Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2021/9 K. 11.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2021/9

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ : 04/01/2011
KARAR TARİHİ : 11/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesinin özeti ile, Müflis … hakkında Ankara ilgili … İcra Müdürlüğü) iflas dairesinin … Sayılı dosyası ile yürütülen takiplerle ilgili olarak düzenlenen sıra cetvelinin taraflarına 27/12/2010 tarihinde bildirildiğini, sıra cetveline alacak kaydının yapılması amacıyla başvuruda bulunduklarını, ancak alacağın yargılamayı gerektirtirği gerekçesi ile reddedildiğini, 4.820.147,72 TL ve 1.149.890,73 TL olan iki ayrı kalemden oluşan vergi alacaklarının 6183 sayılı yasanın 52. Maddesinde belirtilen esas alacak gibi değerlendirilerek iflas masasına kaydedilmesini dava ve talep etmişlerdir.
CEVAP:
Verilen cevap dilekçesinin özeti ile açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen … Bankası A.Ş. (… A.Ş) ‘nin eski yöneticisi ve hakim ortağı …’in … Ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dava dosyası ile iflasına karar verildiği, Ankara İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasında iflas işlemleri yapıldığı, … Ticaret Mahkemesinin kararının temyiz edilmeden kesinleştiği, davacının alacaklarının reddedilmesinde hata yada hukuka aykırıklılığının bulunmadığını, davacının aynı alacak için mükerrer alacak kayıt talebinde bulunduğunu, talebinin bu nedenle reddedildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 18/01/2017 tarih ve 2011/521 Esas 2017/53 Karar sayılı kararı ile “…1-Davanın yapılan feragatte dikkate alınarak KABULÜ İLE ;
Fazlaya ilişkin talebin REDDİ İLE;
a)Davacının müflis …. iflas idare memurluğunun 11/06/2009 tarih 13 nolu kararının iptali için yapmış olduğu talebin REDDİNE,
b)1.121.766,63-TL toplam alacak için kayıt – kabul talebinin kabulü ile 6183 sayılı yasa gereğince alacağın iflas masasının 1. Sırasına yazılmasına,
C)Davacının 02/06/2010 tarihli 18 nolu başvurusunun kısmen kabul edilerek,
Fazlaya ilişkin talebin reddedilerek 556.175,96-TLlik alacağın 6183 sayılı yasa gereğince iflas masasının 1. Sırasına kaydına yazılmasına,…” şeklinde karar verildiği, verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM 23. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2018 tarih ve 2018/262-324 E/K sayılı kararı ile; “…Bu durumda mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis … iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulup, HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır….” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Söz konusu karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/12/2020 tarih ve 2018/855 Esas 2020/3947 Karar sayılı kararı ile dosyada verilen kararın HMK’nın 362/1-c maddesi uyarınca kesin olup, temyizi kabil karar olmadığından taraf vekillerinin temyiz isteminin reddine ve dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine mahkememize gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından, müflisin vergi borcu nedeniyle iflas masasına kayıt için başvurduklarını, ancak taleplerinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiğini, 4.820.147,72 TL ve 1.149.890,73 TL olan iki ayrı kalemden oluşan vergi alacaklarının 6183 sayılı Yasa’nın 52. maddesinde belirtilen esas alacak gibi değerlendirilerek iflas masasına kaydedilmesini talep ettiği, daha sonra 05.11.2012 tarihli dilekçeyle talebinin bir kısmından feragat ettiği, davalı vekilinin ise, davacının alacaklarının reddedilmesinde hukuka aykırıklılığının bulunmadığını, davacının aynı alacak için mükerrer alacak kayıt talebinde bulunduğunu, öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Dava 2004 sayılı İİK’nın 235. Maddesine göre açılmış kayıt kabul istemine ilişkindir.
Ankara BAM 23. Hukuk Dairesi’nin yukarıda bahsedilen 08/03/2018 tarihli kararında da belirtildiği üzere; tüzel kişiliği haiz Fon tarafından İİK hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen ve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis ….iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu, bu cetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermenin Adli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceği gözönünde bulundurulduğunda, davanın adli yargının görev alanında olmayıp idari yargının görev alanında olması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:
1- Davanın dava şartı (6100 Sayılı HMK’nın 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından) yokluğundan davanın usulden reddine,
2- Görevli mahkemenin idari yargı olduğunun tespitine,
3- Taraflar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6- Karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. Maddesi hükümlerine göre taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır