Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2022/575 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2022/575

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – …
Av. … – …

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile … arasında imzalanmış hizmet alım sözleşmeleri ve iş ilişkisi kapsamında…Havacılık’tan personel kiralaması yapıldığını, kiralanan personelin Ankara dışındaki görevleri nedeni ile herhangi bir dayanağı ve gerekçesi olmadan %15 oranında ayrıca hizmet bedeli hesaplanarak fatura edildiğini ve müvekkili …’dan tahsil edildiğini, müvekkili şirket bünyesinde görev yapan … hakkında hizmet ve mal alımı yapılan yan sanayi firmalarından…Havacılık ile bağlantısı bulunduğuna ilişkin şüphe ve iddialar sonrasında … iç denetim başkanlığı tarafından inceleme başlatıldığını, 20/10/2020 tarihli inceleme raporunda …’un görev ve yetkilerini kötüye kullanarak … aleyhine davalı…Havacılığın haksız kazanç sağlamasına neden olduğu ve …’ı zarara uğrattıklarının tespit edildiğini, bu nedenle …’un iş akdinin tazminatsız olarak feshedildiğini, davalı tarafından elde edilen haksız kazancın iadesinin ise iş bu dava ile talep edildiğini, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile; … tarafından ödenen 37.450,24 TL’nin yukarıda belirtilen her bir faturaya ilişkin yapılan ödeme tarihinden itibaren avans faizi oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını ve usulden reddi gerektiğini, esas yönünden ise davacının halka açık bir anonim şirket olup, basiretli tacir olduğunu, davaya dayanak faturalara davacı tarafça itiraz edilmediğini, iş bu faturaların ticari defterlere kaydedildiğini, iade faturasının kesilmediğini ve itirazi kayıt olmaksızın ödeme yapıldığını, davacı ile her ay düzenli olarak cari hesap mutabakatı yapıldığını, davacı kendi göndermiş olduğu kesin cari hesap mutabakat formunun aksini ancak yazılı delil ile ispat edilebileceğini, davacının iddia ettiğinin aksine tüm alımların 11 aşamalı onay sisteminden geçtiğini ve fazla ödeme yapılmasının bahse konu sistem nedeni ile mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşme ile sipariş emrinin çelişmesi halinde sipariş emrinin üstün olacağının sözleşmenin 23.2 maddesinde düzenlendiğini, müvekkili firmaya imtiyaz tanındığı ve …’ın zarar ettiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
29/11/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı … A.Ş.’nin davalı…Havacılık Ltd. Şti’ne Hizmet Bedeli adı altında ödediği miktarların 37.450,24-TL olarak hesaplandığı, davadaki talebin de aynı olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, hizmet bedeli adı altında ödeme yapılacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği bildirilmiştir.
27/03/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı … A.Ş.’nin davalı…Havacılık Ltd. Şti.’ne Hizmet Bedeli adı altında ödediği miktarların 37.450,24-TL olarak hesaplandığı, davadaki talebin de aynı olduğu, sözleşme tarihi olan 30.11.2018 tarihinden önceki hizmet bedelinin toplamının 24.718,08-TL, sözleşme tarihinden sonraki hizmet bedeli toplamının 12.732,16-TL olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede, hizmet bedeli adı altında ödeme yapılacağına ilişkin herhangi bir hükme yer verilmediği, zamanaşımı itirazı hakkında nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, 23.02.2019 tarihinden önceki alacakların zamanaşımına uğradığının kabulü halinde, 28.402,15-TL alacağın zamanaşımına uğramış olabileceği, fazla ödemenin tespitine dair inceleme raporunun 20.10.2020 tarihinde düzenlendiği bildirilmiştir.
Ankara 42.İş Mahkemesi’nin 2020/966 E.sayılı dosyası incelendiğinde; dava dışı işçi … tarafından, … ..A.Ş aleyhine iş aktinin haksız feshine bağlı alacak istemi ile dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, ” davacı, fesih gerekçesinde ifade ettiği yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi isteği ile ayrıldığını ispat ettiğinden kıdem tazminatı almaya hak kazanmıştır. Her ne kadar davalı tarafından “davacının emeklilik hakkını kötüye kullanıldığını, davacının iş akdinin gerçekte işveren tarafından haklı nedenle feshedildiği” ileri sürülmüşse de davalı işbu savunmasının ispatına yönelik olarak dosyaya hiçbir somut bir bilgi, belge ve delil sunmadığından Mahkememizce davalı savunmalarına itibar edilmemiştir,” denilmek suretiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Dava, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında alacak istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, hizmet alım sözleşmesi kapsamında görevlendirilen personel için hizmet bedeli adı altında yapılan ödemenin dayanağının bulunup bulunmadığı, bu suretle davalı tarafça haksız kazanç elde edilip edilmediği, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf öncelikle zamanaşımı def’ini ileri sürmüş olup; TBK’unun 82. maddesinin; “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar,” şeklinde düzenlendiği, somut davada, davacı taraf 20/10/2020 tarihli inceleme raporu ile geri isteme hakkı olduğunu öğrendiğini beyan etmiş olup, aksine ilişkin delilin davalı tarafça sunulmadığı dikkate alınarak, inceleme raporunun düzenlendiği tarihten itibaren, dava tarihine kadar 2 yıllık sürenin dolmadığı anlaşıldığından, zamanaşımı defi yerinde görülmemiş ve davanın esası incelenmiştir.
Davanın esası yönünden ise; davacı taraf, 30/11/2018 tarihli sözleşme kapsamında davalı şirketten personel kiralaması yapıldığı, sözleşme kapsamında kiralanan personele herhangi bir dayanağı olmadan hizmet bedeli hesaplanarak, taraflarına fatura edildiğini ve iş bu fatura bedellerinin davalı tarafa ödendiğini beyan ederek, ödenen fatura bedelinin iadesini talep etmiştir. Dosya kapsamına alınan kök ve ek bilirkişi raporu ile, tarafların ticari defterlerinde yapılan inceleme neticesinde, davaya konu faturaların 16 tanesinin (15/06/2017, 21/12/2017, 01/03/2018, 15/03/2019, 09/03/2018, 02/04/2018, 03/04/2018(2 adet), 10/04/2018, 27/04/2018(2 adet), 17/05/2018, 31/05/2018, 05/06/2018, 25/06/218, 11/07/2018 tarihli olmak üzere toplam 24.718,08 TL bedelli) sözleşme öncesi düzenlendiği anlaşılmıştır. İş bu faturalar yönünden 30/11/2018 tarihli sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağı açıktır. Diğer taraftan; iş bu 16 adet faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın iş bu faturaları defterine işleyerek ödeme yaptığı anlaşılmakla, TTK’unun 18.maddesinde düzenlendiği üzere tacir konumunda olan davacı şirketin, taraflar arasında fatura içerikleri konusunda anlaşmaya varıldığına dair mutabakat olmadığı şeklindeki iddiasının basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir açıklama olduğu, bu konuda gerek kanun hükmü ve gerekse Yargıtay içtihatları yoruma mahal vermeyecek kadar açık olup, davacının basiretli bir tacir gibi hareket ederek hesaplamaları kontrol edip, herhangi bir eksiklik veya hata varsa sekiz günlük süre içerisinde fatura içeriğine veya tutarına itiraz etmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir itiraz iradesini ortaya koymamasının yapılan hesaplamaları kabul ettiği anlamına geleceği gibi, dava dışı işçi … ile davalı şirketin irtibatlı olduğu, hak ve yetkilerini kötüye kullanmak suretiyle davacı şirketi zarara uğrattığı yönündeki iddianın ispatına elverişli somut delil sunulmadığı ve bahse konu işçi …’un iş aktinin haksız feshi nedeni ile Ankara 42.İş Mahkemesi’nin 2020/966 E.sayılı dosyası nezdinde açtığı davada, …A.Ş’nin iş aktini haklı nedene dayalı olarak feshettiğini ispat edemediği ve dava dışı işçi …’u haklı bulunduğu anlaşılmakla, söz konusu, davaya konu sözleşme öncesi düzenlenen faturalar yönünden davacının talepleri yerinde görülmemiştir.
Davaya konu 4 adet faturanın(01/03/2019, 24/07/2019, 02/01/2019, 01/04/2019 tarihli,toplam 12.732,16 LT bedelli) ise; 30/11/2018 tarihli sözleşme sonrası düzenlendiği, iş bu sözleşmede davalıya hizmet bedeli adı altında ödeme yapılacağına dair bir düzenleme mevcut değil ise de; sözleşmenin 23.2 maddesinde; bu sözleşmenin ana metnindeki hükümler, sözleşme eklerindeki hükümler ve sipariş emri hükümleri arasında herhangi bir çelişki olması halinde, öncelikle sipariş emri ve eklerinin geçerli olacağının düzenlendiği, davaya konu faturaların da hizmet bedelinin gösterildiği sipariş emirlerini kapsadığı, fatura bedelleri ile sipariş emirlerinde yer alan bedelin aynı olduğu dikkate alınarak, sözleşme ve sipariş emrine uygun şekilde davacının ödeme yaptığı anlaşıldığından, davacının iade istemi yerinde görülmemiş ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 639,56 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 558,86 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 24,00 TL yargılama giderinin (posta gideri) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
DAVACI
Bilirkişi Ücreti : 2.600,00 TL
Posta Masrafı : 70,00 TL
Başvurma Harcı : 59,30 TL
Vekalet Harcı : 8,50 TL
DAVALI
Posta Masrafı : 24,00 TL