Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/593 E. 2022/113 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN
T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/593 Esas
KARAR NO : 2022/113

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 24/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022

DAVA:Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkil kooperatifin, I. ve II. etap olmak üzere toplam 335 ortak olarak kurulduğunu, ortaklarına konut tahsisi için Ankara Yenimahalle’de Tapu Sicil Müdürlüğünün … parselde kat karşılığı inşaat yapmak ve buradaki binalardan elde edeceği bağımsız bölümleri ortaklarına tahsis etmek amacı taşıdığını, kooperatifin I ve II. etap olarak adlandırılan parsellerde yaptığı inşaattan kooperatife özgülenen 206 konutu tahsis ettiği ortaklara ferdileşme işlemini de yaparak tapularını verdiğini, bu nedenle tapularını alan bazı ortakların parasal yükümlülükleri yerine getirmemek için birer birer kooperatiften istifa ettiklerini, ancak müvekkil kooperatife üye olup parasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olsa da konutunu edinememiş 98 üyenin mevcut olduğunu, kooperatif 16/04/2019 tarihli genel kurulda tasfiye kararı almış ise de tasfiyeye ilişkin kararın Ankara …. ATM 2019/237 E. sayılı dava ile iptal edildiğini, kooperatifin halen aktif olduğunu ve konutunu edinememiş üyelerin mağduriyetini gidermek için faaliyetlerine devam ettiğini,
Davalının 03/10/2005 tarihinde kooperatife üye olduğunu ve üyeliği dolayısı ile … nolu bağımsız bölüme kayıtlı taşınmazı edindiğini ve 31/08/2015 tarihinde kooperatif üyeliğinin düşürülmesini talep ettiğini, fakat bu talebin yönetim kurulu kararıyla reddedildiğini, her ne kadar açık kapı ilkesi gereğince her ortak serbest iradesi ile kooperatif artaklığından çıkma hakkına sahip ise de bu hakkın kullanılmasının sınırsız olmadığını,
İstifa eden üyenin istifasının hüküm ve sonuç doğurabilmesi için kooperatiften edinmiş olduğu hakkı (konutu) kooperatife iade etmesi gerektiğini, aksi halde ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerin devam edeceğini,
Davalının istifa ile birliktte edinmiş olduğu konutu iade etmediğini ve parasal yükümlülüklerini de yerine getirmediğini, istifa suretiyle ortaklıktan çıkan ve o tarihten beri parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalının adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kooperatif adına tesciline karar verilmesini, bu mümkün değilse fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalarak şimdilik 10.000,00 TL bedelin davalıdan alınarak davacı kooperatife verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddiasının aksine müvekkilinin bahse konu bağımsız bölümü 03/05/2005 tarihinde davacı kooperatiften değil, davacının söz konusu projede taşeronluğunu yapan Uludağ Emlak İnşaat Turizm Reklam Otomotiv Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nden 55.000,00 TL karşılığı satın aldığını, yapılan ödeme karşılığı aldığı taşınmazın tapusunu alamayacağını öğrenen müvekkilin ödeme makbuzlarını alabilmek için yine aynı tarihte davacı kooperatife ortak edildiğini, “ortaklık senedi” başlıklı belge incelenecek olursa bağımsız bölümün Uludağ Şirketi’nden alındığının, kooperatife geçmişte ve gelecekte hiçbir ödemesi bulunmayacağının, şerefiye bedeli alınmayacağının kararlaştırıldığının görüleceğini, müvekkilinin taşınmaz borcunun tamamını peşin ödeyerek satın aldığını,
Müvekkilinin söz konusu taşınmazı 55.000,00 TL karşılığında satın almasına rağmen 31/08/2015 tarihine kadar davacı kooperatife 28.400,00 TL daha ödeme yaptığını,
Davacı iddialarının aksine müvekkilinin 31/08/2015 tarihinde kooperatif üyeliğinden düşürülme talebinin davacı tarafından ret değil 03/09/2015 tarihli 136 molu kararla kabul edildiğini,
Kooperatiften ilişiği kesilen üyenin maddi sorumluluğunun ayrıldığı tarihten sonra 2 yıl devam ettiğini, ayrılma tarihi 03/09/2015 olup, Kanundan doğan sorumluluğunun 03/09/2017 tarihinde sona erdiğini, buna rağmen davacı kooperatifin 20/09/2017 tarihli genel kurulunda, istifa eden üyelerin 2 yıllık sorumluluk süresi dolmasına rağmen sorumluluklarının devam ettiği kararını aldığını ve müvekkiline tebliğ ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin Yenimahalle 5. Noterliğinden 16/10/2017 tarihli 26079 nolu ihtarname göndererek sorumluluk süresinin dolduğunu ifade ettiğini, Uludağ Şirketi yetkililerinin dolandırıcılık suçundan ceza evinde olduklarını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
GEREKÇE:Dava, davalının kooperatife üye olma ve taşınmaz edinme ile üyeliğinin sona erme koşulları belirlenerek, üyelik sona erdiyse edindiği taşınmazın iadesi koşullarının belirlenmesine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin edilmiş, mahkememizce oluşturulan bilirkişi kuruluna yerinde inceleme yetkisi de verilerek 29/12/2021 tarihli rapor aldırılmıştır.
Dosyaya sunulan belgeler ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde,
Davalının 03/10/2015 tarihinde kooperatif yönetim kuruluna müracaat ederek üyelik talebinde bulunduğu, adına ortaklık senedi düzenlenerek o zamanki yönetim kurulunun 03/10/2015 tarih, 177 nolu kararı ile ortaklığa kabul edildiği, üye numarasının 13 olduğu, ortaklık senedinin 1. Etap ödeme planı bölümüne, 44.768 Ada, 1 Parsel notu düşüldükten sonra, Uludağ İnşaattan devir nedeniyle satılmıştır, hiçbir ödemesi yoktur, şerefiye bedeli alınmayacaktır şeklinde açıklama yazıldığı, 30/07/2006 tarihinde çekilen kura sonucu C Blok Zemin Kat 1 Nolu dairesinin davalıya isabet ettiği, sunulan makbuzlara göre davalının başlangıçta 55.000,00 TL ödeme yaptığı ayrıca 19.700,00 TL tutarında aidat ile ilgili tahsilat makbuzlarının sunulduğu, dava konusu bağımsız bölümün 24/11/2015 tarihinde dava dışı Murat Şenipek’e satıldığı ve halen bu davalının malik olduğu, yine 03/09/2015 tarihli 136 nolu yönetim kurulu toplantısında davalının 31/08/2015 tarihinde verdiği istifa dilekçesinin değerlendirilmesi sonucu, davalının aidatların tamamını ödemesi nedeniyle istifasının kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı konut yapı kooperatifi olup yasal düzenleme ve yerleşik yargı uygulaması dikkate alındığında, konut yapı kooperatifinden konut veya iş yerini alan bir ortak, borçtan kurtulmak amacıyla kooperatif ortaklığından çıkamayacağından, yapı kooperatiflerinde ortaklık ilişkisinin kooperatifin hukuki varlığını devam ettirdiği sürece devam ettirilmesi zorunluluğu söz konusudur.
İstifa yolu ile ortaklıktan çıkan kişinin ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak yedek akçeler ve genel giderlerden payına düşenin indirilmesinden sonra yaptığı ödemelerin istirdadı hakkı saklı kalmak kaydı ile kooperatif ortaklığı ile edindiği haklarını (konutunu) kooperatife iade etmesi gerekir. Bunun mümkün olmaması halinde konutun dava tarihi itibari ile tespit edilen rayiç bedelinin tahsili için dava açılması mümkündür.
Gerekçeli ve denetime elverişli olarak düzenlenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, Henüz amacına ulaşmamış ve bir kısım ortaklarına konut sağlayamamış bulunan davacı kooperatiften davalının 31.08.2015 tarihinde istifa suretiyle ayrılmasına yönelik olarak alınan davacı kooperatif yönetim kurulu karar ve işlemlerinde, davalınım ortaklık nedeniyle davacı kooperatiften edindiği konutu kooperatife bırakma istem ve iradesine, davacı kooperatifin de davalı yana ferdileşme suretiyle teslim edilen konutu davalı yanın istifası nedeniyle iade alınması istemine ilişkin bir hususun yer almadığı, davalının istifa sonrası konutu sattığı, davacı kooperatif yönetim kurulunun ise daha önceki dönemlerde istifa suretiyle artaklıktan ayrılmak isteyen bir kısım ortakların yapmış oldukları başvuruları kabul etmediği, davalı yanın, istifa tarihi itibariyle davacı koaperatifin bir kısım ortaklarına konut tesliminin gerçekleştirilemediğini bildiği veya bilmesi, bu kapsamda ortaklar arasında eşitliğin (denkleştirmenin) sağlanmasının dikkate alınması gerektiği,
Kooperatif genel kurulunca 2014 ve 2015 yıllarında yapılar genel kurul toplantılarında alımnan kararlar ile de konut sahibi olan üyelerin, konut sahibi olamayan üyelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için ödeme yapmaları hususlarına yönelik genel kurul kararlarının alınması yanında bu şekilde konut edinen bir kısım ortakların bu ödemeleri yapmak suretiyle kooperatiften ayrılabileceklerine yönelik bir kararın ise bulunmaması ve sonrasında kooperatifin iflas aşamasına gelerek daha sonraki yılarda alınan genel kurul kararlarında da konut edinen ortaların konut edinemeyen ortakların mağduriyetinin giderilmesi için daha yüksek miktarda aidat ödemelerine yönelik olarak alınan genel kurul kararlarının da bulunması istifa suretiyle ayrılan ortakların istifalarının kabulüne yönelik ahtımış bir genel kurul kararının da bulunmaması karşısında, her ne kadar davalı yan tarafından davacı kooperatif ortaklığından istifa ettiğine yönelik bildirimde bunulması ve bu istifası da davacı kooperatif yönetim kurulunca kabul edilmişse de, davalı yanını bu istifasının kooperatifin parasal yükümlülüklerinden -konut teslim edilememiş ortaklar bakımından eşitliğin sağlanmasına yönelik olan ve ileride de ortaya çıkabilecek parasal yükümlülüklerden kurtulmaya yönelik olduğu, bu istifasının kooperatiften edindiği konutu kooperatife iade ederek yaptığı ödemeleri iade almaya yönelik olmadığı, davacı kooperatif yönetim kurulunca söz konusu istifanın kabulünün ise kaoperatifin henüz amaçlarını gerçekleştirmemiş olması ve bu nedenle de davalı yana kooperatifçe sağlanan konutun iade alırımmasına yönelik olmadığından Yasa’nın 23.maddesinde yer alan eşitlik ilkesi nedeniyle uygun olmadığı ve bu kapsamda da ortaklıktan istifaz, ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktarı kaynaklanan tüm hakların kooaperatife iadesi ile hüküm ifade edeceğinderi davacının istifası ile bu istifasının davacı kooperatif yönetim kurulunca kabul edilmesinin 1163 sayılı Yasa’nın 10, 17 ve 23.maddeleri uyarınca geçerli olmayacağı ve davalının kooperatif ortaklığının ve bu kapsamda da ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği anlaşılmakla ve bu yönde vicdani kanaat oluşmakla,
Davacı tarafından davalıdan genel kurul kararlarına göre aidat ve benzeri alacak talebinde bulunabileceği, ortada geçerli bir istifa bulunmadığı için davalıya tahsis edilen ev, yada rayiç bedelinin dava konusu yapılamayacağı anlaşılmakla davanın reddi cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,

6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2022
Katip … Hakim …

e-imzalıdır e-imzalıdır