Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2021/402 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2021/402

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın davacı şirkete olan borcuna karşılık … Bankası A.Ş.’nin … Şubesi’ne ait 5445671 numaralı ve 28/02/2019 vade tarihli 280.000,00-TL bedelli çeki teslim ettiğini, çek bedelinin … tarafından … Bankası aracılığı ile 28/02/2019 ve 07/03/2020 tarihlerinde ödenmesi nedeniyle çekin …’a iade edildiğini, bu hususun yazışmalar ile sabit olduğunu, UPS kargo şirketi ile çekin …’a gönderildiğinin belli olduğunu ancak davacı şirket tarafından çek iade edilirken sehven çekin arkasında bulunan cirosunu iptal etmeyi unuttuğunu, çekin borçlu …’a iade edildiği tarihten yaklaşık 1,5 yıl sonra … tarafından çekin keşide tarihinin 02/11/2020 tarihi olarak değiştirilerek çeki davacı şirket aleyhine kötü niyetli bir şekilde …’e teslim ettiğini, …’in kötü niyetli olarak davacı şirketin hiçbir sorumluluğu kalmadığı halde söz konusu çeke istinaden davacı aleyhine … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, çekin kambiyo vasfında olmadığını, takibe konu çek incelendiğinde keşideci tarafından 30/04/2019 keşide tarihi paraf edilerek 02/11/2020 tarihi olarak düzeltilmiş ise de 28/02/2019 tarihinin paraf edilmeden sadece üzerinin çizildiğini, bu durumda 28/02/2019 tarihinden yasal 10 günlük sürede alacaklının çeki bankaya ibraz etmediğinden takibe konu çekin kambiyo vasfının kalmadığını, bu nedenle çekte ciro zincirinin de kopuk olması nedeniyle davacının sorumlu tutulamayacağını, davacının çek dolayısıyla borcunun kalmadığını belirterek, söz konusu takip dolayısıyla davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca İİK’nın 72/3. Maddesi uyarınca teminat muhabirinde icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu çekin müvekkiline olan borcu ödemek isteyen dava dışı … tarafından müvekkiline teslim edildiğini, keşideci … tarafından çek üzerindeki ödeme tarihinin başta 30/04/2019 olduğu halde üzerinin çizildiğini ve 28/02/2019 yazıldığını, son olarak da 28/02/2019 tarihinin üzeri çizilerek keşideci tarafından 02/11/2020 ödeme günü olarak imza edilerek düzeltildiğini, ödeme tarihinde herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine müvekkili tarafından bahse konu çekin muhatap bankaya ibraz edildiğini ve karşılıksızdır işleminin yapıldığını, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı da göz önüne alınarak çekin icra takibine konu edildiğini, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, çekin … tarafından keşide edildiğini, davacı şirket tarafından ciro edildiğini, son olarak da müvekkili tarafından çekin arkası imza edilerek muhatap bankaya ibraz edildiği ve karşılıksızdır işlemi yapıldığını, bu cironun iptal edilmesi için en basit anlatımla 2 paralel çizgi arasına iptal yazılması gerektiğini, çek üzerinde ise davacıya ait herhangi bir iptal işleminin bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası, … Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İİK’nın 72.maddesine göre açılmış menfi tespit istemlidir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davaya konu … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası bakımından davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde, davalı / alacaklı … tarafından davacı şirket ve dava dışı … aleyhine ”02/11/2020 günlü 5445671 numaralı 280.000,00-TL bedelli çek” dayanak gösterilerek kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, buna ilişkin ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
… Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında; davacı şirket tarafından davalı aleyhine asıl dosyada icra memurunun muamelesine yönelik şikayet talebinde, birleşen … E. Sayılı dosyasında ise davacı şirket tarafından davalı aleyhine icra takibine itiraz istemli olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, … K. Sayılı kararı ile; asıl dava yönünden … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davacı borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebligat tarihinin öğrenme tarihi olan 16/11/2020 olarak düzeltilmesine, … Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin davacı borçlu açısından İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptaline, diğer yandan birleşen … E. Sayılı dosyası yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, verilen kararın 03/06/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili, 25/05/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında aynen; ” Dava dilekçesini ve diğer tüm yazılı beyanlarımızı aynen tekrar ediyoruz. Dava dilekçesinde ve celse arasında verdiğimiz dilekçemizde de belirttiğimiz üzere müvekkil ile dava dışı … arasında ticari ilişki nedeniyle müvekkilimize 280.000,00-TL’lik çek vermiştr. Bu çekin bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkil bankaya ibraz etmiştir. Bu aşamada … çekin bedelini ödeyeceğini belirterek, bankadan çekin iade alınmasını talep etmiştir. Çek bedelini … müvekkile ödemiştir. Müvekkilimde çeki kargo yoluyla …’a iade etmiştir. Ancak iade ederken sehven çekin iptal edildiği ve ödendiği hususunu çek üzerine yazmadığı için ödemeden yaklaşık 1,5 yıl sonra … bedeli ödenen söz konusu çeki davalı …’e ciro etmiştir. …’de çeki … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibine koymuştur. Dava dilekçesinde de belirttiğimiz üzere çek üzerinde birden fazla keşide tarihi bulunmaktadır. Usulüne uygun şekilde iptal olmamıştır. Dolayısıyla çek vasfı taşımamaktadır. Öte yandan icra takibinin iptali amacıyla … Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açılmış olup, dava lehimize sonuçlanmıştır. Müvekkil yönünden takibin iptaline karar verilmiştir. Karar kesinleşmiştir. Dosyanın celbedilmesini talep ediyoruz. Dolayısıyla bizim görüşümüze göre söz konusu icra dosyası nedeniyle müvekkilin borçlu olmadığı yönünde açılan işbu menfi tespit davası da konusuz kalmıştır. Ancak davalı taraf kötü niyetli olarak icra takibi başlatması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ediyoruz yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasını talep ediyoruz dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili, 25/05/2021 tarihli duruşmadaki beyanında aynen; ” Cevap dilekçesini ve diğer tüm yazılı beyanlarımızı aynen tekrar ediyoruz.çek üzerinde yapıldığı ileri sürülen tahrifat veya keşide tarihi ile ilgili değişiklikler bizzat keşideci tarafından yapılmıştır. Müvekkilin herhangi bir tahrifatı veya değişikliği söz konusu değildir. Davanın …’a ihbarını talep ediyoruz. …’ın imza örneklerinin alınarak tahrifatın onun tarafından yapıldığının belirlenmesini talep ediyoruz. Müvekkilim çeki kimden aldığı hususunda ayrıca yazılı beyanda bulunacağız, süre verilsin. … Hukuk Mahkemesi dosyasındaki karar ile ilgili şu an tam olarak bir bilgimiz yoktur. Bununla ilgili olarak da beyanda bulunacağız, süre verilsin, diğer hususlar bakımından yazılı beyanlarımızı tekrar ediyoruz dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekili, 28/06/2021 tarihli duruşmadaki beyanında ise; ”Önceki celsede de belirttiğimiz üzere … Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası i,le işbu davanın da konusunu oluşturan … Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takibinin iptaline karar verilmiş olup, verilen karar 03/06/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Bu nedenle mahkemenizin işbu dosyasındaki davamız konusuz kalmıştır. Ancak işbu davanın açılmasına davalı tarafa sebebiyet verdiğinden % 40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulmasını talep ediyoruz dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davanın, İİK’nın 72. Maddesi hükümlerine göre açılmış, menfi tespit istemli olduğu, davalı … tarafından davacı şirket aleyhine … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 280.000,00-TL bedelli çek için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davacı tarafça iş bu davada çek bedelinin daha önce dava dışı keşideci …’a ödendiği, çekin keşideciye kargo yoluyla iade edildiği, ancak ödeme ve iade sonrasında üzerine sehven iptal yazılmadığı için keşideci tarafından davalıya ciro edilmesi üzerine davalının icra takibi başlattığı, ancak çekin bedelsiz olduğu ve kambiyo senedi vasfını taşımadığı, daha sonra … Hukuk Mahkemesi dosyası ile takibin iptaline karar verildiğinin davacı tarafça iddia edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takibe konu çekin kambiyo vasfı taşıyıp taşımadığı, davacının çek nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, davalının takibi yapmakta kötü niyetli olup olmadığı, takibin konusuz kalıp kalmadığı, noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, 28/06/2021 tarihli duruşmadaki beyanında, davanın konusuz kaldığını belirterek, davalı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizde açılan iş bu dava … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemlidir. … Hukuk Mahkemesinin ….K. Sayılı kararı ile davaya konu icra takibinin iptaline karar verildiği ve verilen kararın 03/06/2021 tarihinde de kesinleştiği, bu haliyle davaya konu icra takibinin iptal edilmesi nedeniyle menfi tespit istemli asıl talep bakımından davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri bakımından davacı tarafın talebi değerlendirildiğinde; bu hususlar bakımından 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi hükümlerine göre; davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre değerlendirme yapılmıştır. Buna göre, Mahkememiz işbu dosyasındaki dava 09/02/2021 tarihinde açılmış, 11. İcra Hukuk Mahkemesinin dosyası ise 11/02/2021 tarihinde karara bağlanmış ve 03/06/2021 tarihinde de karar kesinleşmiştir.
İcra Hukuk Mahkemesinin dosyası incelendiğinde, takip konusu senedin düzenleme tarihinde 30/04/2019 tarihi ve 28/02/20219 tarihinin üzerinin çizildiği ve senette 02/11/2020 tarihi bulunduğunu, ancak senette sadece 1 adet parafın yer aldığı, senedin düzenleme tarihinin bu 2 tarihten biri olduğu, bu nedenle vaktinde bankaya ibraz edilmeyen çek açısından takibin 170/A gereğince, takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu veriler, tarafların yazılı ve sözlü beyanları ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; takibin davalı tarafça kötü niyetli olarak başlatıldığı anlaşılmakla; davacı tarafın kötü niyet tazminatı yönündeki talebi, alacağın % 20’si oranında kabul edilmiştir.
Öte yandan, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu dikkate alındığında, yargılama giderlerinden de davalı taraf sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davacının davaya konu … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti istemi bakımından dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Takibin kötü niyetli olarak yapıldığı anlaşılmakla, dava değerinin (308.000,00-TL) % 20’si oranında 61.600,00-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 59,30-TL maktu harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 5.259,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.200,57-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 59,30-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 30.010,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan 49,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde iadesine,
8-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın KABULÜNE karar verilmesi sebebiyle DAVALIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır