceğini, Off – Shore hesaplarının diğer hesaplarla aynı olduğunu telkin ederek ve kendisini aldatarak parasını Off-Shore hesabına yatırılmasını sağladığını, bankanın güveni kötüye kullandığını, …’nin … Bank’ın külli halefi olduğunu, … Bankası’nın hak ve borçlarını üstlenen …’den en yüksek banka faizi işletilmek suretiyle yatırmış olduğu paranın tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı …’nin dava konusu paranın ödenmemesine neden olan idari işlemin yerinde olup olmadığının görülme yeri idari yargı olduğu, davalı …’in tasfiye edildiğini, fona devredildiği, açılan alacak davasının tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle, bu iki davalı açısından dava dilekçesinin yargı yolu yönünden reddine; davalı müflis …. İflas İdaresi’ne karşı açılan davanın, davalı bankanın 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verildiği, ve bu kararın 20.04.2006 tarihinde kesinleştiği, bu davanın 21.06.2013 tarihinde açıldığı, iflas idaresince alacağın kaydı için yapılan başvuru sonrasında ve kararların tebliğinden ayrıca sıra cetvelinin ilan edildiği tarihten yaklaşık 6-7 yıl sonra açılmış olduğu, mevcut dava niteliği itibariyle kayıt-kabul davası olduğu İİK’nun 235. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz edenlerin cetvel ilanından itibaren 15 gün içinde kayıt-kabul davası açmaları zorunlu olduğu, hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Mahkemenin davalı … A.Ş. ve … hakkında açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu (görev) yönünden reddine dair verilen kararı isabetli olup, bu kararın onanması gerekmiştir.
2-Davacı vekilince, davalı müflis … Bankası İflas İdaresi hakkında açılan dava, iflas alacağının iflas masasına kayıt kabulüne ilişkindir. İİK’nın 235/1. maddesi uyarınca, kayıt kabul davasında iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesi kesin yetkilidir. Davalı bankanın, aleyhine açılmış bulunan … Ticaret Mahkemesi’nin …. K. sayılı kararıyla 08.06.2005 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, İstanbul Ticaret Mahkemeleri’nin kesin yetkili olduğunun kabulü ile İİK’nın 235/1. ve HMK’nın 114/1-ç, 115/2. madde hükümleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın hak düşürücü süre yönünden incelenmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı … A.Ş. ve … hakkındaki temyiz itirazlarının reddi ile davalı … A.Ş. ve … hakkındaki dava dilekçesinin yargı yolu (görev) yönünden reddine dair verilen kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı müflis … Bankası İflas İdaresi hakkında açılan davanın reddine dair verilen kararın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ” gerekçesiyle kısmen onama kısmen bozma kararı verildiği, bunun üzerine mahkememize gönderilen dosyanın yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 08/03/2016 tarih ve 2013/426 E. 2016/137 K. Sayılı kararı ile; davacının davalılar … ve … A.Ş.’ye karşı açmış olduğu dava ile ilgili olarak davanın yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 25/11/2020 tarih ve 2018/225 E. 2020/3795 K. Sayılı kararı ile kararın bu yönü ile onandığı ve hükmün bu bakımdan kesinleştiği anlaşılmakla, bu konu bakımından yeniden herhangi bir karar verilmemiştir.
Öte yandan, bozma kararı verilen ve davacı … tarafından davalı Müflis … Bankası İflas İdaresi aleyhine açılan dava bakımından, mahkememizce Yargıtay bozma ilamına aynen uyulmasına karar verilerek, yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı ile de belirlendiği üzere, bozma kararı verilen dava iflas alacağının iflas masasına kayıt – kabulüne ilişkin olup, yasal dayanağı 2004 sayılı İİK’nın 235. Maddesidir. Söz konusu maddeye göre, bu davanın iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesi’nde açılması gerekmekte olup, bu yöndeki yetki kesin yetkidir.
İflas kararının … Ticaret Mahkemesi’nin …. K. Sayılı kararı ile 08/06/2005 tarihinde verildiği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-ç ve 115/2. Maddesi hükümleri uyarınca kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davacı … tarafından davalı Müflis … Bankası İflas İdaresi aleyhine açılan dava bakımından; davanın dava şartı (Kesin Yetki) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından karara BAĞLANMASINA,
4-Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır