Emsal Mahkeme Kararı Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2022/65 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/562 Esas – 2022/65

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN

T.C.
ANKARA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/562 Esas
KARAR NO : 2022/65

HAKİM :……

DAVACI :…
DAVALI : ….
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/02/2022

DAVA:Davacı vekili 09/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 28/08/2020 tarihinde, … A.Ş.’nin Z.M.S.S. poliçesi tanzim ettiği … plakalı araç ile müvekkiline ait … plakalı aracın çarpışması sonucunda çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucunda müvekkiline ait araç hasarlanmış olduğundan, hasara ilişkin tespitin yapılması amacıyla bağımsız sigorta eksperi görevlendirildiğini, oluşturulan raporda söz konusu kaza sonucunda müvekkiline ait olan… plakalı araçta 272.911,97 TL miktarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, tespit edilmiş olan bu zararın Z.M.M.S. poliçesi kapsamında … A.Ş. tarafından karşılanması gerektiğini, söz konusu uyuşmazlık için arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını ve görüşmelerde anlaşmaya varılamadığını, müvekkiline ait araçta meydana gelen zararın tespiti amacıyla bağımsız sigorta eksperine 980,00 TL ödeme yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 41.000,00 TL hasar bedeli tazminatı ve müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 980,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplamda 41.980,00 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınıp müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili Şirket’in poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmayacağını ve zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğini talep ettiklerini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yapılan değişiklik ile trafik sigortalarına ilişkin açılacak maddi tazminat davalarına ilişkin düzenlemeler yapıldığını, bu kapsamda 6704 Sayılı Kanun’un 5.maddesinde yeni düzenleme yapıldığını, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğunun getirildiğini, başvurunun tam yapılması gerektiğini, oysaki yapılan hasar başvurusunda genel şartların gereği sunulması zorunlu evrakların sunulmadığını ve müvekkili şirketçe başvuru sahibine ödeme yapılamadığını, davacı tarafından yapılmış geçerli bir başvuru söz konusu olmadığı için davanın başkaca hiçbir incelemeye gerek duyulmaksızın reddinin gerekeceğini, dava konusu trafik kazası zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, bu kapsamda yapılacak detaylı incelemeler sonucu, tarafların kusur oranları tespit edilecek ve müvekkil Şirket’in sorumluluğu noktasında tüm gerçeklerin net bir şekilde ortaya çıkacağını, mahkemeniz dosyasında mübrez bilgi ve belgelerin hiçbirinin tarafların kusur oranlarını tespit etmeye elverişli bulunmadığını, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsüne/işletenine rücu hakkı doğuracağından; sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığının, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığının Sayın Mahkemeniz vasıtasıyla araştırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, sayın mahkemenin bir an için davanın haklılığına karar vereceği düşünülse dahi sigortalı araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın tespitinin uzman sigorta eksperi tarafından Yargıtay içtihatları doğrultusunda tespit edilmesi gerektiğini, poliçe ile şartların yerine gelmesi halinde, sigortalı aracın neden olduğu doğrudan zararların karşılandığını, araçta meydana gelen hasarların sigorta genel şartları dahilinde karşılandığını, değer kaybının bir hasar olmadığını, Genel Şartların A.3.maddesi ile dolaylı zararların teminat dışı bırakıldığını, müvekkili şirketin olası değer kaybından da herhangi bir sorumluluğu olmayacağını, davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen onarım bedeli ve değer kaybı tutarlarının fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla rapor alınırken Trafik Sigortası Genel Şartları Ek-2’de belirtilen teminat dışı hallerin de mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini, bilirkişi raporu alınmadan önce öncelikle kazanın nasıl ve ne zaman meydana geldiği ile hasar ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının belirlenmesini ve kaza ile hasar arasında illiyet bağı var ise hesaplamanın yapılması gerektiğini, davacı tarafın talebini kabul anlamına gelmemek kaydıyla, mahkemenin bir an için aksi kanaatte olma ihtimaline binaen 20/10/2017 tarihinde gerçekleşen dava konusu kazada meydana geldiği iddia edilen araç hasarına ilişkin hesaplama yapılacak olsa dahi poliçe tanzim tarihi itibariyle geçerli olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları ve Ek-1 Değer Kaybı Hesaplama Tablosu’na göre değer kaybı hesaplaması yapılması gerektiğini, davacı tarafından keyfi olarak ekspertiz incelemesi yaptırılarak ekspertiz ücreti talep edilmesini makul gider olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve anılan raporun müvekkil şirketine makul gider olarak ibraz edilmediğinden başvurunun olumlu sonuçlanmadığını ve bu talebin de reddinin gerektiğini, TTK’nun 1426.maddesi uyarınca; rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderlerin karşılanacağı belirtilse de, kanun maddesinin gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, talep edilebilecek masraflara ilişkin, asıl olanın iyi niyet olduğunu, oysa mevcut eksper atamasının ilgili genelgelerdeki hususlarla ilişkilendirilemeyeceğini, eksper raporunu ve bu rapor için talep edilen eksper ücretini kabul etmediklerini ve buna ilişkin istemin reddini talep ettiklerini, bununla birlikte aksinin kabulü halinde dahi söz konusu harcamanın zararın tespitine ilişkin bir masraf olduğunu, dolayısıyla usul mevzuatı ve yerleşik içtihatlar gereğince tespit masrafı olarak değerlendirilmesini ve yargılama giderlerine eklenmesi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhe hüküm kurulması halinde müvekkili Şirket’in dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, yukarıda açıklanan nedenler ile; öncelikle zamanaşımı defi ve kesin hüküm itirazı dikkate alınarak mahkememiz nezdinde görülen olan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine; şirketce davacı tarafa ödeme yapılmış olduğundan davanın reddine; hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, araç hasarına, mahrumiyet gün bedelinden ve değer kaybına ilişkin olarak uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına ve kazaya karışan araç sürücüsünün kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınmasına; varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına,;aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:Dava, meydana gelen iki taraflı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı aracında oluştuğu iddia edilen hasardan kaynaklı maddi tazminatın karşı araç sürücüsünün kusurlu olduğu iddiasına dayalı olarak davalı sigorta şirketinden ZMMS poliçesi kapsamında tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanılan tüm belgeler toplanmış ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Kusur ve davacı arasında hasar ile ilgili aldırılan 23/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı Hikmet Yıldırım’ın %100 oranında kusurlu olduğu kaza nedeniyle araçta oluşan hasar tutarının sigorta eksperi ve trafik kaza kusur inceleme bilirkişisi tarafından tanzim edilen ekspertiz raporu ile uyumlu olarak 272.911,97 TL olduğu belirlenmiştir.
Kaza tarihi itibari ile davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında teminat altına aldığı hasar tutarı 41.000,00 TL’dir.
Mevcut davada, 980,00 TL ekspertiz ücreti talep edilmiş ise de, yargılama gideri olarak nitelendirilebilecek bu tutar, müddeabihe dahil edilemeyeceği dikkate alınarak, bu istek kalemi ile ilgili dava reddolunmuştur.
Rapor taraflara tebliğ olunmuş, davalı vekilince rapora yönelik itirazda bulunulmuş ise de, raporun gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeni ile itiraz haklı görülmemiş, rapordaki kusura yönelik tespit ve hasara yönelik hesaplama hükme esas alınmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe uyarınca,
1- DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
41.000,00 TL’nin 09/11/2020 olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli 2.800,71‬ TL harçtan peşin alınan 716,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.083,79‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 6.130,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan AAÜT uyarınca belirlenen ( kabul ve red oranına göre) 980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 901,7‬0 TL (ilk yargılama gideri, bilirkişi ücreti, posta gideri olmak üzere) yargılama giderinden ( kabul ve red oranına göre) 880,65 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 716,92 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
8-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.289,18 TL’sinin davalıdan, bakiye kalan kısmın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, bu amaçla karar kesinleştiğinde işbu karar eklenmek suretiyle ilgili vergi dairesine yazı yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2022

Katip….
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır