Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2022/362 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/16 Esas – 2022/362
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/16 Esas
KARAR NO : 2022/362

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı 16/11/2019 tarihinde araların da Fatura Karşılığında Ödemesi Yapılacak Hakediş Usulü Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi (EK-1) ve bu sözleşmeye ek Sabit Bedel Protolü (Ek-2) imzalandığını, iş bu sözleşme ile müvekkili şirketin davalı şirkete Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ve Türkiye Tabipler Birliği’nin kabul ettiği Meslek Etiği Kuralları hükümleri ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olan özel ihtisas, deneyim ve tıbbi maharet gerektiren Spor Hekimliği branşına ait tıbbi işlemlerin yürütülmesinde iş ortağı olması konusunda anlaşmaya varıldığını, Sözleşme içeriğinde müvekkili şirketin hakediş bedellerinin nasıl hesaplanacağının sözleşmenin Hakediş Hesabı ekinde açıklandığını ve hesaplamaya göre müvekkil şirketin hesaplanmış sağlık hizmeti tutarının 80.000,00 TL’yi geçmesi durumunda geçen kısmın %22’si, 100.000,00 TL’yi geçmesi durumunda ise geçen kısmın %24’ünün hakediş bedeli olarak ödeneceği davalı şirket tarafından kabul edildiğini ve akabinde her iki taraf arasında ayrıca sözleşmeye konu hizmete yönelik sabit ödeme yapılması amacıyla Ek Sabit Bedel Protokolü imzalandığını, bu protokole göre de aylık hakkediş hesaplamasının KDV hariç 16.000,00TL’den daha düşük gerçekleşmesi halinde, hakediş bedeli ortalamasının KDV hariç 16.000,00TL olarak uygulanacağı konusunda anlaşmaya varıldığını, açık olduğu üzere müvekkili şirkete aylık KDV hariç en az 16.000,00 TL ödeme yapılması gerektiğini, fakat davalı şirketin parça parça birkaç ödeme dışında başkaca bir ödeme yapmadığını ve ayrıca müvekkili şirket doktoruna çalışma yeri olan ilgili hastanede uygun ortam ve şartların kasıtlı olarak sağlanmadığını, müvekkili şirket doktoruna sözleşmeye konu hizmetin yapılacağı yer olan hastane içerisinde hastalarını muayene edecek bir oda dahi verilmediğini, bu sebeple her defasında Dr. Mehmet Murat SEVEN’in hastalarını hasta geldiği anda hangi doktor odası veya başka herhangi bir oda boş var ise bu odalarda muayene için uygun şartlar olmasa dahi muayene etmek zorunda kaldığını, hatta hastane içerisinde bir nevi doktor önde hasta arkasında uygun boş oda arar durumlarına defalarca düşürüldüğünü, yetkili doktor … tarafından defalarca hastane yönetimine sözlü ve mesaj yolu ile yazılı olarak alması gereken ödemelerin yapılması ve çalışma ortamı ile alakalı olumsuzluklar ile hastalar önünde düşürüldüğü durumun bir an evvel çözüme kavuşturulması konusunda ikazlarda bulunmuş olmasına rağmen davalı şirket aynı olumsuz tutumunu sürdürerek imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak hareket etmeye devam ettiğini, bu iddialarını destekleyen Müvekkili şirket sahibi … ve davalı şirket yetkilileri arasında geçen Whatsapp yazışmalarının EK-3’de sunulduğunu, bu yazışmalar içerisinde tespit edileceği üzere yaşanılan olumsuzlukların yanında sözleşme tarafı doktora tahsis edilen belli bir oda olmaması sebebiyle hastanın ilgili hastane içerisine geldiğinde kendisine telefon veya whatsapp aracılığıyla ulaşılarak bilgi verilmeye çalışıldığını, yine karşılıklı imzalanan sözleşmede fesih ile ilgili olarak Süre ve Fesih Madde:3 bölümünde “taraflardan biri sözleşme hükümlerini ihlal ettiği takdirde, diğer taraf iş bu durumun 15 (onbeş) gün içinde düzeltilmesini karşı tarafa noter vasıtasıyla ihtar eder. Ancak aynı derhal fesih hakkı saklıdır. İhtarın üzerine 15 gün içerisinde karşı taraf durumun düzeltildiğini gösterir delilleriyle birlikte yazılı olarak yanıt vermediği takdirde, sözleşme başka ihtara gerek kalmadan kendiliğinden sona erer. İşbu fesih sebebiyle zarar oluşması halinde, feshe sebebiyet veren tarafın, diğer tarafın zararını tazmin etmekle yükümlü olacaktır.” hükmü bulunduğunu, ilgili madde gereği taraflarınca davalı şirkete sözleşme gereği edimlerini yerine getirmesi konusunda kalan ödemelerin yapılması ve çalışma koşullarının düzeltilmesi hususlarını içeren …6. Noterliğinden 25 / 09 /2020 tarih ve 10212 yevmiye numaralı bir ihtarname (EK-4 ) gönderildiğini ve sözleşme gereği 15 gün süre içerisinde edimlerini yerine getirmesi istendiğini, ihtarnameye cevaben İstanbul 39. Noterliği 09 10 /2020 tarih ve 21113 yevmiye numaralı cevap ihtarnamesinin (EK-5) davacıya tebliğ edildiğini, davalı şirket vekili tarafından cevaben gönderilen ihtarnamede müvekkili şirket doktorunun son hastasını 27.04.2020 tarihinde muayene ederek hizmet sunumunu iyi niyet kurallarına aykırı bir şekilde bildirimsiz durdurduğundan bahisle ihtarnamelerinde mevcut taleplerin tamamına olumsuz cevaplar verildiğini, davalı şirket tarafından verilen gerçeklerden ve iyi niyetten yoksun cevapları kabul etmediğini, öncelikle cevap ihtarnamesinde ifade edildiği gibi müvekkili şirketin hizmet alımını bildirimsiz sonlandırdığı iddia ediliyor ise davalıdan beklenen sözleşmenin feshi ile ilgili kendisinin yasal yollara başvurması gerektiğini, zira ilgili sözleşmenin süre ve fesih bölümünün son maddesinde cezai şart dahi koyulmuş haksız fesih sebebiyle işlem yapan tarafın diğer tarafa en son ay için ödenen hakkediş tutarının 3 (üç) katı tutarında cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, hal böyle iken müvekkili şirketin hizmet sunumunu durdurduğu itirazının samimi ve iyi niyetli bir yaklaşım olduğunun düşünülemeyeceğini, öte yandan cevaben gönderilen yazıda müvekkili şirket doktorunun en son 27 / 04 / 2020 tarihinde hasta muayene ettiği iddiasının da tamamen iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, zira bu tarihten (27/04/2020) sonra da taraflarınca gönderilen 25/09/2020 tarihli ihtarnameye kadar müvekkili şirket doktoru davalı şirkete ait Medicalpark …Hastanesi’nde çalışmaya ve hasta kabul etmeye devam ettiğini, fakat hastane yönetimi tarafından 27/04/2020 tarihinden sonraki … ‘e ait kayıtların sistemden kasıtlı bir şekilde silindiğini, bu iddialarını destekleyen 16/09/2020 tarihli hasta kabulü, hastaya gelen mesaj, hastaneye ait internet sayfasında mevcut randevu bilgileri (EK- 6) ve bir hasta için düzenlenen 08/07/2020 tarihli Epikriz Raporu EK-7 de, doktora ait önceki tarihli kayıtların sistemden silindiklerine ait fotoğrafın ise EK-8 de mahkemeye sunulduğunu, ek olarak bu tarihten sonraki pek çok farklı zamanda Whatsapp yazışmaları (EK-3) içerisinde mevcut gelen hastalara ait müvekkil şirket doktoruna yapılan bilgilendirmeler, hastalara verilen belgelerden ve mesajlardan cevaben verilen bu itirazın da iyi niyetten oldukça uzak olduğunun açık olduğunu, yine tüm bu iddialarının gerek duyulduğu takdirde tanık ifadeleri ile de doğrulanacak husus olduğunu, müvekkil şirketin sözleşmesi, imzalanan sözleşme hükümleri gereği 26/06/2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini değerlendirdikleri ihtarnamelerinin üzerine 15 gün eklenmesi sonucu 11/10/2020 tarihinde sona erdiğini, müvekkili şirkete bu süre zarfında toplam 173.332,50 TL ödeme yapılması gerekir iken 4 (dört) parça halinde toplamda 36.715,68 TL (KDV Dahil) ödeme yapıldığını, bunun haricinde bir ödeme yapılmadığını, yapılan ödemelere ait belgelerin EK-9 da sunulduğunu, buna göre;
Sözleşme Başlangıç Tarihi : 16/11/2019
Sözleşme Bitiş Tarihi : 11/10/2020
Toplam Hizmet Verilen Süre : 10 Ay 25 Gün
Aylık Ödeme : 16.000,00 TL (KDV Hariç)
Günlük Ödeme (16.000 /30 Gün) : 533,33 TL (KDV Hariç)
Toplam Ödenmesi Gereken Tutar : 173,332,50 TL (KDV Hariç)
(16.000 TL X 10 AY) * (533,3 X 25 Gün )
Davalı Şirket Tarafından Yapılan Toplam Ödeme: 33.996,00’TL (KDV Hariç)
Müvekkiline Ödenmesi Gereken Kalan Tutar : 139.336,50TL (KDV Hariç)
Olarak hesaplandığını, buna göre sözleşme tarafı olan davalı şirketin yükümlü olduğu edimleri yerine getirmediğini, üzerine hastane bünyesinde kullanılan sistem kayıtlarını dahi kötü niyetli olarak müvekkil şirket aleyhine sildiğini, davacının, müvekkiline her ne kadar durumu iyi niyetli olarak düzeltmeye çalışsa da bir sonuç alamadığını, belirterek davanın kabulü ile sözleşme gereği müvekkili şirketin kalan alacağı olan 139.336,50 TL (KDV Hariç) tutarın her bir ay için ödenmesi gereken tarihten itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında 16/11/2019 tarihinde Fatura Karşılığında Ödemesi yapılacak Hakediş Usulü Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin EK-2 hakediş hesabı başlıklı kısmının hakediş hesaplama esasları başlıklı 3.5. Maddesinde; “Şirket doktorunun, sağlık Kurumu’nun aracılığı ile muhtelif üniversitelerin akademik kadrolara atanmak istemesi durumunda, bu atamanın ilgili üniversitenin atama kriterlerine göre yapılacağını ya da yapılmayacağını; atamanın gerçekleşmesi halinde bu atamadan kaynaklı bir maaş bağlanacağını, ilgili üniversitenin ise bu maaşa ilişkin bordro maliyetinin tümünü Sağlık Kurumuna fatura edeceğini, Sağlık Kurumu tarafından, İlgili üniversiteye ödenen bu toplam bordro maliyetinin, Şirket’in aylık alacaklarından mahsup edileceği hususunda şirket, sağlık kurumu ile mutabık kalmıştır.” hükmünün bulunduğunu, bu madde uyarınca davacı tarafın dava konusu iddia ve taleplerini asla kabul anlamına gelmemekle birlikte Yüksek İhtisas Üniversitesi’ne ataması yapılan davacı şirket doktorunun toplam bordro miktarının anılan üniversiteye yapılmış olmakla, üniversiteye ödenen bu miktarın hakediş üzerinden mahsup edilmesi gerektiğini, davacının 28.02.2020 tarihli Yüksek İhtisas Üniversitesi’ne bordro maliyetinin 2.158,00 TL, 31.03.2020 tarihindeki bordro maliyetinin 4.980,00 TL olduğunu, anılan sözleşmede 16.11.2019 tarihinde yürürlüğe gireceği imza altına alınmışsa da davacının çalışma belgesinin 26.12.2019 tarihinde çıkmış ekli hasta listesinden de anlaşılacağı üzere ilk hastasının protokol açılış tarihinin 11.01.2020 olduğunu, nitekim sözleşmenin süre ve fesih başlıklı 3. Maddesinde sözleşmenin süresi, şirketin hizmete başladığı tarih olarak belirlendiğini, davacının bu tarihe kadar çalışmadığını (Ek-Çalışma belgesi), dolayısıyla hakediş ücretinin ocak ayı itibari ile başladığını, dava dilekçesinde çalışma şartlarından kaynaklı sorun yaşandığınnı iddia edildiğini, Dünya Sağlık Örgütü’nün 12.03.2020 tarihli kararında, koronavirüsü “pandemi” (Küresel Salgın) olarak ilan ederek, küresel risk seviyesini “yüksek” ten “çok yüksek” seviyesine çıkarması, tüm dünyayı etkisi altına alması, buna karşın Covid 19 enfeksiyonunun yayılma hızındaki haklı endişeler, kamu otoriteleri tarafından alınan tedbirler, diğer yandan Sağlık Bakanlığı Sağlık hizmetleri Genel Müdürlüğü 20.03.2020 tarihinde 14500235- 403.99 sayılı “Pandemi Hastaneleri” konulu genelgesi ve genelge kapsamında enfeksiyon riskini azaltmak için alınan tedbirler gereği polikliniklerin birleştirildiğini, bu durum dahi hekimin çalışma ortamını olumsuz yönde etkilememiş, hasta doktor gizliliğinin ihlal edilmesine sebebiyet vermediğini, bu cümle den olmak üzere kasıtlı olarak çalışma ortamının sağlanmadığı iddiasının kabul edilebilir olmadığını, her ne kadar davacı taraf aralıksız olarak hizmete devam ettiğini iddia etmişse de alacaklı olduğunu iddia eden davacının 30.04.2020 tarihinden sonra sözleşme uyarınca hakedişlerine yönelik bir fatura kesmediğini, 27.04.2020 tarihinden sonra Haziran ayına kadar hiçbir hastaya bakmayan davacı yaklaşık iki ay sonra 08.06.2020 tarihinde hasta için muayeneye geldiğini, böyle bir zaman diliminde Medical Park gibi bir hastanede hasta olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,
Davacıya hakedişlerine karşılık olmak üzere ek olarak;
14.02.2020 tarihinde 16.000,00 TL,
09.03.2020 tarihinde 15.584,72 TL,
03.04.2020 tarihinde 10.949,36 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelere ilişkin dekontlar ekte sunulduğunu, hal böyleyken davacının iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu davanın reddine, her türlü beyan ve cevap hakları saklı kalmak kaydı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında düzenlenen ”Fatura karşılığında ödemesi yapılacak hak ediş usulü sağlık hizmetleri alım sözleşmesi, hak ediş usulü sağlık hizmeti alım sözleşmesine ek olmak üzere sabit bedel protokolü, fatura karşılığında ödemesi yapılacak hak ediş usulü sağlık hizmeti alım sözleşmesi ek olmak üzere hizmet sunumuna ara verme protokolü, noter ihtarnameleri, whatsApp görüşme kayıtları, mesaj kayıtları, … Hastanesi kayıtları, Yüksek İhtisas Üniversitesi kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında 16/11/2019 tarihli hizmet alım sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek olarak sabit bedel protokolüne istinaden davacı tarafın Spor Hekimliği branşına ait tıbbi işlemler ve hizmeti yerine getirdiğini, buna istinaden müvekkilinin düzenlemiş olduğu fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini belirterek, söz konusu sözleşmelerden kaynaklanan toplam 139.336,50-TL bakiye alacağın her ay ödenmesi gereken tarihten itibaren en yüksek faiz oranı üzerinden yapılacak hesaplama ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise; cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında davacı tarafın belirttiği gibi 16/11/2019 tarihli hizmet alımı sözleşmesi ve ek protokolünün düzenlendiğinin doğru olduğunu, ancak davacı şirketin görevlendireceği doktorun Yüksek İhtisas Üniversitesi’ne atamasının yapıldığını, bu hususta Yüksek İhtisas Üniversitesi’nin kayıtlarının bulunduğunu, davacı tarafın görevli doktorun çalışmadığı döneme ilişkin fatura düzenleyerek bu dönemlerin ücretini talep ettiğini, çalışılan dönemlere ilişkin bedelin ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 16/11/2019 tarihli “Fatura Karşılığında Ödemesi Yapılacak Hakediş Usulü Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek Sabit Bedel Protokolü” nden kaynaklanan sözleşmelerin imzalandığı hususunun tarafların kabulüne olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın; söz konusu sözleşmeye göre davacı tarafın sözleşme kapsamındaki edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, davacı taraf edimlerini yerine getirdi ise sözleşmeye göre bedelinin davalı tarafça ödenip ödenmediği, davalı tarafın iddia etmiş olduğu Yüksek İhtisas Üniversitesine 28/02/2020 ve 31/03/2020 tarihinde yapılan ödemelerin dava konusu sözleşmeler kapsamında yapılan ödemeler olup olmadığı, hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 16/11/2019 tarihli sözleşme incelendiğinde; Sözleşmenin davacı ve davalı taraf arasında yapıldığı, konusunun; (2. madde); ”Tıbbi Deontoloji Tüzüğü ve Türkiye Tabipler Birliği’nin kabul ettiği Meslek Etiği Kuralları hükümleri ile yürürlükteki ilgili tüm mevzuat hükümlerine uygun özel ihtisas, deneyim ve tıbbi maharet gerektiren SPOR HEKİMLİĞİ Branşına ait tıbbi işlemlerin mesleğin gereklerine uygun glarak sunulması hususunda Sağlık Kurumu ile Şirket arasında iş ortaklığı yapılacaktır. Bahsi geçen iş ortaklığı kapsamında hemşire ve benzeri yardımcı sağlık personeli, tibbi cihazlar, malzemeler, hastane binası ve otelcilik hizmetleri, Sağlık Kurumu tarafından sağlanacaktır. Şirket ise, ortakları arasından olmak kaydıyla, Spor Hekimliği Branşından doktoru/doktorları Sağlık Kurumu’nda görevlendirecektir….” şeklinde olduğu,
3. Maddesinde; sözleşmenin 16/11/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği ve süresinin şirketin hizmet sunmaya başladığı tarihten itibaren 1 yıl olduğu,
4. Maddesinde; hak edişin ne şekilde hesaplanacağı,
5. Maddesinde ise; tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği anlaşılmıştır.
Yine tarafların kabulünde olan hak ediş usulü sağlık hizmeti alım sözleşmesine ek olmak üzere sabit bedel protokolü de ise; bu protokolün 16/11/2019 tarihli sözleşmenin eki olarak düzenlenip imzalandığı, protokolün konusunun taraflar arasındaki fatura karşılığında ödemesi yapılacak hak ediş usulü sağlık hizmeti alım sözleşmesi çerçevesinde hizmet sunacak olan şirkete sunmuş olduğu hizmetler karşılığında yapılacak ödemeler için aylık olarak sabit bir bedel belirlenmesi hususunda mutabakata varıldığı, protokolün 3. maddesinde ise; şirketin sağlık kurumunda verdiği sağlık hizmetine karşılık olarak sözleşmenin ilk 12 ayı süresince hesaplanacak hak ediş bedeli aylık hesaplamasına göre KDV hariç 16.000,00-TL’den daha düşük gerçekleşmesi halinde hak ediş bedeli ortalamasının KDV hariç 16.000,00-TL olarak uygulanacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Yüksek İhtisas Üniversitesi Hukuk Müşavirliği’nden alınan 14/10/2021 tarihli yazı ve eki belgeler incelendiğinde; Mehmet Murat Seven’in üniversitelerinin Tıp Fakültesi bünyesinde 17/02/2020 tarihinden 06/09/2020 tarihine kadar Dr. Öğretim Görevlisi görevini ifa ettiği, bu görevine istinaden kendisine maaş ödemesi yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce belirlenen Mali Müşavir bilirkişi Ali Açıkgözler ve Adli Tıp Uzmanı Dr. Talat Yurtman tarafından düzenlenen 20/03/2022 tarihli rapor dosya arasına alınmıştır.
Buna göre, somut olay incelendiğinde; taraflar arasında davacı şirket tarafından davalı şirkete ait olan Medical Park …Hastanesi’nde Tıbbi Dentoloji Tüzüğü ve TTB’nin kabul ettiği meslek etiği kuralları hükümleri ile yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun olan özel ihtisas, deneyim ve tıbbi maharet gerektiren Spor Hekimliği branşına ait tıbbi işlemlerin yürütülmesi kapsamında sözleşme düzenlendiği, sözleşme ve sabit bedel protoklüne göre aylık 16.000,00-TL ücret verilmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 16/11/2019 tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olduğu, davacı tarafça işbu davada müvekkili şirket bünyesinde görev yapan … tarafından 16/11/2019 -11/10/2020 tarihleri arasında 10 ay 25 gün süre ile hizmet verildiği halde bu bedelin 33.996,00-TL (KDV hariç) kısmının ödendiğini, bakiye 139.336,50-TL’lik kısmın ödenmediği gerekçesi ile işbu davanın açıldığı, buna göre davacı şirket tarafından görevlendirilen … ‘in 16/11/2019 tarihinde işe başladığı ancak Yüksek İhtisas Üniversitesi’nden alınan yazı cevabına göre adı geçen doktorun 17/02/2020 tarihinde üniversite de öğretim görevlisi olarak göreve başladığı belirtilse de dava dilekçesinin ekinde sunulan WhatsApp yazışma kayıtları, fotoğraflar, hastaneye ait epikriz formu ve diğer tüm belgeler ile dinlenen tanığın beyanı birlikte değerlendirildiğinde; adı geçen doktorun davalı hastane nezdinde Eylül 2020 tarihi itibariyle halen görev yaptığının görüldüğü, bu haliyle davalı tarafın adı geçen doktorun kendi bünyelerinde davacı tarafın iddia ettiği süre kadar çalışmadığı, davacının 30.04.2020 tarihinden sonra herhangi bir fatura kesmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, doktorun davaya konu sözleşme kapsamında davalı nezdinde davacı tarafın iddia ettiği gibi 10 ay 25 gün hizmetinin bulunduğu, aylık ödemesinin sabit olarak 16.000,00-TL olarak kararlaştırıldığı, buna göre 10 ay 25 gün için toplam hak ediş miktarının KDV hariç 173.332,50-TL olduğu, davalı tarafça 42.534,08-TL ödeme yapıldığı, buna göre HMK’nın 26.maddesine göre taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı tarafın bakiye alacağının 130.798,42-TL (KDV hariç) olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davanın belirlenen bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın Kısmen KABULÜ ile; toplam 130.798,42-TL (KDV Hariç)’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 8.934,84-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 2.379,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.555,32-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 2.379,52-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 16.375,85-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yapılan 1.640,50-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.539,98-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
7-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin); davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle 1.239,11TL’sinin DAVALIDAN, bakiye 80,89 TL’sinin ise DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/05/2022