Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2021/289 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/129 Esas – 2021/289
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/129 Esas
KARAR NO : 2021/289

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; Afyonkarahisar İli Merkez İlçesi Bayramgazi Köyü Ertuğrul mevkiinde bulunan “… GES DM-Oruçoğlu DM 3 x 950 kWe gücündeki GES Enerji Nakil Hattı Tesis Yapım İşi” ne ait projenin 15.09.2017 tarih ve … OSMANGAZİ/03-078 sayı ile onaylandığını, ancak davalı tarafça 13.09.2017 tarihinde toplam 7.811,60 TL proje onay bedeli adı altında müvekkilinden ücret alındığını belirterek, alınan söz konusu ödemenin, ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, ilgili mevzuat hükümleri gereğince Elektrik Tesislerinin proje onay ve kabul işlemleri yetkisinin esas İtibariyle Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına ait olduğunu; Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliğinin “Yetki Devri” Başlıklı 8. Maddesine istinaden, Bakanlığın 29.12.2016 tarih ve 3221 sayılı makam oluru ile müvekkili kuruma yetki devri yaptığını, bahse konu eylemler için açılacak davaların idari yargı yetki sınırlarında olduğunu ve idari dava açma süresinin de dolmuş bulunduğunu, dava konusu edilen bedelin; müvekkili şirketçe yapılan proje onayına istinaden 12.09.2005 tarih ve 25934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … Hizmet Satışı-Araç ve Gereç Kiralama Yönetmeliği” ve “Elektrik Tesislerinin Proje Onayı ve Kabul İşlemlerine ait 2017 yılı Hizmet Satış Listesi”nde yer alan bedellere göre hesap ve tahsil edildiğini, hukuka uygun bir şekilde tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmenin haksız olduğunu, Danıştay 13. Dairesinin 2011/2829 Esas, 2017/4219 Karar sayılı kararının görüşlerini doğrular mahiyetinde olduğunu, davacı şirketin ödeme yaparken ihtirazi kayıtta bulunmadığını, Genel Müdürlüklerinin temerrüde düşürülmediğini belirterek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER:
Taraflarca ileri sürülen tüm deliller ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından haksız yere ödendiği iddia edilen “Proje Onay Bedeli”nin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, 10/12/2019 tarih ve 2019/555 – 1141 E. K. Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafça karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara BAM 24. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2021 tarihli kararı ile; ”Dava, davalı tarafından haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen “Proje Onay Bedeli”nin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, davalı tarafından davacıdan tahsil edilen proje onay bedelinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır. Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardan ibarettir.
Bir davanın tam yargı davası olarak nitelendirilebilmesi için, ortada öncelikle bir idari işlem veya eylemin bulunması ayrıca, bu işlem veya eylem sebebiyle kişisel bir hakkın ihlal edilmiş olması gerekir.
İdari işlemler, idari makamların kamu gücüne dayanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları, tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen irade açıklamalarıdır. İdari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari yargıda iptal davası açılabileceği gibi; idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan istenerek, bu istemin reddedilmesi üzerine iptal davası açılabilir.
İdari Yargı’nın konusu, idarenin idare (kamu) hukuku alanında ki faaliyeti ile ilgili davalardır. İdare, bir işlemi, eylemi veya sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise uygulanacak hukuk idare hukukudur.
17/15 sayılı ve 11.2.1959 günkü Y.İ.B.K’nda açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi, kararın neticesi olan birer idari eylemdir ve idari yargı görevlidir.
Benzer olayda,Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca verilen 27.01.2020 Tarih, 2020/58 E. ve 2020/68 K. sayılı karar ile “Davalı …’ın tüzel kişiliğe sahip olup, özel hukuk hükümlerine tabi olmakla birlikte, kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyeti ile ilgili olarak, 3154 sayılı Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun ile Elektrik Tesisleri Proje Yönetmeliği’nin 4.maddesi ile 8.maddesi hükümleri uyarınca, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığınca kendisine yetki devri suretiyle verilen yetkinin kullanımı esnasında tahsil ettiği proje onay bedellerinin iadesi davasında, yargı yolu bakımından idare mahkemelerinin görevli olduğu, buna göre, İdare’nin işlemi ya da eylemi nedeniyle doğan zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1 -b maddesi gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği” hüküm altına alınmıştır.
Bu durumda, davanın İdari Yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiğinden Asliye Ticaret Mahkemesince yargı yolu caiz olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne ilişkin kurulan hükme karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine Mahkememize gelen dosya yukarıdaki esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve yukarıda belirtilen BAM kararı ile tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından haksız yere ödendiği iddia edilen “Proje Onay Bedeli”nin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre iadesi talebine ilişkin dava bakımından idari yargı yerinin görevli olduğu, Mahkememizin görevli olmadığı, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince, yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile davanın anılan Kanunun 114 ve 115/2. Maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın dava şartı (Yargı Yolunun Caiz Olmaması) yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-İş bu dava bakımından idari yargının görevli olduğu hususunun TESPİTİNE,
3-Alınması gereken 59,30-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 133,41-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 74,11-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
7-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın USULDEN REDDİNE karar verilmesi nedeniyle DAVACIDAN 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2021