Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/647 E. 2021/238 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/647 Esas
KARAR NO : 2021/238

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi …’in … Bank’tan kredi kullandığını, yasal zorunluluk olması nedeniyle davalı şirkete hayat sigortası yaptırdığını, murisin 12249352 sertifika numaralı poliçe ile hayat sigortası ile sigortalı olduğunu, davacı müvekkillerinin murislerinin vefatı nedeniyle kredi borçlarının kredi hayat sigortası tarafından karşılanmasını sağlamak amacıyla davalı yan nezdinde başvuruda bulunduklarını, davalıların müvekkillerinin talebini kabul etmediklerini, davalıların bu kararının tamemen hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, davacıların krediye ilişkin ödemelerinin tespit edilerek kalan taksit ödemelerinin sigorta bedelinden karşılanmasına, bakiye sigorta teminatının avans faizi uygulanmak suretiyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacılar murisi müteveffa … ile davalı sigorta şirketi arasındaki hayat sigortası sözleşmesine dayalı olarak davalı bankaya davacıların krediye ilişkin yaptığı ödemelerin tespiti ve tazmini istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağı;
3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler, “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler, “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanunu’nun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde; “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacılar, davalı sigorta şirketi ile hayat sigortası yapan sigortalının mirasçıları olarak, yani külli halefleri olarak dava açmış olup; mirasçılar, mirası reddetmedikleri sürece miras bırakanlarını davalarda, davacı veya davalı olarak temsil etmektedirler.
Dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra 16/12/2020 tarihinde açılmıştır. Sigorta sözleşmesinin tarafı olan ve ticari amacı olmayan miras bırakan tüketici konumunda olduğuna göre, külli halefleri olan mirasçıları da sigorta sözleşmesinin tarafları dışındaki 3. kişi olarak değil, bizzat miras bırakanın o sözleşmedeki haklarından kaynaklı istemde bulunduklarından, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli bulunmaktadır.Bu husus Yargıtay 20.HD.nin merci tayinine ilişkin 29.11.2016 tarih, 2016/11936 E. 2016/11474 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Görev konusunun kamu düzenine ilişkin olması ve yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, Mahkememizin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Ankara BAM.23.HD.2018/391 E., 2020/434 K.)
HÜKÜM:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile dava şartı yokluğundan (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı NN Hayat… A.Ş vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸