Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/10 E. 2022/310 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.

2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/10 Esas
KARAR NO : 2022/310

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 09/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı vekili dava dilekçesinde özetl; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında iş ilişkisi olduğunu, müvekkili şirket davalı şirkete ait olan inşaatta pvc-kapı- pencere işlerini yaptığını, bu ticari ilişki nedeniyle müvekkili şirket tarafından davalı şirkete 15.04.2016 tarihli C seri 652604 sıra no.lu 389.916,84 TL ile 07.11.2015 tarihli C seri 652444 sıra no.lu fatura 391.916,00 TL bedelli fatura kesildiğini, dava konusu faturaların davalı şirket tarafından kabul edildiğini, ancak fatura alacağının tamamı ödenmediği için icra takip yoluna başvurma zorunluluğu doğduğunu, cari hesap ekstresine göre müvekkili şirketin davalı şirketten 31.416,00 TL alacağı bulunduğunu, taraflarınca … 11.İcra Müdürlüğü 2019/4600 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete gönderilmiş olan ödeme emrine karşılık olarak davalı borçlu şirket tüm borca ve ferilerine haksız yere itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını sağladığını, davalı borçlu tarafından yapılan itiraz dilekçesi taraflarına tebliğ edilmediğini, dosya kapsamındaki bu itirazın sistem üzerinden görülmesinden hemen sonra itirazın iptali davası açılabilmesinin ön şartı olarak getirilen arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, 07/01/2020 tarihli Arabuluculuk 2019/149430 ve … Büro 2019/18301 (Ticari) dosya numaralı dosyaya ilişkin Görüşme Sonucu Anlaşamama Tutanağı taraflar arasında imzalandığını, müvekkili şirket davalı şirkete ait olan inşaatta davalı şirketin talep etmiş olduğu tüm işlemleri eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalı şirket yapması gereken son ödemeyi yapmadığını, davalıya gönderilen takip konusu faturaların, davalı ve davacı müvekkili şirket kayıtlarına işlendiğini, ayrıca davalı borçlu kendisine tebliğ edilen ve ticari defterlerine işlemiş olduğu fatura konusu mal ve hizmeti almadığını iddia edemeyeceğini, davalı dava ve takip konusu faturayı kendi ticari defterlerine de işlemiş olduğu için, mal ve hizmeti almadığını yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, dava dilekçesiyle birlikte mahkemece de yapılacak olan araştırmalar sonucunda, borcun varlığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine vermiş olduğu beyannameler istendiğinde takip konusu anılan faturaların vergi dairesine sunulduğunun görüleceğini, davalı taraf iyi niyet ilkesine aykırı davranarak borcunu ödemekten kaçındığını, davalı tarafça yapılan itirazın iptaline karar verilerek takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlunun itirazı haksız olduğunu bu nedenle mahkemece iptalinin gerektiğini, itirazın iptali davasını açmak ve davalı yanın kötü niyetle bu itirazı yapmış bulunduğundan %20 icra inkar tazminatı talep ettiklerini, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmektedir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça müvekkili şirket aleyhine … sayılı dosyası üzerinden, müvekkili şirkete ait inşaatta pvc-kapı-pencere işlerinin yapılmasına karşılık alacaklarının ödenmediğinden bahisle icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu ilamsız takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davacı tarafça arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere müvekkili şirket ile davacı taraf, müvekkiline ait inşaat dahilinde bulunan pvc-pencere işlerinin tedariki, nakli ve montajı kapsamında anlaşmaya vardıklarını, davacı şirket anılan işlerden yalnızca tedarik ile inşaatın yaklaşık %5’lik kısmının montajını tamamladığını, tamamlanan kısımlar dahilinde de birçok arıza ve kusur oluştuğunu (köpük sıkılmaması, hava girişlerinin engellenmemesi), eksik hususlar sözlü olarak davacı firmaya bildirildiğini, davacı yan kendisine bildirilen eksiklikleri gidermediği gibi tüm hak edişlerini tahsil etmesine karşın inşaatın kalan katlarına yönelik işleri de tamamlamaksızın işi bıraktığını, bu kapsamda müvekkiline bildirimde bulunmadığını, İnşaatın tamamlanması anlamında gecikmeye sebebiyet veren davacı şirkete müvekkili tarafından telefon ile ulaşılmaya çalışıldığını, OSTİM’de bulunan şirket adresine gidilerek bağlantı sağlanmaya çalışıldığını, ancak davacının sektörü terk ettiği bilgisine ulaşıldığını, müvekkili şirket …Ltd. Şti. ile yarım kalan montaj işleri hususunda anlaşmaya vardığını, inşaat adı geçen şirket tarafından tamamlanarak müvekkili şirkete teslim edildiğini, davacı yanın gerek icra dosyasına konu ettiği alacak kalemi gerekse bu davada aynı gerekçelerle talep etmiş olduğu meblağa ilişkin bir alacağının bulunmadığını, işini gereği gibi ifa etmeksizin yarım bırakarak müvekkili şirketi zarara uğratan davacı yanın gelinen aşamada müvekkili şirketten alacak talep etmesinin taraflarınca kabul edilebilir bir yanının bulunmadığını, yarım kalan işi tamamlayan …Ltd. Şti. yetkilisi Selahattin BUĞUR’un tanıklığına başvurulmasını istediklerini, davacı tarafça fatura kesilmek sureti ile söz konusu faturaların müvekkili şirkete tevdi edilmesinin alacak ilişkisini doğurmaya yeterli olmadığını, davacı Winsa firmasının bayisi sıfatı ile tedariki sağlamış ise de dava dilekçesinde belirtilenin aksine yaptığı kısımda yer alan eksik işleri tamamlamadığı gibi inşaatın kalan kısmını da tamamlamaksızın faaliyet alanını terk ettiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan faturaların bu davanın haklı olduğuna kanıtlar bir yönünün bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığı kanaatinde olduklarını, davacı tarafın müvekkili şirketten bir alacağı bulunmadığı hususu dilekçeleri dahilinde izah edilmiş ise de; TTK kapsamında dava dilekçesi içeriğinde belirtilen alacak kaleminin zamanaşımına uğradığı görüş ve kanaatinde olduklarından davanın esasına girilmeksizin usulden ret kararı verilmesini talep ettiklerini, dava konusu alacak likit olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden davacı yanın icra inkar tazminatı yersiz olduğunu reddinin gerektiğini, yargılama harç ve giderleri ile ücret-i vekâletin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmektedir.
DELİLLER:
Tarafların ticari defter ve belgeleri, bilirkişi raporu, tanık beyanları, … 11.İcra Müdürlüğü 2019/4600 E. sayılı dosyası, tül dosya kapsamı.
GEREKÇE:
Davanın, itirazın iptali istemli olduğu, taraflar arasında pvc – kapı ve pencere yapımı hususunda 08/08/2014 tarihli eser sözleşmesinin düzenlendiği, bu kapsamda davacı tarafça 15/04/2016 tarihli ve 07/11/2015 tarihli 2 adet faturanın düzenlendiği hususlarının ihtilaflı olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın davacının eser sözleşmesinde yer alan edimlerini tam olarak yerine getirip pvc kapı ve pencereyi usulüne uygun olarak montajını tamamlayıp tamamlamadığı, sözleşmeye uygun olarak ayıpsız olarak teslim edip etmediği, sözleşmenin 12. maddesi hükümlerine riayet edip etmediği, davalı tarafça sözleşme hükümleri gereğince bedelin ödenip ödenmediği noktasında olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki eser sözleşmesinde istinaden müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak bu kapsamda düzenlenen 2 adet fatura alacağından bakiye kalan kısmın ödenmediğini, bu kapsamda davaya konu … 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4600 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde belirttiği nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. Maddesine göre, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. TBK’nın 12/1. maddesine göre sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir.
Eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabit olduğunda; eseri fen ve sanat kurallarına, yasal mevzuatına, sözleşmesine ve amaca uygun yapılarak iş sahibine teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını, alacağın istenebilir olduğunu ispat yükü yüklenicidedir. İşin teslimi “maddi olay” niteliğinde olduğundan davacı yanca her türlü yasal delille ve bu kapsamda tanık delili ile kanıtlanabilir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 20.04.2010, 2010/858-2293). İş sahibi ise kararlaştırılan iş bedelini ödemek yükümlülüğü altındadır.
Davaya konu … 11. İcra Müdürlüğünün 2019/4600 E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine ”15/04/2016 tarihli C Seri, 652604 sıra numaralı, 389.916,84-TL ile 07/11/2015 tarihli C Seri, 652444 sıra numaralı 2 adet fatura” dayanak gösterilerek toplam 31.416,00-TL bakiye fatura alacağı için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği, davacı tarafça İİK 67. Maddesi hükümlerine göre 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı Tanığı Selahattin Buğur 07/09/2021 tarihli duruşmadaki beyanında aynen; ” Ben davalı şirketi tanıyorum. Kendileri bizimle iş yapmak istediler. Davalı firmanın Yaşamkent’teki İnci Kulesi isimli iş yerinin PVC doğramaları ile ilgili olarak görüştük, davalı taraf bana daha önce çalışmış oldukları davacı şirket ile aralarında sorun olduğunu, sözleşmeye uygun olmadığını, eksik ve ayıplı olduğunu, bu nedenle eksik kalan işleri tamamlamam ve ayıplı olan işleri de düzeltmem için benimle görüştüler. Ben eksik ve hatalı işleri tespit edip, karşı tarafla görüşüp anlaştım. Bu kapsamda işi tamamlayıp, davalı tarafa da teslim ettim. Buna ilişkin olarak da fatura düzenleyip davalı tarafa verdim. Davalının defterinde, belgesinde bu benim düzenlediğim fatura kayıtlıdır. Benim firmamın ismi …Tic. Ltd. Şti.’dir. Bu şekilde faturayı düzenleyip karşı tarafa verdim. Şu anda ise benim şirketim tasfiye halindedir. Fatura da tam olarak hangi işleri yaptığım açıkça bellidir. Kırık camları yaptık, doğramalarda eksik olanlar vardı bunları tamamladık, banyolardaki jaluzi camları tamamladık dedi.
Davalı şirketin 16/03/2021 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu 07/08/2017 tarihli 041226 sıra numaralı, 08/12/2016 tarihli 041173 sıra numaralı, 26/10/2016 tarihli 041164 sıra numaralı faturalar okunup, tanığa gösterildi.
Tanık devamla: Bana okuyup, göstermiş olduğunuz 3 adet fatura yukarıda bahsetmiş olduğum faturalardır. Davalı şirkete yapmışç olduğum faturalardır. Ben davacı tarafın yarım bıraktığı, eksik ve ayıplı yaptığı işleri tamamlayan firmayım. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … 05/07/2021 tarihli duruşmadaki beyanında aynen; ”Ben davacı firmada 2004-2016 yılları arasında usta ve ustabaşı olarak çalıştım. Bu nedenle dava konusu ile ilgili bilgim vardır. 2014 yılında davacı firma davalı firmanın PVC, kapı pencere ve doğrama işlerini üstlenmiştir. Taraflar arasında bu konuda yazılı anlaşmada yapıldığını hatırlıyorum. Davalıya ait Yaşamkent’teki İnci Kulesi’nde PVC, kapı pencere, doğrama işleri yapılacaktı. Davacı firma sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdi. Komple binanın sözleşmede kararlaştırılan işleri davacı firma tarafından yapıldı. Yapımında bende ustabaşı olarak fiilen çalıştım. İşi sözleşmede kararlaştırıldığı şekliyle yaptık, teslim ettik. Davalı tarafın telefonla araması üzerine eksik olduğu belirtilen kısımlarını da tekrar gözden geçirip tamamladık, işi teslim ettik. Bundan sonra davacı taraf faturaları düzenleyip, davalıya gönderdi. Sonrasında herhangi bir itiraz vs var mı bunlardan bir bilgim yoktur dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: İşi tamamladığımızda davalı firmanın şantiye şefi olarak ve ismini şu an Eyüp bey diye hatırladığım kişi ile ilk kattan son kata kadar çıkıp, yapılan işleri kontrol ettik. Kendisi yapılan işleri sözlü olarak onayladı. Ancak benim yetkim olmaması nedeniyle yazılı bir tutanak düzenlemedik, sonrasında da davalı tarafın bir itirazı olmadı. Takılan camlar WinSA markadır. 10 yıl garantisi vardır. Montajı yapan firma batsa bile WinSa firması kendi camı olduğu için her türlü hizmeti sunmakta, faturayı tekrar bayiye yansıtabilmektedir. Bana göre davacı firma sözleşme kapsamında tüm edimlerini yerine getirip, işi eksiksiz teslim etmiştir. Bana göre davalı tarafın iddiaları yerinde değildir. Davalı tarafın 3. Kişiye yaptırdığı işlerdeki fiyatlarda uçuktur. 1,00-TL’lik menfez kapağı 500,00-TL diye gösterilmiştir. 2 yıl garanti süresi geçtikten sonra WinSA ürünü satmayan yetkili olmayan bir bayiye yeniden iş yaptırmışlardır. Yapılan işlerin projesi veya detayı da gösterilmemiştir. Davacı firma sahibi de benim dayım olur. Davacı firmayı 2016 yılında başka bir kişiye devredip, ayrılmıştık. Davacı firma da halen faaliyetlerine aynı şekilde devam etmektedir. Benim bilgim bundan ibarettir dedi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı Hasan Erkan 05/07/2021 tarihli duruşmadaki beyanında aynen; ”Ben 7 yıldır ve halen davalı şirkette bekçi olarak çalışmaktayım. Son iki yıldır da yönetim de çalışıyorum. Davalı firmanın Yaşamkent’teki İnci Kulesi isimli iş yerlerinin bulunduğu binadaki camların pimapen işini davacı şirket üstlenmişti. Taraflar arasındaki sözleşmenin detaylarını bilmiyorum. Davacı firma işe başladı. Yarısına yakınını yaptı. Sonra Selahaddin isimli bir arkadaş gelip, işe devam edeceğini söyledi. Biraz da o devam etti ve Selahaddin bey işi bitirip, teslim etti. Selahaddin beyin davacı firma ile ilgisi var mı bilmiyorum. Neden dolayı Selahaddin bey yaptı bunu bilemiyorum dedi.
Huzurda bulunan tanık …’in beyanı okunarak soruldu: Şu an huzurda bulunan tanığı ben iş yerinde hiç görmedim. Çalıştığına da şahit olmadım. İşi bitiren de huzurda bulunan tanık değildir. Selahaddin bey isimli kişidir dedi.
Tanık devamla: Ben davacı firmanın işi neden yarım bıraktığını bilemiyorum. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı Tanığı Eyüp Eyüboğlu 05/07/2021 tarihli duruşmadaki beyanında aynen; ” Ben davalı firmada 2013 – 2017 yılları arasındaki dönemde şantiye şefi olarak görev yaptım. Bu nedenle dava hakkında bilgim vardır. Taraflar arasında davalı firmanın Yaşamkent’te bulunan İnci Kulesi’nde bulunan dairelerin PVC doğrama ve camlarının yapımı hususunda taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme hükümlerine göre davacı firma işe başladı. % 60 civarında işi yaptılar. Bizzat işi sevk ve idare eden, kontrol eden kişi olarak davacı firma ile çok sorun yaşadık. İşi çok sürüncemede bıraktılar. Doğru dürüst işi yapmadılar, eksik iş yaptılar. Çerçeve takıldı, pervazlar takılmadı. Bazılarının camı takılmadı. Hep parça parça, bölük pörçük iş yaptılar. Sözleşmeye ve işin gereklerine uygun şekilde davranılmadı. Davalı firma çok mağdur oldu. Vicdanen de bende sorun yaşadım. Davacı firmanın Hasan isimli bir yetkilisi vardı. Ancak oda arada sırada bir uğruyordu. Gerektiği şekilde işle ilgilenmiyordu. Davalı firma belli bir aşamadan sonra da davacı tarafa hiçbir şekilde ulaşamamaya başladık, telefonlarımıza çıkmadılar. Üretici firma Winsa ile görüşüldü. Yazışmalar yapıldı. Bunların kayıtları davalı firmada vardır. Resmi olarak bir fesih yapılmadı ancak belki de benim bilmediğim bir husus olabilir. Kalan işi dava dışı …Ltd. Şti. İsimli sahibinin … bey olduğunu bildiğim firma kalan işi tamamlayıp teslim etti.
Huzurda bulunan tanık… ‘in beyanı okunarak soruldu: Ben şu an huzurda bulunan tanık Harun Refik isimli kişiyi üzerinden çok zaman geçmiş olması nedeniyle tam olarak hatırlamıyorum ancak çalışanlar arasında olabilir. Tanığın ifade ettiği gibi iş bitiminde kendisi ile bütün binayı kontrol ettiğimiz yönündeki beyanı doğru değildir. Çünkü davacı firmanın çalışanları sürekli değişiyordu. Beyanları bana göre doğru değildir. İşin %60’ından sonrasını davacı şirket tamamlamamıştır. İşi yarım bırakıp, gitmişlerdir. Hiçbir şekilde ulaşılmamıştır. Davacı olması gereken ve mağdur olan davalı firmadır. Benim bilgim bundan ibarettir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Taraflarca ileri sürülen tüm deliller, tarafların ticari defter ve belgeleri ile tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; rapor düzenlemek üzere dosya inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 06/04/2022 tarihli ek rapora göre; ”Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden işin tam ve eksiksiz olarak teslim edilip edilmediği hususunda; 08.11.2021 tarihinde saat 14:00’de dava konusu imalatların yapıldığı, Yaşamkent Mahallesi, 3250.Cadde,39 kapı no.lu İnci Kulesi Sitesinde mahallinde Davacı … İnş.Tur.Teks.Kuy.San. ve Tic, Ltd. Şti.’ni temsilen Özcan ÜLGENER, … İnşaat Malzeme Ticaret Sanayi ve Paz. A.Ş.’ni temsilen Av. … ile Apartman Görevlisi Hasan ERKAN” nın da nması ile yaptığım inceleme ve tespitler ile mahallinde alınan bilgilerden eksik imalat ve bulunmadığı, PVC doğramaların çalışır durumda oldukları zaman zaman ayarlarının bozulduğu ve doğramaların silikonlarında açılmaların olduğu bunlarında konut sahiplerince giderilmiş olduğu ayıp kapsamında değerlendirilemeyeceği,
Davalı yan tarafından dosyaya sunulan;
07/08/2017 tarih ve A-Seri, 041226 sıra numaralı 12.390,00TL tutarlı,
08/12/2016 tarih ve A-Seri, 041173 sıra numaralı 4.838,00TL tutarlı,
26/10/2016 tarih ve A-Seri, 041164 sıra numaralı 33.276,00TL tutarlı, 3 adet Faturanın 3.kişi …Ltd. Şti.’nce Davalı … İnşaat Malzeme Ticaret Sanayi ve Paz. A.Ş. adına düzenlenmiş olduğu, irsaliyelerinin bulunmadığı, Fatura içeriği olarak mevcut sözleşme kapsamında eksik işler için kullanılmış olduğu,
Davalı tarafından, davacı yanın “2016 yılında işi tamamlamadan eksik bıraktığı” şeklinde beyan ettiği işlere ilişkin 07/08/2017 tarih ve A-Seri, 041226 sıra numaralı 12.390,00TL tutarlı, 08/12/2016 tarih ve A-Seri, 041173 sıra numaralı 4.838,00TL tutarlı, 26/10/2016 tarih ve A-Seri, 041164 sıra numaralı 33.276,00TL tutarlı olmak üzere toplam 50.504,00.-TL tutarındaki faturaların dosyaya sunulduğu, yapılan teknik değerlendirmelerde “50.504,00.-TL tutarındaki Fatura konusu mal ve hizmetlerin taraflar arasındaki sözleşmeye – konu – eksik işler için kullanıldığı” şeklinde tespitlerin yapılmış olduğu,
Mahkemenin takdirlerinde olmak üzere;
Taraf ticari defter kayıtları ve dosya kapsamı belgeler üzerinde yapılan tespitler ile davalı tarafından dosyaya sunulan faturaların eksik işler için kullanılması, davalı tarafından eksik işlerin 3.kişiye yaptırılmış olması birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirketin dava konusuna ilişkin bir alacağının oluşamayacağı,” tespit edilmiştir. Söz konusu rapor hükme esas alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında PVC kapı ve pencere yapımı hususunda 08/08/2014 tarihli eser sözleşmesinin yapıldığı hususunun ihtilaflı olmadığı, aradaki ihtilafın; davacı yüklenicinin işi sözleşme kapsamında yapıp eksiksiz ve ayıpsız olarak davalıya teslim edip etmediği, teslim var ise davalı tarafın sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödeyip ödemediği noktasında olduğu, bu kapsamda durum değerlendirildiğinde; davacı tarafça 15/04/2016 tarihli ve 07/11/2015 tarihli iki adet faturanın düzenlenerek davalı tarafa gönderildiği, söz konusu iki faturadan bakiye 31.416,000-TL alacak için davaya konu icra takibinin başlatıldığı, davalı taraf taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesine aykırı olduğu ve söz konusu faturalarda belirtilen işlerin 3. Kişiye yaptırıldığı, davacının işi eksik bıraktığını ileri sürerek söz konusu takip nedeniyle davalının borçlu olmadığını ileri sürdüğü, dinlenen tanık beyanları ile bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen rapor ve ek rapora göre; sözleşmeye konu işin bulunduğu mahalde yapılan inceleme sonucunda eksik imalat ve montaj işi bulunmadığı, PVC doğramaların çalışır durumda oldukları, zaman zaman ayarlarının bozulduğu ve doğramaların silikonlarında açılmaların olduğu, bunların da konut sahiplerince giderilmiş olduğu ve ayıp kapsamında değerlendirilemeyeceği, davalı tarafından dosyaya sunulan 07/08/2017, 08/12/2016 ve 26/10/2016 tarihli 3 adet faturanın 3. Kişi Aspen… Ltd. Şti.nce davalı şirkete düzenlendiği, irsaliyelerin bulunmadığı, fatura içeriği olarak mevcut sözleşme kapsamındaki işler için kullanılmış olduğu, davalı tarafından, davacı yanın “2016 yılında işi tamamlamadan eksik bıraktığı” şeklinde beyan ettiği işlere ilişkin 07/08/2017 tarih ve A-Seri, 041226 sıra numaralı 12.390,00TL tutarlı, 08/12/2016 tarih ve A-Seri, 041173 sıra numaralı 4.838,00TL tutarlı, 26/10/2016 tarih ve A-Seri, 041164 sıra numaralı 33.276,00TL tutarlı olmak üzere toplam 50.504,00.-TL tutarındaki faturaların dosyaya sunulduğu, yapılan teknik değerlendirmelerde; “50.504,00.-TL tutarındaki Fatura konusu mal ve hizmetlerin taraflar arasındaki sözleşmeye – konu – eksik işler için kullanıldığı” şeklinde tespitlerin yapılmış olduğu, buna göre davalı tarafından eksik işlerin 3. Kişiye yaptırılmış olduğu, bu haliyle icra takibine konu fatura bedellerinin davacı tarafça davalıdan talep hakkının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilip, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeler uyarınca;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan dava açılırken peşin olarak yatırılan 379,43-TL harcın mahsubu ile fazladan yatan 298,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
6-Arabuluculuk Son Tutanağı, iş bu davada verilen karar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 7 ve 18/A-13 maddeleri ile bu Kanuna göre hazırlanan ve 02/06/2018 tarih ve 30439 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 26. maddesi hükümlerine göre; Bakanlık bütçesinden karşılanan/karşılanması gereken ve iki taraf ve iki saat üzerinden yapılan hesaba göre belirlenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davanın REDDİNE karar verilmiş olması nedeniyle DAVACIDAN alınarak 6183 sayılı AATUHK hükümlerine göre tahsili ile hazineye gelir kaydına, bu amaçla işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşmalı olarak) ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/05/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır